Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün 2018 ve 2019 verilerine göre dünyada en çok turist alan altıncı ülke, Türkiye’dir. Turizm ve seyahat endüstrisi, Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır, 2019’da Turizm’in, Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası içerisindeki payı ise yüzde 4,6’dır. Seyahat, turizm olayının zorunlu unsuru olduğundan dolayı, seyahati engelleyen herhangi bir olumsuz faktör eşzamanlı olarak turizmi de etkilemektedir ve dolayısıyla bu durumdan genel ekonomi de etkilenmektedir. Türkiye gibi turizm odaklı ve turizm hareketliliğinin yoğun yaşandığı İspanya, İtalya, Fransa ve Yunanistan gibi Avrupa ülkelerinde de Covid-19 krizi derinden hissedilmektedir.

Seyahat etmek Covid-19 virüsünü kapma ve yayma riskini arttırmaktadır, çünkü havaalanları, garajlar, tren istasyonları ve özellikle ulaşım araçları içerisinde sosyal mesafenin sağlanması zor olmakta, ve bu alanlarda insanlar uzun zaman geçirmek zorunda kalmaktadır. Bu yüzden dünya çapında seyahat kısıtlamaları başladı.

Seyahat kısıtlamalarından ilk önce ulaşım sektörü ve özellikle havayolu ulaşımı darbe aldı, dünya çapında onlarca havayolu şirketi iflasını ilan etti. Bunlardan birçoğu uluslararası arenada önde gelen havayolu şirketlerdir, örneğin virüsten dolayı ilk iflasını ilan eden şirket British Airline FlyBe’ dir (5. 03. 2020), sonrasında Scandinavian Airlines 17. 03.’ta, Singapore Airlines 27 Mart’ta and Virgin Airlines ise 30 Mart’ta iflas duyurularında bulundu.

Türkiye ilk olarak 5. 02. 2020 tarihinde Çin’e seyahat kısıtlaması getirdi, ardından 23 Şubat’ta İran’a ve özellikle Mart ayı itibariyle birçok ülkeye sırasıyla uçuş yasağı ve seyahat kısıtlaması getirdi. 27. 03. 2020 tarihinde ise tüm dış hat uçuşları durduruldu. Covid-19 virüs vaka sayısının azalması ve corona virüsünden ölen sayısının düşmesi üzerine, 01. 06. 2020 tarihi itibariyle Türkiyede normalleşme sürecine girildi ve önce iç hat uçuşları tekrar başlamış ardından çeşitli ülkelere yurtdışı uçuşları gerçekleştirildi.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) 1 Eylül tarihine kadar olan dünyadaki seyahat kısıtlamalarını inceledi ve bulunan verilere göre dünyadaki destinasyonların yüzde 53’ünde (115 destinasyonda) koronavirüs salgını nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamalarının hafifletildiğini belirtti. Aynı çalışmanın bir diğer verisine göre seyahat kısıtlamalarını kaldıran destinasyonlar genelde yüksek düzeyde sağlık altyapısına ve nispeten daha az Covid-19 vaka oranlarına sahip olan yerlerdir.

Ülkeler bir yandan sağlık sektörünün çökmesini engellemeye çalışırken öte yandan ekonomik krize sürüklenmemek adına seyahat kurallarında sürekli değişikliğe gitmektedir. Birçok ülke seyahat eden kişilerin ilk 14 gün karantinaya girmesini zorunlu tutarken, bazı ülkeler virüsün varlığını tespit etmek için kullanılan PCR (Polymerase Chain Reaction-Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testini zorunlu kılmaktadır ve şu an Almanya gibi birçok ülke zorunlu ve özel durumlar dışında turistik vize vermemektedir. Bu zorunluluklar ve kısıtlamalar dolayısıyla insanlar yurtdışı seyahatlerini iptal etmekte veya ertelemekte ve yurtdışı yerine kendi ülkelerindeki destinasyonları tercih etmek zorunda kalmaktadırlar.

Bu dönem içerisinde insanlar toplu taşımadaki Covid-19 virüsü bulaşma riskinin yüksek olmasından dolayı daha çok bireysel araçları tercih etmeye başladı. Toplu taşıma tercih eden ve etmek zorunda olan kişiler içinse Türkiye gerekli önlemleri almaya çalışmaktadır. Örneğin, şehirlerarası her türlü toplu taşımacılıkta hem biletleme hem de araca alınma esnasında HES (Hayat Eve Sığar) kodu sorgulaması zorunlu tutulmuştur, bu kod sayesinde Covid-19 tanılı veya temaslı kişilerin tespiti yapılabilmektedir, böylece toplu taşımlarda hastalığın bulaşma riski en aza indirilmeye çalışılmaktadır.