Erythrai Örenyeri ve Kazıları
Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Örenyeri Yerleşim Kazısı
Antik dönemde Kuzey İonya bölgesinin 12 İon kentinden biri olan Erythrai, İzmir’in Çeşme ilçe merkezinin 20 kilometre kuzeydoğusunda Ildır Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.
Erythrai’nın adı; kırmızı ya da kırmızı tonlarından birinin Yunanca karşılığı olan Erythros’tan türemiş olup kentin toprağının renginden dolayı Kızıl Kent anlamına gelmektedir. Bir başka görüşe göre; Erythrai adını ilk kurucu olan Giritli Rhadamanthes’in oğlu Erythros’tan almıştır. Antik Yunan coğrafyacılarından Pausanias’ta kentin Erythros ile birlikte Giritli kolonistler tarafından kurulduğunu, bununla birlikte Lykia, Pamphylia ve Karia’lılarında buraya yerleşen kolonistler içinde yer aldığını söylemektedir. Bazı kaynaklara göre de kent; İyonlarca kurulmuş ve İyonlar anayurtlarının adını yeni kurdukları bu kente vermişlerdir. Ünlü coğrafyacı Strabon ikinci koloni döneminde kentin bir süre Kodros soyundan gelen Knopos’tan dolayı Knopopolis diye anıldığını, ancak bu adın uzun ömürlü olmadığından söz etmektedir. Günümüzde antik Erythrai üzerinde Ildırı Köyü yer almaktadır.
Erythrai, ilk olarak Giritliler tarafından kolonize edilmiştir. Daha sonra bölgeye kentin korunaklı limanları ve önemli ticaret yollarına sahip olması sebebiyle Fenikelilerin geldiği görülmektedir. Yapılan kazılar sonucunda kentte en erken yerleşim tarihi Erken Bronz Çağı'na denk gelse de asıl önemini İon göçleri ve İon Birliği ile kazanmıştır. Bu dönemden itibaren kent krallıkla daha sonraki dönemlerde ise kral soyundan olmakla birlikte halkın seçtiği Basileuslar'ca (krallar) yönetildi. Erythrai, MÖ VIII. yüzyılda İyon kentlerinin aralarında kurdukları 12 İon kentinde oluşan Panionion adlı dinsel ve siyasal birliğe katılmıştır. MÖ VII. yüzyılda kent, kısa bir Tiranlık dönemi sonrasında MÖ 560 yılında Lidya Krallığı’na bağlanmış, MÖ 545 yılında Perslerin egemenliğine girdi. MÖ 494’de Lade Deniz Savaşı’nda Pers boyundurluğuna karşı çıkan İyon kentleri arasında bulunan Erythrai, MÖ 477’de Sparta birliğine, MÖ 450’de de Attika-Delos Deniz Birliği'ne katıldı. MÖ 334’te III. Aleksandros’un (Büyük İskender) hakimiyetine giren bölge toprakları ile Erythrai özgürleşti ve Hellenistik dönemde de bunu korumuştur. Erythrai’nın yönetimi MÖ 323’te Aleksandros’un ölümüyle MÖ 319’da onun komutanlarından Antigonos’un, MÖ 287’de Demetrios’un, MÖ 286’da Lysimakhos’un kontrolüne girmiştir. MÖ 281’de Seleukos’un elinde bulunan kent, MÖ 275’te Galat akınlarıyla karşı karşıya kalmış, MÖ 202’de Bergama Krallığı'na dahil olmuştur. Bergama krallığının Roma müteffiki olması ve Erytrai’yı Romanın askeri üs ve limanı olarak kullanmış olması nedeniyle MÖ 188’de Apameia Barışı sonrasında senato tarafından toprak ve özgürlük ile ödüllendirilmiştir. Erythrai, MÖ 129’da Bergama kralı III. Attalos’un ölümü sonrasında Roma imparatorluğu’na geçmiştir. İmparatorluk döneminde kentin kendi adına sikke (para) basması Roma döneminde de özgür kent statüsünü devam ettirdiğini göstermektedir. Coğrafi konumunun getirdiği elverişlilik sayesinde özellikle Roma imparatorluk döneminde önemli bir ticaret ve geçiş noktası olarak kullanıldığı bilinmektedir. Değirmentaşı üretiminde kullanılan taş ocakları, yün ve şarap üretimi ve ticareti, Erythrai Amphorası denilen bir amphora türünün üretimi kentin zenginliğinin göstergesidir. MS III. yüzyılın sonunda eski zenginliğini yitiren ve gittikçe küçülerek bir köy haline dönüşen Erythrai, MS 395’de Roma imparatorluğu’nun bölünmesi ile Doğu Roma imparatorluğu’na bağlanmıştır. Takip eden yıllarda Ephesos’a bağlı piskoposluk merkezi olmuştur. Bölge toprakları, Beylikler döneminde Aydınoğulları Beyliği’ne geçerek bir deniz üssü durumuna getirilmiştir. Yıldırım Beyazıt’ın Osmanlı topraklarına kattığı bu alan Timur’un 1402’deki Beyazıt’la mücadelesiyle tekrar Aydınoğulları Beyliği’ne, Çelebi Mehmed döneminde ise Osmanlı toprakları hakimiyetine geçmiştir. Türk egemenliğine girdikten sonra da Erythre, Rhtyrai, Lythri gibi değişik adlar alan yöre; XVI. yüzyıldan sonra İlderen ve Ildırı adlarıyla anılmaya başlamıştır.
Kent üzerine ilk kazılar 1963-1964 yılları arasında dönemin İzmir Müze müdürü Prof. Dr. Hakkı Gültekin tarafından, 1964-1982 yılları arasında ise Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ekrem Akurgal ve Prof. Dr. Cevdet Bayburtoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir. Yapılan kazılarda akropolis kuzeyinde yer alan tiyatro, akropolis üzerindeki Athena tapınağı ve çevresindeki buluntular, Cennettepe olarak adlandırılan alanda Roma villaları ve akropolisin kuzey batısında bulunan Hellenistik evler açığa çıkarılmıştır. Erythrai çalışmaları yüzey araştırması olarak 2003-2005 yıllarında Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Çoşkun Özgünel'in başkanlığında yeniden başlamıştır. Kazı çalışmaları 2007 yılından itibaren Ankara Üniversitesi Arkeolog ve Eskiçağ tarihçisi Doç. Dr. Ayşe Gül Akalın Orbay başkanlığında devam etmektedir.
Erythrai örenyeri kalıntıları; Akropolisin üzerinde günümüzde temelleri görülen poligonal (çok köşeli) duvar örgüsünün bulunduğu Athena Tapınağı, MÖ VIII yüzyıla ait olup MÖ VII. ve VI. yüzyıllarda eklentilerle genişletilmiştir. Tapınağın doğu kısmında çok fazla pişmiş toprak tanrıça figürleri bulunmuştur. Tapınak yakınında bulunan ve arkeoloji dünyasının ender örnekleri arasında yer alan MÖ VI. yüzyıla tarihlenen Kore (uzun elbiseli genç kadın/rahibe) heykeli İzmir Fuar Arkeoloji Müzesi’ndedir.
İlk yapım evresi MÖ IV. yüzyılda esas bölümleri MÖ III. ve II. yüzyıl Hellenistik döneme ait olan dört kilometre uzunluğunda, beş metre yüksekliğinde, 2,5 ile 5,20 metre arasında değişen kalınlıkta andezit ve kireçtaşından yapılan surlar, kenti kara yönünden çevirmiştir. Yer yer kare planlı kulelerle destekli surlar dışında, akropol çevresinde polygonal teknikte teras duvarlarının kalıntıları da görülmektedir.
Akropolün kuzey yamacında, ilk yapım evresi MÖ III. yüzyıla ait olduğu sanılan Roma imparatoru Hadrian döneminde eklenti ve tamirlere uğramış olan yapı kentin tiyatrosudur. Çift diazomalı (seyirci oturma platformları) olan yapının skene (sahne binası) ve cavea’sının (yarım daire formlu seyirci oturma kısmı) bazı bölümleri günümüze ulaşmıştır. Akropole giriş kapısında temelleri bulunan önemli bir kişinin anıtsal mezar yapısı olduğu sanılan Heroon tiyatronun kuzeybatısında, devlet agorasının kuzeyinde yer almaktadır. Heroon’un ön kısmında, tiyatronun batısında kentin devlet agorası (devlet işlerinin görüldüğü alan) bulunmaktadır. Akropolün kuzeybatısında MS II. yüzyıla ait, kadınlar ve erkekler bölümü olarak iki ana bölümden oluşan Hellenistik villalar yer almaktadır.
Akropolde, Bizans döneminden kalma en önemli yapılardan biri Matrone kilisesidir. Duvarları kısmen korunan kilisenin önünde Bizans dönemine ait mezarlar bulunmaktadır. Kentte Bizans dönemine ait bazilika, şapel, sarnıç, aquadük gibi çeşitli mimari kalıntılar da tespit edilmiştir.
Kentin kuzey suru dışında ve içinde iki adet, diğeri ise Aleon Nehri’nin denizle birleştiği alana yakın olan üç nekropolü bulunmaktadır. Kent için büyük öneme sahip MÖ VI. yüzyıla ait olduğu bilinen Herakles kültü ile ilişkili olan Herakleion ise antik yazarların verdiği bilgiler ve yapılan çalışmalar neticesinde köyün kıyıya yakın kısımlarında olduğu sanılmaktadır.
Günümüzde Cennettepe olarak adlandırılan Ildırı Köyü’nün hemen girişinde deniz kenarında tepelik bir alanda bulunan bu yer Roma döneminde Erythrai’ın zengin ve görkemli kesimini teşkil eden bir mahalledir. 1964-1984 yılları arasında yapılan kazılarda ortaya çıkan Roma villaları olarak adlandırılan mozaik zeminli yapılar, alanın büyük kısmını oluşturmaktadır. Ayrıca bu alanda Tunç Çağ mezarları, Hellenistik podyum duvarı ve hamam yapısı bulunmaktadır. Cennettepe MÖ III. yüzyılda, Roma, Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar iskân görmüş bir alandır. Bu nedenle farklı kültür katlarını ve mimari katları üst üste barındırmaktadır.
Referanslar
Akalın-Orbay A. (?). Ionia’nın Önemli Ticaret Merkezi Erythrai, İzmir Dergisi, (Eylül-Ekim): 34-38; Akurgal, E. (1989). Erythrai An Ancient Ionian City. İzmir: Tifset A.Ş.; Bayburtluoğlu, C. (2015). Erythrai Cilt I-II (İkinci baskı). Ankara: TTK.; Frazer, J.G., (1913). Pausanias: Description of Greece Translated with a Commentory. Vol. I-VI. Londra: Macmillan and Co.; Strabon, G. (2012). Antik Anadolu Coğrafyası Kitap: XII-XIII-XIV (Çev. A. Pekman). İstanbul: Arkeoloji Sanat Yayınları.