Hacılar Höyüğü Kazıları
Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı Höyük
Hacılar Höyüğü, Anadolu Yaylası’nın Hacılar olarak anılan tarih öncesi (prehistorik) yerleşim yeridir. Burdur’un merkezinin güneybatısındadır. 135 metre çapında ve beş metre yüksekliğindedir. Höyüğün güney kısmında terası vardır. Tepesinde mimari kalıntılar ve kuzey yamacında kaçak kazı izleri görülmektedir. İlk, Orta, Geç Tunç ve Demir Çağı’nda iskân görmüştür. Kentte yaklaşık olarak MÖ 3000-2900 tarihlerinde sonlanan bir süreçte yaşandığı söylenmektedir. Yazının bilinmediği bir döneme ait olduğu için yerleşmenin adı ve sakinlerinin kullandığı dil konusunda bilgi edinilememektedir.
Hacılar, 1957-1960 yılları arasında James Mellaart’ın başkanlığındaki bir bilim kurulu tarafından kazılmıştır. Geç Neolitikten başlayarak Erken Kalkolitiğin sonlarına kadar olan dokuz evreli (Eskiden yeniye IX– I Yapı Katları) bir yerleşmenin varlığı öğrenilmiştir. Bu yerleşmelerden farklı nitelikte, yedi tabakadan oluşan daha eski bir yerleşme sürecinin olduğu anlaşılmıştır. O dönemde çanak çömlek bulunmadığından, bu yerleşmeler Aceramic Neolithic tanımıyla ilk dokuz yapı katından ayrı olarak isimlendirilmiştir. Gün ışığına çıkan seçkin ve özgün buluntuları ile Anadolu’da o güne kadar hiç bilinmeyen bir kültürün varlığını ortaya koyan ve Neolitik ve Erken Kalkolitik Çağ gibi kavramları da bilim dünyasının gündemine taşımıştır.
1985-86 yıllarında Refik Duru tarafından yapılan kazılarda, yerleşmenin ilk kez Erken Neolitik Çağ’da iskân edildiği (XI. tabaka), figürinleri ve bej astar üzerine kırmızı boya ile bantlar içinde geometrik desenlerle bezenen keskin profilli çanakları ile tanınmaktadır. Hacılar’da kazılar sonucu yerleşimin, çanak çömleksiz Yeni Taş Çağı (Akeramik Neolitik), çanak çömlekli Yeni Taş Çağı (Son Neolitik) ve Bakır-Taş Çağı (İlk Kalkolitik) gibi üç kültür evresini yaşadığı ve bu kültür evrelerinde toplam 16 kez yeniden yapılanmaya sahne olduğu kazılarla ortaya çıkarılmıştır.
MÖ 7000 yıllarında avcı toplayıcı ama yerleşik düzene geçen bu insanların evleri dikdörtgen biçimli, tek odadan oluşan ve taş temel üzerine oldukça zayıf duvarları alçıyla sıvalıydı. Alçıdan tahıl kutuları, fırın ve ocaklar avlu içinde toplanmıştır. Ev tabanları altında, ata kültünü simgeleyen kafatasları gömülüydü. Köpeğin dışında başka bir hayvanın evcilleştirildiğine dair bir kanıt yoktur. Arpa, buğday, mercimek tarımının yapıldığı bu yerleşim, yedi defa yerleşilip yaşanıldıktan sonra bilinmeyen bir nedenle terk edilmiş ve Hacılar’ın uzun ama sessizlik dolu yalnızlık dönemi başlamıştır.
Hacılar, ikinci kültür evresi süresi içinde, dört defa yıkılarak yeniden imar edilmiştir. Tarım ürünlerinden buğday, arpa, mercimek, bezelye, bakla, mısır ve çilek üretiminin yanında köpek, koyun, keçi ve sığırın evcilleştirildiği bu dönem önemlidir. Evleri, önceki dönemdeki gibi taş temel üzerine kerpiç kullanılarak inşa edilmiştir. Özel kült odaları bulunmamakla birlikte konutların çoğunda her eve ilişkin kültü belirleyen küçük heykelcikler bulunmuştur. Çömlekçilik en yoğun üretim alanlarından biridir ve en güzel ürünler üretilmiştir. Çömlekçilik giderek salt bir yaşam aracı olmanın ötesinde, estetik niteliği çok yüksek, gerçek bir sanat olmuştur. Üzerleri soyut geometrik ve bitki, hayvan, insan gibi figürlerle de süslenen, hayvan ve insan biçimlerinde başkalaştırılan kaplar da yapılmıştır. Bu evrenin sonuncu tabakası (altıncı tabaka) bir yangınla sona eren Hacılar (MÖ 5600), artık yeni bir kültür evresine hazırlanmıştır.
Yerleşimin en parlak devri, ikinci yapı katıdır. Bu katın ilk dönemi (ll-A) yangın geçirdiği halde tekrar inşa edilerek eski görkemleriyle boyalı çanak çömlek yapımının doruğuna ulaşmışlardır. MÖ 5250 dolaylarında bir yangınla ortadan kalkınca, değişik bir mimari, çanak çömlek ve heykel geleneği olan yeni bir halk buraya gelmiş, önceki dönemlerin özellikleri çok az devam etmekle beraber mimaride, çanak çömlek biçim ve bezemelerinde, heykellerde büyük bir değişim izlenmiştir. Fantastik bezemeli oval kap ve kâseler çok yaygındır. Heykel ve çanak çömleklerinin niteliği olağanüstüdür. Bakır Taş Çağı (Kalkolitik Çağ) denilen kültür evresinde, beş kez yakılıp yıkılmış ve her defasında yeniden kurulan Hacılar, olgun devrini yaşamıştır. Yerleşme kalın bir kerpiç duvarla çevrilerek korunmuştur. Yerleşim, savunma duvarı içinde ve avlular çevresinde düzenlenen konutlardan oluşuyordu. Konutlar, tahıl ambarı, çömlekçi işlikleri ve küçük avlular, büyük avluların çevresinde gruplanmıştır. Farklılaşan konutları, ayrı tapınağı, çömlekçi işlikleri ile bir aşiret beyi kalesi niteliğindeydi. Mimaride taş temel üzerine kerpiç uygulaması devam etmiştir. Büyük konutların arasında küçük evler de yapılmış; tümü, kalın bir alçı tabakasıyla sıvanmıştır. Yaşamı süresince kendinden sonraki Anadolu ve Anadolu’ya dışardan gelecek olan uygarlıklara örnek olacak nitelikte sanat eserleri üreten Hacılar, MÖ 5000 dolaylarında terk edilmiş ve arkeolojik kazısı yapılana kadar tekrar uykuya dalmıştır.
Referanslar
Beşirli, H. (2011). Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi Sosyoekonomik, Tarihi ve Kültürel Değerlerin Araştırılması Projesi Kesin Rapor. Ankara: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü; Salman-Çevik, N. (2009). Hacılar Antik Yerleşkesinde Bulunan Seramik Kaplar Üzerindeki Bezemelerin Plastik Açıdan İncelenerek Artistik Yüzey Değerlendirmesinde Bireysel Etkileri, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 29(2): 557-574; Tanır, M. (2011). Burdur İl Tanıtım Rehberi. Ankara: Burdur Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü; Tuna, C. (2000). Mağaradan Kente Anadolu’nun Eski Yerleşim Yerleri. İstanbul: İletişim Yayınları; Umurtak, G. (2016). Hacılar Büyük Höyük, Ayrıntı Dergisi, Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi, 4(38): 7-10; Umurtak, G. ve Duru, R. (2012). Hacılar Büyük Höyük Kazısı – 2011, Müze Dergisi, 5: 45.