Dernschwam, Hans

Seyyah ve Seyahatname Seyyah

(1494 – 1568)

Bohemya Brux’te doğdu (1494). İyi bir eğitim aldı, 1507’de daha 13 yaşında iken Viyana Üniversitesi’nde Felsefe Fakültesi’ne başladı. İki yıl sonra 1509’da Leipzig Üniversitesinde bu eğitimini devam ettirdi ve 1510’da buradan lisans diploması aldı. Yunan felsefecilerine, tarihçi ve coğrafyacılara ilgi duydu. 1512-1515 yılları arasında hümanist Hyronymus Balbus’un yanında idi. 1520-1530 yılları arasında Macaristan ve komşu ülkelerde seyahatler yaptı, buralardaki Roma kitabelerini kopya etti. Bu notları Viyana Ulusal Kütüphanesi’nde mevcuttur. 1525’ten itibaren Anton Fugger’in hizmetinde bulundu ve onun firmasının müdürü Hans Alber’in muhasibi görevini yürüttü. 1546’da buradan ayrıldığında önemli bir servet edindi. Bilime olan merakı sayesinde iş seyahatleri sırasında gördüğü antik eser kalıntıları ile yakından ilgilendi, büyük ülkelerin ve milletlerin tarihleri hakkında geniş bilgiler edindi.

1553’te içinde Pecs Piskoposu Anton Vrancie ve Prens Franz Zay’in de içinde bulunduğu, başkanlığını Busbeek’in yaptığı Avusturya heyeti ile, Kanuni Sultan Süleyman’a yıllık vergi ödemek ve müzakerelerde bulunmak için İstanbul’a yolculuk yaptı. 25. 06. 1553’te İstanbul’a ulaştılar, fakat sultan Nahcivan seferi için Anadolu’ya hareket etmek üzere olduğu için bu heyeti kabul etmedi. Heyet, 1554 Kasım ayı başlarında seferden dönüp kışı Amasya’da geçiren padişahın huzuruna çıkabileceğinin haberini alınca İstanbul’dan ayrılmak zorunda kaldı. Gebze, İzmit, İznik, Ankara, Çorum, Elvan Çelebi yolu ile 07. 04. 1555’te Amasya’ya ulaştılar. Orada sultan tarafından kabul edilmek için 07. 04.’dan Haziran başına kadar Amasya’da kaldılar. Bunu değerlendiren Hans Dernschwam şehri tanıma fırsatı buldu. Heyet Sultanla görüşmede siyasi bir başarı elde edemedi, görevleri bittiği için geldikleri yoldan tekrar İstanbul’a dönmek zorunda kaldılar. Elçilik heyeti birbuçuk yıllık bir görev süresinden sonra Silivri, Babaeski, Edirne, Filibe, Sofya, Niş, Belgrad, Osijek ve Budin üzerinden Ağustos 1555’te Viyana’ya döndü.

Hans Dernschwam’ın sonraki hayatı hakkında pek bilgi yoktur. Eserinde yazdığına göre, Türkiye’den ayrılırken beraberinde Rumca el yazmaları, at, halı, kilim, çeşitli kumaş ve değerli taşlar götürdü ve bunları sattı. 1558-1567 yılları arasında Macaristan’da gözlerden uzak, dağlık Neusohl ve Kremnitz’de yaşadığı anlaşılmaktadır. Ölüm tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 1569 yılının Şubat ayında özel kütüphanesinin bir yakını tarafından Viyana Saray Kütüphanesine satılmış olması sebebiyle, 1568 sonlarında ölmüş olabileceği tahmin edilmektedir.

Hans Dernschwam’ın anlatımlarına göre, Rüstem Paşa’nın Üsküdar’da bir köşk, bir cami ve bir kervansaray yaptırdığı anlaşılmaktadır. Kartal’da bir kervansaray, Gebze’de de güzel bir cami ve kervansaray bulunmaktadır. Hereke’de bir Bizans kalesi vardır. İzmit kısmen harap bir şehir olarak tanıtılmaktadır. Burada büyük bir saray mevcuttur. Bizanslılar zamanından kalan surlar genelde yıkılmıştır. Şehir merkezinde depremden yıkılan bir kilisenin yerine yapılmış bir cami bulunmaktadır. Sarayın bulunduğu tepede alttan ısıtmalı iki hamam mevcuttur. Bunlardan biri erkek, diğeri de kadınlara aittir. Şehirde bulunan bir bıçkı atölyesi, Bizanslılar’dan kalan mermer taşları keserek gemilerle İstanbul’a göndermektedir. İznik’te de bir kervansaray bulunmaktadır. Şehir göl kenarında daire şeklinde inşa edildi. Etrafı iki surla çevrilidir. Yenişehir’de Orhan Bey’in yaptırdığı bir hisar vardır. Buraya yakın bir köy olan Akbıyık’ta Rüstem Paşa’nın yaptırdığı bir kervansaray mevcuttur. Pazarcık’ta ve Bozöyük’te de birer kervansaray bulunmaktadır. Bozöyük’te ayrıca Hasan Paşa’nın yaptırdığı bir de cami vardır. Bilecik yakınlarında Karacaşar’da ve Karaali’de de birer kervansaray vardır. Kütahya Çayı üzerinde Akköprü adlı bir taş köprü bulunmaktadır. Sakarya Irmağı’nın kıyısında Mesut Köyü'nün yakınında da bir kervansaray mevcuttur. Ankara, tiftikten yapılan sof kumaşının üretildiği, Rum, Ermeni, Yahudi ve Türklerin bir arada yaşadıkları bir şehir olarak tanıtılmaktadır. Burada bir bedesten vardır. Şehrin çevresi taşlar ve tuğlalardan örülmüş surlarla kaplıdır. Bir Ermeni kilisesi ve antik Belkıs sütunu bulunmaktadır. Bir tepe üzerinde eski bir Roma yapısı saray kalıntısı mevcuttur. Şehrin varoşlarında bakımsız bir Rum kilisesi vardır. Çankırı Kalesi harap bir durumdadır. Tarım ve ziraat bulunmadığı için halk sadece hayvancılıkla geçinmektedir. Çorum küçük bir şehir olarak tanıtılmaktadır. Etrafında bağlar, bahçeler yoktur. Evleri kerpiçten yapılıdır. Şehirde Rum, Ermeni ve Türkler bir arada yaşamaktadır. Bir cami ve şehrin yakınında Elvan Çelebi’de içinde dervişlerin yaşadığı bir dergâh vardır. Burada ahşap bir mescit de bulunmaktadır. Amasya’da Yeşilırmak üzerinde taş bir köprü vardır. Şehrin kalesi görkemli bir kayanın üzerinde inşa edilmiş durumdadır. Şehrin girişinde iki kilise ve merkezinde tuğladan yapılmış yuvarlak bir minare bulunmaktadır. Minarenin üzerinde kitabesi de vardır. Şehirde çifte minareli bir cami de vardır. Yine bu şehirde kötü vaziyette olan iki Ermeni kilisesi de bulunmaktadır. Ayrıca şehirde duvarları taştan ve bir kısmı da tuğladan inşa edilmiş Aşağı Saray vardır. Amasya’da 11 tane Türk cami bulunmaktadır. Bunların en güzeli Sultan Bayezid tarafından yaptırılmış çifte minareli olan camidir. Şehrin sonunda Yeşilırmak üzerinde bir taş köprü mevcuttur. Kalenin iç kısmında evler kerpiçten yapılıdır.

Referanslar

Eyice, S. (1994). Dernschwam de Hradiczin, Hans,TDVİA, İstanbul, IX, 182-183; Hans D. (1992). İstanbul ve Anadolu’ya Seyahat Günlüğü (Çev. Y. Önen). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları; Iorga, N. (1933). Encore un Voyageur en Turquie au XVIe Siècle: Dernschwam, Revue Historique du Sud-Est Europeen, X, Bucarest: 144-155; Kiepert, H. (1863). Beitrag zur İnschriftlichen Topographie Klein-Asiens, Monatsberichten der Königlich Preussischen Akademie der Wissenschaften, Berlin, ss. 307-323; Yerasimos, S. (1991). Les Voyageurs dans l’Empire Ottoman (XIVe-XVIe siècles). Ankara.