Barbaro, Nicolo

Seyyah ve Seyahatname Seyyah

(1420 – 1494)

Venedikli Barbaro Ailesinin ferdi olarak doğdu (1420). Barbaro Ailesi içerisinde kilise liderleri, diplomatlar, sanatçılar, askeri komutanlar, filozoflar, akademisyenler ve bilim adamları bulunduran Venedikli zengin ve etkili bir aileydi. Nicolo Barbaro, Venedik kadırgalarında bulunan bir doktor olarak İstanbul’a geldi (1451). İstanbul’un Fatih Sultan Mehmet tarafından kuşatılması öncesi ve sırasında İstanbul’da bulunan Barbaro, şehir içinden Bizans’ın harekât hazırlıklarını ve kuşatma stratejisini gözlemledi, kuşatmayı günü gününe kaleme aldı. Ruzname uzun bir dönem Barbaro Ailesinde kaldı. Birkaç el değiştirdikten sonra Enrico Cornet tarafından notlar ilave edilerek Viyana’da yayımlandı (1856). Türkçe’ye çevrilen ilk baskısı ise fethin 500. yılında yılında Fetih Cemiyeti tarafından yayımlandı (1953).

Venedikliler’in, Cenevizliler’in ve Bizans’ın Osmanlı’yı Kostantıniyye’den atmak için aldıkları tedbirler ile ilgili Barbaro kadar ince ayrıntıya girmiş bir yazar daha yoktur. Ayrıca Osmanlı Donanması ile ilgili en güvenilir bilgiyi Nicolo Barbaro vermektedir. 1452 yılının Mart ayında Fatih Sultan Mehmet’in Rumeli Hisarı’nı yaptırmasıyla günlüğüne başlayan Barbaro, kuşatma öncesi Venedikli gemilerin durumlarını ve Osmanlı ile savaşa girilecek olması nedeni ile Rumlar tarafından şehrin savunulması amacıyla alıkonulmalarını kaleme aldı. Barbaro ayrıca kuşatma sırasında Kostantıniyye’de bulunan Venedikli asilzadelerin isimlerini de günlüğüne not etti. Cenovalı Zuan Zustignan’ın 700 kişilik askeriyle Kostantıniyye’ye gelişi ve şehrin savunması için kara surları komutanlığına atanmasını da ayrıntılı bir şekilde günlüğüne geçiren Barbaro, şehirde savunma için gerçekleştirilen hazırlıkları da en ince ayrıntısına kadar yazdı. Şehrin savunması için alınan tedbirlerin arasında Kostantıniyye’den Pera’ya kadar uzanan bir zincir gerilmesi, zincirin yanına gemilerin en büyüklerinden dokuzunun sıralanması, kara surlarının desteklenmesi, kapı muhafazası komutanlarının atanması ve askerlerin stratejik bir şekilde yerleştirilmesi örnek olarak gösterilebilir. Fatih Sultan Mehmet’in 5. 04. 1453 tarihinde Kostantıniyye’de ordugâh kurmasını da ayrıntılarıyla not alan Barbaro, şehrin kara surları kapılarının karşısına yerleştirilen devasa topların verebileceği hasarı da şaşkınlık içerisinde anlatmaktadır. Ayrıca Osmanlı Donanması’nın 12. 04. 1453 tarihinde Kostantıniyye limanının önüne geldiğini de ekleyen Barbaro, Osmanlı kara ve deniz orduları ile ilgili ayrıntılı bilgiler vererek, fethin başında gerçekleşen ufak çaplı çarpışmaları anlattı. Fethin ilerleyen günlerinde Osmanlı’nın Cenevizlilerle işbirliği yapması ve gemileri karadan yürüterek Kostantıniyye limanına sokmasını aktaran Barbaro, kızışan deniz ve kara çarpışmalarını gün be gün anlattı. 29. 05. 1453 tarihinin muharebenin son günü olduğunu yazan Barbaro, Osmanlı ordusunun kara surlarını yıkarak şehre nasıl girdiğini, şehir savunmasının nasıl dağıldığını ve Osmanlı bayraklarının şehre asılarak fethin somutlaştığını kaleme aldı. İmparatorun akıbeti hakkında haber alınamadığını, hayatta mı ölü mü olduğunun bilinemediğini ancak söylentilere göre cansız bedeninin cesetler arasında görüldüğünü de kaleme aldığı bilinmektedir. Son olarak Osmanlı’nın ele geçirdiği esir sayısını, muharebede ölen, esir alınan ve kaçan asillerin isimlerini de veren Barbaro, şehir yağmalanırken gemilerle nasıl kaçtıklarını yazarak günlüğünü sonlandırmaktır.

Yararlanılan Kaynaklar

Barbaro, N. (1976). Kostantıniyye Muhasarası Ruznamesi 1453 (Çev. Ş. T. Diler). İstanbul: İstanbul Fetih Cemiyeti.; İnalcık, H. (2019). Fatih Sultan Mehemmed Han. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.; Philippides, M. ve Hanak, W. (2016). The Siege and The Fall of Constantinople in 1453. New York: Routledge.