Alacahöyük Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Türkiye’nin en tanınan antik kentlerinden birisi olan Alacahöyük, Çorum'a bağlı Alaca ilçesinin Alacahöyük Köyü'nde bulunan önemli bir antik yerleşim yeridir. Bu antik kent idari taksimata göre İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin geçiş zorunda kalmaktadır. Orta Anadolu’nun en önemli kültür noktalarından olan Alacahöyük, uzun yıllar Hitit İmparatorluğu’na kültür merkezliği yapmıştır. Yerleşme Hititler ile özdeşleşse de tarihi daha eskidir. Hititlerin Anadolu topraklarına MÖ 2100’lerde gelmiş ancak bölgede hakimiyeti bulunan Hattilerden dolayı etkinliğini hissettirememiştir. MÖ 1600’lerde Hattilere son vererek bölgeye MÖ 1190 yılına kadar hakim olmuştur. Alacahöyük yerleşmesinin tarihi Geç Kalkolitik döneme (MÖ 3500) kadar uzanması antik yerleşmenin başka uygarlıkların temas noktasında bulunduğunu göstermektedir.  Bu durumu sahada yapılan kazılarda farklı yapı katmnaları açıkça ortaya çıkarmaktadır.

Alacahöyük Antik Kentinin gün yüzüne çıkarılması için girişilen çalışmalar iki yüzyılık geçmişe sahiptir. İlk olarak 1835 yılında W.C. Hamilton’un yaptığı saha çalışmalarında tespiti yapışmış, ardından devamında yeni araştırmacıların (Barth, 1859; Van Lennep, 1869, Ramsey ve Wilson, 1881; Chantre, 1894) yaptığı ziyaretler sonucu açıkta bulunan yapılar üzerinde çalışılmıştır. XX. yüzyılın başlarından itibaren devam eden araştırmalarda yeni yapılar bulunmuş; bunların Hitit başkenti olan Hattuşaş ile benzerlik taşıdığı görülmüştür. Yapılan tüm bu çalışmalar sonucu Alacahöyük Antik Kenti’nin tanıtımı bilimsel çalışmalarla gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’de, Antik Kentteki ilk çalışmalar Atatürk’ün girişimleriyle gerçekleşmiştir. Cumhuriyet tarihinde Alacahöyük’teki ilk milli kazı 1935 yılında Remzi Oğuz Arık başkanlığında Höyük Köyü'nde başlamıştır. Küçük bir köy niteliğinde antik kentin üzerinde bulunan bu yerleşme kazı çalışmaları nedeniyle bugünkü yerine taşınmıştır. Kazı çalışmaları 1936 yılında Hamit Koşay başkanlığında devam etmiş; bu kazılarda Hitit dönemine ait farklı nitelikteki eserler, mabet, saray ve kral mezarları ortaya çıkarılmıştır. Bu dönemde bulunan önemli eserler Ankara’ya gönderilmiş, çanak-çömlek gibi çok miktarda bulunan eserler kazı yerinde koruma altında teşhire açılmıştır. Kazı bazı dönemlerde durmuş (1949-1962) ancak daha sonra tekrar başlamıştır.  Hamit Koşay ve Mahmut Akok tarafından yapılan kazılarda (1963-1967) saray ve mabet binaları tam olarak ortaya çıkarılmış, bunun yanında küçük eserler de bulunmuştur. Farklı katmanlardan oluşan Antik Kentin tanımlamaları bu çalışmalar sonucu ortaya çıkmış, kentteki çalışmalar 1983 yılında sona ermiştir. Bu yıldan sonra çevre düzenlemesi gerçekleştirilmiştir. Antik kentteki ilk müze 1940 yılında inşa edilmiş, daha sonra yetersizliği nedeniyle 1982’de tekrar yapılmıştır. Alacahöyük’te çıkan yerinde sergilenmesi gereken bir çok eser koruma altına alınarak ziyaretçilere sunulmuştur. Daha sonra 1988 yılında Alacahöyük ve Boğazköy’ünde içinde olduğu bölge milli park ilan edilmiştir.

Alacahöyük Antik Kenti farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır.  Kazılarda 13,8 metrede ana toprağa erişilebilmiş ve bu derinlikte on üç farklı yapı katına rastlanılmıştır. Bunlar biri Osmanlı, Roma, Friglere, üçü Hititlere, dördü Bakır devrine ve beşi kalkolitik döneme aittir. En son yapı katı MÖ 1200’lerde Hititleri yıkan Friglere aittir. Frigler, Hitit dönemine ait eserlerin bir kısmını tahrip etmiş, bu sahadaki yapı katında bulunan Hitit eserlerinin MÖ 1200-2000 yılları arasında olduğu ve Hattuşa ile aynı döneme ait olduğu gözlemlenmiştir. Diğer katmanlar ise Neolitik sonu, bakır ve kalkolitik dönemine aittir. Bu katmanlar aynı zamanda kentteki kültürlere ait dönemleri de göstermektedir. On üç farklı yapı katında dört farklı kültür katı ortaya çıkmıştır. Birinci kültür katında Osmanlı, Roma, Bizans ve Frigya dönemlerine ait küçük evlerden olan yerleşmeler; ikincisi katta Hititlere ait Sfenksli kapı, mabedler, su yoları, sokaklar; üçüncü katman ise ön Hitit dönemine aittir. Eski Tunç Çağına karşılık gelen bu dönemde Hatti Uygarlığına ait kral mezarları ve bu mezarları süsleyen değerli taşlardan oluşan unsurlar bulunurken, dördüncü kat toprak zeminden oluşan Geç Kalkolitik Çağa aittir.

Alacahöyük Antik Kenti üzerinde kazı çalışmaları başlayana kadar bir köy yerleşmesi bulunmaktaydı. Ancak köy şimdiki yerine taşınmıştır. Günümüzde müze binasının yanından girişi bulunan antik kent hafif eğimli bir yamaçta bulunmaktadır.  Kazı çalışmaları öncesi bir tepe görünümünde olan kentin kazı sonrası eğimi azalmıştır. Yerleşme içinde yapılan çevre düzenlemesiyle tüm alan gezmeye uygun durumdadır. Ancak bazı kısımlarında görülebilecek eser bulunamamaktadır. Alacahöyük’e antik kentine girildikten sonra meşhur sfenksli kapı göze çarpmaktadır. Girişin sağında ve solunda bulunan kabartmaların yönü girişe bakmaktadır.  Bu kapıdan geçildiğinde ileride normal yürüyüş yolunun biraz alçak kotunda mezarlara rastlanmaktadır. Üzeri camlarla kapatılan mezarların içinde insan ve hayvanlara ait kemikler sergilenmektedir. Alacahöyük Antik Kentinde 2014 yılından restorasyon ve çevre düzenleme işlemi gerçekleştirildi. 2015 yılında antik kentte yürüme parkurları, aydınlatma, Hitit yaşamını canlandıran rekreasyon ve arkeopark oluşturulmuştur. Girişten itibaren düzenlenmiş yürüyüş parkuru en dış sınırda 800 metre uzunluğundadır. Antik Kent içinde sergilenen eserlerin görülebilmesi için bu dış yoldan içeriye doğru bağlantılar bulunmaktadır.

Alacahöyük, Türkiye'deki arkeolojik alanlardan biri olarak kültürel mirası koruma ve anlama açısından büyük öneme sahiptir. Bu bölgedeki kazı çalışmaları, Anadolu'nun antik tarihini ve uygarlıklarını anlamak için önemli bilgiler sunmaktadır. Hitit İmparatorluğu'nun önemli bir dini merkezi olarak kabul edilen Alacahöyük Antik Kenti, çalışmaların devam ettiği ve ziyaretçiler için açık bir müze alanı olarak da hizmet vermektedir. Bu alan, Anadolu'nun antik tarihine ve Hitit kültürüne ilgi duyanlar için önemli bir ziyaret noktasıdır. Günümüzde bu bölgede çıkan eserler Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve Alacahöyük Müzesi’nde sergilenmektedir.

Lokasyon olarak Çorum merkezinden 55 kilometre, Çorum-Ankara karayoluna yedi kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Antik kente toplu taşıma hizmeti bulunmamaktadır. Tur veya şahsi araçlarla bölgeye ulaşılması gerekmektedir. Antik Kentin girişinde yer alan müze ve tarihi yerleşme alanı haftanın yedi günü 08.30-16.30 arasında ziyaret için açık durumdadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Arık, R. O. (1937). Alacahöplik hafriyatınin ilk neticeleri. TTK Belleten 1(1): 210-221.; https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/corum/gezilecekyer/alacahoyuk-muze-ve-orenyeri, Erişim tarihi: 10.02.2024; Işık, Z. (2020). Alacahöyük Örenyeri Kazıları, İçinde, Kozak, N. (Editör), Online Türkiye Turizm Ansiklopedisi; Koşay, H. (1941). Türk tarih Kurumu Alacahöyük Hafriyatı 1940 Çalışmaları ve Neticesleri. TTK Belleten V (17-18), 1-8.; YIılmaz, A, İ. (2019). Alacahöyük Örenyeri Kazıları, İçinde, Kozak, N. (Editör), Online Türkiye Turizm Ansiklopedisi,

Ayrıntılı bilgi için bakınız

https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/corum/gezilecekyer/alacahoyuk-muze-ve-orenyeri, (Erişim tarihi: 10.02.2024).