Kremna Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Burdur’un, Bucak ilçesibe bağlı, Çamlık Köyü’ndeki, Hacıbağ yerleşkesinin hemen doğusuna konumlanan Kremna (Girme=bugün Çamlık), Hellence Κπημνα, ‘uçurum’ anlamına gelmektedir. Bu adlandırma kentin topografik yapısıyla birebir örtüşmektedir. Yaklaşık 1100 metre yükseklikte konumlanan Kremna’nın kuzey-güney ve doğusu uçurumlarla çevrilidir. Küçük bir vadi ile ayrılan batı yakası yaklaşık iki metre genişliğinde, altı metre yüksekliğinde surla korunaklı hâle getirilerek kente sarp, ulaşılması güç kale görüntüsü verilmiştir. Antik yazar Strabon, MÖ 39-25 yılları arasında hüküm süren Galat Kralı Amyntas’ın Pisidia’yı egemenliği altına alışından bahsederken Kremna’nın zapt edilemez bir kent olduğunu, Galat Kralı’nın bu kenti bile fethettiğine değiniyor. Amyntas’ın ölümünden sonra İmparator Augustus tarafından Pisidia Antiokheia, Komama, Olbasa ve Parlais ile birlikte Colonia Iulia Augusta Felix Cremna/Cremnensium adıyla Pisidia’daki beş koloni kentinden biri haline getirilmiştir. Roma’nın Kremna’yı koloni kenti olarak seçmesiyle, kent hem sürekli gözlem altında tutuluyordu hem de dağlık Pisidia bölgesinin iç kesimlerine geçişi sağlayan Via Sebaste İmparator Yolu güvenceye alınıyordu.

Kentteki Forum/Bazilika yazıtlarında ve bazı heykel kaidelerinde yer alan yazıtlarda İmparator Hadrianus (MS 117-138) ve karısı Sabina’nın adlarının geçmesi, İmparator’un MS 129 yılında Synnada’dan Pamphylia’ya giderken kenti ziyaret ettiği şeklinde yorumlandı. Kremna’da, Aurelianus (MS 270-275) döneminde büyük bir kıtlık sıkıntısı yaşandı, bunun sonucunda İmparator kente hibede bulunmuştur. İmparator Probus’un hüküm sürdüğü dönemlerde (MS 276-282) Kremna, Isaurialı haydut Lydius tarafından işgal edilmiştir. Lydius, kentin akropolisini kale olarak kullanarak iki yıl gibi bir süre Roma’ya direnebilmiş, ancak kendi adamları tarafından öldürülünce Probus’un komutanları kenti tekrar ele geçirmişlerdir. Bu olaydan sonra Roma, halkın bir kısmını kentten sürerek ordunun mühimmatını buraya yerleştirmiş ve bölgeyi egemenlikleri altına almış. Batı surlarının yaklaşık 200 metre uzaklığına kurulan Roma karargâhı ve kuşatmanın izleri bugün hala net olarak görülebilmektedir. Özellikle kuşatma sırasında Roma’nın savaş aletlerinin konumlandırılması amacıyla yaptığı yapay tepe, dönemin kuşatma savaşlarının nasıl yapıldığına ilişkin canlı kanıtlardır.

Kremna’da, J. İnan’ın 1970’li yılların başlarında yaptığı kısa süreli bir kurtarma kazısı dışında günümüze kadar herhangi bir kazı çalışması yapılmamıştır. Bununla birlikte araştırmaların 1800’lü yıllara kadar gittiği bilinmektedir. Bu ilk araştırmalar, daha çok kentin lokalizasyonuyla ilgili olup daha detaylı bilgiler için 150 yıldan fazla bir süre beklemek gerekmektedir. 1985-1987 yılları arasında S. Mitchell ve ekibi tarafından yürütülen yüzey araştırmaları, kentte yapılan ilk ciddi çalışmadır. Mitchell, kentin topografik haritasını çıkarmış, kentteki kamu ve sivil yapıları dönemsel olarak ayrı ayrı irdeledi. 2013 yılından itibaren Hüseyin Metin tarafından Kremna’da ikinci dönem yüzey araştırmalarına başlanmış ve aralıksız 2019 yılına kadar devam edilmiş. İkinci dönem çalışmalarında kentin territoriumundaki kırsal alanların tespiti ve tescili tamamlanmıştır.

Erken dönemde kenti ziyarete gelen ve birtakım notlar çıkaran seyyahların yazımlarında görülen ortak düşünce daha birkaç yüzyıl önce kentin oldukça sağlam durumda olduğudur. 1960’lı yıllarda itibaren uzun süre Kremna’da kaçak kazı faaliyetlerinin yapıldığı ve kazılarla ortaya çıkan bazı eserlerin yasa dışı yollarla yurtdışına çıkarıldığı bilinmektedir. Bu maddenin yazarına illegal kazıları yapan bugün hayatta kalan bazı köylüler tarafından kaçak kazıların nerelerde yapıldığı, nasıl yapıldığı, kaç kişiyle yapıldığı gibi birçok bilgi aktarılmıştır. Bunlardan en dikkat çekici olanı, alanda yüzden fazla kişinin aile boyu çalıştığı, herkesin çalışma alanının belli olduğu, kazılan alanları tekrar kazmamak için üzerine taşlar dikildiği, mesai yapar gibi sabah başlandığı akşam bırakıldığı, bulunan eserleri Bucak’ta sarraf olarak adlandırılan kişiye verdikleri vb. olayları aktardılar. En ilginç olanı o yıllarda ilkokul öğretmeninin okulda müze köşesi oluşturma çabasıdır. Öğrenciler kent ve çevresinde buldukları eserleri okula getiriyorlar. Müze köşesinde hatırı sayılır oranda eser birikiyor. Devamında öğretmenin tayini çıktıktan sonra bu eserler kayboluyor. Bunun gibi kent ile ilgili sayısız anlatım bulunmaktadır.

Sonuç itibariyle geçen zaman içerisinde insan eliyle Kremna’da büyük tahribatlar yapılsa da, kent etkileyici konumundan, görkeminden çok fazla bir şey kaybetmediği söylenmektedir. Anadolu’nun örnek planlı kentlerinden biri olan Kremna’da savunma amaçlı sur duvarları-kuleler, İmparator kültü ile ilişkili tapınaklar, agora, tiyatro, anıtsal propylaion, hamam/kütüphane yapısı, forum/bazilika, sütunlu cadde, çeşitli sivil yapılar, geç dönemiyle ilişkili kilise yapılarının kalıntıları görülmektedir.

Referanslar

Levick, B. (1967). Roman Colonies in Asia Minor. Oxford: Clarendon Yayınları; Metin H. (2014). Kremna Antik Kenti Kuzey Yayılımı Hakkında İlk Gözlemler, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 6(11): 1-27; Metin, H. (2017). Hellenistic Mouldmade Bowl Moulds from Kremna, OLBA, XXV: 271-297; Mitchell, S. (1995). Cremna in Pisidia. An Ancient City in Peace and in War. Londra: Classical Press of Wales.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Metin, H. (2013). Pisidia’da Görkemli Bir Kent Kremna: Tarihi Coğrafya ve Araştırmalar. İçinde; A. Gerçek, B. Hürmüzlü ve M. Fırat (Editörler), Pisidia Araştırmaları I (ss. 215-225. Isparta: S.D.Ü.Arkeoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi.