Hakemi Use

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Hakemi Use arkeolojik kazı çalışmaları Dicle Nehri üzerine inşa edilen Ilısu Barajı Göl Suları Altında Kalacak Kültür Varlıklarının Belgelenmesi, Kurtarılması Projesi adı altında 2001-2012 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Türkiye’nin güneydoğusundaki, önemli bir Neolitik yerleşim olan Çayönü Tepesi’nin 80 kilometre doğusunda yer alan Hakemi Use yerleşimi, Diyarbakır’ın ilçesi Bismil’in batısındaki Tepe beldesine üç kilometre uzaklıktadır. 2001 yılında başlanan kazılar, Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümünden Doç. Dr. Halil Tekin 'ın başkanlığında kurulan bir kazı ekibi tarafından yürütülmüştür. Hakemi Use Kazısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın resmi izniyle, Diyarbakır Müze Müdürlüğünün denetiminde yapıldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) TAÇDAM ve Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) maddi destek sağlamıştır.

Höyük deniz seviyesinden 544 metre yüksekliktedir. 1,4 hektarlık bir alana sahip, dört metre yüksekliğinde geniş bir höyüktür. Kalifornia Üniversitesinden Guillermo Algaze'nin yönetiminde Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde yürütülen yüzey araştırmaları esnasında saptandı ve resmi kayıtlara Hakemi Use Tepe şeklinde geçmiştir. Kazı başkanı Doç. Dr. Halil Tekin tarafından Hakemi Use I olarak isimlendirilen höyüğün yaklaşık 200 metre doğusunda ikinci bir höyük daha bulunmaktadır. Daha küçük boyutlu ve tek mimari yapı katı ile temsil edilen Hakemi Use II yerleşiminde Ortaçağa (MS XIV. yüzyıl) ait seramikler ele geçmiştir.

Yerleşimde yapılan kazı ve sondaj çalışmalarında ana toprağa kadar ulaşılmıştır. Hakemi Use yerleşim stratigrafisinde (tabakalaşma düzeni) üç ana dönem tespit edildi. Bunlar en üstten aşağıya doğru:

I. Tabaka: Erken Demir Çağı-Geç Assur Dönemi (yaklaşık. M.Ö. 1000)

II. Tabaka: Geç Tunç Çağı-Orta Assur Dönemi (yaklaşık. M.Ö. 2000)

III. Tabaka: Geç Neolitik Çağ-Mezopotamya-Hassuna/Samarra Dönemi (yaklaşık. M.Ö. 6000).

Geç Neolitik dönemin sonunda (yaklaşık MÖ 5950) yerleşim yeri bilinmeyen bir nedenle terk edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde, Geç Assur dönemine kadar uzun bir zaman dilimi boyunca yeniden yerleşimin yapılmadığı saptanmıştır.

Hakemi Use I yerleşiminin en üst tabakasındaki Geç Tunç Çağı ve Erken Demir Çağı kültürlerini kapsayan dönemlere ait mimari kalıntılar, Ortaçağ’da Hakemi Use II yerleşimcileri tarafından buranın mezarlık alanı olarak kullanılması nedeniyle tahrip olmuştur. Söz konusu dönemlerin varlığı mezar yapılarından çıkartılan seramik buluntularıyla saptanabilmiştir. Hakemi Use’nin en üst kültür tabakasına ait Geç Assur Dönemi mezar yapıları, dikdörtgen planlı taş sanduka tipinde yapılmıştır. Bu dönem mezarlarından çok sayıda elde yapılmış tek renkli mutfak kapları yanında, hızlı çarkta üretilmiştir. Assur Saray Seramiği olarak adlandırılan Geç Assur seramiği ele geçirilmiştir. Seramik malzeme analizleri, Assur İmparatorluk dönemi sonlarına doğru yerleşimin terk edildiğini ortaya koymuştur. Geç Assur dönemi yazılı belgelerinden, Dicle Bölgesi’nin merkezi garnizonlarından biri olarak bahsedilen Tuşhan Tushan'’ın, MÖ IX. ve VII. yüzyıllar arasında Assur İmparatorluğu’na bağlı kuzeydeki taşra bölgelerini temsil eden bir başkent olduğu bilinmektedir. Bölgede araştırma yapan bilim insanları, Hakemi Use’ye üç kilometre uzaklıkta Diyarbakır sınırları içindeki büyük bir merkez, Ziyaret Tepe Höyüğü’nü Tushan olarak önermiştir. Bu dönemde, Yukarı Dicle Vadisi'nin içinde yer alan çok sayıda küçük köy yerleşimi tarımsal üretimleriyle imparatorluğa hizmet etmekteydi. Bu organizasyon ise eyalet merkezi Tushan üzerinden yönetilmekteydi. Arkeolojik buluntular göz önüne alındığında bu dönemde Hakemi Use’nin, Assur yazılı kaynaklarında bahsedilen Tushan eyaletine bağlı tarımsal köy yerleşimlerinden biri olduğu fikri desteklenmektedir.

Düzenli bir mimarinin ele geçirilememesi durumu Erken Demir Çağı yerleşimi için de geçerlidir. Hakemi Use Erken Demir Çağı yerleşiminde, kapların ağız kenarlarının dış kısımlarına derin oluklar şeklinde yapılan bir bezeme türü (Grooved Ware), Yatay Oluk Bezekli/Yivli Kaplar denilen seramik grubu çoğunlukla çöp çukurlarının içinden ele geçirildmiştir. Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgelerindeki yerleşimlerde yapılan kazılarda bu karakteristik el yapımı kaplardan bol sayıda bulunmuştur. Hakemi Use, Erken Demir Çağı seramikleri MÖ 1050-950 yılları arasına tarihlendirilmiştir.

Yerleşimin yaklaşık 3,5 metrelik bir dolguyu içeren ve Geç Neolitik dönemini temsil eden ana katmanında beş yapı katı saptanmıştır. Bu yapı katlarında, Önasya’da seramik kullanımının yaygınlaşmaya başladığı ve Mezopotamya’nın ilk boyalı çanak-çömleğinin görüldüğü dönemler olarak bilinen Proto-Hassuna, Hassuna ve Samarra kültürlerinin varlığı saptanmıştır. Bu kültürlerin yayılım alanı daha çok Kuzey Irak olarak bilinmektedir. Ancak Hakemi Use buluntuları, bu coğrafi alanı Dicle’nin kuzeyine kadar çıkartan bir Hassuna/Samarra yerleşimi olduğunu ortaya koymuştur. Hayvan kemikleri ve toprak örnekleri üzerinde yapılan Karbon 14 analiz sonuçlarına göre, Hakemi Use Geç Neolitik dönem, Hassuna/Samarra yerleşimi (M.Ö. 6100/İlk yerleşim-MÖ 5900) yılları arasına tarihlendirilmiştir. Arkeolojik buluntulara göre bu dönem Hakemi Use toplumu, Orta Mezopotamya ve Suriye-Kilikya kültür bölgesi ile uzak mesafeli ilişkiler içerisinde olmuştur.

Hakemi Use Geç Neolitik dönem mimari yapılarında genelde taş temel kullanılmamıştır. Arkeoloji literatüründe pise denilen dökme çamur tekniği ile yapılmış duvarlara ve küçük metrekareli, dikdörtgen planlı odalara sahip yapılar açığa çıkartılmıştır. Bu odaların birkaç tanesi depo amaçlı kullanılan bir tür tahıl ambarları olarak değerlendirilmiştir. Bazı yapıların içinde ocaklar bulundu ancak genelde yapıların dışındaki açık alanlarda görülmektedir. Yuvarlak planlı yapılara da rastlanmıştır. Hakemi Use’de Geç Neolitik dönemde görülen yuvarlak planlı yapı geleneği Kuzey Suriye, Balikh Nehri kazılarından Tell Sabi-Abyad yerleşimi ile benzer özelliklere sahiptir. Yukarı Dicle Vadisi ile Balikh Nehri arasındaki yakın ilişkilerin varlığını göstermektedir.

Geç Neolitik döneme ait basit toprak mezarlar evlerin tabanı altına ve evler arasındaki boşluğa gömülmüştür. Mezarların çoğu bebek, çocuk ve az sayıda yetişkin bireylere aittir. Mezarlarda yön birliği bulunmamaktadır. Mezarlara bırakılan küçük eserler arasında büyük farklılıklar görülmemektedir. Genelde lokal üretim tek renkli kaplar hediye olarak mezarlara bırakılmıştır. Bazı boyalı ve tek renkli kaplar üzerinde görülen bitümen/zift kullanımı bezeme amaçlı kullanılmıştır. Buluntular, Hakemi Use sakinleri arasında statü farklılığı olmadığını ve eşitlikçi bir yaşam biçimine sahip olduklarını ortaya koymaktadır.

Hakemi Use botanik analizleri, ana besin kaynaklarının buğday ve arpa ağırlıklı tahıl ürünleri olduğunu ortaya koymuştur. Bu dönemde Hakemi Use tarımcı bir köy yerleşimi görüntüsündedir. Yerleşimde bulunan çakmaktaşı üretimine yönelik yontma taş aletlerin çoğunluğu tarımsal faaliyetlerle ilgilidir. Bullet type denilen kurşun biçimli obsidyen hammaddelerin ele geçmesi, obsidyen aletlerin yerleşimde üretildiğini göstermektedir. Obsidyen hammaddesi, en yakın bölge Van Gölü Havzası kaynaklarından sağlanmıştır.

Geç Neolitik döneme ait küçük buluntular, mezarlardan, yapı içlerinden, silolardan toplu olarak veya dolgu toprağından münferit olarak ele geçmiştir. Bunlar; kemik bız, obsidyen dilgiler, tekstil üretimiyle bağlantılı pişmiş toprak ve taştan tezgah ağırlıkları, taş boncuk taneleri, ezgi ve öğütme taşları, pişmiş topraktan stilize edilmiş idol niteliğinde kadın ve hayvan figürinleri, ithal olduğu düşünülen mermer kadın heykelciği, kilden kulak tıkaçları, taştan topuz başları, taş ve pişmiş topraktan figüratif bezekli damga mühürler, mühür baskılı kil topaklar (bulla/cretulae), kilden kap kapamaları, token/jeton denilen yumurta biçimli kil topaklar bulunmuştur. Erken Neolitik dönem yerleşimlerinde çok sayıda ele geçen, hafıza veya sayma pulu olarak da tanımlanan (token/jeton), yazı öncesi toplulukların ortak depolama alanlarında mal giriş-çıkışını belgeleyen nesneler olarak tanımlanmaktadır. Musul yakınındaki Tepe Gawra XIII. Tabaka ve Irak, Umm-Dabaghiyah Seramikli Neolitik yerleşimlerinde çok sayıda ele geçmiştir. Ayrıca Orta Anadolu Neolitik döneminin karakteristik buluntuları arasında değerlendirilen, kırmızı astarlı ve ayaklı kaplar, kil mühürler, kilden kadın ve hayvan figürinleri, mermer kadın heykelciği buluntu grubunun Hakemi Use’ de ele geçmesi, bu bölgeyle olan ilişkilerin kanıtları olarak kabul edilmektedir.

Hakemi Use’nin Geç Neolitik dönem seramik grupları; nitelikli kaplar (fine ware), turuncu renkli yüzeyli kaplar (orange fine ware) ve koyu yüzlü perdahlı kaplar (dark faced burnished ware) olarak tanımlanmaktadır. Arkaik Hassuna Boyalı Seramiği olarak tanımlanan kaplar, turuncu renkli yüzeyli kaplarla (Kilikya, Orta Fırat Bölgesi), nitelikli kaplar grubu ise, Standart Hassuna ve Samarra kaplarıyla (Orta Habur Bölgesi) benzer özelliklere sahiptir. Hakemi Use’de, Hassuna seramiğinin karakteristik kap tipi olarak kabul edilen husking tray denilen kaplar Geç Kalkolitik dönemin tüm safhalarında çok sayıda ele geçirildi. Kuzey Suriye, Ras Shamra’dan İran’ın batısındaki Ganj Dareh’e kadar uzanan alandaki yerleşimlerin çoğunda görülen, kulpsuz, tepsi görünümlü ve iç taban yüzeyinde yatay oluklara sahip olan bu tip kapların tahıl ayıklamak amaçlı bir tür rende gibi kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Kuzey Suriye ve Çukurova’da daha yaygın olarak görülen koyu yüzlü perdahlı kapların Hakemi Use’de ele geçmiş olması, bölgelerarası güçlü ilişkilerin varlığını ortaya koyan kanıtlar olarak kabul edilmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

Doonan, O. ve Tuna, N. (2011). Ilısu Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik ve Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi” 2002 Yılı Çalışmaları. Ankara: ODTÜ Tarihsel Çevre Araştırma ve Değerlendirme Merkezi; Tekin, H. (2002). Hakemi Use 2001 Kazısı. İçinde; 24. Kazı Sonuçları Toplantısı, Cilt: 1 (ss. 59-70). Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları; Tekin, H., (2006). Yatay Oluk Bezekli Bir Seramik Grubunun Ele Geçtiği Yeni Bir Merkez: Hakemi Use, H.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi, 23 (1): 151-172; Tekin, H. (2007). Hakemi Use (Diyarbakır) 2006 Yılı Kazıları. İçinde; 29. Kazı Sonuçları Toplantısı, Cilt: 1 (ss. 1-10). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları; Tekin, H. (2007). New Discoveries Concerning the Relationship Between the Upper Tigris Region and Syro-Cilicia in the Late Neolithic, Anatolian Studies, 57: 161-169; Tekin, H. (2010). Hakemi Use (Diyarbakır) 2009 Yılı Kazıları”, 32. Kazı Sonuçları Toplantısı, Cilt: 2 (ss. 364-373). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlğı Yayınları; Tekin, H. (2017). Tarihöncesinde Mezopotamya: Yeni Yaklaşımlar, Yeni Yorumlar ve Yeni Kronoloji. Ankara.