Çeşme Kalesi

Doğal ve Kültürel Miras Kale UNESCO Dünya Miras Alanı

İzmir’in Çeşme ilçesinde şehir merkezinde inşa edilen kale, batı ve güneyden Ege deniziyle çevrilidir. Sakız Adası’nın tam karşısındaki kale, İstanbul’a gidip gelen denizyolu güzergâhında donanma üssü ve tatlı su kaynağından dolayı da su ikmal istasyonudur.

Çeşme ve çevresi Antik dönemde Erythrai’nin (Çeşmenin Ildırı Köyü’ndeki antik dönem yerleşimi) en güvenli ve korunaklı limanlarından biriydi. Çeşme Kalesi İyonya’nın başlıca şehirlerinden olan Ildırı’nın liman kalesi olarak MÖ 1000 yıllarında yapılmıştır. Kalenin konumu ve stratejik öneminden dolayı daha sonra Lidya, Pers, Bergama ve Roma İmparatorluğunun egemenliğine girmiştir. Roma döneminde kale tahkim edilerek güçlendirildi ve Bizans döneminde eklemeler yapılmış olmalıdır. Aydınoğluları ve Cenevizlilerin egemenliğinde kalan kale XVI. yüzyıldan sonra Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. Zaman içindeki kuşatma ve savaşlarda kalenin büyün hasar gördüğü anlaşılmaktadır. Sakız Adası’yla bağlantının sağlandığı ve İstanbul’la gidip gelen deniz ticaretindeki öneminden dolayı tahrip olan kale II. Bayazıt tarafından H. 914 / M. 1508-1509 tarihinde yeniden inşa ettirilmiştir. Günümüzde mevcut olan kale bu dönemde yeniden inşa ettirilen Osmanlı dönemine ait kaledir. Kalenin giriş kapısı üzerindeki celi sülüs hatla, üç satır halinde kabartma tekniğinde, mermer üzerine yazılan inşa kitabesi 914 (1508-1509) tarihidir. Mimarı Mehmed bin Ahmed bin Muallim olup kalenin inşasında pek çok kişi görevlendirilmiştir. Kale içerisine askerlerin kalacağı evler ile bir mescit yapılmıştır. Bu tarihten sonra kale Sakız Adası ile Anadolu arasında ticaretin sağlandığı Liman Kalesi olmuştur.

Evliya Çelebi 1671 yılındaki ziyaretinden sonra seyahatnamesinde kaleyle ilgili şu bilgileri vermiştir; “Deniz kıyısında bir akça kaya üzere; batı tarafı deniz, doğu tarafı bayırlı sahra dağdır. Kale içindeki haneleri hepsi batı tarafından Sakız Adasına doğru denize nazır 50 adet toprak örtülü evlerdir. Dizdarı ve 185 neferi hep bunda otururlar. Kalesi dörtgen şekilli, taş yapılı Hoş-abad kalesidir. Bu kale doğudan batı tarafına uzunlamasına olub, boyu yokuş aşağı hendek kenarınca 200 adımdır ve genişliği 150 adımdır. Bu hesap üzere kale çepeçevre 700 adımdır. Üç tarafı derin hendektir. Lakin batı tarafı kayalarını deniz dövdüğünden hendeği yoktur, kıbleye (güney) bakan varoşa açılır bir sağlam demir kapası vardır. Hendek üzerinde zemberekli asma köprü ile geçilir köprü vardır. Bu kapu tarafı iki kale divanıdır. İç kalenin batıya nazır bir demir kapusu vardır ki, üzerinde tarihi yazılı olan kapudur. Bu kapudan içeri bir kat demir kapu daha vardır. İç kale böylece iki kat kapu olmuş olur. Bu iki kapunun üstünde Sultan İkinci Beyazid’in üst kat cami var” şeklinde kale içindeki evlerde askerlerin kaldığından, kalenin dörtgen şeklinde ve etrafının 700 adım olduğundan, üç tarafının hendekle çevrili ve zenberekli bir kapıyla kaleye girildiğinden bahsetmektedir. XVII. yüzyılda Sakız Adası muhafızı Ak Ahmet Paşa kaleyi tamir ettirerek batı tarafındaki surlara toplar yerleştirmiştir. Çeşme Kalesi 1770 yılındaki deniz savaşında ve 1821-1828 tarihleri arasındaki Yunan isyanında büyük hasar görmüştür. XIX. yüzyıldan sonra kale askeri özelliğini yitirmiştir. 17. 05. 1919’dan 18. 09. 1922 tarihine kadar Yunan işgalinde kalmıştır. 1950’den sonra kale tamir edildi. 1965 yılında Topkapı Sarayı Müzesi’nden getirilen silahların sergilenmesi ile ilk kez müze olarak hizmete açılmıştır. Başta Erythrai Örenyeri olmak üzere çevre kazılardan çıkarılan arkeolojik eserlerin sergilendiği Kale-Müze özelliğinde bir liman kalesidir. Korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen kale, 2020 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır.

Çeşme Kalesi deniz kenarında kurulmuş iken, denizin doldurulması sonucunda limandan biraz uzaklaşmıştır. Yarımadanın topoğrafik konumuna göre inşa edilen kalenin en alçak yeri sahil şeridinde olup en yüksek yerinin yüksekliği 38 metre olan meyilli bir arazi üzerinde kurulmuştur. Böylece bütün burç ve mazgalları, seyirdim yollarıyla batı yönünde limana hâkim konumda inşa edilmiştir.

Kalenin etrafını kuzey-doğu - güney yönden U planlı bir hendek çevirmektedir. Batı taraf ise denizden gelebilecek saldırılara karşı hisarpeçe ile güçlendirilmiştir. Kale yaklaşık 11 bin metre karelik bir alanı kaplamaktadır. Doğu-batı istikametinde 82x86 metre kuzey-güney doğrultusunda 127 metre ebatlarında dikdörtgen bir plan göstermektedir. Surlar sekiz kule ve aralarında kuzeyde yedi, güneyde 10 ve doğuda altı payandayla tahkim edilmiştir. Kale içinde iki çeşme, bir mescit, tuvalet, sarnıç, askerler için hizmet ve barınma mekânları, depolar ve cephanelik gibi mekânlar bulunmaktadır. Kale içten doğu ve batıdaki iki avlu etrafında şekillendirilmiştir. Kalede yöresel ismiyle peynir taşı denilen moloz taş ile kireç esaslı harç kullanılmıştır. Surlarda yer yer küçük taş ve tuğla parçaları da görülmektedir. Kaleye güneydeki surların ortasında hendek üzerindeki bir kapıdan girilmektedir. Giriş kapısı üzeri beşik tonoz örtülü eyvan biçimindedir. Kapı sivri kemer içine alınmış olup basık kemer lentosu iki renkli taşlarla örülmüştür. Kapının iki yanındaki nişlerin sivri kemerleri tuğla malzemedendir. Ayrıca kaleye girişin iki yanı düzgün kesme taş malzeme ve etrafında tuğla kullanılmıştır. Basık kemerli lentonun üzerinde kalenin inşa kitabesi yer almaktadır. Kalenin giriş cephesi Osmanlı dönemi XVI. yüzyılın ilk çeyreğindeki diğer eserlerle benzer özelliktedir. Bu kapıdan rampalı bir inişle basık kemerli ikinci kapıya ulaşılmaktadır. Bu kapının üstünde ikinci katta kale mescidi yer almaktadır. Alt katta celi sülüs kitabeli su haznesi olan çeşme bulunmaktadır. Kuzeybatı, güneybatı; kuzeydoğu, güneydoğu köşelerdeki burçlar silindirik planlı aralarda kalanlar ise dikdörtgen planlıdır. Kuzeybatı, güneybatı köşelerdeki silindirik planlı burçların her ikisinde de üçer adet top mazgalları açılmıştır. Bu burçların seyirdim kısmının altından dışa taşıntılı konsollar tuğla malzemedendir. Deniz tarafına bakan bu burçlardaki konsollar kaleye ayrı bir estetik, güzellik katmıştır. Kalenin seyirdim yollarının üzerindeki dendanlar günümüze büyük ölçüde sağlam gelmiştir.

İkinci giriş kapısı üzerindeki mescit enlemesine dikdörtgen planlı ve üzeri kırma çatıyla örtülüdür. Özellikle deniz yönünden net bir şekilde görünmesi amacıyla, surun üzerine ve ikinci kata çıkış merdiveninin üstünde minaresi yapılmıştır. Silindirik gövdeli ve tek şerefeli olarak yapılan minarenin anlamsal boyutu çok derindir. Müslümanların burayı fethettiğini simgeleyen bayrak sembolüdür.

Çeşme Kalesi tarihi dönemler içinde önemli işlevler görmüş Osmanlı döneminde de hem işlevsel hem de simgesel olarak Türk gücünü ve estetik beğenisini yansıtan bölgedeki en önemli Türk kalelerindendir.

Yararlanılan Kaynaklar

Baykara, T. (1990). Çeşme Kalesi, Belleten, LIV, 210: 624; Boran, A. (2001). Anadolu’daki İç Kale Mescid ve Camiler. Ankara. Türk Tarih Kurumu; Boran, A. ‘1999). Osmanlı Dönemi Kale Mimarisi, Osmanlı, 10: 347-361; Cesur, S. (2009). Anadolu’nun Akdeniz Bölgesi Kıyı Kaleleri (Yayımlanmamış doktora tezi). İstanbul: Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Evliya Çelebi (1999). Seyahatname (Çev. M. Zillioğlu). VIII: 539; Yüksel, A. (1083). Osmanlı Mimarisi, II. Bayazıd, Yavuz Sultan Selim Devri. İstanbul.