Halikarnas Mozolesi ve Kazıları

Arkeolojik Kazı

Bodrum, Türkiye’de yerli ve yabancı turistlerin en çok tercih ettiği turizm destinasyonlarından biridir. Türkiye’nin güneybatısının en uç noktasında bulunan yarımada, Kos Adası ile karşı karşıya olup, Gökova Körfezi’nin başlangıcında kuzey kısmında yer almaktadır. Bodrum kuzey enleminde 37°20 ile doğu boylamında ise 27°25 koordinatlarında yer almaktadır. Bodrum’un antik adı Halikarnassus olup Knidos ve Miletos arasında bulunan mükemmel kentleşmeye sahip önemli bir ticaret limanıdır. Bölgenin öneminin liman ve ticaret merkezi oluşundan geldiği anlaşılmaktadır. Dünyanın yedi harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’nin temelleri Bodrum’da bulunmaktadır. Halikarnas mozolesinin antik yedi harikadan biri olmasını sağlayan önemli unsurlar arasında yapılma nedeni, mimarisi, inşasında kullanılan teknikler ve çalışan heykeltıraşlar sıralanabilmektedir. Dünyanın yedi harikasından çok az sayıda yer günümüz şartlarına kadar sağlamlığını koruyabilmiştir. Bodrum’u ve Halikarnas Mozolesi’ni önemli kılan özellikler arasında MÖ 353 yılında yapılmasına rağmen bazı kalıntıların çok tahribat görmeden bu bölgede bulunması ve anıt mezarda kullanılan bazı taşların ise Bodrum Kalesi’nin inşasında kullanılarak günümüze kadar sağlamlığını koruyarak ziyaret edilebilen bir yer konumunda olması gelmektedir.

Halikarnas Mozolesi bir anıt mezardır. Halikarnas Mozolesi, Karya Satrabı Mausolos Mylasa’a aittir. Mozole, Karya Satrabı Mausolos’un MÖ 353’te ölümünden sonra; Artemisia tarafından yaptırıldı. Artemisia, Kral Mausolos’un hem kız kardeşi hem de eşiydi ve mozolenin inşasının başlamasından iki yıl sonra öldükten sonra külleri mozoleye koyulmuştur. Mozole yapıldıktan sonra ihtişamı, ünü ve eşsiz mimarisinden dolayı anıt mezarların çoğalmasına ve aynı mimari ile yapılan anıt mezarların mozole olarak adlandırılmasına neden olmuştur. Anıt mezarın teknik yapısının “60x80 metrelik basamaklı bir taban üstüne İon üslubunda 36 sütunun taşıdığı 21 basamaklı piramit şekilli üstte bir çatıyla örtülü yaklaşık 41 metre yükseklikte” olduğunu belirtmektedir. Buna göre mozole zamanın en ihtişamlı yapısı olarak Dünyanın yedi harikası sınıflandırmasında yer almıştır. Dünya harikalarından piramit 147 metre, Zeus heykeli 12 metre, Artemis tapınağı 55 metre, İskenderiye Feneri 100 metre, Rodos heykeli 33 metre ve Mozole 55 metre yüksekliğindedir. Mozole diğer eserlerin yanında orta yükseklikte bir yapı gibi dursa da bulunduğu coğrafi konum gereği oldukça ihtişamlı bir görüntü oluşturmaktaydı. Tabanı neredeyse kare olan 32,5 metre en ile 38,8 metre boyda bulunan mozolenin yukarı doğru çıkıldıkça piramit şekli alan, üzerinde figürlerin, askerlerin ve Amazon savaşlarının tasvirlerinin olduğu kabartmalar ile süslenmiş bir yapı olduğu antik kaynaklardan günümüze aktarılmıştır.

Halikarnas Mozolesi’nin ilk haline ait tanımlar ve tasvirler ünlü Romalı mimar ve mühendis Marcus Vitruvius Pollio tarafından yapılmıştır. Mozolenin mimarının Pytheos veya Satyros olduğu düşünülmektedir çünkü Vitruvius Halikarnas Mozolesi ile ilgili yazılarının kaynağını bu mimarların eserleri olarak göstermektedir. Vitruvius’un yaşadığı dönemde mozoleyi yapan mimarların mimari analitik tanımların, teknik ayrıntıların, bütçe, çalışanlar hakkında bilgilerin yer aldığı mozole hakkında yazılı kayıtların bir kopyasının Vitruvius’ta olduğu ve bu yolla bu kadar ayrıntılı bilginin bu yazılı dokümanlardan günümüze kadar ulaştığı varsayılmaktadır. Bu bilgiler ışığında mozoleyi önemli kılan ayrıntılardan biri; yapıldığı dönem olan MÖ IV. yüzyılda ünlü dört heykeltıraşın mozolede aynı anda çalışmasıdır. Bu ünlü heykeltıraşlar sırasıyla Skopas, Leokhares, Bryaksis ve Timotheos olarak bilinmektedir. Mozolenin doğu tarafının Skopas’ın, batı tarafı Leokhares’ın, kuzey tarafının Bryaksis’in ve güney tarafının Timotheos’in eseri olduğu Vitruvius tarafından yazıldı. Skopas, Leokhares ve Timotheos Yunanistan’dan gelen heykeltıraşlar iken; Bryaksis ise Karyalı bir heykeltıraştı.

Halikarnas Mozolesi’nin çok önemli detayları bulunmaktadır. Mozole yapısı dört bölüme ayrılmaktadır. Birinci bölümde yüksek podyum olarak da bilinen kaide yer almaktadır. Kaide bölümü alt ve üst kısmında friz ile süslenmiştir. Sahneler, savaşçı kadınların ırkı olan Amazonlarla savaşan Attorlar’ın Lapitlerle ve Yunanlılar’ın savaşlarını tasvir etmekteydi. Bir üstünde ve ikinci bölüm olan; uzun kenarlarda 11 ve kısa kenarlarda dokuz olmak üzere toplam 36 İon sütunlu tapınak kısmı olup boşluklarda heykeller yer almaktaydı. Üçüncü bölümde, sütunların arkasında, mezarın devasa çatısının ağırlığını taşıyan hücre benzeri sağlam bir blok vardı. Sütunlarla aynı yükseklikte olan bu çatı piramit şekliyle 24 basamaktan oluşmaktaydı. Son ve dördüncü bölüm ise kaide ve mozolenin en önemli özelliği olup ayrıca tarih boyunca çok önemli bir simge Dörtlü Atlı Grup-Quadriga olarak adlandırılan Karya Satrabı Mausolos ve eşi Artemisia’nın altı metre yüksekliğinde heykellerinin bulunduğu arabayı çeken dört büyük atın yer almasıdır. Bu quadriganın Pytheos tarafından yapılan bir eser olduğu düşünülmektedir.

Halikarnas Mozolesi’ni en son gören kişinin Piskopos Eustathios olduğu ve bunun MS XII. yüzyılda olduğu düşünülmektedir. Böylece anıtın dünya harikası olmasında uzun yıllar ayakta durmasının etkisi olduğu anlaşılmaktadır. Fakat Muğla deprem bölgesinde yer aldığından tarih boyunca şiddetli depremler görüldü ve bu depremler birçok yapıyı tahrip etmiştir. Halikarnas Mozolesi'nin bu depremlerde yıkıldığı düşünülmektedir. Depremler gibi doğal afetler sonucunda zarar gören mozolenin taşları 1402 yılında Bodrum’a gelen Saint Jean şövalyeleri tarafından sökülerek Bodrum Kalesi’nin yapımında kullanılmıştır. Böylece orijinal taşlar bugünkü adı ile Bodrum Kalesi ile günümüze kadar sağlam olarak gelmiştir. XIX. yüzyılda Fransız birçok gezgin ve arkeoloğun Anadolu’yu dolaştığı, bulduklarını eserlerinde tasvir ettikleri bilinmektedir. Bodrum’da, 1826 yılında Charles Texier ve 1935 yılında ise Leon de Laborde gibi Fransız gezginler tarafından ziyaret edildi ve gezginler kitaplarında Halikarnas Mozolesi’nden bahsetmişlerdir.

Ancak Halikarnas Mozolesi’ni daha da önemli kılan tahribatları, yok oluşu ve sonra yeniden bulunması ile bulunan kalıntıların İngiltere’ye götürülerek müzede sergilenmesidir. Halikarnas Mozolesinin kazı çalışmalarının başlamasında İngiliz arkeolog ve diplomat Charles Newton’un rolü büyüktür. 1857-58 yıllarında Osmanlı hükümetinden alınan izin ile İngiliz arkeolog Charles Newton tarafından Halikarnas Mozolesinde ilk kazı çalışmaları yürütülmüştür. Kazı çalışmaları sonucunda bulunan en önemli parçalardan Mausolos ve Atemisia’nın heykelleri, dört atlı araba, kabartmalar, diğer heykeller Charles Newton tarafından İngiltere’de bulunan İngiliz Müzesi’ne (Biritish Museum) götürülmüştür. Bu parçaların götürülmesinde izinlerin alınıp alınmadığı konusu hala bir netliğe kavuşmamıştır. Biritish Museum’da Halikarnas Mozelesi’ne ait 22 parça eser sergilenmektedir. İlk bilimsel rekonstrüksiyon 1862’de Newton’un ekibinin mimarı Richard Pullan tarafından sunulmuştur. 1865 yılında Biliotti’nin yaptığı kazıda az miktarda heykel çıkartılmıştır; 1966-1972 yıllarında Danimarka Aarhus Üniversitesinden Kristian Jeppesen arkeolojik kazılara devam etmiştir. Danimarkalı arkeologların kazı çalışmaları 35 yıl sürdü. Arkeolog Jeppesen tarafından tabanın derinlerinde kayanın içine kazılmış mezar odası keşfedildi ve pek çok kalıntı ortaya çıkmıştır. Bu kalıntıların arasında altın, kumaş ve değerli eşyalar da bulunmuştur. Kazı çalışmaları sırasında birçok kez kazı alanları yağmalanmış ve bazı eserler kaybolmuş ya da tahrip edilmiştir. 1989 yılından itibaren kazı çalışmaları Bodrum Müzesi ile işbirliğinde yapılmaktadır. Prof. Poul Pedersen başkanlığındaki Danimarkalı ekip tarafından 1990 yılında başlatılan, arkeolojik kazı ve araştırmaları Ege Üniversitesi ve Bodrum Müzesi'nin işbirliğinde sürdürülmektedir. Halikarnas Mozolesi’nin temelinin bulunduğu alan, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından arkeolojik sit alanları listesinde yer almaktadır. Halikarnas Mozolesi’nin temeli ve bazı kalıntıları Halikarnas Mozolesi Açık Hava Müzesi’nde sergilenmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Amineddoleh, L. A. (2015). Cultural Heritage Vandalism and Looting: The Role of Terrorist Organizations, Public İnstitutions And Private Collectors, Santander Art and Culture Law Review, 1(2): 27-62; Amygdalau, K. (2017). Anatolian Travels, 19th Century: A Review, Meltem İzmir Akdeniz Akademisi Dergisi, (1): 79-83; Carstens, A. M. (2002). Tomb Cult on the Halikarnassos Peninsula, American Journal of Archaeology, 391-409; Challis, D. (2008). From the Harpy Tomb to the Wonders of Ephesus British Archaeologists in the Ottoman Empire 1840-1880, Londra: Duckworth; Cook, B., Ashmole, B. ve Strong, D. E. (2005). Relief Sculpture of the Mausoleum At Halicarnassus, Oxford University Press; Corso, A. (2019). The Masters of the Mausoleum of Halicarnassus, Journal of Intercultural and Interdisciplinary Archaeology, 3: 109-121; Çelebi, M. (2018). İtalyanların Bodrum ve Çevresindeki Arkeolojik Faaliyetleri (1919-1928), Tarih İncelemeleri Dergisi, 33(2): 357-373; Göğebakan, Y. (2017). Relating “Quadriga” As A Group of Four Horses to “Four Horsemen of the Apocalypse” And Artistic Reflections, Anadolu Üniversitesi Sanat & Tasarım Dergisi, 105; Günay, V. (2017). Osmanlıların İzmir Diyeti: Bodrum, İzmir Araştırmaları Dergisi, 5: 149-174; Güzel, E. (2019). Seyahatname ve Gravürlerde Ege Bölgesi Kale Mimarisi, Social Sciences, 14(2): 71-91; Hornblower, S. (1982). K. Jeppesen, F. ve Højlund, K. (1981) Aaris-Sørensen: The Maussolleion at Halikarnassos. Reports of the Danish Archaeological Expedition to Bodrum, Cilt-1: The Sacrificial Deposit. Jutland Archaeological Society Publications, XV: 1 (s. 110), with three pull-out plates at end. Copenhagen: In Commission at Gyldendalske Boghandel, Nordisk Forlag, Copenhagen, 1981. The Classical Review, 32(1); 109-110; Jenkins, I. (2008). The Lion of Knidos. British Museum Publications Limited; Jenkins, I. (2010). The Mausolea of Halicarnassus, Bulletin of the Institute of Classical Studies. Supplement, 121-135; Jeppesen, K. ve Zahle, I. (1973). The Site of the Mausoleum at Halicarnassus Reexcavated, American Journal of Archaeology, 77(3): 336-338; Koca, F. ve Akça, B. (2017). Antik Karya’nın Başkenti Halikarnassos’ta Kent Planlama Anlayışı, Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştirmalari Dergisi, 19 (40): 42-54; Öncü, Ö. E. (2018). MÖ IV. Yüzyıl Karia İmar Programında Mimarlar ve Mimari Atölyeler, Sosyal Bilimler Arastirmalari Dergisi, 8(3); Pedersen, P. (1994). The fortifications of Halikarnassos. Revue des Études Anciennes, 96 (1): 215-235: Prag, A. J. N. W. (1979). The Free-Standing Sculptures of the Mausoleum at Halicarnassus, The Antiquaries Journal, 59(2): 438-439: Rhodes, P. J. (2011). A history of the classical Greek world: 478-323 BC (Vol. 11). John Wiley & Sons; Rowland, I. D. ve Howe, T. N. (Eds.). (2001). Vitruvius: ‘Ten Books on Architecture’. Cambridge University Press; Satılmış, S . (2020). Muğla Bölgesinin Tarihsel Depremleri (1850-1900), Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi, 7: 155-182; The British Museum (2021). Mausoleum At Halicarnassus, https://www.bmimages.com/results.asp?txtkeys1=mausoleum%20at%20halicarnassus, (Erişim tarihi: 21. 01. 2021): Uygur, A., Göral, R. ve Bozkurt, İ. (2015). Muğla İli Milas İlçesinin Kültür Turizmi Açısından İncelenmesi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 34: 95-105: Wypustek, A. (2013). The Deceased As the Chosen Ones and the Lovers of Deities. In Images of Eternal Beauty in Funerary Verse Inscriptions of the Hellenistic and Greco-Roman Periods (ss. 125-155). Brill.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

River, C. (2003). Halicarnassus: The History and Legacy of the Ancient Greek City and Home to One of the Seven Wonders of the World. CreateSpace Independent Publishing Platform.