Bayındır Tümülüsleri
Doğal ve Kültürel Miras Tepe/Tümülüs
-
2020
Tümülüsler, Antalya’nın Elmalı ilçesinin güneydoğusunda, ilçe merkezi ile Çukurelma (Çuğun) Mevkii arasındaki geniş arazi parçası üzerine oturan Bayındır Mahallesi’nde yer almaktadır. Roma döneminde Terponella antik kentine ev sahipliği yapan bu mahal, klasik coğrafyada Milyas olarak adlandırılan bölgenin bir parçası durumundadır.
Bayındır Tümülüsleri ilk olarak Bryn Mawr Üniversitesinin desteği ile bölgede kazı ve yüzey araştırmaları gerçekleştiren M.J. Mellink tarafından 1974 yılına ait raporlarda zikredilmiştir. Sistemli çalışmalar ise artan eski eser tahribatlarına karşı Antalya Müze Müdürlüğü tarafından planlanan çevre araştırması ve kurtarma kazıları ile gündeme gelmiştir. 1986 yılında başlayan kazılar 2008’e değin aralıklarla devam etmiştir. Bayındır Mahallesi sınırları içerisinde yedi farklı mevkiide 30’a yakın Tümülüs belgelenerek koruma altına alınmıştır. Onlar içerisinde Çağıltemeller Mevkii’ndeki C ve D Tümülüsleri çeşitli yayınlarda tanıtıldı geri kalanlar ise henüz bilim dünyasına sunulmamıştır.
İnşa tekniklerinin yerel karakteri, mezar odalarından temin edilen buluntuların sıra-dışı niteliği ve MÖ VIII/VII-VI. yüzyıla inen tarihleri ile Bayındır C ve D Tümülüsleri Güneybatı Anadolu’nun Demir çağlarına ışık tutan -şimdilik- en iyi korunmuş arkeolojik kalıntılarını teşkil etmektedirler. Her iki mezar da Milyas’ın Akhamenid dönemine tarihlenen ünlü Kızılbel, Karaburun ve Müğren tümülüslerinde karşılaşılan duvar resimleri ile bezenmiş taş mezar odalarından farklı özellikler sergilemektedir. Yaklaşık 40-45 metre çap ve 5,10 metre yükselikte yığma taştan oluşan Tümülüs, 20’li yaşlarında yaşamını yitiren bir kadına aittir. Mezar sahibi, benzer örnekleri Frigya’dan iyi tanınan (Örneğin Midas Tümülüsü) sekiz adet payanda ile desteklenmiş düz çatıya sahip, kapısız, ahşap bir mezar odasına, kendisi için ayrılan ahşap bir ölü yatağına kişisel eşyaları ile defnedilmiştir. Bayındır Tümülüslerini bu denli yaygın tanınır kılan unsurlar ise özellikle D Tümülüsü’nde ölünün anısına mezar armağanı olarak sunulan hediyelerin nitelik ve nicelik açısından sunduğu sıra dışı zenginliktir. Bu çerçevede gümüş ve fildişinden üretilen mobilya aplikleri ve giysi aksesuarları; fibulalar, at koşum takımları, 11’inin üzerinde Frigce grafiti bulunan gümüş ve tunçtan ompholos, kepçe ve kazanlar ile ikisi gümüş ve diğer ikisi fildişinden üretilmiş dört figürin türünün Demirçağ Anadolusu’ndaki en kapsamlı buluntu repertuarları arasında gelmektedir. Onlar içerisinde, literatürde Antalya C olarak yaygın tanınırlığa sahip olan fildişi yontucuk ise özelde Anadolu genelde ise Doğu Akdeniz buluntu konteksleri içerisinde tekil bir örnek olma vasfına sahiptir. Yetişkin giysili bir kadını sağ elinde kız ve omuzuna oturmuş bebeklik çağındaki oğlan çocuğuyla birlikte temsil eden bu kompozisyonun içeriği ne yazık ki açık değildir. Figürlerin ölümsüz kimseleri betimlediği yolundaki öneriler burada Leto, Apollo ve Artemis’den oluşan tanrısal üçlüyü görmek isterken kimi araştırmacılar Kubaba olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Buna karşın, söz konusu üçlünün hiçbir üyesi tanrı ve tanrıçalar için dinsel ikonografiden tanıdığımız herhangi bir atribuya sahip değildirler ve bu nedenle ölümlü bir kimseyi canlandırma olasılıkları da vurgulanmaktadır.
Bayındır C Tümülüsü hemen D’nin kıyısında yer almaktadır. Bu nedenle, söz konusu iki mezarın kan bağına sahip yönetici ailesine ait mezarlar olduğu ileri sürülmüştür. C Tümülüsü yaklaşık 36-38 metre çap ve 4,20 metre yüksekte korunmuştur. D’den farklı olarak mezar sahibi kendisi için inşa edilen bir odaya defnedilmemiş, bunun yerine ana toprağa kazılan bir çukur içerisinde cenaze merasimi sırasında kurban edilen hayvanlar, kişisel eşyaları ve mezar armağanları ile birlikte yakılarak gömülmüştür. Kremasyon (Yakma) çukurunda ele geçen yanmış hayvan kemikleri defin işlemleri sırasında törene katılan kimseler tarafından bir dizi ritüelistik uygulamanın gerçekleştiğinin anlaşılmasını mümkün kılmıştır. Çukurdaki ölü hediyeleri ne yazık ki kuvvetli ateşin etkisiyle yok olmuş ya da zarar görmüştür. Demir tripod ve saç ayakları, 46 adet ok ucu, iki mızrak ucu, kabzası altın kabaralı demir hançer, büyük bir bronz kazana ait grifon protomları, fallos görunümlü iki sistrum, Omphaloslu tas parçaları, makara kulplu tas, koşumla ilgili demir parçalar, çoğu tümlenemeyecek kadar kırık çömlek parçaları kazılar sırasında açığa çıkarılan belli başlı buluntuları oluşturmaktadır. Kazı sonrası elenen topraktan ise son derece ilginç sonuçlara ulaşılmış, burada altından 2,13 gram ağırlığında bir aslan-başı ve onun on katı ağırlığında tamamen erimiş 218 gram altın, elektron ve gümüş habbecikler bulunmuştur. Yakma işleminin ardından kil, blokaj ve yığma taş ile tümülüs oluşturularak defin işlemi sonlandırılıyordu.
Bayındır C ve D Tümülüslerinin bulunduğu alanlar ziyarete açık değildir. Mezar kazılarında açığa çıkarılan geniş koleksiyon Antalya ve Elmalı Arkeoloji müzelerinde kendilerine ayrılan özel bir seksiyonda sergilenmektedir. Eserler aynı zamanda, farklı ülkelerde gerçekleştirilen uluslararası sergilerle Antalya ve Türkiye’nin tanıtımında kullanılmaktadır.
Referanslar
Dörtlük, K. (1992). Elmalı Bayındır Tümülüsleri Kurtarma Kazısı”, Kazı Sonuçları Toplantısı-10: 171-174; Dörtlük, K., ve diğerleri (1992) Antalya Museum, Turkish Ministry of Culture. Ankara; Şare, T. (2010). An Archaic Ivory Figurine from a Tumulus Near Elmalı: Cultural Hybridization and a New Anatolian Style, Hesperia, 79/1: 59-78.; Tiryaki, S.G. (2016). Demirçağ Milyas Mezarlıkları ve Ölü Gömme Gelenekleri Üzerine Bir Ön Değerlendirme, Adalya, 19: 51-74.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Dörtlük, K. ve diğerleri (1992). Antalya Museum, Turkish Ministry of Culture. Ankara.