-
2025
Müzeler, belli bir bağlam sayesinde insanlığa dair bütün envanterlerin kamuya açık, sergilenebileceği bir mekan olarak tanımlanırsa müzik müzeleri de bağlamı müzik olan müzeleri kasteden bir müze türüdür. UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miraslar (SOKÜM) listelerinde yer alan müziğin ve müzikal unsurların, somut olarak bir müzede sergilenmesi işi, bir kültürün manzarası olarak müziği temsil eden öğelerin bütünün müzelerde yer almasıyla sağlanmaktadır. Dolayısıyla müzik müzesi, temelde, müzik ile ilgili bütün nesnelerin, enstrümanların, belgelerin, sanatçıların hayatına dair unsurların, sahne veya geleneksel kıyafetlerinin, ülkelerin ulusal müzik tarihine dair envanterlerin sergilendiği ve ziyaretçilere sunulduğu müzelerdir. Müzik müzelerinin oluşturulması ile ilgili güncel eğilimler dört alt başlıkta gruplandırılabilir. Bunlar, ulusal müzeler gibi milli değerlerin yaygın anlamda pekiştirilmesi amacıyla ulusal müzik müzelerinin oluşturulması; belli bir müzik kültürünü, dönemini ya da o kültürün önemli bir sanatçısını konu edinen müzik müzeleri; sadece enstrümanlardan oluşan müzeler; deneysel ya da etkileşimli olarak nitelendirilebilecek gelen ziyaretçilerin konserler dinlediği, söyleşilere katıldığı, dijitalleştirilmiş deneyimlerin ziyaretçiyle sunulduğu veya müzik enstrümanlarını çalabildiği müzik müzeleridir.
Müze konsepti, Avrupa’da Aydınlanma Çağı’nın bir ürünü olarak ortaya çıkmış; çoğunlukla modern ulus devletin ortak bir kültürel miras ya da kültürel bellek oluşturma yönündeki politikaların işlevselliğini karşılamıştır. Dolayısıyla müzeler hem toplumsal anlamda eğitici bir yaklaşımı ve kamusal alan olma özelliğini hem de ortak bir tarihsel ve kültürel belleği teşkil etme özelliğini barındırmaktadır. Müzik müzeleri de bu doğrultuda henüz koleksiyon / arşiv / müze kavramlarının net ayrımının olmadığı bir dönemde ortaya çıkmıştır. Tarihte ilk olarak XVII. yüzyılda İtalya Floransa’da Medici ailesinin müzik enstrümanlarını koleksiyon haline getirmesi müzik müzesinin modern öncesi öncüllerinden kabul edilir. Öyle ki günümüzde Floransa’daki Museo Degli Strumetni Musicali’de bu dönemden koleksiyonlar sergilenmektedir. Müzik müzesinin erken bir örneği olarak Brüksel Kraliyet Enstrümanları Müzesi verilebilir. Günümüzde Brüksel Müzik Enstrümanları Müzesi (Brussel Musical Instrument Museum) olarak bilinen müzenin tarihi XIX. yüzyıla dayanmakta ve on yedinci ile on sekizinci yüzyıla dair yaklaşık sekiz bin adetlik bir müzik enstrümanı koleksiyonunu teşkil etmektedir. Brüksel’deki çalışmalarında, enstrümanların tasnifinde ve küratörlüğünde önemli bir rol oynayan Victor Charles Mahillon’un kapsamlı çalışmalarının bir sonucu olarak Brüksel’deki müze ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda net olarak bilinmese de XIX. yüzyıldaki Mahillon ve çağdaşlarının çalışmaları neticesinde de müzik müzesi teriminin kullanılmaya başlandığı belirtilmektedir. Bir başka örnek olarak 1997 yılında modern bir müze haline getirilen Fransa Paris’teki Cité De La Musique, ilk olarak 1864 yılında kamuya açılmıştır. Bu anlamda ortaya çıkan müzeler ele alınırsa, çoğunlukla somut sergilenebilir malzemelere, müzik enstrümanlarına ve müzikal ortamlarla ilgili envanterlere dayanmakta olduğu söylenebilir. Ayrıca müzikal malzemelere dair oluşturulan erken müze ve koleksiyon örneklerinin pre-modern bir döneme dayandığı görülmektedir.
XIX. yüzyıldaki müzelerin ortaya çıkışının yanı sıra, modernleşme süreçleri neticesinde bilimsel disiplinlerdeki gelişmeler, kültürün modern toplum, iktidar ve ekonomik alandaki işlevlerini görünür kılmış ve ona olan önemi arttırmıştır. Bu alanda öncül olarak güç kazanan etnografi ve antropoloji disiplinleri, pozitif bilimlerin de etkisiyle bazı kültürel envanterlerin belli bölgelerde, akademik kurumlarca muhafaza edilmesine ve biriktirilmesine yol açmıştır. Böylelikle XIX. yüzyılın müzik enstrümanları müzelerinin yanı sıra XX. yüzyıl başlarında da enstitülerin müzik arşivleri önem kazanmaya başlamıştır. Bu arşivler bilimsel kaygılarla kullanılmaya başlanmış olsa da, günümüzde birer müze niteliğinde kamuya açık hale getirilmiştir. Örneğin, müzik adına geçerli bir külliyat birikimi Carl Stumpf’ın başlattığı ve 1905 yılından itibaren Erich Von Hornbostel’in ilk müdürlüğünü yaptığı Berlin Fonogram Arşivi’ne dayanmaktadır. 1999 yılında arşivin bal mumu silindir kayıtları UNESCO’nun MoW (Dünya Belleği) programına eklenmiştir. Arşiv günümüzde halen etnomüzikolojik verileri toplamaya devam etmekte ve bir müze olarak günümüzde Berlin Etnoloji Müzesi ile iş birliği içerisindedir.
Günümüzde ise müzik ile ilgili müzeler çok yönlü durumlar dolayısıyla şekillenmektedir. Popüler kültür, modern turizm etkinlikleri, kültür turizmi, ülkelerin veya bölgelerin tanıtım bültenleri dolayısıyla müzik müzeleri giderek yaygınlaşmaktadır. Müzik müzeleri turizm açısından önemli bir konumda yer almakta, yaygın eğitim yönü ve tarihi değerleri taşımasının yanı sıra eğlence ve rekreasyon odaklı bir nitelikte oluşturulabilmektedir. Bu anlamda, deneyim ve etkileşime ağırlık veren ve içerisinde konserler, söyleşiler, dönemlik değişen temalar gibi etkinliklerle bir “kompleks” oluşturan müzik müzeleri günümüzde yaygındır. Söz gelimi, Liverpool şehrindeki Beatles House ve British Music Experience; Graceland’daki Elvis Presley’nin evinin müze haline getirilmesi, Cleveland, Ohio’daki Ahmet Ertegün’ün kuruculuğunu yaptığı Rock ‘n’ Roll Hall Of Fame Museum, Kansas’taki American Jazz Museum, Museum of Music Making, Detroit’deki Motown Museum, St.Louis’deki National Blues Museum, Seattle’daki Museum of Pop Culture popüler müzik kültürlerini ele alan, turizm ve müzeciliğin güncel trendlerine içkin olan müzelere örnek verilebilir. Bunların yanı sıra konsept olarak daha eskiye dayanan ama günümüzde de önemli bir müzik müzesi örneğini teşkil eden yerler de mevcuttur. ABD’deki Musical Instrument Museum, Avrupa’daki Klasik Batı Müziği bestecilerinin müzeleri ve müze evleri (Bach Museum, Mozarthaus, Haydn’s Museum, House Wahnfried vb.) örnek verilebilir.
Türkiye’de müzik müzeciliği faaliyetleri ise nicelik açısından dünyada atılan adımların altındadır; bu anlamda öncül ülkeler ABD ve Batı Avrupa ülkeleridir. Türkiye’deki atılımlar çoğunlukla XXI. yüzyılın başına ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklerine dayanmaktadır. Bu anlamda -örneğin- I. Uluslararası Tarihte Anadolu Müziği ve Çalgıları Sempozyumu gerçekleştirilmiş, Dr. Erol, müzik müzesi yapılandırma kurulu üyesi olarak müzik müzelerin Türkiye için gerekliliğine; Anadolu’nun arkeolojik miraslarının önemine ve müzik çalgılarının otantik değerlerinin korunarak kayıt altına alınması ve sergilenmesine değinmiştir. Geçen yaklaşık yirmi yılda çeşitli girişimlerle hem çalgı müzesi hem de anıtsal sanatçı müzeleri Türkiye’de ziyaretçilere açılmıştır. Bunlardan başlıca olanlara, Aynalıkavak Kasrı’ndaki sergilenen çalgılar, Afyon Kocatepe Üniversitesi’ndeki İbrahim Alimoğlu Çalgı Müzesi, Barış Manço Müze Evi, Ankara Musiki Muallim Mektebi Müzik Müzesi, İzmir Müziksev, Bursa Nilüfer Belediyesi Dr. Hüseyin Parkan Sanlıkol Müzik Enstrümanları Müzesi, Bodrum Zeki Müren Sanat Müzesi örnek verilebilir.
Referanslar
Arnold-Forster, K. ve La Rue, H. (1993). Museums of music: A review of musical collections in the United Kingdom.; Baker, S., Istvandity, L. ve Nowak, R. (2015). The sound of music heritage: Curating popular music in music museums and exhibitions, International Journal of Heritage Studies, 22(1): 70–81. https://doi.org/10.1080/13527258.2015.1095784 ; Erol, L. (2004). Müzik müzesi. I. Uluslararası Tarihte Anadolu Müziği ve Çalgıları Sempozyumu Tam Bildiri Kitabı, ss. 4–6.; Leonard, M. (2010). Exhibiting popular music: Museum audiences, inclusion and social history, Journal of New Music Research, 39(2): 171–181. https://doi.org/10.1080/09298215.2010.494199. ; Mahillon, V. C. (1874). Éléments d'acoustique musicale et instrumentale. Mahillon. ; Simmons, J. E. (2016). Museums: A history. Rowman & Littlefield.; Tokay, D. (2022). Türkiye müzeciliğinde geliştirilmesi gereken bir alan: Müzik müzeleri, MSGSÜ Sosyal Bilimler, 1(25): 108–120. https://doi.org/10.56074/msgsusbd.1123756