Turizm Güvenliği
Kavram Sosyoloji Güvenlik Bilimleri
-
2020
Güvenlik kelimesi etimolojik olarak Orta Asya Türkçesi’ndeki ün, nam, iktidar anlamına gelen küve kökünden türetilen güven kelimesinden gelmektedir. Yine Latince endişeden uzak olma anlamında sine cura kökünden türetilen securus – securitas kelimelerinin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet” olarak tanımlanmaktadır. Oxford Sözlüğü’nde de tehlikeden uzak olma anlamına, bir devletin veya kurumun güvenliğini sağlamak için takip edilen süreç anlamı eklenmiştir. Bu çerçevede güvenlik, toplumların veya bireylerin normal olarak kabul görmeyen olay, durum veya saldırılardan korunma gereksinimini içeren fiziksel çabalar ile cana ve mala zarar verebilecek her türlü tehdit ve tehlikeden uzak bir şekilde yaşamasını ifade etmektedir. Genel olarak “Şüphe, endişe ve korkudan uzak olma hali” olarak tanımlayacağımız güvenlik kavramı, bu yönüyle süreç, işlev, yapı ve durum tasviri yapan geniş bir kavramdır. Güvenlik; tehdit ve kaygıların toplamının alınan tedbirlerden az olduğu ve sizin kabul ettiğiniz güvenlik eşiğinin altında kaldığı durumdur.
Turizm ve güvenlik iç içe geçmiş kavramlardır. Özellikle modern turizmin başlamasıyla ile birlikte savaşlar, terörizm, suç gibi güvenlik ile ilgili olayların turizmi giderek etkilediği bilinmektedir. Özellikle 1990’lardan itibaren turizm güvenliği kavramı giderek önemsenmeye başlanmıştır. Bu döneme kadar güvenlik söylemi bile turizm sektörü için riskli bir söylem olarak kabul edilirken bu dönemden itibaren;
- Kolluk teşkilatlarının turistlerin ihmalkâr davranışlarının olabileceği ve bu varsayımın göz önüne alınarak tedbir getirmeleri gerektiği fikrinin oluşmaya başlaması,
- Turistlere karşı işlenen suçların hem ekonomik kayba hem de itibar kaybına neden olduğunun anlaşılması,
- Turizm güvenliğinin tüm paydaşlar ile birlikte sağlanabileceği,
- Turizm güvenliğinin bölgesel, ulusal ve küresel olarak birlikte düşünülmesi gerektiği,
- Güvenlik sağlayıcı birimlerin bu konuda eğitim ihtiyacının ortaya çıkmaya başlaması ile turizm güvenliği daha ciddi, daha profesyonel ve akademik olarak ele alınmaya başlanmıştır. Özellikle 11.09.2001 tarihinde yapılan saldırılarından sonra turizmin güvenliği konusu küresel ilgi alanlarından biri olmuştur.
Turizm güvenliği kavramı gerek günlük yaşantıda gerekse akademik çalışmalarda sıklıkla kullanılsa da çok geniş bir kullanım alanı ve bir müphemlik içinde olduğu görülmektedir. Turizm güvenliği üreten, tüketen ve kendinden beslenen diğer sistemlerle birlikte bir ekosistemi ifade etmektedir. Turizm güvenliği kavramı; turistler, sektör çalışanları, turizm şirketleri gibi aktörlerine göre derinliğine; ekonomik güvenlik, destinasyonların güvenliği gibi konularına göre genişliğine; siber, kara, hava veya deniz alanlarına göre de yüksekliğine olacak şekilde üç boyutlu bir çerçeve içinde değerlendirilmelidir.
Mutlak bir güvenlik yoktur. Güvenlik veya turizm güvenliği bir risk yönetim oyunudur. Bu nedenle güvenlik uzmanları güvenlik riskini yönetilebilir düzeylerle sınırlamaya çalışmaktadırlar. Turizm endüstrisi açısından bakıldığında güvenliğin sağlanmasına yönelik başarısızlıkların bedeli sadece bir dönemi değil turizm sektörünün geleceğini de etkileyebilecek nitelikte olduğundan günümüzde üzerinde çok durulan bir konudur.
Turizm güvenliği, fiili bir durumu tanımladığı kadar siyasal yönü de olan bir kavramdır. Kopenhag Okulu’nun güvenlikleştirme kavramı içinde turizm güvenliği; güvenlikleştirici aktörler ile alımlayıcı aktörler (turistler ve sektör çalışanları) arasında söz edim (speech act) yoluyla gerçekleşen ilişkinin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Bu yönüyle turizm ve turist güvenliği güvenlikleştirm” kavramı içinde araçsallaştırılabilmektedir.
Turizm güvenliği siyasi, askeri, toplumsal, çevre ve ekonomik güvenlik risk ve tehditleri kapsamında ele alınabilmektedir. Bu kapsamda;
- Her türlü kitlesel şiddet olayları (savaşlar, ulusal veya uluslararası terörizm, ayaklanmalar, isyanlar, darbeler vb.),
- Yaygın suç olayları (cinayet, tecavüz, kapkaç, kaçırma ve fidye, gasp, taciz vb.),
- Endemik, epidemik ve pandemik hastalıkların varlığı (Kolera, hepatit, sıtma, kuduz, kuş gribi, HİV, AİDS veya SARS vb.),
- Doğal afetler,
- Etnik, dinsel veya siyasal farklılıklara dayalı kısıtlamalar veya düşmanlıklar sayılabilir.
Sayılan tüm risk ve tehditlerden daha önemlisi güvenliğin hissedilen yönüdür. Turist kendisini güvende hissetmediğinde veya turizm sektörü güvenlik kaygısı içinde ise turizm güvenliğinden bahsedilemez. Yani turizm güvenliğinin algısal yönü, fiziki yönünden daha önemlidir. Güvende olma hissinin oluşmadığı hiçbir destinasyonda turizm faaliyeti gerçekleşemez. Medya bu anlamda turizmin başarı veya başarısızlığının anahtardır. Bu kapsamda son yıllarda güvenliğin gizlice sağlanmasından ziyade artık güvenliğin görünür olması, aynı zamanda pazarlama aracı gibi tercih edilmeye başlanmıştır.
Referanslar
Buzan, B., Ole W. ve Jaap de W. (1998), Security: A New Framework for Analysis, Boulder. Londra: Lynne Rienner Publishers; https://sozluk.gov.tr/ , (Erişim tarihi: 28. 07. 2020); Mansfeld, Y. ve Abraham P. (2006). Tourism, Security and Safety: From Theory to Practice. MA, ABD: Elsevier Butterworth–Heinemann; Sarı, G. (2019). Değişen Küresel DengelerBölgesel Güvenlik Kompleksi: Doğu Akdeniz. Uluslararası Güvenlik Kongresi (Kuram, Yöntem, Uygulama) Bildiriler Kitabı, 19-20 Eylül 2019, Ankara; Sarı, G. ve Ak, T. (2018). Değişen Güvenlik Anlayışına Epistemolojik Bakış. 1. Uluslararası Eğitim ve Sosyal Bilimlerde Yeni Ufuklar Kongresi Bildiriler Kitabı, 9-11 Nisan 2018, İstanbul; Tarlow, P. E. (2014).Tourism Security: Strategies for Effectively Managing Travel Risk and Safety, MA, ABD: Elsevier Butterworth-Heinemann.