Crawford, Francis Marion

Seyyah ve Seyahatname Seyyah

(1854 – 1909)

Ünlü Amerikalı heykeltıraş Thomas Crawford ve Louisa Cutler Ward’ın oğlu olarak İtalya’daki Toskana Büyük Dukalığı’na bağlı Bagni di Lucca’da dünyaya geldi (1854). Fransız bir dadı tarafından büyütülen Crawford’un eğitimi kozmopolit bir nitelik taşıdı. On iki yaşında Birleşik Devletler, New Hampshire, Concord’daki St. Paul’s School’a üç yıl devam eden Crawford, sonrasında kısa bir dönem Harvard’a yazıldı. Oradan İngiltere, Cambridge’deki Trinity College’e ve matematik eğitimi için Almanya’nın Heidelberg ve Karlsruhe üniversitelerine devam etti. Sonrasında Roma Üniversitesinde Sanskritçe ve karşılaştırmalı dilbilimi derslerine katılan Crawford, Sanskritçesini geliştirmek üzere Hindistan’a giderek, Allahabad’daki The Indian Herald gazetesinin editörü olarak çalışmaya başladı (1879). Amerika’ya dönen Crawford bir yıl kadar Harvard Üniversitesinde Sanskritçe öğrenmeyi sürdürdü (1881). Amcası Sam Ward’ın önerisiyle Hindistan’daki günlerini yazmaya başlayan Crawford, bir elmas tüccarını konu alan ilk romanı Mr Isaacs’i yayımladı (1882). Roman beklenmedik bir başarı yakaladı ve Crawford ünlendi. Bu başarıyı 1883 yılında yayımlanan ‘Dr. Claudius’ takip etti. Aynı yıl daimî evi olarak gördüğü Roma’ya yerleşen Crawford çok sayıda başarılı romana imza attı. Ancak 1896 yılında yayımladığı Adam Johnstone’un Oğlu (Adam Johnstone’s Son) adlı roman bazı yazarlar tarafından işe yaramaz olarak görüldü. Bu kırılma Crawford’un 1890’ların sonlarına doğru tarihsel çalışmalara yönelmesine neden oldu. Türkçeye 1890’larda İstanbul olarak çevrilen Old Constantinople bu dönem çalışmaları arasında yer aldı. Oldukça kısa olan bu çalışmada Crawford’un yazılarına Edwin Lord Weeks resimleriyle eşlik etti. Weeks’in resimleri arasında İstanbul sokaklarından çeşitli insan portreleri (dondurmacı, şerbetçi, meyveci, sucu, dilenci ve bir Ermeni), camiler (Ayasofya, Beyazıt, Kasımpaşa ve Süleymaniye), surlar, Galata köprüsü, Haliç manzaraları, mezarlıklar, kahvehaneler, köşkler, eğlence mekânları ve hatta biraz da oryantalist bir yaklaşımla padişah tarafından çuvala koydurularak ölüme yollanan bir cariye tasviri yer aldı.

Crawford, İstanbul’u anlatmaya İslam peygamberi Hz. Muhammed’in bu şehrin fethedilmesine yönelik olarak söylediği sözlerle başladı ve Sultan Mehmet’in fethiyle bu kutsal görevin başarıldığını ve Batı’nın Doğu’ya yenildiğinin altını çizdi. Crawford, fethin, Batı’da ve Hristiyan dünyasında anlatıldığı gibi esirlerin kanıyla sulanan bir kutlamaya dönüşmediğini inanmakta ve İstanbul’a asıl kötülüğün Haçlılar tarafından yapıldığını özellikle vurguladı. Öyle ki Crawford Türklerin gösterdiği hoşgörü geleneğinin altını çizerek, İstanbul’daki Yahudi ve Hristiyan nüfusun Müslümanlardan daha fazla olduğunu belirtti. Crawford İstanbul’un söz konusu bu kozmopolitliğinin dünyanın başka hiçbir yerinde görülemeyeceğini ifade etti. Kozmopolitlik içerisinde Crawford’un betimlemesiyle dünyanın üstün ırklarından biri olarak gerçek Türk’e rastlamak neredeyse zordu. Çünkü bu devlet sistemi içerisinde kendilerine Türk diyen ve onun temiz karakterini kirleten Rumlar, Ermeniler, Acemler ve Afrikalılar gerçek Türkleri aldatmaktaydı. Crawford sokak hayvanlarına karşı Türklerin gösterdiği merhamet dolu tutumu da söylemeden geçmedi ve benzer bir tutumun Rum ve Ermeniler tarafından sergilenmediğini belirtti. Rum ve Ermenilere yönelik diğer bir olumsuz gözlem de Galata’da uğraştıkları illegal işlerle ilgiliydi. Galata’yı en aşağılık insanların toplandığı fıçı olarak tanımlayan Crawford, Rumların ve Ermenilerin Avrupa sefaretlerinin koruması altında burada onlara müdahale edilmeksizin bu işleri yapabildiklerini anlattı.

Crawford İstanbul’daki insanların elbiseleri üzerinden farklılıkları da ortaya koydu. Islahat sonrası bir tür şapka olarak fesin egemenliğine dikkat çekti. Ancak hamallar, sucular ve şekerleme satıcıları gibi yoksul kesimin feslerinin etrafına beyaz veya kırmızı bir kumaş parçası dolayarak Müslüman kimliklerini vurguladıklarını belirtti. Beyaz ve yeşil sarıklar ise medrese eğitimi almış mollaları temsil etmekteydi. Sarıktaki yeşil aynı zamanda peygamber soyuna işaretti. Askeri üniformalarda Alman ordusunun, sivil kıyafetlerde ise Batı Avrupa’nın etkisi Crawford tarafından gözlendi. Kadınların örtünmelerine gelince, bazı oryantalist beklentilerin varlığını sezmek mümkündür. Crawford kadınların öncesinde kullandığı peçenin sadece gözleri gösteren yönüyle bir gizem yarattığını ancak ‘yaşmak’ kullanımının yaygınlaşmasıyla bu büyünün bozulduğunu belirtti. Crawford’un İslamiyet ile ilgili görüşleri ise olumluydu. Ona göre İslamiyet, Uzakdoğu dinlerinin hurafelerinden uzak, Hıristiyanlık gibi sade ve içtenliğe sahiptir.

Crawford’un İstanbul’daki gözlemlerinden biri de günümüzde dünyanın en büyük çarşılarından biri olarak kabul edilen Kapalıçarşı’ya dairdi. Ona göre; labirent gibi dolambaçlı yollara sahip olan çarşı, her ırktan insana ev sahipliği yapmaktadır. Crawford tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın buluştuğu nokta olarak tanımlanan bu çarşı, her biri birbirinden eşsiz Doğu el sanatlarının yanı sıra Batı medeniyetine ait pek çok ürünü içinde barındırmaktadır . Ayrıca çarşı esnafı ile yapılan iyi bir pazarlık, üçte iki fiyatına ürünü almanıza yardımcı olmaktadır.

Crawford el sanatlarına yönelik olarak tezhipli Kuran’ların Avrupa’daki örneklerine nazaran daha ince ve üstün bir işçiliğe sahip olduğunu düşündü. Rus derisinden yapılmış katır sandıklarının da Avrupa’da muadili yoktu. Cami içindeki süslemeler ve hat sanatı da Crawford’un hayranlık duyduğu diğer el sanatlarıdır.

Türk aile yapısına dair olarak da Crawford çok eşli evliliğin nadir örnekler dışında artık kalmadığını belirtti. Misafir olarak gittiği bir Türk evindeki haremlik ve selamlık uygulamasının da yaygın bir uygulama olduğunu ifade etti. Bunun yanı sıra Crawford Türk erkeğinin gündüz vakti ev dışında eşiyle birlikte görünmekten pek hoşlanmadığını aktardı. Gündelik hayat daha çok erkeklerin içinde yer aldığı bir alandır. Bu noktada sokaklarda rastlanan satıcılarının hepsi de erkektir.

Yararlanılan Kaynaklar

Crawford, F. M. (2019). 1890’larda İstanbul (Çev. Ş. Türkömer). İstanbul: Türkiye İş Bankası.; https://en.wikipedia.org/wiki/Francis_Marion_Crawford, (Erişim tarihi: 11.02.2020).; https://www.britannica.com/print/article/142001, (Erişim tarihi: 10.02.2020).; https://www.newadvent.org/cathen/16030a.htm, (Erişim tarihi: 10.02.2020).; Pilkington, J. Jr. (1971). Francis Marion Crawford (1854-1909), American Literary Realism, 1870-1910, 4(2): 177-182.