Kültürel rotalar; antik kalıntılar, tarihi kentler, kırsal yerleşimler, geleneksel yaşam, doğal çevre ve yaban hayatı gibi kültürel miras öğeleri ile doğal kaynakların bütünleşmesiyle oluştu. Kültürün doğa ile bütünleşerek geleneksel yaşam tarzlarını koruyan yöreler, bu rotaların geçiş noktalarını oluşturmaktadır. Aynı zamanda, Via Appia ve The Santiago de Compestella gibi rotalar ise geçmişin izinde yolculuk yapan eski güzergâhların günümüze yansımasıdır. Bu nedenle, 1987 yılı itibarı ile İspanya boyunca uzanan The Santiago de Compestella Rotası, Avrupa Konseyi tarafından ilk Avrupa Kültür Rotası olarak ilan edildi. Böylelikle Avrupa’da kültürel rotalar düşüncesi, kültürel mirasın korunması açısından değerlendirilerek, bir sistem haline geldi. Sonraki yıllarda bu düşünce genişletilerek Avrupa Göç Yolları Ağı halini aldı.

Avrupa Kültür Rotaları ile ilgili çalışmalar, 1980’li yıllarda Avrupa Konseyi’nin Avrupa Kültürel Rotalar Programı’nı ilan etmesi ile başladı. Bu program, Avrupa’daki kültür mirasının paylaşımı ve kültürel işbirliğinin geliştirilmesi amacıyla değerlendirilmektedir. Kültürel rotalar, 1993 yılında UNESCO’nun The Santiago de Compestella Hac Yolu’nu dünya mirası olarak kabul etmesiyle Avrupa’da yayılmaya başladı. 1997 yılında ise Kültürel Rotalar Programı’nın uygulanmaya başlaması amacıyla Avrupa Kültürel Rotalar Enstitüsü kuruldu. 2005 yılına gelindiğinde, kültür rotalarının UNESCO Dünya Mirası kapsamında, dört ana kültürel mirastan biri olarak ilan edildi. Bu durum, kültür rotası düşüncesinin Avrupa’daki gelişimini hızlandırdı. Programın 25. yılı olarak kabul edilen 2012 yılında, başta UNESCO ve Dünya Turizm Örgütü olmak üzere, birçok kuruluşun katılım gösterdiği Avrupa Konseyi toplantısında, Colmar Deklerasyonu: Avrupa Kültür Rotaları 25. Yıl raporu yayımlandı. Bu yıl aynı zamanda, Avrupa kültür rotalarının turizm sektörü ile yerel ve ulusal yönetimlere tanıtılması ve farkındalığın arttırılması amacıyla Crossroads of Europe inisiyatifi kuruldu.

Kültür rotalarında yapılan seyahatler, uzunlukları, kapsamları ve seyahat amaçları doğrultusunda değişkenlik gösterebilir. Bu rotalar, doğa yürüyüşü, bisiklet ve tırmanış rotaları başta olmak üzere, farklı amaçlarla tercih edilebilir. Bunun yanı sıra, turistlerin talepleri ve ilgi alanları ile rotaların zorluk düzeyi gibi etkenler de bu rotaların oluşum aşamasını etkileyebilmektedir. Temel anlamda Avrupa Kültür Rotası, kültürel mirasın korunması ile doğal ve kültürel değerlere yeni bir bakış açısı sunmaktadır. Dolayısıyla rota boyunca, bölgeler arasındaki iletişim ve etkileşimden doğan kültürel önem vurgulanmaktadır.