Jeoturizm
Doğal ve Kültürel Miras Turizm Çeşitleri Jeopark
-
2019
Yeryüzünün öyküsünü merak edenlerin turizmi olarak tanımlanabilir. Jeoturizme konu olan jeosit (özgün jeolojik oluşumlar ile karakterize edilen alan), yer kabuğunun evrimi ile ilgili önemli bir olayın süreç-sonuç ilişkileri kapsamında açıklanmasına katkı sağlayan, aydınlatan kayaç, fosil, yer şekli, mineral topluluğu, yapı, doku gibi jeolojik özelliklerinin bütününü ifade eder.
Jeoturizm kavramı, ilk olarak Hose tarafından 1995 yılında İngiltere’de ortaya atıldı. Doğa turizmi içinde kabul edebileceğimiz jeoturizm olgusu, özellikle son yıllarda dünya genelinde yaygın bir ilgi görmeye başladı. Ancak bu turizm, çok seçkin bir kitlenin ilgisini çekmektedir. Jeoturizmin kaynağını oluşturan coğrafik karakterler arasında stratigrafik, paleoortamlar, minerolojik, göktaşları, tektonik levha ilişkileri ve su altı jeositleri yer alır. Jeoturizme katılanlar, nadir görülebilen bu oluşumlar aracılığı ile dünyanın ve o coğrafyanın oluşumu hakkında teknik bilgiye sahip olurlar. Bu jeositler sayesinde dünyanın jeolojik oluşumu gözler önüne serilmektedir. Jeoturizmin kaynağını jeoparklar oluşturur.
Jeoturizm yerbilimleri (coğrafya, jeoloji ve jeomorfoloji) ile ilgili özgün yapıları, arazileri ve yer şekillerini yerel kültürel birikimler ile birlikte ele alarak tanıtmayı amaçlayan ve özellikle son yıllarda Avrupa ve Amerika’da yüksek pazarlama potansiyeline sahip olduğu öngörülen yeni bir turizm alanıdır. Ekoturizm ve biyo-çeşitlilik akademik literatürde ve turizm pazarlamasında uzun bir geçmişe sahip olmakla beraber, jeoturizm ve bu kavramla bağlantılı olan jeosit, jeomorfosit, jeomiras, jeoçeşitlilik, jeokoruma ve jeotur kavramları turizm endüstrisinde son 20 yıldır gündeme gelmeye başladı. Bu gelişmede UNICEF’in jeoparklar ve jeolojik miras konularına gösterdiği duyarlılık ve ilgi de önemli bir etken oldu. Bu bağlamda jeoturizm, seyahat edebilme olanakları olan ve çevre sorunlarına duyarlı olan bireylerin, içerisinde yaşadıkları yerkürenin jeolojik ve jeomorfolojik oluşumunu ve evrimini, bilimsel olduğu kadar, estetik yönleri ve yerel kültürel birikimleri ile birlikte bütünsel olarak tanıma ve kavrama arzusundan kaynaklanan beklentilerini karşılamaya yönelik olarak geliştirilmekte olan bir turizm türüdür.
Jeoturizm, katılım amacı ve kitlesi bakımından üç gruba ayrılabilir. İlki, tamamen bilimsel amaçla yapılan jeo turlardır. Bu turlarda bilimsel çalışmalar amacıyla katılanlar yer alır. İkinci grupta, yeryüzünün jeolojik oluşumlarını ve ilginç yer şekillerini merak eden bu konuda genel bilgi sahibi katılımcılar bulunur. Üçüncü grubu ise turistik amaçlı sadece farklı bir deneyim yaşamak isteyen katılımcılar oluşturmaktadır.
Jeoturizm kavramının anlamına ilişkin evrensel olarak kabul gören jeoloji odaklı ve coğrafya odaklı olmak üzere iki farklı bakış açısı vardır. Jeoloji odaklı jeoturizm, Thomas Hose’a (1995) göre, jeolojik oluşumları görme ve anlamayı amaçlar. Coğrafya odaklı jeoturizm tanımlamasını ise Jonathan Tourtellot (1997) gündeme getirdi. Tourtellot (1997) bu kavramı “Ziyaret edilen yerin ortamsal, kültürel, estetik ve yerel halkın refah düzeyini de içine alacak bir şekilde, coğrafik karakterini (bozulmaksızın) kalıcı kılan veya onu zenginleştiren turizm” olarak tanımladı. Bu tanımlama, özellikle son yıllarda önem kazanan sürdürülebilir turizm olgusunun ve özel bir deneyim yaşamak ve kazanmak isteyen çevre bilinci ile donanmış kişilerin seyahat beklentilerini karşılamaktadır. Dowlig ve Nelson (2010) jeoturizm kavramı ile ilgili olarak yaptığı geniş kapsamlı tanımlamasında jeoturizmi, Tourtellot’un (1997) coğrafya kavramı odaklı sürdürülebilir turizm yaklaşımından farklı olarak, Hose (1995-2005) gibi “Özgün olarak jeoloji ve arazi (tanıtımı) üzerinde odaklanan bir doğal alan turizmi biçimi” olarak değerlendirirler. Bu tanımlama kapsamında, jeoturizmin aynı zamanda “Bu yerlere kişisel veya rehberli turlar, jeolojik aktiviteler veya jeosit merkezlerinin yöneticileri denetiminde yapılacak geziler” sonucunda, değerlerinin daha iyi anlaşılması ve öğrenilmesi nedeniyle, jeositlerin (özgün jeolojik alanların) ve jeo-çeşitliliğin korunmasına ve yerbilimlerinin öneminin kavranmasına ilişkin konulara da katkı sağlayabileceğine dikkati çekmektedir. Bu bağlamda jeoturizm, jelojik oluşumların (jeosit) coğrafi karakter olarak turistik çekiciliğe (görsel çekicilik ve nadirlik) sahip olması sonucunda ortaya çıkan turizm çeşididir ve belirli bir bölgenin jeolojik oluşumunu ve görselliğini içermektedir. Jeoturizmin potansiyelini jeolojik yapılar, yüzey şekilleri ve bunların oluşturduğu manzaralar oluşturur. Jeoturizmi, ekoturizm ve özel ilgi turizmi ile ilişkili olmasına karşın, bunlardan farklı olarak, başlı başına ele alınması gereken bir turizm çeşididir.
Referanslar
Çimen, H., Karabıyıkoğlu, M. (2015). Sürdürülebilir Turizm Çeşidi Olarak Jeoturizm, Doğu Karadeniz Bölgesi Sürdürülebilir Turizm Kongresi: 277-285; Dowling, R. K. (2013). Global Geotourism – An Emerging Form of Sustainable Tourism, Czech Journal of Tourism, 2(2): 59-79; Wartiti, M., Malaki, A., Zahraoui, M., Ghannouchi, A. ve Gregorio, F. (2007). Geosites Inventory of the Northwestern Tabular Middle Atlas of Morocco, Environment Geology: 55(2): 415-422; Hose, T. A. (1995). Selling the Story of Britain’s Stone, Environmental Interpretation, 10: 16- 17; Tourtellot J. (1997) National Geographic Society and the Travel Industry Association of America (şimdi USTA).
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Çimen, H., Karabıyıkoğlu, M. (2015). Sürdürülebilir Turizm Çeşidi Olarak Jeoturizm, Doğu Karadeniz Bölgesi Sürdürülebilir Turizm Kongresi: 277-28