Hierapolis Antik Tiyatrosu
DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Antik Tiyatro
-
2025
Denizli ilinin Pamukkale ilçe sınırları içerisinde, yaklaşık 0,8 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Hierapolis Antik Kenti, Büyük Menderes Nehri’nin kollarından biri olan Çürüksu Nehri’nin oluşturduğu ve içinden akan su ile aynı adı taşıyan vadi üzerinde, Çökelez Dağı’nın kuzey eteklerinde yer almaktadır. Antik dönemde Lykos Vadisi olarak adlandırılan Çürüksu Vadisi’nin güneydoğusunda sönmüş bir yanardağ olan Honaz Dağı (antik dönemde Kadmos Dağı) ve güneyinde Babadağ (antik dönemde Salbakos Dağı) yükselmektedir.
Frigya, Karya ve Lidya bölgelerinin kesiştiği noktada, Antik Kral Yolu güzergâhı üzerinde yer alan Hierapolis’in, Frigya bölgesinde bulunduğu kabul edilmektedir. Büyük İskender’in Babil seferi sırasında ölmesinin ardından, onun egemenliği altındaki topraklar generalleri arasında paylaşılmıştır. Sonuç olarak birçok Helenistik krallık ortaya çıkmıştır. Hierapolis, bu dönemde Seleukos Krallığı sınırları içerisinde yer almaktaydı. MÖ 190’da meydana gelen Magnesia Muharebesi’nde, Bergama krallarından II. Eumenes, Seleukos ordusunu bozguna uğratmıştır. MÖ 188’de gerçekleştirilen Apameia Barış Antlaşması ile Bergama Krallığı, Seleukos topraklarının büyük bir kısmına hâkim olmuştur. Kabala isimli şehir devletinin de Bergama’ya katılmasıyla Hierapolis, bu devlete geçmiştir.
II. Eumenes, MÖ II. yüzyılın başlarında yeni bir kent kurmaya karar vermiştir. İsmini Bergama Krallığının kurucusu Telephos’un eşi Amazonlar Kraliçesi Hiera’dan alan yeni kent, tarihi boyunca üzerinde yer aldığı sahanın depremselliğinden etkilenmiş; zaman zaman büyük yıkımlarla karşı karşıya kalmıştır. Nitekim kentin hemen altından geçen ve travertenlerin oluşumunu da tetikleyen, Pamukkale Fay Zonu ile bu zonun güneybatı uzantısında yer alan Babadağ Fay Zonu’nun yaratmış olduğu sismik dalgalanmalar, şehrin gelişimi üzerinde önemli etkilere yol açmıştır.
Hierapolis’in bu tehlikeli saha içerisinde kurulmasının başlıca nedenleri arasında, fay hattına bağlı olarak oluşmuş sıcak kükürtlü su kaynaklarının şifa amacıyla kullanılması ve Çürüksu Vadisi’nin (Lykos Vadisi) ticaret yolları üzerinde yer alması sayılabilir. Ayrıca, şehrin kurulduğu alanın jeomorfolojisinin, traverten teraslar ve yamaçların yoğun olduğu bir bölge olması bakımından savunma açısından önemli bir avantaj sağladığı düşünülmektedir.
MS 60 yıllarında meydana gelen depremlerle yıkıma uğrayan kent, Titus Flavius Domitianus döneminde (Flavius Hanedanlığı) MS 81-86 yılları arasında büyük bir imar sürecine girmiştir. Deprem sonucu tahrip olmuş Frontinus Caddesi, Apollon Tapınağı ve tiyatro yolları, bu dönemde ya yenilenmiş ya da sıfırdan inşa edilmiştir. Böylelikle Hierapolis, zamanla Hellenistik şehir özelliklerini kaybetmiş ve kentte ızgara planlı, tipik bir Roma şehir düzeni ortaya çıkmıştır. MS 80 yıllarına gelindiğinde İsa’nın havarilerinden biri olan Aziz Philip’in bu kentte çarmıha gerilerek şehit edilmesi ve burada defnedilmesi, Bizans döneminde kentin kutsallık kazanarak öneminin artmasına neden olmuştur. XII. yüzyılda bir kasaba haline gelen Hierapolis, XIII. yüzyılda Selçuklulara ev sahipliği yapmış ve XIV. yüzyılda meydana gelen depremle tamamen ıssızlaşmıştır.
Antik şehrin önemli yapıları arasında yer alan Hierapolis Tiyatrosu, şehir festivallerinin görselleştirildiği bir kültürel merkezdi. Halkın bir araya gelerek sosyalleşmesinde önemli bir rol oynayan ve yaklaşık 20.000 kişi taşıma kapasitesi olan tiyatro, MS 60 yılında meydana gelen depremlerle yıkıma uğramış ve tekrar inşasına, MS 62 yılında Flavius döneminde başlanmıştır. MS 206 yılında Septimus Severus döneminde inşası tamamlanan tiyatro, Grek tipi olarak inşa edilmiş, yamaca yaslı bir şekilde şehre hâkim bir yükseltide konumlanmıştır. Cephesi 91 metre uzunluğunda olup, inşasında eski tiyatronun taşları kullanılmıştır. Elli oturma sırasından meydana gelen cavea, sekiz merdiven sırasıyla yedi bölüme ayrılmıştır. Cavea, tiyatronun sahnesini çevreleyen ve genellikle yarım daire biçiminde inşa edilmiş yükseltilmiş oturma alanını ifade eder. Cavea’nın tam ortasından geçen diozoma’ya, her iki yandan tonozlu geçitler (vomitoria) aracılığıyla girilmektedir. Diozoma, cavea’da yatay olarak bölümlenmiş oturma alanlarını ifade eder ve izleyicilerin oturma düzeninin belirlenmesinde sosyal statü etkin rol oynamaktadır.
Tiyatronun sahne cephesi ise üç katlıdır ve yüksekliği yaklaşık 3,66 metredir. Sahne ön duvarında beş kapı ve altı niş bulunmaktadır. Bu nişlerde Dionysos, Apollon, Artemis ve Nike heykelleri sergilenmiştir. Önlerinde ise deniz kabuğu motifleriyle süslenmiş on korint sütunu yer almaktadır. Sahnenin inşasında, Severuslar döneminde Dokimion (Afyon) taş ocaklarından getirilen mermerler kullanılmıştır. Bunun dışında yapılan araştırmalar, tiyatronun yapımında Thiountas ve Laodikeia gibi şehre yakın ocaklardan ve Afrodisias gibi daha uzak taş ocaklarından getirilen mermerlerin de kullanıldığını ortaya koymuştur. Tiyatronun ilk katında sekizgen kaideli, korinth başlıklı, yivsiz sütunlu düzen mevcuttur. İkinci ve üçüncü katta ise sarmal yivli, dalgalı gövdeli ve kompozit başlıklı sütunlar yer almaktadır.
Sahne arkasındaki kabartmalarda, Apollon (müzik ve kehanet tanrısı) ve Marsyas mitolojisi; Hades’in (yeraltı ve ölüler tanrısı) Persephone’yi (yeraltı tanrıçası) yer altına kaçırması; yılanların çektiği arabayla kızının peşinden giden Demeter (bereket tanrıçası) ile Aphrodite (aşk ve güzellik tanrıçası) ve Athena (bilgelik tanrıçası) figürleri yer almaktadır. Ayrıca, İmparator Septimius Severus’un taç giyme merasimi ve tanrılarla yürüyüşü ile Niobe’nin çocuklarının Apollon ve Artemis (doğa tanrıçası) tarafından cezalandırılması sahneleri de betimlenmiştir.
Termal sular ile bereketlenen topraklar üzerinde kurulmuş olan Hierapolis Antik Kenti ve traverten teraslar 1988 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine dahil edilerek koruma altına alınmıştır. Hierapolis Antik Kent Tiyatrosu geçmişte olduğu gibi bugünde tüm görkemi ile ziyaretçilerini ağırlamaktadır.
Referanslar
Akşit, İ. (2012).Pamukkale Hierapolis. Ankara: Handbook Series.; Masino, F., Sobrà, G., Gabellone, F., ve Limoncelli, M. (2011). Research on the theatre at Hierapolis in Phrygia: An integrated approach. In K. Heine, K. Rheidt, F. Henze ve A. Riedel (Editörler), Von Handaufmaß bis High Tech III: 3D in der historischen Bauforschung (ss. 72–79). Mainz am Rhein, Germany: Philipp von Zabern.; Newby, Z. (2023). Festivals and the performance of community and status in the theatres at Hierapolis and Perge. İçinde; Z. Newby (Ed.), The Material Dynamics of Festivals in the Graeco-Roman East (ss. 137-178). Oxford University Press.; Parlak, Y. (2010). Antik tiyatro sahne unsurlarının, günümüz tiyatro sahnesine uyarlanışına yönelik bir sentez çalışması (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.; Teraman, Ö. (2014). Kent mekanı tasarımında ideolojik bir temsil aracı: Küçük Asya’da Roma İmparatorlar Kültü’nün mimari yoluyla temsili (Yayınlanmamış doktora tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Akşit, İ. (2012).Pamukkale Hierapolis. Ankara: Handbook Series.
