Sille (Konya)
Doğal ve Kültürel Miras Cami Kilise Kervansaray Kale Manastır Çeşme Somut Olmayan Kültürel Miras
-
2024
Konya'nın Selçuklu ilçesine bağlı iki mahalleden oluşan bir yerleşmedir. Kent merkezinin sekiz kilometre kuzeybatısında Takkeli (Küçük Gevele) ve Karabuğa Dağları arasında Sille Deresi Vadisi'nde kurulmuştur. Deniz seviyesinden 1115 metre yüksekliktedir. Yerleşmenin güney doğusunda Konya-Selçuklu ilçesi, batısında Tepeköy, kuzeyinde Yükselen, güney batısında Kızılören yer almaktadır. Sille, yerleşmeyle aynı adı taşıyan derenin kuzeyinde kurulmuştur. Toplu yerleşme özelliği taşıyan Sille’de sokak ve caddelerin dar olması arazinin eğimli ve yerleşme alanının az olmasına bağlanmıştır. Şehrin çarşısı ise yerleşmeyi ikiye bölen derenin iki yamacında konutların altında yerleştirilmiş dükkanlardan oluşmaktadır.
Sille’de tarih boyunca Hititler, Frigler, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu Devleti, Karamanoğulları Beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu egemenlikleri yaşanmıştır.
Sille’nin adının kaynağı ile ilgili çeşitli görüşler bulunmaktadır. Frig mitolojisinde şarap tanrısının nedimi Silen, Romalı komutan Sylla, kaynayıp akan su anlamına gelen Silenos veya Arapçada sel anlamındaki seyl sözcüğünden geldiği öne sürülmüştür. Selçuklu döneminde Sille adı, İsilye veya Silye biçimin Sille’nin konumu İpek Yolu güzergâhı üzerinde kurulmuş olmasıyla kozmopolit bir demografik yapıya sahipti. Tarihte kurulan yerleşmeler arasında Erken Hıristiyanlık döneminden günümüze ulaşan kayaya oyma kiliseler ve manastırlardan oluşan dini yapılar günümüze ulaşmıştır. Bizans devrinden başlayarak Sille’de kiliseler inşa edilmiştir. Türk-İslam mimari yapı türleri ise cami, mescit, hamam, çeşme, çarşı, kamu yapıları, konutlar inşa edilmiştir. 2001 yılında Sille, kültür varlıklarının niteliğiyle Kentsel Sit Alanı ilan edilmiştir.
Cumhuriyet sonrası Nüfus Mübadelesi sırasında burada yaşayan Rum Ortodoks topluluk Yunanistan’a gönderilmiş, Yunanistan’dan Batı Trakya’dan Türk Müslüman topluluk Sille’ye yerleşmiştir. Kozmopolit bir nüfus yapısına sahip olan Sille’de, XIX. yüzyılın ortalarına kadar şehirde ticaretle birlikte bağcılık ve halıcılık, çömlekçilik, taş işçiliği gibi zanaat kolları gelişmiştir.
Sille’de günümüze ulaşan somut kültürel miras yapıları:
Kiliseler:
Akmanastır: Hagios Khariton, Aya Hariton, Deyr-i Eflatun adlarıyla da kaydedilmiştir. Tarihi kaynaklarda Sylata tepelerinde Aziz İtirafçı Khariton Manastırı adıyla kurulmuş bir Bizans manastır yapı topluluğudur. Manastır, merkezi avlunun çevresinde çoğunlukla ana kaya üzerine oyularak yapılmış, birden fazla katlı, çeşitli büyüklükteki dini yapılar, mekanlar, işlik yapıları ve ayazmadan oluşmaktadır. Tarih boyunca Maria Spilaotissa, Theotokos Spikeotissa Kilisesi, Deyr-i Eflatun, Platon’un Manastırı, Aziz Khariton Manastırı, Aziz Amphilokhios Manastırı, gibi adlarla anılmıştır. Anma günü 28 Eylül olan Aziz Khariton, Konya’da doğmuş, Kudüs yakınlarında tanınmış bir manastır kurmuştur. Akmanastır, Sille Kaya kiliseleri topluluğunun bir bölümünü oluşturmaktadır. Ayrıca Kapadokya kiliseleri ile aynı mimari teknik ve geleneğe sahip olması bakımından önem taşımaktadır. Günümüze ulaşan yapı S. Eyice tarafından Orta Bizans dönemine tarihlendirilmiştir. Anadolu Selçuklu egemenliğinde Hıristiyan topluluğun yaşamını ve inancını sürdürebilmesine dair kanıt olarak kabul edilmektedir. Bu manastırda Komnenos Hanedanı’nın bir üyesinin yaşamış ve oğlunun gömülmüş olduğu, ayrıca Mevlâna Celâleddin-i Rumi tarafından bu manastırın ziyaret edildiği kaydedilmiştir. Mevlâna Celâleddin-i Rumi’nin oğlunun buradaki manastırın bulunduğu uçurumdan düştüğünde Aziz Khariton olduğu kabul edilen gizemli bir yaşlı tarafından mucizevi biçimde kurtarıldığı ve bu nedenle Mevlana’nın ardılları tarafından her yıl manastıra yağ hediye edildiği, her yıl tarikat başının bir geceyi burada geçirdiği bilgisi tarihi kaynaklarda yer almıştır. Akmanastır, avlulu manastır tipinde inşa edilmiştir. Manastırın ana kilisesi (katholikon), dört destekli kubbe örtülü kapalı haç planlıdır. Manastıra ait 1 No’lu Şapel ise tek nefli, kareye yakın dikdörtgen planlı ve avlulu bir yapıdır. Yapının duvarlarında herhangi bir ize rastlanmamakla birlikte fresko (duvar resmi) tekniğinde süslemeleri bulunduğu kabul edilir. Manastır kilise cephesinde kabartma ve kazıma tekniği ile yapılmış süslemeler bulunmaktadır. Kilise Meryem Ana adına atfedilmiştir. Yakında yine kayaya oyulmuş bir ibadet bölüm bulunan dikdörtgen biçimli mekâna sahip sade bir cami bulunmaktadır. Hasluck tarafından manastırda beş adet yazıt bulunmuştur. Yazıtlar Selçuklu egemenliğine işaret eden XI. ve XIII. yüzyıllara ait tarihler taşımaktadır. Ölüm tarihi 1298 olan Mikael Komnenos’a ait Selçuklu tarzındaki sanduka burada bulunmuş olup günümüzde Konya Müzesi koleksiyonundadır. Yapıya ait kalıntılar arasında kargir yapı tekniğinde akarsuyun kuzeyinde inşa edilmiş ayazma ve keşiş hücresi yer almaktadır. Akmanastır, yakın döneme kadar askeri bölge sınırları içinde ve ziyarete kapalıyken günümüzde askeri kışlanın taşınmasıyla birlikte ziyarete açılmıştır.
Aya Eleni Kilisesi: Subaşı mahallesinde, Azize Helena, Büyük Kilise, Esterçikoz Kilisesi adlarıyla da anılan yapı Bizans İmparatoru I. Konstantin döneminde inşa edilmiştir. İmparatorun annesi Helena hac ziyareti amacıyla Kudüs’e yaptığı seyahatte Konya’ya uğramış, burada bulunan kayaya oyulmuş manastırların varlığı nedeniyle büyük bir kilise yaptırılması emredilmiştir. İlk yapıyla ilgili günümüze ulaşan kanıt bulunmamakla birlikte kilisenin girişinin üzerinde yer alan 1833 tarihli yazıtta Grek alfabesiyle Türkçe sözcüklerle, “327 tarihinde bu kilisemizi Aya Elena Mihail Arhankolos (Başmelek Mikael) ismine kurdu temeli, halen kilisemizin üçüncü tamiri şevketlü Sultan Mahmud Efendimiz ihsan eyledi emri, Epitropos Sarraf Hacı İliya oldu tekmil nazırı, Mihail Arhankolos’un şefaati ile Hak Teala imdat edenlere ve zahmet çekenlere verilecek emri. 18 Şubat 1833” metni yer almaktadır. Üzerinde yer alan ikinci yazıtta, “İşbu kilisenin dördüncü tamiratı Sultan Mecid Efendimiz Hazretleri zamanında umum Hıristiyanların gayreti ile olmuştur” cümleleri okunmuştur. Günümüze ulaşan yapı, 1880 yılında onarım görmüş, özgün yapının temelleri üzerine inşa edilmiştir. Kilise dört ayak üzerinde yükselen kubbeyle örtülü haç planlıdır. Haç kolları beşik tonoz örtülü olup doğudaki apsis yarım daire biçimlidir. Batıdaki narteks girişi yerine günümüzde güneyden giriş sağlanmaktadır. Yapının iç mekânı fresklerle bezelidir. 1880 tarihi kaydedilen freskler arasında kubbede İsa, İmparator Konstantin ve annesi Azize Helena, azizler, pandantiflerde deri malzeme üzerine betimlenmiş dört İncil yazarı, Meryem, İsa’nın Vaftizi, cennetten kovulma sahneleri yer almaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında yapı askeri sıhhiye ve depo işleviyle kullanılmıştır. Yapıda 1998-2002 yılları arasında onarım gerçekleştirilmiştir. Günümüzde müze olarak düzenlenerek ziyarete açılmıştır.
Tepe Kilisesi: Sille baraj yolunda güney batıdaki tepe üzerinde inşa edilmiştir. Mezarlık alanına inşa edilen kilise, tek nefli, dikdörtgen planlı bir şapeldir. Batıdaki giriş cephesi üzerinde iki pencere yer almaktadır. Yapının kubbesi günümüze ulaşamamıştır. Apsisi yarım daire biçimindedir. İç mekânda fresk izleri belirlenememiştir. Sille’ye egemen bir konumdaki kilise restore edilerek Zaman Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır.
Panagia Kilisesi: Subaşı Mahallesi’nde yer alan Dikili Kaya mevkiinde kayalara oyularak yapılmış kilise, doğu ve batı olmak üzere iki bitişik yapıdan oluşmaktadır. Sille’nin en erken tarihli kilise yapısı olarak kabul edilmiştir. Kinisis Tistheoku adı verilen yapı şifa amacıyla ziyaret edilmekteydi. Panagia Batı Kilisesi, üç nefli bazilikal bir yapı olup girişi kuzeyde yer almaktadır. Apsisi köşeli olan kilisenin iç mekânında Meryem’in ölümü/Göğe yükseliş (Koimesis) sahnesi ile azizlere ait fresk kalıntıları belirlenmiştir. Panagia Doğu Kilisesi ise kapalı Yunan haçı planlı kilisenin kuzeyi harap durumdadır. Yapıda fresk izleri belirlenememiştir. Her iki kilisede de bodrum kat bulunmaktadır.
Kyraiakon (Hızır İlyas / Hızır İlyaslık) Kilisesi: Subaşı mahallesindedir. Hıristiyan mezarlığında yer alan kilise kayaya oyulmuştur. Erken Hıristiyanlık dönemine ait olan kilise, mübadeleden sonra işlev dışı kalarak testi atölyesi biçiminde kullanılmıştır. Papaz Deresi kenarında yer alan düz alanda kayaya oyularak yapılmıştır. Haç planlı ve üç nefli kilisenin ana mekânı kayaya oyulmuş payelerin üzerinde küçük bir kubbe yer alır. Kuzey batıdaki paye harap olmuştur. Narteks bölümü ve iç yan duvarlar kör kemerlerle hareketlendirilmiştir. Yapının güneyine bitişik biri, otuz üç metre uzunluğunda diğeri daha küçük boyutlu iki galeri bulunmaktadır. 2001 yılında belediye tarafından satın alınarak kültürel varlıkları koruma kapsamında değerlendirilmiştir. Sille’de kaydedilen diğer kiliseler, Küçük Kilise, Çevrikler Kilisesi, Hıdrellez Kilisesi, Aşağı Kilise, Kızıl Kilise adlarıyla kaydedilmiştir.
Sille’de XIX. yüzyıl sonlarında yedi cami bir mescit, XX. yüzyılın ilk yıllarında ise altmış cami ve mescit kaydedilmiştir. Günümüze ulaşan tarihi camiler;
Ak Camii: Sille Ak Mahalle’deki en büyük boyutlu caminin 1864 yılına tarihlendirilmiştir. Yapının zemini mektep ve müştemilat katıyla fevkani tipte inşa edilmiştir. Cami kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Fevkani katın ahşap iki kanatlı kapısı güneydedir. Bu cephede üç pencere ile aydınlatılmaktadır. Yapının avluya açılan kapı ve pencereleri çeşitli onarımlarda özgünlüğünü kaybetmiştir. Güney kapısı üzerinde sülüs hat ile yazılmış 1280 H. tarihli üç satırlık bir yazıt bulunmaktadır. Caminin üst örtüsü ahşap hatıllı düz dam örtülü biçimde inşa edilmiş, daha sonraki dönemde kiremit çatıyla örtülmüştür. Kuzeybatısında tek şerefeli bir minaresi vardır. Son cemaat yerine avludaki merdivenle ulaşılmaktadır. Caminin ana mekânına (harim) açılan taç kapısı üzerinde besmele yazılı çini yazıt bulunmaktadır. Yapının mihrap ve minber bölümleri ahşaptan yapılmıştır. Son cemaat yerinin kuzeyinde tek kanatlı bir kapı yer almaktadır. Kuzey-güney doğrultusundaki son cemaat yerinde ahşap direk ve hatıllar kullanılmıştır. Ayrıca kemer aralarında tuğla ile örülmüştür.
Çay Camii: Sille Deresi’nin güney kıyısındaki caminin önünde köprü yer almaktadır. Yapının zemin katı mektep ve depo işleviyle kullanılmıştır. Cami yapısı birkaç basamakla ulaşılabilir yüksekliktedir. Son cemaat yeri kuzeyde yer almakta olup ahşap direkli ve ahşap örtülüdür. Dikdörtgen planlı caminin giriş kapısı ahşap ve çift kanatlıdır. Kapının her iki tarafında büyük birer pencere ile üst bölümde üç küçük pencere yer almaktadır.
Mezar Yakası Camii: Kayabaşı adıyla bilinen cami, XIX. yüzyılda inşa edilmiştir. Yapı, vadinin kuzeyinde yukarı bölümdeki yerleşmede yer almaktadır. Doğudaki son cemaat yerinin üst örtüsü dört ahşap direkle taşınmaktadır. Caminin cümle kapısından girilen ana mekânda mahfile ulaşan ahşap merdivenler yer almaktadır. Yapının ahşap mihrabı bulunmaktadır. Cami XIX. yüzyılda doğuya doğru genişletilmiştir. İç mekânda alçı süslemeler yer almaktadır. Minber ve vaaz kürsüsü ahşaptır. Caminin zemin katında imam konutu ve mektep işleviyle kullanılan bir yapı bulunmaktadır. Yapının yakınında 1233 H. (1818 M.) tarihli bir çeşme bulunmaktadır.
Karataş Camii: Karataş Mahallesi'nde XVIII. yüzyıla tarihlendirilen cami, tarihi bir Müslüman mahallesi olarak önem kazanmıştır. Günümüze yalnızca cami ulaşmış, çeşme ve çevredeki diğer yapılar ortadan kalkmıştır. Caminin batısında iki kanatlı, ahşap kapı ve sövesi dikkat çekmektedir. Batıda yer alan ahşap minaresi bulunmaktadır. Yapının yanındaki oda mektep işlevinde kullanılmıştır. Son cemaat yeri ahşap direkli ve ahşap dam örtülüdür. Son cemaat yeri bölümündeki mihrap ahşaptan yapılmıştır. Mihrabın batısında 1307 H. (1889 M.) tarihi yer almaktadır. Dikdörtgen planlı caminin iç mekânı ahşap işçiliğiyle dikkat çekmektedir. Yapı 2008 yılında restore edilmiştir.
Orta Mahalle Camii: Orta Mahalle'de bulunan yapı, XIX. yüzyılın sonu, XX. yüzyılın başlarında mescitten camiye dönüştürülmüştür. Yapının batısında yer alan iki kanatlı ahşap kapı yoluyla önceden son cemaat yeri olarak düşünülen günümüzde harime dahil edilmiş bölüme ulaşılır. Buradaki ahşap merdiven ise mahfil bölümüne çıkmaktadır. Camiinin ana mekânı (harim) üç sahınlı olup üst örtüsü dört ahşap direkle taşınan ahşap kirişlidir. Günümüze çeşitli onarımlarla ulaşmıştır. Caminin mihrap, minber ve taşıyıcı öğeleri ahşaptan olup yağlıboya ile boyanmıştır. Mihrap çevresinde Ayete’l Kürsi yazılı bordür çevrelemektedir. Minberin kapısında ise 1279 H. (1862 M.) tarihi ve bâni adı yazılmıştır.
Kurtuluş Camii: Kurtuluş Mahallesi'nde yer alan camii, Mormi Camii adıyla da bilinmektedir. Yapının giriş bölümü doğuda olup kapı aracılığıyla doğu-batı yönlü dikdörtgen planlı son cemaat yerine ulaşılmaktadır. Cami, kuzey-güney yönünde inşa edilmiş dikdörtgen planlı ve üç sahınlıdır. Yapının üst örtüsü özgün niteliği olan düz toprak dam iken sonraki onarımlarda çinko malzemeyle kaplanmıştır. Mihrap, minber ve vaaz kürsüsü ahşap işçiliğiyle yapılmıştır. Mihrap üzerinde 1258 H. (1842 M.), minberde ise 1259 H. (1843 M.) tarihi okunmaktadır. Yapının minberi batı duvarına bitişiktir. Yapının doğu yönündeki dış cephesinde 1209 H. tarihli onarım kitabesi ve 1258 H. tarihi okunmaktadır.
Subaşı Camii: Geniş bir avluyla çevrili yapıya yedi basamaklı bir merdivenle ulaşılır. Caminin güney doğusundaki avluda mağara biçimli soğukluk bölümü bulunmaktadır. Kuzeydeki avluda dokuz köşeli yekpare taştan dokuzgen biçimli, musluklu ve ortası fıskiyeli bir havuz bulunmaktadır. Cami çeşitli onarımlar nedeniyle günümüzde daha küçük ebatlara sahiptir. Avlu kapısı yanında hazire bölümü yer almaktadır. Caminin son cemaat yeri altı ahşap direkli ve düz dam örtülü olup buradan geçilen cümle kapısı üzerinde 1290 H. (1873 M.) tarihli yazıt bulunmaktadır. Caminin mihrabında Amel-i Usta İsmail, ahşap minber üzerinde ise 1215 H. (1800 M.) tarihi yazılıdır. Daha önceki cami yapısına ait olduğu veya başka bir camiden getirildiği düşünülen ahşap minber sülüs hat ile yazılı Ayete’l Kürsi bulunmaktadır. Caminin günümüze ulaşan mimari ve süsleme özellikleriyle 1873 tarihine aittir. Sille’de XVIII. - XIX. yüzyıllara ait belgeleri bulunan mescit yapıları da belirlenmiştir.
Sille’de toplam yedi zaviye yapısı belirlenmiştir. Bu yapılar; merkezinde Şeyh Ali Halveti Tekkesi, Elikesik Zaviyesi, Sinan Paşa Zaviyesi, Doğan Yörük Zaviyesi, Başara’da bir adet, Pınarbaşı köyünde iki adettir.
Sille’de günümüze ulaşan hamam yapıları:
Hacı Ali Ağa Hamamı: Sille Aşağı Hama veya Çarşı Hamamı adlarıyla tanınan hamam, 1884 tarihine aittir. Hamamın güneyinde Sille deresi bulunur. Yapı, üç eyvanlı hamam tipinde, çifte hamam biçiminde inşa edilmiştir. Doğudaki giriş kapısı üzerinde şikeste tâlik hatla dört satırdan oluşan yazıt bulunmaktadır. Yapının doğusundaki erkekler bölümünde güney-kuzey doğrultusunda tonoz örtülü camedanlık, soğukluk, sıcaklık ve su haznesi bölümleri yer almaktadır. Kadınlar bölümü ise plan bakımından simetriği sağlamaktadır ancak soyunmalık bölümü daha küçük bir mekân biçimindedir. Hamam, günümüze restore edilerek ulaşmıştır.
Subaşı Hamamı: Çifte Hamam adıyla anılan yapı, Kârhane mahallesinde caminin kuzey batısındadır. Gayrimüslim mahallesi olan bu bölgede önceden bir hamam yapısı bulunduğu kaydedilmiştir. Hamam kuzey-güney doğrultusunda simetrik biçimde inşa edilmiştir. Erkekler bölümünün soyunmalık bölümü günümüze ulaşamamıştır. Kubbe örtülü soğukluk ve sıcaklık bölümleri sağlam biçimdedir.
Sille’de Bizans döneminden su yolları ve su kanallarına ait kalıntılar belirlenmiştir. XIX. yüzyıl sonlarında elli çeşme ve bir şadırvan, XX. yüzyılın başlarında beş çeşme, iki şadırvan, 1950’li yıllarda ise otuz altı çeşme kaydedilmiştir. Bu kanallar kullanılarak inşa edilen günümüze ulaşmış, Hacı Mustafa Ağa, Çeveoğlu, Ankereki, Hereki, Çevrikler, Takkacı, Kavaklı, Hassioğlu, Bardakçı, Hacı İsmail Ağa, Karataş, Sadettin, Nuri Paşa, İstefan, Çay, Hacı Şaban ve İkili adlarıyla anılan çeşmeler kaydedilmiştir.
Köprüler: Tarih boyunca dere üzerinde geçişi sağlayan köprüler inşa edilmiştir. XIX. yüzyılda varlığı bilinen Tahta Köprü günümüze ulaşamamıştır. Tarihi köprülerden Taş Köprü, günümüze restore edilerek ulaşmıştır.
Askeri mimari ve savunma yapıları:
Gevele Kalesi: Günümüzde Selçuklu ilçesi Saray mahallesinde yer alan kale, tarihte Sille’nin stratejik bir noktasında yer almaktaydı. Şehir merkezine on kilometre uzaklıktaki kale, Selçuklu döneminde Haçlı ve Bizans saldırılarına karşı kullanılmıştır. Kalede Selçuklu sultanlarının ziyaret ettiği bir saray yapısı bulunduğu kaydedilmiştir. Karamanoğulları ile Osmanlılar arasında mücadelelerin yaşandığı kale, Gedik Ahmet Paşa tarafından yıktırılmıştır. Prof. Dr. Ahmet Çaycı başkanlığında 2012 yılında başlatılan kazı çalışmalarında kale alanında, surlar, sarnıç, dehliz, tapınak, kaya mezarları, hamam, değirmen, antik yol kalıntıları ve küçük buluntular belirlenmiştir.
Sille Redif Deposu: İkinci Ordu Komutanlığı'na bağlı bir redif taburunun kurulmasıyla redif iki askerlik şubesi kışlası ve bir depo binası inşa edilmiştir. 1984 yılında yıktırılan yapılardan yalnızca cephanelik yapısı günümüze ulaşmıştır.
Sivil Yapılar: Sille’nin bir ticaret yerleşmesi niteliği nedeniyle kervansaray ve han yapıları inşa edilmiştir. Dokuzun Han, Elikesik Hanı (Zaviye Hanı, Derbent Hanı), Kızılören Hanı, Sille Kervansarayı ve Yeni Han yapıları tarihi kaynaklarda yer alan han ve kervansaraylardır.
Türk konut mimarisinin özgün örnekleri bulunan Sille’de inşa edilen yöresel konutların inşasında Sille taşı ile çam, ardıç ve kavak ağaçlarından elde edilen ahşap malzeme kullanılmıştır. Tarihi konut yapıları arasında Ahmet Oymak Evi, Ali Ilgım Evi, Ali Talas Evi, Tatgiller Evi (Hayrettin Kızıl Evi), Ünalların Evi, Yeşil Efendi Konağı, Ali Oğuz Evi, Papazın Evi (Durmuş Ali Okal Evi), Ali Osman Uygun Evi, Belediye Evi, Eltekinlerin Evi, Fatma Karsavuran Evi, Hasan Ateş Evi, Kültür Evi (Sille Müzesi), Mustafa Çankaya Evi, Mustafa Ilgın Evi, sayılabilir.
Referanslar
Ataç, N. (2024). Bizans’tan Türk Dönemi’ne bir maddi kültür örneği: Konya ile Sille arasındaki Akmanastır, Sanat Tarihi Dergisi, 33 (1): 73-111; Eyice, S. (1967). Akmanastır (S.Chariton) in der nahe von Konya un die höhlenkirchen von sille. Polychordia, P. Wirth (editör), Verlag Adolf M. Hakkert-Amsterdam, ss. 162-210; Kolay, Ş. (2019). Konya-Sille’deki Tarihi Eserler. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi; Sarıköse, B. (2008). Osmanlı Döneminde Sille. (Yayımlanmamış Doktora Tezi). Konya: Selçuk Üniversitesi; Tapur, T. (2009). Konya’da tarihi bir yerleşim merkezi: Sille, Türk Coğrafya Dergisi, 53: 15-30.