(Büyük) Londra Oteli (Grand Hotel de Londres)
Konaklama Tesisi Otel
Maddeye katkıda bulunan yazarlar:
-
2019
Modern konaklama yapılarını ifade eden otel sözcüğü Fransızca kökenli “L’Hotel” kelimesinden türetilmektedir. Kökeninin Fransızca olmasının en önemli sebebi otel kelimesinin ilk olarak Fransa’da kullanılması ve Fransızların bu sektöre öncülük ederek sektörü uluslararası platforma taşımış olmasıdır. Bu sebeple otelcilik ile ilgili kullanılan terimlerin birçoğu Fransızca kökenli olarak karşımıza çıkmaktadır. Otelciliğin Fransa’da kesin olarak ne zaman başladığı bilinmese de XVIII. yüzyılda ortaya çıktığı tahmin edilmektedir.
Orient Ekspres’inin 1888 yılında Paris-İstanbul seferine başlamasının ardından İstanbul’da yüksek standartlara sahip otel ihtiyacının ortaya çıktığı görülmektedir. Bu ihtiyaç neticesinde Beyoğlu’nun en gözde yerlerinde birbiri ardına oteller açılmaya başlayarak Osmanlı İmparatorluğu’nda mevcut geleneksel konaklama yapılarından farklı ve ‘otel’ olarak tanımlanan ilk örnekler meydana gelmiştir. Otelciliğe il adım pansiyonculuk, daire kiralama olurken zamanla tüm yaşam alanları kiralanarak yeni bir sektör ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan bu sektör zaman içerisinde daha konforlu, büyük sermaye gerektiren Avrupa standartlarında lüks işletmelerin inşa edilmesine imkân sağlamıştır. İnşa edilen bu otellerden biri de “Büyük Londra Oteli” veya Grand Hotel De Londras” ismiyle işletmeye açılmıştır.
Büyük Londra Oteli 1981 yılında Beyoğlu’nda günümüzde Kallavi olarak bilinen sokağın köşesinde o zamanın bütün konforunu içerecek şekilde konut olarak inşa edilmiştir. İnşa edilen bu bina 1982 yılında otele dönüştürülmüştür. Binanın dış mimari dokusundan, iç mimarisine ve planlamasına kadar her şey Batı üslubunu yansıtmaktadır. Ayrıca beş katlı olarak inşa edilen Büyük Londra Oteli Osmanlı İmparatorluğu’nun döneminde elektrik ve asansör kullanan ilk otel olmaktadır. Mobilyaları, asansörleriyle ve restoranıyla dönemin örnek otellerinden olan Büyük Londra Oteli, gelişen lüks otel konseptini yansıtmaktadır. Neo klasik tarzda düzenlenen bina örnekleri arasında gösterilen otelin çevresindeki bosajlı duvar kaplamaları, karyatidler, iyon başlıklar dönemin mimari özelliklerini yansıtan ögeler olmaktadır. Söz konusu dönemde açılan çoğu kuruluş isim veya el değiştirmiş çoğu da kapanmak zorunda kalmıştır. Ancak Grand Hotel de Londras yani Büyük Londra Oteli bugüne kadar faaliyetini sürdüren otellerden biri olmuştur.
Referanslar
Bayer, M. Z. (1992). Turizm’e Giriş. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Yayını; Bulut, G. (2017). Türkiye’de Modernleşme Sürecinde Kent Otelleri Lobi İç Mekân Biçimlenişi- Pera Palas, Ankara Palas ve Hilton İstanbul Oteli İncelemesi, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Başkent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Çelik, Z. (1998). 19. Yüzyılda Osmanlı Başkenti; Değişen İstanbul. İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı-Numune Matbaacılık; Yakartepe, E. Ç ve Binan C. (2011). İstanbul’un Modernleşme Dönemi Otelleri (1840-1914) Istanbul’s Modernization-Period Hotels (1840-1914), Megaron, 6 (2): 79-94; Yolcu, E. (2006). Şehir Otelleri, Çevre, Mekan, Tasarım İlkeleri Üzerine, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü.
-
2019
Grand Hotel de Londres, 1891 yılında L. Adamopoulos ve N. Aperghis tarafından mimar Semprini’ye, o dönemin tüm konforunu içerecek biçimde, yığma olarak inşa ettirildi. İstanbul’un Beyoğlu semtindeki Meşrutiyet caddesinde yer alan otelin elli dört odası bulunmaktadır. Bina, başlangıçta konut olarak inşa edildi ancak 1892 yılında otele çevrildi. Otelde hidrolik asansör bulunmaktadır ve otelin odaları ağır mobilyalarla ve külfetli perdelerle döşeli olup, odalarda banyo mevcuttur. Otelin karşısında park bulunmaktadır ve böylelikle otel binasından Haliç manzarası panoramik olarak seyredilebilmektedir. Grand Hotel de Londres’in isminin başında “Londra” ismi yer almakta ve bu ismin yanına, otelin sahip olduğu güzel manzarayı belirtmek için “Belle Vue” ifadesi eklenmekteydi. Ancak belirli bir süre için otelin antetli kağıtlarında Londra adı kaldırıldı; otelin ismine yalnızca “Hotel Belle Vue” şeklinde yer verildi. Otel, adını 18. yüzyılda Avrupa’da başlayan turizm modasından almaktadır. 1700’lü yıllardan itibaren Batının ilk turistleri olan İngilizler, İsviçre’yi ve “riviyera”ları görmek üzere seyahatlere çıkmaya başladılar. Bu durum, bu ülkelerde açılan ilk görkemli otellere İngiliz isimlerinin verilmesine neden oldu. 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde, “Orient Express” İstanbul’a kadar uzandı ve İstanbul, Doğuyu merak eden Batılı turistlerin gözdelerinden biri haline geldi. Grand Hotel de Londres de Beyoğlu’nda inşa edilmeye başlanan ilk otellerden biri oldu. Otel, önceleri Pera Palas ve Tokatlıyan Oteli gibi daha büyük rakip otellerin fiyatları ile rekabet etti; fakat 1930’lu yıllarda ekonomide yapılan değişiklikler neticesinde eski parlaklığını kaybetmeye başladı. 1940’lı yıllarda etkisini kaybetti; 1950’li yıllarda Hilton ve Divan otelleri gibi yeni işletmelerin faaliyete başlaması ile de unutulmaya yüz tuttu. 1983 yılında Türkiye’de turizmin canlanması ile birlikte otelin işleyişi yeniden ivme kazandı ve popülerliği arttı. 1990’lı yıllarda ise Beyoğlu’nun canlanması ve eskiye olan özlemin artmasıyla; sanatçıların, özellikle de dizi ve film dünyasının önemli bir adresi oldu. Otel, kuruluşundan bu yana hem mülkiyet hem de işletme bakımından birkaç kez el değiştirmesine rağmen; günümüze kadar faaliyetini sürdüren nadir işletmelerden biri olarak kaldı. Otel odalarının bir kısmı zaman içinde yenilenmiş olmasına rağmen; otel, 1900’lü yılların atmosferini yansıtmaya devam etmektedir.
Referanslar
http://londrahotel.net/tr/history.html, (Erişim tarihi: 07.09.2019); http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=124567, (Erişim tarihi: 11.09.2019); https://www.wannart.com/grand-hotel-de-londres-buyuk-londra-oteli/, (Erişim tarihi: 07.09.2019).
-
2020
1700’li yıllardan itibaren Batı’nın gezginleri olan İngilizlerin İsviçre ve Marsilya kıyılarını görmek üzere gezilere başlamaları, bu ülkelerde açılan ilk görkemli otellere de İngiliz isimlerinin verilmesine yol açtı. XIX. yüzyılın sonlarına doğru meşhur Orient Express İstanbul’a kadar uzanınca, bu şehir Doğu yaşamını merak eden gezginlerin gözdelerinden biri oldu. Şehrin ilk turistleri sayılabilecek yolcuları kendilerini hemen Beyoğlu’na, o zamanki adıyla Pera’ya attı. Bu turistlerin kaldığı en önemli otellerden biri de Londra Oteli’dir. Otel kurulduğunda Londra adını taşımakta idi, fakat bu ismin yanında güzel manzarayı ifade etmek için Belle Vue eklendi. Bir süre sonra otelin antetli kağıtlarında sadece Hotel Belle Vue adının kullanıldığı görülmektedir.
Londra Oteli 1891 yılında, İstanbul’da en önemli kültür, sanat ve eğlence semti olan Pera’da, (Beyoğlu), Meşrutiyet Caddesi'nin Glavany (Kallavi) Sokak ile kesiştiği noktada, yan sokağa adı verilen Glavany’lerin ahşap konağının yerinde, L. Adamopoulos ve N. Apergis adlı iki ortak tarafından otel olmak üzere, zamanın bütün konforu ile kagir olarak inşa ettirildi. Binayı mimar İtalyan asıllı Guglielmo Semprini’nin tasarladığı sanılmaktadır. Bina, XIX. yüzyıl sonlarının karmaşıklığını yansıtan eklektik özellikler göstermektedir. Cephede tam bir aksiyalite hakimdir. Neo klasik öğeler taşıyan binanın ön cephesinde bosajlı duvar kaplamaları, karyatidler, İyon başlıklar ve Neo balustatlar yer almaktadır. Semprini, ikinci katın orta aksında yer alan heykel değerindeki kartayidler ile o dönemde dünyada moda olan akımı batılı meslektaşlarını örnek alarak binanın ön yüzünü süsledi. XIX. yüzyılda yine İstanbul’da yeni bir teknoloji olan Eiffel Kulesi’nde kullanılan sistemle aynı olan hidrolik asansör de otelde bulunmaktadır. Modern otel anlayışının İstanbul’daki ilk örneklerinden olan Otel, ilk açıldığında her katta genel bir banyo ve genel tuvaletler vardı. Yalnız tek bir banyolu odası vardı. Isıtma sobalarla yapılıyordu, daha sonra kömürlü merkezi ısıtma sistemine geçildi. Büyük Londra Oteli 1982, yılında, Turizm ve Tanıtma Bakanlığı’ndan alınan kredi ile onarıldı ve bakanlığın şartlarına uygun hâle getirildi. Bina ayrıca Anıtlar Yüksek Kurulu’nca ikinci derece tarihi olarak tescillidir. Otel dört katlı olup, her katta 12 olmak üzere toplam 48 odaya sahiptir. Çatıda ise daha küçük boyutta altı oda yer alıyor. Her odada lavabo, duş ve klozet vardır. Otel ilk yapıldığında Haliç manzarısı ile meşhurdu, fakat daha sonraki dönemde otelin önüne TRT Tepebaşı Stüdyoları binası yapılsa da 12 oda ve otelin çatısında yer alan terastan muhteşem Haliç manzarası görülebilinir. Günümüzdeki otelin malikleri, Seyfettin, Zeynep, Süleyman, Ali İhsan ve İbrahim Hüzmeli’dir.
Büyük Londra Oteli, dönemin İstanbul’unu Batı’ya tanıtan, önemli sanat, bilim ve diplomasi insanlarını ağırlayan bir yapı konumuna geldi. Amerikan edebiyatının tanınmış romancısı Ernest Hemingway, İstanbul’un işgal yıllarında otelde kaldı. Örneğin otelin penceresinden gözüken manzarayı, “Sabah uyanıp Haliç üzerine çökmüş sisten incecik ve tertemiz başlarını uzatan minareleri görüp bir Rus operasındaki aryayı hatırlatan müezzinin, dokunaklı sesiyle müminleri yalvarırcasına duaya çağırdığını duyduğunuzda Doğu’nun sihrine eriyorsunuz.” diye tasvir eder.
Lobi ve otelin barında papağan Yakup ile Yusuf müşterileri Merhaba diyerek karşılarlar. Otel, lobisi ve odaları ile doğal bir film platosudur. Bu nedenle hem tarihsel süreçte hem de günümüzde birçok Yeşilçam filmi, dizisi, müzik klibi, belgesel, tanıtım filmi otelde çekildi. Türk kökenli Alman film yönetmeni, senarist ve yapımcı Fatih Akın, İstanbul ziyaretlerinde otelde konakladı. Fatih Akın bir röportajında, “Büyük Londra Oteli benim için önemli. Evim gibi, çok rahat ediyorum. Oradaki insanlar, gelip gidenler, yaşanan dramlar ilgimi çekiyor.” der. Hatta Fatih Akın’ın, 2004 yılında 54. Berlin Film Festivali Berlinale’de Altın Ayı ödülünü kazanan filmi Duvara Karşı’nın bir kısmı ve Akın’ın birçok filmi de otelde çekildi. Yaşamın Kıyısında (2007) filminde Akın, Büyük Londra Oteli’ne geri döner. Bu kez otelde kalan Lotte’nin annesidir. Kamera, güvenlik kamerası gibi, odanın tavanına yerleştirilir. Otelin filmdeki mekânların önemli bir parçası olarak kullanıldığı önceki iki filmi Duvara Karşı (2004) ve Köprüyü Geçmek: İstanbul Hatırası (2005) tersine kenti pencerelerden göremeyiz.
Büyük Londra Oteli, Pera Palas kadar büyük bir restorasyon geçirmemiş ve o kadar ihtişamlı olmasa da tüm barındırdığı tarih ve anılar ile Hüzmeli Ailesinin ve müdavimlerinin çabası ile günümüze kadar kalmayı başardı.
Referanslar
Akıncı, T. (2018). Beyoğlu Yapılar, Mekânlar, İnsanlar (1831-1923). İstanbul: Remzi Kitabevi; Büyük Londra Oteli, 01.01.1999, Hürriyet Gazetesi, https://www.hurriyet.com.tr/gundem/buyuk-londra-oteli-38085055, (Erişim tarihi: 02. 11. 2020); Hemingway, E. (1998), İşgal İstanbul’u ve II. Dünya Savaşı. Ankara: Bilgi Yayınevi; Kacmaz Erk, G., ve Yilmaz, T. (2014). Fatih Akin Filmlerinde Gercekliğin Temsili (Representing Reality in Fatih Akin Films), Betonart: Concrete, Architecture and Design, (41): 54-59; Sedes, F. (2019 ). Kervansaraylardan Otellere”. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 6: 1373-1392; Yakartepe, E. Ç. ve C. Binan (2011). İstanbul’un Modernleşme Dönemi Otelleri (1840-1914), Megaron: Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi E-Dergisi, 6 (2): 79-94.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Akıncı, T. (2018). Beyoğlu Yapılar, Mekânlar, İnsanlar (1831-1923). İstanbul: Remzi Kitabevi.