Türkiye'de Gece Müzeciliği
MÜZE
-
2025
Türkiye’de gece müzeciliği, kültürel miras kurumlarının geleneksel işleyiş pratiklerinin ötesine geçerek, standart mesai saatlerinin bitiminden sonra, özellikle akşam ve gece zaman dilimlerinde ziyaretçi kabulünü ve çeşitli etkinlikler düzenlemesini ifade eden çağdaş bir müzecilik uygulamasıdır. Uluslararası alanda “Night Museology,” “Late Night Museums,” “Museums at Night” veya “Lates” gibi terimlerle karşılık bulan bu kavram (İng. night-time museum operation), müzelerin toplumsal rollerini yeniden tanımlama, daha geniş ve çeşitli ziyaretçi profillerine (özellikle gündüz saatlerinde çalışan veya eğitim gören bireylere) ulaşma ve kültürel mirası farklı bir atmosferde, zenginleştirilmiş deneyimlerle sunma hedefini taşımaktadır.
Kavramın kökenleri, spesifik bir kişi veya kuruma atfedilemese de, XX. yüzyılın son çeyreğinde, özellikle Batı Avrupa ülkelerinde müzelerin kamusal erişimi ve sosyal kapsayıcılığı artırma yönündeki çabalarıyla belirginleşmiştir. Almanya’da başlayan ve kısa sürede birçok Avrupa ülkesine yayılan "Uzun Müze Geceleri" (Alm. Lange Nacht der Museen) veya Fransa merkezli uluslararası "Avrupa Müzeler Gecesi" (Fr. Nuit Européenne des Musées) gibi kitlesel etkinlikler, gece müzeciliğinin popülerleşmesinde ve kurumsallaşmasında önemli rol oynamıştır. Bu gelişmeler, müze kelimesinin etimolojik kökeni olan Antik Yunanca "Mouseion" (Μουσεῖον) – yani ilham perilerine (Mousa'lara) adanmış öğrenme ve sanat mekânı – kavramına, modern kent yaşamının dinamikleriyle uyumlu, “gece” teması üzerinden yeni bir estetik, duyusal ve deneyimsel boyut katmıştır. Gece müzeciliği, aynı zamanda müzelerin deneyim ekonomisi (Pine ve Gilmore 1998) çerçevesinde kendilerini birer "deneyim sağlayıcı" olarak konumlandırma çabalarının bir yansıması olarak da değerlendirilebilir.
Türkiye’de gece müzeciliği uygulamaları, özellikle 2010’lu yıllardan itibaren daha görünür bir şekilde ivme kazanmıştır. Bu gelişme, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın müzecilik alanındaki modernleşme ve ziyaretçi odaklı hizmet anlayışını benimseme politikalarıyla paralellik göstermektedir. İlk etapta büyük şehirlerdeki bazı özel ve vakıf müzelerinin (örneğin İstanbul Modern, Pera Müzesi, Sakıp Sabancı Müzesi gibi) sergi dönemlerine veya özel günlere bağlı olarak düzenledikleri uzatılmış ziyaret saatleri ve geceye özel etkinliklerle başlayan bu hareketlilik, zamanla Bakanlığa bağlı müze ve ören yerlerine de sirayet etmiştir. Uluslararası Müzeler Günü (18 Mayıs) kapsamında kutlanan "Avrupa Müzeler Gecesi"ne Türkiye’deki çok sayıda müzenin katılımı, bu uygulamanın yaygınlaşmasında önemli bir etken olmuştur.
Özellikle yaz aylarında, yüksek sıcaklıklar nedeniyle gündüz ziyaretlerinin zorlaştığı Akdeniz ve Ege bölgelerindeki popüler ören yerlerinin (örneğin Efes Antik Kenti, Side Antik Kenti, Patara Antik Kenti) ve bazı büyük müzelerin (İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Topkapı Sarayı Müzesi) gece ziyaretlerine açılması, hem yerli hem de yabancı turistler için çekici bir alternatif oluşturmuştur. Bu bağlamda, 2022 yılında Efes Antik Kenti içerisinde faaliyete geçen ve sürükleyici teknolojilerle (artırılmış gerçeklik, video mapping vb.) zenginleştirilmiş bir deneyim sunan Efes Deneyim Müzesi’nin gece saatlerinde de ziyaretçi kabul etmesi, Türkiye’deki gece müzeciliği uygulamalarına yenilikçi bir örnek teşkil etmiştir. Benzer şekilde, Kapadokya bölgesindeki Zelve Açık Hava Müzesi gibi benzersiz peyzaja sahip alanlarda da gece deneyimleri sunulmaya başlanmıştır.
Gece müzeciliğinin içeriği, salt ziyaret saatlerinin uzatılmasından çok daha kapsamlıdır. Bu uygulamalar genellikle canlı müzik performansları, konserler, tematik film gösterimleri, yetişkinlere ve çocuklara yönelik atölye çalışmaları, uzman küratörler veya rehberler eşliğinde özel gece turları, akademik söyleşiler, yazar buluşmaları, tiyatro ve dans performansları gibi çeşitli sanatsal ve kültürel etkinliklerle zenginleştirilir. Akşam saatlerinin getirdiği farklı ışık koşulları, müzelerin ve ören yerlerinin mimari özelliklerini ve sergilenen eserlerin estetik niteliklerini farklı bir perspektifle vurgulayarak, ziyaretçilere gündüz deneyiminden ayrı, özgün ve unutulmaz bir atmosfer sunar. Bu durum, eserlerle kurulan duygusal bağı güçlendirebilir ve öğrenme sürecini daha etkileşimli hale getirebilir.
Türkiye turizmi açısından gece müzeciliğinin potansiyel katkıları çeşitlidir. Öncelikle, turistik destinasyonların gece hayatına kültürel bir alternatif sunarak çekiciliğini artırır. İkincil olarak, özellikle sıcak iklim kuşağındaki ören yerlerinin gün içindeki efektif kullanım süresini uzatarak ziyaretçi kapasitesini ve memnuniyetini artırır. Üçüncül olarak, artan ziyaretçi sayısı ve bilet dışı gelirlerle (hediyelik eşya, yeme-içme, özel etkinlik biletleri) müze gelirlerine ve dolayısıyla yerel ekonomiye pozitif katkı sağlar. Ayrıca, yerel halk için yeni sosyalleşme ve kültürel aktivite olanakları yaratarak müzelerin toplumsal entegrasyonunu güçlendirir.
Bununla birlikte, Türkiye’de gece müzeciliği uygulamalarının yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması, bazı yapısal ve operasyonel zorlukların aşılmasını gerektirmektedir. Bu zorluklar arasında; ek personel (güvenlik, rehber, teknik ekip vb.) ihtiyacı ve buna bağlı artan işletme maliyetleri, özellikle açık hava ören yerlerinde ve tarihi binalarda yeterli ve esere zarar vermeyecek (koruma odaklı) aydınlatma sistemlerinin kurulması, teknik altyapının (ses sistemleri, projeksiyon vb.) sağlanması ve bakımı, gece saatlerinde ulaşım kolaylığı ve ziyaretçi güvenliğinin titizlikle sağlanması bulunmaktadır. Ayrıca, uzun süreli açık kalmanın ve artan ziyaretçi trafiğinin hassas eserler üzerindeki potansiyel yıpratıcı etkileri de koruma-kullanma dengesi açısından dikkatle yönetilmelidir. Geceye özel, ilgi çekici ve anlamlı içeriklerin (tematik sergiler, interaktif enstalasyonlar, hikaye anlatıcılığına dayalı turlar) düzenli olarak geliştirilmesi ve bu etkinliklerin etkin pazarlama stratejileriyle hedef kitlelere duyurulması da başarının anahtarlarındandır.
Sonuç olarak, Türkiye’de gece müzeciliği, kültürel mirasın korunması, yorumlanması ve gelecek nesillere aktarılması misyonuyla, turizm sektörünün çeşitlendirilmesi ve canlandırılması hedeflerini birleştiren dinamik ve potansiyeli yüksek bir alandır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleyici politikaları, yerel yönetimlerin ve özel sektörün katılımı, akademik araştırmalarla desteklenen iyi uygulama örneklerinin çoğaltılması ve sürdürülebilir finansman modellerinin oluşturulmasıyla, Türkiye’nin zengin kültürel mirasının gece deneyimleriyle daha geniş kitlelere ulaştırılması ve bu alanda uluslararası bir çekim merkezi haline gelmesi mümkündür.
Referanslar
Black, G. (2012). Transforming museums in the twenty-first century. Routledge; Hooper-Greenhill, E. (2000). Museums and the interpretation of visual culture. Routledge; Pine, B. J. ve Gilmore, J. H. (1998). Welcome to the experience economy, Harvard Business Review, 76(4); Richards, G. ve Wilson, J. (2006). Developing creativity in tourist experiences: A solution to the serial reproduction of culture? Tourism Management, 27(6): 1209–1223.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-397268/gece-muzeciligi-1-haziran-2025--1-ekim-2025.html