Adalar’da Mimoza Ve Mimofest

DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS

Adalar’a mimozanın hangi tarihte getirildiğine ilişkin kesin bir bilgi yok. Muhtemelen, Avustralya’dan Avrupa’ya götürüldüğü tahmin edilen tarihle, yanı XIX. yüzyılla uyumlu bir geliş süreci olmalı.

Adalar içinde yerleşimi olan Büyükada başta, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada, XVIII. yüzyıl başlarına kadar kendi içine kapalı, bir küçük Rum köyleri idi. Köyün korunaklı iç limanları çevresinde kümelenmiş, geçimini balıkçılık, denizcilik, bağcılık başta olmak üzere tarım ile sağlayan yoksul topluluklardı bunlar. Adanın geniş arazileri ise manastır arazileriydi.

XVIII. yüzyıl başlarından itibaren adanın yeni sakinleri oluşmaya başladı. Bunlar İstanbul’un, o dönemin Konstantiniyye’sinin batıyla bütünleşik yeni burjuvazisiydi. Levantenler başta olmak üzere Rum, Ermeni, sonraları Yahudi azınlıkların ticaret ve bankacılık zenginleşen yeni burjuvazisi. Onlar Adalar’ın bir sayfiye yeri olarak keşfettiler. Tıpkı Boğaziçi, Anadolu ve Rumeli’nin Marmara kıyılarındaki sayfiye yerleri gibi. Onlara XIX. yüzyıl sonlarına doğru saray çevresindeki Müslüman azınlık da eklendi.

Şu anda başta Büyükada olmak üzere tüm adalarda gördüğümüz büyük bahçeler içinde ahşap-kargir konaklar, köşkler böyle ortaya çıktı. Osmanlı ve Batı’nın eklektik mimarisi yerli-yabancı mimarlar eliyle Adalar’a hakim oldu. Küçük Rum köyleri, sayfiye ile büyümeye başladı. Yapılan köşklerin bahçe düzenlemelerine de yine batıyla bağı olan mimarlar, peyzajlar dokundu. Avrupa başta olmak üzere dünyanın dört bir yanından bahçe tanzimi için çiçekli-çiçeksiz bitkiler taşındı. Bunların bir bölümü Adalar’a uyum gösterdi. Mimozalar da olasılıkla, Avrupa’ya adım attığı yıllarda İstanbul’a ve Adalar’a getirildi. Ada iklimi ve doğası mimozayı kabul etti. Onu kendine uyarladı.

Mimoza bir akasya türü. Yüzlerce çeşidi olduğu biliniyor. Ege kıyılarında görülen türleri daha iri gövdeli ve iri çiçekli iken, Adalar’daki daha nazenin. Ama Ege’dekiler kokmazken, Adalardakiler çok güzel koku yayıyor çevreye.

Adalar’da mimoza için farkındalık yaratacak festival: Mimofest

2022 yılında Adalar Müzesi’nde başlayan, 2025 yılında ise Adalar Belediyesi ve Adalar’ın ilgili sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla büyüyen ve artık her sene yapılması planlanan Mimofest-Adalar Mimoza Festivali Adalar’a has bu mimoza türünü tanıtmak için düzenleniyor.

Mimozanın korunması, vahşice kırılıp dökülmemesi, ekonomik olarak da Adalar’a değer katabilmesi için bilinçli bir çabaya ihtiyaç var. Festival bu duyarlılığı geliştirmek için.

Benzer şekilde, İstanbul’un düşük sezonu olan şubat-mart aylarında, doğada ilk çiçeklenen bitki olarak Mimoza turizm açısından da özel bir önem taşıyor. Nasıl kiraz çiçekleri, Japonya turizmi için çok önemli bir çekim kaynağı oluşturuyorsa, Adalar için de mimoza böyle bir özelliğe sahip. 

Avrupa mimozayı bizden önce keşfetmiş ve bizden çok önce değerlendirmeyi bilmiş. Festivaller yıllardır mimozayla süslenen toprakların, köylerin kasabaların temel ekonomik girdisini oluşturmaya, turizm açısından da ilgi çekici kılmaya başlamış.

Mimoza festivalleri daha da gelişip zenginleşmeli, yerel yönetimler, kamu daha büyük destek vermeli. Seyahat acentaları Adalar’ın bu yüzünü değerlendirip, turizm ürününe dönüştürmeli.