Antakya’nın yöresel tencere ve ızgara yemeklerinin sunulduğu, alkolsüz, masalarda örtülerin, çatal bıçakların, bardakların yer aldığı ve tabak servisinin yapıldığı profesyonel anlamda hizmet sunan ilk restoranı idi. 100 kişilik kapasiteye sahip restoran Metin Tansal tarafından 1991 yılında tarihi özelliklere sahip taş bir konakta, Antakya’nın İstiklal Caddesi’nde kuruldu. Metin Tansal, 1991 yılında günümüzde Sultan Sofrası’nın yerini büyük bir konfeksiyon mağazası açmak için abisinin de dahil olduğu dört ortakla birlikte aldı. Ancak daha sonra bu büyük mağaza açma işinden vazgeçtiler. Tam bu süreçte Metin Tansal Antakya’da yöresel yemeklerin satıldığı fazla yer olmamasından dolayı bu yeri Antakya’nın yöresel yemeklerinin satılabileceği bir işletme haline getirmek istedi.

Metin Tansal’ın aklında sadece alkolsüz içeceklerin ve Antakya yöresine ait yiyeceklerin bulunduğu aynı zamanda o dönemdeki esnaf lokantası konseptindeki restoranlardan farklı olarak masalarda örtülerin, çatal bıçakların, bardakların yer aldığı ve tabak servisinin yapıldığı profesyonel anlamda hizmet sunan bir işletme vardı. Bu işletmecilik anlayışı ilk başlarda arkadaşları ve ortakları tarafından çok ilgi görmedi. Çünkü Antakya’da bu tarz bir restoranın başarılı olamayacağını ve özellikle alkolsüz bir restoranın iş yapamayacağını düşünüyorlardı. Arkadaşlarının ve ortaklarının bu düşüncesinin altında yatan sebep, belki de o dönemde Antakya’da bulunan küçük çaplı restoranların daha çok esnaf lokantası konseptinde olması, sadece tabldot şeklinde hizmetin sunulması ve Antakya’da faaliyet gösteren işletmelerde bu tarz bir hizmetin sadece alkollü mekânlarda sunuluyor olmasıydı. Çevresinden yeterli desteği görememesine rağmen Metin Tansal abisi Mahmut Tansal’ı ikna ederek isim babası olduğu Antakya’nın bu konseptteki ilk alkolsüz işletmesi olan ve halen faaliyette bulunan Sultan Sofrası restoranını açtı.

1991 yılının başlarında faaliyete giren Sultan Sofrası işletme müdürünün yanlış yönetimi ve işletme sahiplerinin fazla zaman ayıramaması sebebiyle 1991 yılının sonunda, ortakların kararıyla kapatıldı. 1992 yılının nisan ayında Metin Tansal, abisiyle birlikte bu yeri diğer ortaklardan satın aldı ve aynı yılın mayıs ayında Sultan Sofrası’nı tekrar faaliyete geçirdiler. İşletmesini abisiyle ile birlikte yürüten Metin Tansal, birkaç ay sonra abisinin iş yoğunluğundan dolayı Sultan Sofrası’ndan ayrılmasıyla yoluna tek başına devam etti. İşletmenin misyonu, tarihsel kent kültürünün eşsiz zenginliklerine sahip olan Antakya’nın geleneklerini yaşatmaktır; vizyonu ise doyumsuz lezzetlere sahip, benzeri olmayan yemek kültürünü yeni nesillere intikal ettirmek suretiyle geleceğe taşımaktır. Menüsünde Oruk, Sac Oruğu, Kaytaz Böreği, Semirsek, Aşur, Kağıt Kebabı, Tepsi Kebabı, Humus, Künefe, Ceviz Reçeli, Kabak Tatlısı, Zeytin Reçeli gibi yiyecekler ön plana çıkmaktadır.