-
2019
Yeryüzünde canlılığın devamı için gerekli olan yaşam destek sistemlerin ana unsurunu oluşturan biyolojik çeşitlilik, bir bölgedeki genetik, tür, ekosistem çeşitliliğinin ve ekolojik olayların oluşturduğu bir bütündür ve doğal bir çevrenin göstergesidir. Biyoçeşitlilik, temiz hava, taze su, ilaç ve barınak gibi temel ihtiyaçlarımız için kaynak oluşturmaktadır ve aynı zamanda insanlara rekreasyonel, psikolojik, duygusal ve ruhsal yönden olumlu etkiler yapmaktadır.
Biyolojik çeşitliliğin dünyadaki birçok ülkede dolaylı veya direkt olarak turizmle bağlantısı vardır. Kenya, dünya ekoturizm uygulamalarında en önemli destinasyon olarak görülmektedir. Meksika ve Güneydoğu Asya gibi çok yüksek biyolojik çeşitliliğe sahip bazı ülkeler yüksek turizm gelirine sahiptir. Fakat Mısır, Cezayir, Irak, Afganistan, İran gibi ülkeler biyoçeşitlilik açısından önemli fırsatlara sahip olmalarına karşın, bu konuda çok gelişme sağlayamadılar. Ilıman iklim kuşağında bulunan Türkiye de, coğrafik konumu ve bununla bağlantılı olarak içerdiği çok farklı ekosistemlere bağlı olarak gösterdiği zengin biyoçeşitlilik açısından dikkat çekmektedir. Türkiye'de yayılış gösteren canlı türlerinin sayısı Avrupa kıtasının tümünde yayılış gösteren türlerin sayısına yakındır ve Türkiye, Avrupa ve Orta Doğunun en zengin biyolojik çeşitliliğine sahip ülkesi olarak bilinmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’nin coğrafi yapısının farklılığı, yüksek endemizm (belirli bir bölgeye özgü türleri) ve genetik çeşitliliği de oluşturmaktadır.
Biyoçeşitliliğin kullanımında ve korunmasında sürdürülebilir gelişme ilkelerinin uygulanması ekonomik ve ekolojik açıdan çok önemlidir. Zengin biyoçeşitliliğe sahip ülkeler, bunun sürdürülebilir kullanımını sağladıkları ölçüde küresel ekonomik politikalarda söz sahibi olabilmektedir. Biyoçeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir kullanımının sağlanmasına yönelik uygulanabilir adımların atılması ve uygun stratejilerin geliştirilmesiyle gelecek kuşakların haklarının güvence altına alınması, ülkelere birçok fırsatlar sunmaktadır.
Biyoçeşitliliğin korunması konusunda ilk uluslararası adım, 1972 yıında Stockholm’de toplanan Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi konferansında bütün boyutlarıyla gündeme getirildi. Bundan 20 yıl sonra 1992’de Brezilya’da düzenlenen Dünya Zirvesi'nde birçok ülke tarafından Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi imzalandı. Türkiye’de bu sözleşmeyi 27 Aralık 1996 tarihinde onayladı. Türkiye’de Çevre ile ilgili olan ulusal ve uluslararası yasa, yönetmelik ve sözleşmeler, aynı zamanda biyoçeşitliliği de kapsamaktadır. Biyoçeşitlilik sözleşmeleri doğanın korunması ve daha özel olarak türlerin neslinin tükenmesi, azalması ve korunmasıyla ilgilidir. Bununla birlikte, sözleşmenin amacının sadece biyolojik çeşitliliği korumak değil aynı zamanda bileşenlerinin sürdürülebilir kullanımını takip etmek ve genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil paylaşımını teşvik etmektir. Bunula birlikte, türleri doğal ortamlarında koruma, biyolojik çeşitliliğin ve onun bir parçası olan gen kaynaklarının korunması için en etkin yöntemdir. Milli Parklar, Tabiat Parkları, Tabiatı Koruma Alanları, Özel Çevre Koruma Alanları ve Tabiat Anıtları vb. yerler doğal koruma alanlarıdır. Doğal habitatı dışında koruma alanlarına ise botanik bahçeleri, arboretumlar, hayvanat (zooloji) bahçeleri örnek olarak verilebilir.
Turizmin birçok alanı biyoçeşitlilik ile etkileşim halindedir. Ekoturizm, genellikle yararlı turizmin ana şekli olarak gösterilmektedir. Doğa turizmi diğer bazı ekoturizm türlerinden farklıdır, çünkü vurgu doğal ortamlarında yaban hayatı veya bitkileri görmek isteyen insanlar üzerindedir. Bunlar gerçek ekoturistler veya kuş gözlemcileri gibi uzman gözlemciler veya vahşi yaşam alanlarına yapılan ziyaretler de dahil olmak üzere organize turların üyeleri olabilir.
Referanslar
Demirayak, F. (2002). Biyolojik Çeşitlilik-Doğa Koruma ve Sürdürülebilir Kalkınma. TÜBİTAK Vizyon 2023 Projesi Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Paneli, Dilbirliği, E. (2007). Bitkisel Biyolojik ÇeşitlilikGenetik Kaynakların Sürdürülebilir Stratejilerinin Değerlendirilmesi Üzerine Bir Araştırma (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü; Demir, A. (2013). Sürdürülebilir Gelişmede Yükselen Değer; Biyolojik Çeşitlilik Açısından Türkiye Değerlendirmesi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi 12(24): 67-74; Duim, R., Caalders J. (2002). Biodiversity and Tourism, Impacts and Interventions, Annals of Tourism Research, 29(3): 743-761; Vaughan, D. (2019). Tourism and Biodiversity: A Convergence of Interests?, International Affairs (Royal Institute of International Affairs 1944-), 76(2): 283-297.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Duim, R., Caalders J. (2002). Biodiversity and Tourism, Impacts and Interventions; Vaughan, D. (2019). Tourism and Biodiversity: A Convergence of Interests?