Güllüoğlu Baklavaları

Gastronomi Yeme-İçme İşletmesi

(Gaziantep, 1871 - )

Kurucusu Mehmet ve Güllü Çelebi çifti 1871 yılında Hicaz’a seyahat etti. Bu seyahatte yolları Şam’a düştü ve Şam’da yer alan Mukaddes Baklavacısından çok etkilendi. Ülkelerine döndüklerinde Antep’e yerleştiler ve oğlu Mahmut’la birlikte daha önce Şam’da öğrendikleri baklavacılık mesleğini Uzunçarşı’da tuttukları küçük bir dükkânda hayata geçirdi.

Hacı Mehmet Çelebi’nin vefatının ardından eşi Güllü Hanım, bir süre evde yaptığı baklavaları oğulları aracılığıyla satarak geçimini sağladı. Ardından oğlu olan Hacı Mahmud Güllü baba mesleğini sürdürdü ve oklava ile tek tek açılan ince yufkadan özgün baklava yapımını başlattı. Ailede, baklavacılığın bir gelenek haline dönüşmesinde büyük bir payı olan Hacı Mahmud Güllü, dört oğlunu da (Sait, Mustafa, Ali ve Mahmut) baklavacı olarak yetiştirdi. Özellikle Sait Güllü’nün baklavanın adeta sanata dönüşmesinde büyük bir rolü oldu. Baklava hamurlarının aralarına nişasta atarak pazıları üst üste koyup hamur açma tekniğini ilk kez Sait Güllü uyguladı.

Hacı Mahmud Güllü’nün oğullarından Mustafa Güllü ise Hacı Nasır Camii’nin imamı, ünlü hafız, Tevfik Efendi’nin teklifi üzerine caminin hemen bitişiğindeki eskiden bir nalbandın kullandığı dükkânda kebap yapar ve sonrasında tatlı olarak baklava servis edildi. İşler yoğunlaşınca Mustafa Güllü kardeşlerini de yanına alarak o da baba mesleğini sürdürmeye devam etti. Güllüoğlu Baklavaları, 09. 11. 1949’da İstanbul Ticaret Odası’nın kayıtlarına geçti. Antep’te başlayan yolculuk Mustafa Güllü’nün baklavayı tanıtma çabaları sonucunda üçüncü yılında çabalarına cevap vermeye başladı. Karaköy esnafının artık yakından tanıdığı baklavacı Mustafa Güllü, kısa sürede kendine Havyar Han 23 numarada; eskisinden daha büyük bir dükkân aldı. Genç yaşta girişimcilik örneği sergileyen ve İstanbullular’a baklavayı sevdiren Mustafa Güllü rahatsızlığı nedeniyle ailesiyle birlikte Gaziantep’e döndü. Gaziantep’te sağlına yeniden kavuşan Mustafa Güllü, aynı zamanda Güllüoğlu markasının tüm dünyada tanınmasını sağlayacak olan Nejat Güllü’nün yetişmesine sebep oldu.

Nejat Güllü, baklavacılık mesleğinin dedesinden babasına ve babasından da kendine geçtiğine çocukluk döneminden itibaren inandı. Nejat Güllü, 1985 yılında babasından ve kardeşlerinden ayrılarak önce Hasanpaşa’da bir baklava imalathanesi, ardından Mısır Çarşısı’nda ilk Güllüoğlu şubesini açtı. Kısa süre içerisinde de Avrupa’ya yapılan ilk baklava ihracatını Yunanistan’a göndererek gerçekleştirdi. Artan talepleri karşılamak için daha büyük bir tesise geçmek gerektiğini fark etti ve Kağıthane’de 1996 yılında 2200 metre karelik bir arsa alınarak tesis yapımına başladı. Proje, 2001 yılında tamamlanır ve 7000 metre karelik kapalı alana sahip olan, dünyanın en büyük baklava üretim tesisi olarak hizmet vermeye başladı.

Günümüzde teknoloji ile el emeğini buluşturdukları tesislerinde, halen baklava ve su böreği çeşitlerinin yanında, pasta, lokum, dondurma, çikolata, yufka, poğaça ve simit üretimi gerçekleştirmektedir. Yeni reçeteler geliştirmek üzere kurulan Ar-Ge laboratuvarında Avrupa standartlarında ürün geliştirme ve analizler yapılmaktadır.

Güllüoğlu markası, aile üyelerinin kendi aralarında yapmış oldukları antlaşmaya göre aile bireyleri kendi işyerlerini açabilirler ancak haklarını kısmen ya da tamamen devredemezler.

Yararlanılan Kaynaklar

Darıcı, Ç. (2018). 16. Yüzyildan Günümüze Gaziantep’te Tarihi Ticaret Merkezi Arasa ve Yakın Çevresi Işlevsel DeğişimiDeğerlendirmesi (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Gaziantep: Hasan Kalyoncu Üniversitesi; Kalkan, İ. ile yapılan görüşme. 2020. (Görüşen: G. Kızılcalıoğlu); Marangoz, M. & Açar, A. (2009). Bölgesel Kalkınma Aracı Olarak Ortak Marka Kullanımı ve Girişimcilik Açısından Önemi, Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi. 4(2): 25-33.