Yeni Cuma Camii

Doğal ve Kültürel Miras Cami

Günümüzde Kocaeli’nin merkez ilçesi olan İzmit’te Yeni Cuma Mahallesi’nde yer alan külliyenin sadece bir kısmını oluşturmakta olup yapımı 1546 tarihlidir. Vezirlerden Pertev Mehmet Paşa’nın İzmit’te sancak beyliği yaptığı dönemde başlattığı ancak bitimini göremediği camidir. Her ne kadar Yeni Cuma Camii olarak adlandırılsa da gerçekte Pertev Paşa Camii’dir. Başlangıçta külliye olarak inşa edilmesine rağmen Kanûnî Sultan Süleyman ve II. Selim dönemlerinde vezirlik yapmış olan Pertev Paşa’nın isteği üzerine vefatından sonra kethüdâsı Sinan Ağa tarafından o dönemde İstanbul-Şam-Bağdat sefer ve kervan yolunun geçiş noktası üzerinde Mimar Sinan tarafından yapıldı. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Mahkeme Camii olarak da geçen bu yapı günümüzde daha çok Yeni Cuma Camii adıyla bilinmektedir. Tek başına inşa edilmemiş olan Pertev Paşa Camii’nin yanında; imaret, hamam, han, arasta, mektep, çeşme ve sebilden oluşan diğer külliye birimleri de yer alıyordu. Külliyenin su ihtiyacını karşılamak üzere bir de su yolu yaptırılmıştı. Fakat günümüze kadar sadece cami ve şadırvan ulaşmıştır. Bu külliyenin banisi Pertev Mehmet Paşa, Arnavut asıllı devşirmelerden olup Enderun’da yetişmiş dördüncü, üçüncü ve ikinci vezirlik payesi ile Osmanlı Devleti’ne en üst düzey görevlerde bulunmuştur. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğullarından Şehzade Bayezid ile Selim arasında ortaya çıkan sorunlarda da önemli rol oynamıştır. Zigetvar ve Tımışvar seferlerinde de başarı gösterir, 1571’de ortaya çıkan İnebahtı Deniz Savaşı’ndaki başarısızlıktan dolayı mevcut itibarını kaybetmiş ve görevinden alınmıştır. Ardından bir yıl sonra 1572’de ölmüştür. 1579 yılında tamamlanan ve Çoban Mustafa Paşa Külliyesi gibi askerlerin, kervanların ya da ulakların konaklamak ya da yolculuk esnasında dinlenmek amacıyla durdukları yer olan bir menzil külliyesidir. Kervansaray ve imaretin de sadece birer duvarı kalmış ve hamamın da bir bölümü harabe halinde dönemimize ulaşmıştır. Külliye belirli dönemlerde sıklıkla tamire alınmıştır. Külliyeyi oluşturan cami, imaret ve hamam gibi yapılar 1719’de bir deprem sonucu zarar gördüğünden İstanbul’dan alanında uzman neccâr, duvarcı ve taş ustaları gönderilmiştir. Fakat daha sonra yine 1764’te cami, imaret, sebil ve su yolu, 1858 ‘de ise sadece cami tamir görmüştür. Cumhuriyet döneminde, 1952-1961 yılları arasında yapılan onarımda avlu duvarları, şadırvanın üst örtüsü ve bu örtüyü taşıyan dikmelerle caminin kalem işi süslemeleri ve alçı pencereleri yenilenmiştir. Yeni Cuma Camii geniş bir duvar ile çevrili avlunun ortasında yer almaktadır. Avluya üç yönde açılan basık kemerli kapılar bulunmaktadır. Batı’daki giriş üzerinde yapının tarihi hakkında bilgi veren tek satırlık bir kitâbe yer almaktadır. Yapı kesme taştan inşa edilmiştir. Kubbe kareye yakın dikdörtgen planlı ve yüksekçe sekizgen bir kasnak üzerine oturtulan kubbe ile örtülen çift kuruluşlu son cemaat yeri bulunmaktadır. Caminin minaresi kare planlı bir tarzda baklavalı bir pabuçlukla çokgen gövdeye monte edilmiştir. 1999 yılında depremden zarar gördüğü için tamir edilmiştir. Caminin kuzeyinde bulunan şadırvan onikigen şeklinde üzeri sütunların taşıdığı geniş saçaklı bir çatı ile kaplıdır. Pertev Paşa Camii çift kuruluşlu son cemaat yeri ve kare plandan kubbeye geçiş aşamalarını dış mimaride de gösteren yönüyle göze çarpmaktadır. Yeni Cuma Camii’nin köşe geçişleri kuvvetlice vurgulanmış ve dıştan belirgin şekilde yükseltilmiştir. Yeni Cuma Camii’nde dikkat çeken bir özellik de içi boşaltılmış alt pencere alınlıklarıdır. Alçı şebekeli olarak aydınlığı dışarıya yaymak amacıyla yapıldığı düşünülmektedir. 1579 yılında Mimar Sinan’ın yaptığı Pertev Paşa Külliyesi, bir menzil külliyesi olmasına rağmen plan düzeninde bir dağınıklık söz konusudur. Fakat tek kubbeli, orta ölçekteki bu vezir caminde uygulanan çift revak sistemi ile dikkat çekmektedir ve İç mekân çok daha ön plana çıkartılmıştır. Mekânın daha ferah rahatlatıcı bir hava oluşturulması için Sinan’ın genelde kullandığı kübik altlıklı beden duvarlarından yüksek, iki kademeli kubbeye geçişler, iç ve dış görünümde, ışık-gölge ilişkisine de olumlu yönde yansımaktadır. Hatta köşe geçişlerindeki yüksek tromp uygulamaları ile bu camide ortaya konan üslup anlayışı ve arayışı, Sinan’ın Osmanlı mimarisinde meydana getirdiği Rönesans’tan Maniyerizm’e geçişin işareti olarak da görülmektedir. Düzgün kesme taştan kareye yakın dikdörtgen planlı cami, yüksek sekizgen kasnak üzerine oturan tek kubbe ile örtülü olup genelde Sinan’ın çok sevdiği çift revaklı son cemaat sistemi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, batıdan ve doğudan minarenin temel kısmını oluşturan kürsi de denilen kaidesi kadar dışa taşırılmış, ortada üç kubbe, iki yanda da birer aynalı tonozla mukarnas başlıklı mermer sütunlara, sivri kemerlerle oturtulmuş ikinci revak kısmıdır. Birinci revakın etrafını “U” biçiminde saran ikinci revak, eğimli bir çatı ile örtülü olup Sinan’ın ilk uygulamalarından biri olan Üsküdar Mihrimah Sultan Camii’nin son cemaat yeri ile benzeşmektedir. Yeni Cuma Camii’nin beden duvarlarının yükseltilmesi ve iki kademeli, yüksek bir kasnağın kullanımıyla iç mekânda aynı yücelim duygusu ile aydınlık ve ferah bir atmosfer sağlanmıştır. Alt kasnakta dört yönde açılmış pencereler ve köşelerde yüksekçe tutulmuş, yapı üstünde belirginliği vurgulanmış olan kare mekânlı plan üzerine kubbenin oturmasını sağlayan geçiş ögesi olan tromplarda rol oynamıştır. İnşa edilme nedenleri yapıların konumlandırılması ve plan özellikleri ile birlikte dönemin sanat zevkini de gösterdiğinden taş, ahşap, vitray, kalem işi gibi süslemeleriyle de dikkat çekmektedir. Yeni Cuma Camii’nde cami, sıva üzerine uygulanan kalem işleri düz ya da eğrisel alanlar göze çarpmaktadır. Son cemaat yeri kubbeleri, kubbe geçişleri, harim mekânı kubbesi, kubbe yüzeyi ve eteği, kasnak ve kubbe geçiş unsurları, yarım kubbeler, beden duvarları, pencere kenarları bu tarz süslemelerin uygulandığı alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Kalem işi süslemeleri oldukça dikkat çekicidir. Merkezi ve tek kubbeli olarak planlanmıştır. Yeni Cuma Camii’nin kubbe süslemesi, iç içe geçmiş halkalardan oluşturulmuş dairesel bir madalyon şeklini yansıtmaktadır. Kubbe kilit taşı, ortabağ rumi ve palmet dizileriyle yapılmış süslemelerle birlikte bunun etrafında, sülüs tarzda yazılmış Fatır Suresi’nin 41. ayeti bulunmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Ela, T. A. Ş., Şahna, E. ve Öztürk, G. (2015). Gebze Çoban Mustafa Paşa ve İzmit Pertev Paşa Camilerinin Kalem İşi Süslemeleri Üzerine Bir Değerlendirme, ODÜ Sosyal Bilimler Araştırmaları Dergisi, 5(11): 28-50; Gündoğdu, H. ve Işık, R. (2014). İzmit Pertev Paşa Külliyesi’nin Klasik Osmanlı Mimarisindeki Yeri ve Önemi. Kocaeli: Uluslararası Gazi Akça Koca Kocaeli Tarih Sempozyumu I, https://docplayer.biz.tr/11861201-Osmanli-dan-cumhuriyet-e-sanayi-bilim-teknoloji-kultur-ve-turizmde-marka-kent-gebze.html, (Erişim tarihi: 12.08.2020); Kahraman, İ. (2014). Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Sanayi, Bilim, Teknoloji, Kültür ve Turizmde Marka Kent: Gebze. Kocaeli: Uluslararası Gazi Akça Koca ve Kocaeli Tarihi Sempozyumu I; Kurtbil, H. Z. (2007). Pertev Paşa Külliyesi. Diyanet İslam Ansiklopedisi (ss. 236-238). İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı; Yüce, R. (1998). İzmit ve Çevresel Tarihi: Kocaeli ve 1950’ye Kadar Sakarya Tarihsel Notlar ve Anılar. İzmit: İzmit Rotary Kulübü.