Kerküşti Höyük
Doğal ve Kültürel Miras Höyük
-
2021
Mardin’in Derik ilçesi, Alanlı Köyü’nün hemen üç kilometre kuzeybatısında yer almaktadır. Yerleşmenin konumlandığı geniş düzlüklere sahip olup bölgenin önemli yükseltileri; kuzey-kuzeydoğusunda Mardin-Midyat eşiği ile kuzeybatısında kalkan şeklinde uzanan Karacadağ ve bazalt akıntılarıdır. Yerleşim yerinin hemen doğu kenarında mevsimlik Kocadere Deresi akmakta; güney, kuzey ve batısında geniş düzlüklerde verimli tarım arazileri uzanmaktadır. Şanlıurfa/Viranşehir – Habur Sınır Kapısı arasındaki yolun kuzeyi ve güneyinde yer alan Kerküşti Höyük’te; kaçak kazılarla oluşan tahribat üzerine 1981 yılında Mardin Müzesi tarafından yapılan kurtarma kazılarında Roma dönemine ait çeşitli yapı kalıntıları, mozaik ve bazalt kaya mezarlarına rastlanmıştır.
2005 yılında, yukarıda söz edilen yolun genişletme çalışmalarının başlaması ve karayolu genişletme çalışmalarında tahrip olacağı öngörülen alanın sınırları içinde: Mardin Müzesi başkanlığında ve Prof. Dr. Aslı Erim-Özdoğan'ın bilimsel başkanlığında kurtarma kazıları başlanmıştır. Kazı öncesinde bu yerleşim yerinde ayrıntılı yüzey araştırması yapılmıştır. Bu yüzey araştırmasında; höyük eteklerine ve karayoluna yakın alanlarda Halaf dönemi, MÖ birinci ve ikinci bin yıllarına ait çanak çömlek parçaları toplanmıştır. Karayolun güneyinde ise Roma dönemi buluntuları daha yoğundur. Ayrıca yerleşim yerinin güncel yüzeyinde çok az miktarda Ortaçağ’a ait çanak çömlek parçaları saptanmıştır. Bunlar dışında yerleşim yerinin yüzeyinde dağınık ve seyrek olarak obsidyen dilgi ve yonga parçaları ile çok sayıda bazalt sürtme taş alet tespit edilmiştir.
2005-2006 yıllarında; 10x10 metre boyutlarında toplam yedi açmada ve 2x2 metre boyutlarında bir sondajda arkeolojik kazı çalışmaları yapılmıştır. Kazılan bu alanların üçünde; toplam 270 metrekarelik bir alanda Halaf dönemi tabakaları tespit edilmiştir. Açılan diğer kazı alanlarında, MÖ ikinci bin kültür katmanın altına inilemediğinden dolayı söz konusu alanlarda Halaf dönemi yerleşmesinin yayılıp yayılmadığı anlaşılamamıştır. Bununla birlikte iki kazı alanında MÖ ikinci bin kültür dolgusuyla karışık bir şekilde ve fakat az miktarda Halaf dönemine ait çanak çömlek parçalarının bulunmuş olması Halaf yerleşmesinin, daha geniş alanlara yayılmış olabileceğini düşündürmektedir. 1981 ile 2005-2006 kazı çalışmalarının sonuçlarına göre; Kerküşti Höyük tabakalanması ilk iskân Halaf dönemindedir. Halaf tabakasının (Tabaka V) üzerinde MÖ dördüncü ve MÖ ikinci bin yıllarına tarihlenen (Tabaka IV-III) yerleşme yer almaktadır. Çok az alan yayılan Roma dönemi (Tabaka II) sonrasında ise Ortaçağ (Tabaka I) kültür öğeleri uzanmaktadır. Hem Roma hem de Ortaçağ kültür aşamalarında bu yerleşim yeri, oldukça küçük bir yerleşim yeri olarak görülmektedir.
Erken Halaf döneminden Orta Halaf döneminin, neredeyse sonuna kadar aralıksız olarak iskân edilen Kerküşti Höyük, coğrafi olarak Halaf dünyasının ortasında yer almaktadır. Orta Halaf dönemi sonrasında bu yerleşim yeri terk edilmiş ve bir sonraki iskân edilişi Son Kalkolitik döneme denk gelmektedir. Kerküşti Höyük Halaf yerleşmesi iki ana evreye (Va -Vb) ayrılmaktadır. Va Evresi Erken Halaf dönemi temsil ederken, Vb Evresi Orta Halaf dönemini ifade etmektedir. Ayrıca Vb evresi kendi içine üç alt evreye (Vb1-Vb3) de ayrılmıştır. Ana hatlarıyla yerleşim mimarisi geleneği Tolos olarak adlandırılan yuvarlak planlı yapıların yaygın olduğu görülmektedir. Nitekim Vb evresinde dikdörtgen planlı yapılar da görülmektedir. Kerküşti Höyük Halaf yerleşimi mevsimsel olarak iskân edildiği ileri sürülmektedir. Yerleşmede bulunan çanak çömlek koleksiyonu, Halaf döneminin hemen hemen tüm özelliklerini sergilemektedir.
Va evresinde; birbirine oldukça yakın inşa edilmiş, çapları 1,70 ila 4,52 metre arasında değişen beş yuvarlak yapı tespit edilmiştir. Bu yuvarlak planlı yapıları tek veya çift sıra şeklinde taş dizileriyle çevrelenmektedir. Doğrudan doğal zemin üzerine dizilen bu taş dizlerin üzerinde ya da taş aralarında harç ya da kerpiç kalıntısı saptanmamıştır. Orta Halaf dönemine tarihlendirilen Vb evresinin ilk iskân sürecin yansıtan Vb1 alt evresinde ilk defa dikdörtgen planlı yapılar inşa edilmiştir. Vb2 alt evresinde bu mimari gelenek devam ettirilmiştir. Dikdörtgen ile yuvarlak planlı yapıları sınırlandıran basit taş diziler, Va evresindeki gibi doğrudan doğal yüzey üzerine konmuştur. Açığa çıkarılan yapıların hiçbirinde temel çukuru tespit edilmemiştir. Vb1 alt evresinde yuvarlak planlı iki yapı ve dikdörtgen planlı üç odalı bir yapı grubu açığa çıkarılmıştır. Dikdörtgen planlı yapı grubu içindeki P mekânı iç kısmında oldukça iyi işçilikte ve iki defa yenilendiği açık olan sıvalı bir taban vardır. Bu sıvalı taban yanı zamanda; Kerküşti Höyük Halaf yerleşmesinin en erken sıvalı tabanıdır. Vb1 evresinde açığa çıkarılan yuvarlak planlı yapılar ile dikdörtgen planlı yapı grubu arasında ortak kullanıldığı anlaşılan bir açık alan saptanmıştır. Görünüşe göre yerleşimde bir planlama vardır. Bu ortak refleks nedeniyle yapılar belirli alanlara toplanmış ve yapıların arasında yaklaşık 70 metrekare büyüklüğünde bir ortak alan bırakılmıştır. Bu ortak alanda çok sayıda hayvan kemiği, çanak çömlek parçaları ile ocak (ateş yeri) saptanmıştır.
Vb2 alt evresinde ise beş adet yuvarlak planlı yapı ve bir adet dikdörtgen planlı ve bir kubbeli fırın açığa çıkarılmıştır. Vb2 alt evresi yerleşim düzeninde bir önceki alt evreden çok Farklı değildir. Dikdörtgen planlı yapının hemen batısında yer alan iki küçük yuvarlak yapı konut işlevinden ziyade depo amacıyla kullanılmış gibidir. Zira bu iki küçük yuvarlak yapı içinde oldukça yoğun miktarda karbonize olmuş organik malzeme, hayvan kemiği parçaları saptanmıştır. Yapıların dışındaki kalan açık alanlarda mezarlar saptanmıştır. Bu alt evrede Yerleşim içi/İntramural Ölü Gömme geleneğinin olduğu ileri sürülebilir.
Vb3 alt evresinde inşaat tekniklerinde, yerleşim organizasyonunda ve mekân kullanımında bazı değişiklikler olduğu görülmektedir. Bu alt evrede, yuvarlak planlı yapılar tekrar baskın hâle gelmiş, dikdörtgen planlı yapı inşa geleneği terk edilmiştir. Vb3 alt evresi yerleşmesi, geniş bir açık alanlara ayrılmış iki ana bölümden ayrılmış gibidir. Doğu kesiminde dört yuvarlak yapı vardır. M yapısı yüksek taş duvarları ve benzer ölçülerdeki boyutlarıyla diğerler yuvarlak planlı yapılardan farklıdır. Yüksek duvarlı ve iç mekânı sıvalı M yapısı uzun süre kullanıma yönelik inşa edilmiştir. Batı kesimdeki, kısmen korunmuş, basit taş dizleriyle sınırlandırılmış iki yuvarlak yapı bulunmaktadır. Bu yapılar, Vb3 alt evresinin erken döneminde (Vb2-Vb3 geçiş evresi) kullanılmıştır. Vb3 alt evresinin ikinci yarısında, batı kısım sadece iki büyük fırın inşa edilerek yemek pişirmek için değil, aynı zamanda gömüler için de ayrılmıştır. Vb2 alt evresindeki gibi Vb3 alt evresinde de Yerleşim içi/İntramural Ölü Gömme geleneği görülmektedir.
Kerküşti Höyük’ün Halaf çanak çömleği hem teknolojik ve hem de dekorasyon açısından diğer Halaf yerleşmelerinden çok farklı değildir. Yerleşmede bulunan toplam 7.480 Halaf çanak çömleği parçasının yüzde 57’si boya bezemelidir. Tüm evrelerde monokrom (tek renkli) boyama dekorasyon bulunmaktadır. Bichrome (iki renkli) boyama dekorasyonu ilk defa Vb1 alt evresinde görülmekte olup; Vb2 alt evresinde yaygın bir bezeme geleneği hale gelmiştir. Bununla birlikte, monokrom dekorasyon her zaman baskındır.
Kerküşti Höyük Halaf çanak çömleği yedi mal grubuna ayrılmaktadır. Yaklaşık tüm kap formlarında görülen Standart Boyalı Mallar ve Standart Yalın Mallar tüm evrelerde baskındır. Turuncu Boyalı Mallar ve Turuncu Yalın Mallar sadece Va evresinde görülmektedir. Koyu Yüzlü Açkılı Boyalı Mallar sadece Va evresinde bulunmakla birlikte her evrede Koyu Yüzlü Açkılı Mallar bulundu. Ancak erken evrelerde daha yaygındır. Son grubu oluşturan Kaba Mallar bitkisel katkılıdır, sade, orta derecede veya kötü pişirilir ve karakteristik bir şekli yoktur. Kap biçimlerinde üç temel form (kaseler, çömlekler ve tabaklar) ile emzikli kavanozlar gibi çeşitli formlar da tespit edilmiştir. Kaplar; çoğunlukla el yapımıdır, ancak kalıp ve levha tekniğinde üretilmiş kaplar da saptanmıştır. Halaf çanak çömleğinde, boyalı bezeme oldukça zengin ve çeşitlidir. Geometrik bezemeler arasında ise kalın ve ince bantlar, kırık çizgi, dalgalı çizgiler, zikzak, zincir, kafes, dama tahtası deseni, üçgenler, daireler ve noktalar sıralanabilir. Bununla birlikte, insan, bucranium (boğa), ceylan, kuş, akrep, ağaç, çiçek, güneş ve Malta haçı gibi natüralisttik ya da şematik bezemeler de görülmektedir. Çoklu tasarım ya da kazıma bezemelerin uygulandığı çanak çömlek parçaları çok nadirdir.
Kerküşti Höyük IV tabakası; Geç Kalkolitik döneme tarihlenmektedir. Yerel kültür öğelerin ağırlıkta olduğu bu dönemin mimarisinde ağırlıklı olarak taş kullanılmıştır. IV tabaka; çanak çömleği ana hatlarıyla özensiz yapılmış yalın mallar oluşmaktadır. Günlük kullanıma yönelik yapıldığı ileri sürülen kapların neredeyse tamamı kaba niteliktedir. Tüm bunlara karşın keskin kenarlı kaplar (casseroles) ile çeki başlı çanaklar (Hammer heas bowls) gibi belirlenen kap formları dönem tayininde belirleyici unsur olarak ele alınmış ve IV. tabaka, yerel kalkolitik kültüre olarak adlandırılmıştır. Karşılaştırmalı kronolojiye göre IV. tabaka, Amuq F ve Aslantepe VII evreleriyle çağdaştır. Mezopotamya kronolojisine göre bu tabaka Erken ve Orta Uruk dönemine karşılık gelmektedir. Oldukça dar alanlarda yürütülen kurtarma kazılarından dolayı bu dönemin yerleşim düzeni tam olarak anlaşılamamıştır. Mimari farklılaşma ve çanak çömlek koleksiyonundaki değişimler dikkate alınarak IV. tabaka kendi içinde üç evreye ayrılmıştır.
IV. Tabaka sonrasında Kerküşti Höyük terk edilmiş ve yaklaşık 1.000 yıllık bir aradan sonra MÖ ikinci bin yılda tekrar iskân edilmiştir. Bir sonraki dönemi temsil eden III. tabaka ise sadece çukurlarla ve bir iki duvar kalıntısıyla tanımlanmıştır. Kerküşti Höyük kazılarında bulunmuş taşınabilir kültür varlıkları sınıfındaki eserler Mardin Müzesi'nde sergilenmektedir.
Referanslar
Başaran, M. (2009). Kerküsti Höyüğü III. ve IV Tabakaları Çanak Çömleği (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Çanakkale Onsekiz Mart Üniversite, Sosyal Bilimler Estitüsü; Ekmen, A. (1983). Kerküsti 1981 Yılı Çalısmaları. İçinde; IV. Kazı Sonuçları Toplantısı Kitabı (ss. 313-314). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı; Sarıaltun, S. (2011). A Halaf Site At Kerküşti Höyük. İçinde; O. Nieuwenhuyse, P. Akkermans ve R. Bernberk (Editörler, Interpreting the Late Neolithic of Upper Mesopotamia (ss. 503-512). Brepols; Sarıaltun, S. (2010). Kuzey Mezopotamya’da Bir Halaf Yerleşmesi: Kerküşti Höyük. İçinde; B. Erciyas (Editör), Güneydoğu Anadolu Araştırmaları Sempozyumu YAS 3 (ss: 87-106). İstanbul: Ege Yayınları; Sarıaltun, S. ve Erim-Özdoğan, A. (2011). Studies on the Halaf Pottery of the Kerküşti Höyük, Anatolia Antiqua, XIX: 39-52.