Yesemek Taş Ocağı

Doğal ve Kültürel Miras UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi

Yesemek heykel atölyesi olarak bilinen yer, Gaziantep’in Islahiye ilçesine yaklaşık olarak 20 kilometre uzaklıkta bulunan Yesemek Köyü’nde yer almaktadır. Buradaki farklı renkte ve biçimdeki taş ve kayaları ilk fark eden kişi 1888 yılında yine Islahiye ilçesinde bulunan Zincirli Höyük kazılarını başlatan Felix von Luschan isimli Avusturyalı bir araştırmacı ve arkeolog olmuştur. Yesemek keşfedildiğinde henüz tamamlanmamış ve yapım aşamasında olan çok sayıda heykelin ve kabartmanın varlığı ve 1958-1961 yılları arasında U. Bahadır Alkım tarafından burada yürütülen çalışmalarla burasının civardaki kentlere gönderilmek üzere heykellerin ve kabartmaların üretildiği bir taş ocağı olduğu fikri yaygınlık kazanmaktadır. Burada üretilen eserlerin yayılım alanlarının oldukça geniş olduğu tahmin edilmekle birlikte özellikle Geç Hitit krallıklarından Zincirli Höyükteki Sam’al Krallığı'ndan kalan kabartmalı orthostatların ve heykellerin Yesemek atölyesinde üretildiği kesin gibidir. Günümüzde Yesemek Açık Hava Müzesi olarak kullanılan bu taş işleme atölyesi Geç Tunç çağı gibi daha önceki dönemlerde de çalışır vaziyette olduğu bilinmekle birlikte daha ziyade Geç Hitit döneminde (yaklaşık olarak MÖ 1180-700) daha aktifti. Mezopotamya kökenli Yeni Asur Devleti tarafından Sam’al krallığının Asur eyaleti haline getirilmesinden sonra üretimin sonlandığı düşünülmektedir. Burada Yesemek’e çok yakın olan Karatepe Dağından elde edilen bazalt taşından heykeller, kabartmalar ve steller yapılmaktaydı. Yesemek Açık Hava Müzesi’nde çok büyük bir kısmı MÖ birinci binyılın ilk yüzyıllarına tarihlendirilen aslan ve sfenks heykelleri, dağ tanrısı heykelleri, kapı heykelleri, dini ve askeri konularla ilgili kabartmalı ortostat, sütunlar ve sütun kaideleri ve üzerinde herhangi bir kabartma ve figür olmayan taslak haldeki farklı ebatlarda ve şekillerde büyük taş blokları görmek mümkündür. Özellikle aslan tasvirli heykellerin çeşitliliği oldukça fazladır. Ayakta duran, oturur pozisyonda, yandan ve yüz kısmından görünür biçimde ve kanatlı şekillerde tasvir edilen bu aslan heykellerinin çok sayıda örneği mevcuttur. Yesemek’teki eserler arasında sfenks heykelleri ile dağ tanrısı kabartmaları oldukça dikkati çekmektedir. Günümüzden yaklaşık olarak 3000 yıl öncesinde işleyen bir taş atölyesindeki üretim ve işçilik sürecinin büyük bir kısmının takip edilebilmesi nedeniyle bölge halkı tarafından heykel ya da taş tarlası olarak da bilinen Yesemek görülmesi gereken eşsiz bir yerdir. Burada taşların çıkarılmasından, taslakların hazırlanmasına ve sonrasında bu taslakların heykel ve kabartma gibi eserlere dönüştürülme süreçlerine yerinde ve yakından görmek mümkündür.

Yararlanılan Kaynaklar

Alkım, U.B. (1974). Yesemek Taşocağı ve Heykel Atelyesinde Yapılan Kazı ve Araştırmalar. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları; Duru, R. (2004). Eski Önasya Dünyasının En Büyük Heykel Atelyesi. İstanbul: TÜRSAB Kültür Yayınları; Harmanşah, Ö. (2015). Eski Yakındoğu’da Kent, Bellek, Anıt (Çev.: Fügen Yavuz). İstanbul: Koç Üniversitesi Yayınları; Tetik, Z. A. (2016). Die Technische Arbeitsweise des Steinbruchs und des Skulpturenateliers von Yesemek: Suggestionen Zum Transportverfahren, Den Transportwegen und der Ausbreitungder Spätluwischen Werke Aus Basalt, Tüba-Ar, 19: 159-169; Tuğcu, A. (2012). Yesemek Stone Quarry and Sculptural Workshop (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara: Ortadoğu Teknik Üniversitesi; Umar, B. (2008). Kommagene & Kuzey Mesopotamia: Bir Tarihsel Coğrafya Araştırması ve Gezi Rehberi. İstanbul: İnkılâp Kitabevi.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Duru, R. (2004). Eski Önasya Dünyasının En Büyük Heykel Atelyesi. İstanbul: TÜRSAB Kültür Yayınları.