Hacı Bektaş Veli Manzumesi

Müze Etnografya Müzesi

(Hacıbektaş, Nevşehir, 1964 - )

Anadolu evliyalarından olan Hacı Bektaş, yaşadığı dönemde pek tanınmıyordu. Daha sonra özellikle Anadolu Türkmenleri ve konar-göçer kabileler arasında büyük rağbet görmüş, heterodoks Müslümanlığın önemli şahsiyeti olmuştur. XV. ve XVI. yüzyıllarda Yeniçeri Ocağının ve Bektaşiliğin piri kabul edilmiştir. Hacı Bektaş, XIII. yüzyılda Selçuklu döneminde Çepni Oymağı'na mensup göçebelerin kışlığı konumundaki eski adı Sulucakarahöyük olan bölgeye gelmiş ve Kadıncık Ana’nın evine misafir olmuştur. Kerametleriyle ilgi çeken Hacı Bektaş, bir süre sonra günümüzde üçüncü avluda yer alan ilk inziva yeri Kızılca Halvet’i yaptı ve manzumenin temellerini atmıştır. Daha sonra Karamanoğulları, Dulkadiroğulları ve Osmanlı dönemlerinde XVI. yüzyıla kadar çeşitli eklentiler yapılmıştır. Bugünkü şeklini XVI. yüzyılda alan manzume, XX. yüzyıla kadar onarımlarla günümüze gelebilmiştir. Manzume üç avluyu çevreleyen çeşitli fonksiyonlara sahip birimlerden meydana gelmektedir. Nadar Avlusu olarak bilinen güneydeki birinci avluya Çatal Kapısı’ndan girilmektedir. Bu avlu etrafındaki birimler neredeyse bütünüyle yok olmuştur. At evi, ahırlar, dükkânlar, erzak evi ve eski mihmanevi yok olan birimler arasındadır. Avludaki tek bakiye doğudaki Fevzi Baba (Üçler) Çeşmesi’dir (1902).

Üçler kapısından geçilerek girilen ikinci avlu olan Dergâh (Meydan) Avlusu kuzey-güney yönlü dikdörtgen biçimindedir. Güneyde girişin önünde meydan havuzu yer almaktadır. İki taraftan revakla çevrili avlunun etrafını çeşitli mekânlar kuşatmaktadır. Avlunun güneydoğusunda Aslanlı Çeşme (1853), Dedebaba köşkü ve Kahvecibaşı Türbesi, doğusunda aşevi (1560-61), kuzeydoğusunda Nakşibendi Camii (1827), kuzeyinde Hazret Avlusu’na geçişi sağlayan Altılar Kapısı kuzeybatısında kiler ve Dedebaba Evi, batısında meydan evi, güneybatısında çamaşır ve mihman evi yer almaktadır. Bunun yanı sıra güneybatıdaki birimlere bitişik olarak yapılan günümüze gelemeyen kiler ve ekmek evlerinin de olduğu belirtilmektedir. II. Mahmut döneminde inşa edilen caminin batısında revaklı son cemaat yeri vardır. Kare planlı harim, içten kubbe dıştan piramidal bir külahla örtülüdür. Kare planlı meydan evinin üzeri ise yedi kat göğü temsilen yedi katlı kırlangıç örtü ile kapatılmıştır.

Huzur veya Hazret Avlusu olarak bilinen üçüncü avlu, aslında büyük bir haziredir. Avlunun kuzeyinde farklı dönemlerde ve planlarda birbirine bitişik inşa edilen yapı topluluğu vardır. Topluluğun kuzeyinde 1553 tarihli Kırklar Meydanı yer almaktadır. Meydana önünde koridor şeklinde medhalden girilmektedir. Medhal, güney yönünde üçlü açıklığa sahip revağa açılmaktadır. Bahçeden gül koparma ritüeli ve yeni dedebabayı seçmek için büyük kurul toplantısı Kırklar Meydanı’nda yapılmaktadır. Manzumede Hacı Bektaş Türbesi (XIII.-XIV. yüzyıl), Güvenç Abdal Türbesi (XV. yüzyıl) ve Resul Gazi Bali Kümbeti (XIII. yüzyıl) açılmıştır. Hacı Bektaş Türbesi’nin güneyinde Kızılca Halvet (Çilehane) mevcuttur. Kızılca Halvet, manzumenin en eski yapısı olduğu Hacı Bektaş-ı Veli’nin burada ibadet ettiği belirtilmektedir. Avlunun doğusunda Bektaşiliğin ikinci piri olarak görülen Balım (Bağlum) Sultan’ın türbesi (1519) bulunmaktadır. Diğer yapılardan bağımsız olan türbe, batıda revaklı bir medhalden girilen arka arkaya iki kare mekândan meydana gelmektedir. Balım Sultan Türbesi’nin batısındaki hazirede dergâha hizmet eden postnişin babalar ve dedeler yatmaktadır. Hemen hemen tamamı XIX. yüzyıla tarihlenen 50 adet mezar taşı yer almaktadır.

1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılması ile birlikte Hacıbektaş Dergâhı da kapatılıp taşınmaya müsait kıymetli eserler arasında Ankara’ya nakledilmiştir. Sonraki yıllarda dergâhtaki bakımsız kalan bazı yapılar yok olmuştur. 1958 yılında başlanan yenileme ile dergâh onarıldı ve 1964 yılında müzeye dönüştürülmüştür. Naklolan bütün eserler tekrar dergâha getirilip müzede sergilenmeye başlanmıştır. Müzede günlük yaşam eşyaları, ayin esnasında kullanılan tekke eşyaları, hat örnekleri, el yazmaları, hayvan postları, savaş aletleri gibi çeşitli objeler teşhir edilmektedir. Manzume, 2012 yılında UNESCO tarafından Doğal ve Kültürel Miras Türkiye Geçici Listesi’ne alınmıştır.

Yararlanılan Kaynaklar

Akok, M. (1968). Hacı Bektaşi Veli Mimari Manzumesi, Türk Etnografya Dergisi, 10: 27-57; Bayrakal, S. (2010). Nevşehir’in Hacı Bektaş İlçesindeki Bektaşi Kültürüyle İlişkili Türk Eserleri, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 55: 281-310; Koşay, H. Z. (1968). Bektaşilik ve Hacı Bektaş Tekkesi, Türk Etnografya Dergisi, 10: 19-26; Ocak, A. Y. (1996). Hacı Bektâş-ı Velî, DİA, 14: 455-458; Tanman, M. B. (1996). Hacı Bektâş-ı Velî Külliyesi, DİA, 14: 459-471.