Isparta'nın kendisine özgü en önemli mutfak ürünlerinden biri olan Isparta Fırın Kebabı 1800'lü yıllardan günümüze kadar kuşaktan kuşağa aktarıldı, öncelikle yöre halkının vazgeçemediği tatlardan biri oldu, son dönemlerde Isparta'nın turizm sepetindeki en önemli ürünlerden biri haline geldi. Özellikle Antalya ve çevre illerden kebap yemek için akın akın Isparta'ya gelenlerce aranılan ve tüketilen bu yöresel lezzet, son dönemlerde gül ve lavanta turlarını düzenleyen seyahat acentalarının tur programlarında yerini almaya başladı.  

Isparta'da kebap kültürünü temsil eden köklü firmalardan biri olan Kebapçı Kadir, 1851 yılından bu yana bu alanda hizmet vermeye devam ediyor. 1851 yılında Hafız Dede tarafından kurulup siyasi Osman Dede ile devam ettirildi. "Kebapçı Kadir" ismi Kadir Açıkalın tarafından markalaştırılıp bugünlere geldi. Günümüzde işletmeciliğini dördüncü kuşak torun Hüseyin Açıkalın yapıyor.

Günümüzde faaliyet gösterdiği adreste daha önceleri bulunan arastada iki katlı altı masalı küçük bir kebapçı dükkanı olan işletme, pişirilen kebapların öğleden sonrası tükenmesi ve daha sonra hizmet vermemesiyle bilinmekteydi. Son dönemde ise günün her saatinde ve akşamları hizmetine devam ediyor.

Isparta Fırın Kebabı, nisan-mayıs aylarında süt kuzusu, haziran sonunda oğlak ve eylülden itibaren de erkeç etinden yapılıyor. Böbrek yağları ve kan damarları temizlenen kaburga etleri, şişe takılarak fırın içerisine dik olarak sıralanıyor. Önceden yakılıp ısıtılan fırında üç – üç buçuk saat aralığında çalı kökü odunuyla, iki saat alevde ve son olarak bir saat korda pişiriliyor. Pişme esnasında fırın içinde bulunan bakır sahanlardaki su buharlaştırılıyor ve etler hem buhar hem alev arasında yüzde 50 fire veriyor. Isparta fırın kebabı tuz ya da baharat kullanılmadan pişiriliyor. Fırından çıkan kızarmış kuzu eti yöreye özgü bakır tabaklarda ince pide ekmeği üzerinde servis ediliyor. İşletme et seçiminde Toros Dağlarının yaylalarında kekik ile beslenen, buz gibi kaynak sularını içen ve bol oksijenli ortamlarda yetişen oğlak, erkeç ve dana etlerini hiçbir işlemden geçirmeden yüzde yüz doğal olarak misafirlerine sunuluyor.

Uluslararası mutfak dizaynı ile yöresel pişirme ekipmanlarının kombine edildiği işletmede başta Isparta Fırın Kebabı, kabune pilavı, irmik helvası, Isparta şiş, kabak tatlısı, pide çeşitleri, hoşaf, çakal helvası, tosmankara gibi yöresel yemeklerin yanında ülke mutfağından çeşitli ürünler geniş yelpazede yer alıyor.

Isparta il merkezinde faaliyet göstermekte olan bir restoran işletmesidir. Türkiye’nin en eski aile şirketlerinden ve Isparta’nın önde gelen restoranlarından biri olan Kebapçı Kadir, 1800’lü yılların başlarında Isparta’da yaşayan Rumların yapmaya başladığı tandır kebabını kuşaktan kuşağa değişmeyen lezzeti ile müşterilerine sunmaktadır. Tandır kebabının yanında kabune pilavı, irmik helvası ve üzüm şırası gibi Isparta’ya özgü yöresel lezzetler ile birlikte doğal ortamlarda yetiştirilen hayvan etlerinden yapılan Isparta şişi ve pide çeşitleri de işletme tarafından verilen hizmetler arasında yer almaktadır.

İşletme, ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu döneminde 1851 yılında Hafız Dede tarafından kuruldu. Şehir merkezindeki Kebapçılar Arastası’nda Valilik binasının arka tarafında tek katlı ahşap bir mekan olarak kurulan bu restoran işletmesinde masa ve sandalye yoktu. Dört adet sini (bakır büyük tepsi) ile yer sofrası kurularak müşterilere hizmet verirdi. Hafız Dede, her gün dört erkeci (hadım edilmiş iki yaşındaki oğlak) sabah namazından sonra fırına atar ve öğle saatlerinde satarak bitirirdi. İşletmenin ilk yıllarında müşterilerin büyük bir çoğunluğu zengin Rumlar'dan oluşuyordu. Hafız Dede’nin vefat etmesinden sonra 1900’lü yıllarda ikinci kuşak siyasi Osman Dede işletmenin başına geçti. O dönemde ticaretin gelişmesi ve Isparta’nın coğrafi konumu itibarı ile Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgelerini birbirine bağlayan önemli bir konumda olması, işletmenin müşteri profilinin gelişmesini sağladı. İkinci kuşak olan Siyasi Osman Dede müşteri sayısı artan işletmeyi daha geliştirdi. Siyasi Osman Dede’nin vefatından sonra üçüncü kuşak olan oğlu Kadir Açıkalın, 1940 yılında işletmenin başına geçti, o zamana kadar isimsiz olan işletmenin adını levha asarak Kadir’in Kebap ve Pide Salonu olarak belirledi. Kadir Açıkalın, işletmeyi ve müşteri ağını daha da geliştirerek işletmenin markalaşmasına öncülük etti. Yaşlanmasından sonra, halen günümüzde işletmeciliğini devam ettiren dördüncü kuşak Hüseyin Açıkalın, işletmenin başına geçti. İşletme, 1996 yılında istimlak sonucu yıkılınca bugünkü yerine (eski işletmenin 100 metre yanına) taşındı. Aynı zamanda inşaat mühendisi olan Hüseyin Açıkalın, Anıtlar Kurulu’nun raporu doğrultusunda yeni yeri tamamen yenilerek, yerin tarihi bir görünüme sahip olmasını sağladı (1997). Kadir’in Kebap ve Pide Salonu olan işletmenin ismini Kebapçı Kadir olarak değiştirdi. Hüseyin Açıkalın, işletmeyi daha da büyümesi ve gelişmesinde önemli katkılar sağlayarak tüm Türkiye’ye hatta yurtdışında Kebapçı Kadir isminin duyulmasını sağladı.

Kebapçı Kadir, kendine özgü değeri 1850’li yıllarda yarattığı lezzeti günümüze kadar devam ettirmiş oldu. Kuşaktan kuşağa değişmeyen lezzet ifadesi ise, işletmenin sloganı haline geldi. Isparta’ya özgü lezzetleri daha geniş kitlelere ulaştırabilmek, marka değerini yükseltmek ve e-ticaretin temellerini atmak için turizm akademisyenlerinden ve sektör profesyonellerinden danışmanlık hizmeti aldı. Kebapçı Kadir, 140 metrekarelik bir alana ve 500 kişilik kapasiteye sahip olup, işletmede yoğun sezonda yaklaşık olarak 40, düşük sezonda ise 25 personel çalıştırılmaktadır. Birçok ünlü siyasi, sanatçı kişilere de hizmet veren Kebapçı Kadir, Isparta destinasyonunun gelişmesinde ve marka değeri oluşmasında öncülük yapmaya devam etmektedir.