Doliche Kazı Çalışmaları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı Tepe/Tümülüs

Günümüzde Gaziantep, Güneydoğu Anadolu´nun en büyük metropolü olarak dünyaca tanınmaktadır. Bu ünün kökenleri ise Dülük Baba Tepesi´nde ana kutsal merkezi bulunan Jüpiter Dolichenus Kültü sayesinde antik dönemde yatmaktadır. Tüm Roma İmparatorluğu’nda yaygın olarak tapınım gören Jüpiter Dolichenus´un izleri, Dülük Baba Tepesi´nden başlayarak Kuzey Afrika ve Ren Nehri kıyılarına oradan da İngiltere ve Tuna Nehri´ne kadar uzanmaktadır. Adını tanrının ismine veren antik Doliche kenti, bugün Gaziantep il sınırları içinde yer alan Dülük Köyü´nün çevresinde bulunmaktadır. Bu civarlarda günümüze ulaşabilmiş tarihi kalıntılar bölgenin sadece antik dönemdeki önemini değil aynı zamanda OrtaÇağ‘daki hikayesini de anlatmaktadırlar. Almanya Münster Üniversitesi 1997´den bu yana Gaziantep Arkeoloji Müzesi’nin desteğiyle ve Alman Araştırma Kurumu’nun (DFG) finansiyel yardımlarıyla bu kalıntılar üstünde çalışmaktadır. Dülük Köyü yakınlarında keşfedilen tanrı Mitras´ın tapınım gördüğü iki mağara tapınağının keşfiyle tüm Roma dönemi içinde benzerine rastlanmayan önemli bir buluntu ortaya çıkartılabilmiştir. Jüpiter Dolichenus merkez kutsal alanında arkeolojik kazı çalışmaları sayesinde Güneydoğu Anadolu’nun en önemli dini merkezlerinden biri hakkında çarpıcı bilgiler edinilebilmiştir. 2015 yılından itibaren arkeolojik kazı çalışmalarının orta noktasını Doliche antik kent alanı oluşturmaktadır. Amaç; edinilen kentin tarihini ve burada yaşamış insanların günlük hayatlarını canlandırabilmektir.

Doliche`nin Harihçesi

Doliche / Dülük, Gaziantep şehrinin yaklaşık 10 kilometre kuzeybatısında yer almaktadır. Tahminen MÖ 300 yılları civarında kurulan şehir antik dönemlerin önemli ticari ve askeri yollarının üzerindedir. Bu merkezi pozisyon sayesinde, şehirde Mezopotamya, Suriye, İran, Yunanistan ve Roma gibi büyük uygarlıkların izlerine rastlamak mümkündür. Çok erken dönemlerden itibaren şehrin yakınlarındaki Dülük Baba Tepesi´nin doruklarında Kuzey Suriye ve Anadolu´da tapınım gören fırtına ve gökyüzü tanrısı Teşup-Hadad´a ait merkezi bir kutsal alan bulunduğu bilinmektedir. Milattan sonraki ilk 300 yılda aynı tanrıya Jüpiter Dolichenus olarak Roma İmparatorluğu’nda tapınılmıştır. Bu tanrıya ait kutsal alanın şehrin sınırları içersinde yer alması şehrin gelişmesinde kuşkusuz önemli bir rol oynamıştır. İran kralı I. Šapur yerle bir ettiğinde, Jüpiter Dolichenus Kültü de sona ermiştir. MS V. yüzyılda Doliche´de bir piskoposluk merkezi kurulmuştur. MS VII. yüzyıldan itibaren Bizans ve Arap Devletleri arasında meydana gelen sınır savaşlarında şehir önemli bir rol oynamıştır. 1156 yılında Doliche Selçuklular tarafından tahrip edildi ve komşu şehir Ayıntap/Gaziantep karşısında önemini tamamen yitirmiştir.

Doliche´ye ulaşabilmek için Gaziantep´den arabayla Adıyaman istikametine doğru yola çıkılıp şehir sınırı terk edildikten sonra ana cadde üstünden Doliche/Dülük levhasından sola dönülür. Beylerbeyi Köyü’nün içinden geçildikten altı kilometre sonra Dülük´e varılır. Dülük Baba Tepesi´ne ulaşmak için ise Adana yolu üstünden sağa, Dülük Baba Ormanı piknik alanı içerisinden Kutsal Alan ve Rahipler Mezarlığı levhaları takip edilmektedir.

Antik Şehir Alanı (Keber Tepe)

Modern adıyla Dülük Köyü´nün karşısında yer alan Keber Tepe´deki alan günümüzde tarımsal amaçlar için kullanılmaktadır. Bina kalıntıları yüzeyde görülmemekle birlikte civarda bulunan seramik buluntuları antik şehrin sınırları hakkında önemli ipuçları vermektedir.

Paleolitik Buluntular

Doliche’de insanlık tarihinin en eski devri olan Eski Taş Çağı’ndan kalma yerleşim kalıntılarına rastlanmıştır. Keber Tepe´nin batı yamacında yer alan mağarasal kaya yapıları o dönemde de sığınak olarak kullanılmıştır. Bundan sonra 1940´lı ve 1980’li yılların Türk bilim adamları tarafından gerçekleştirilen kazı çalışmalarında bu döneme ait bazıları yüzbinlerce yıllık buluntu ele geçirilmiştir. Aynı çağa ait işlenmiş taşlardan arta kalan parçalara ve taş baltalarla Çimşit Tepe´nin yamaçları ve teraslarında rastlanmıştır. Bu kalıntılar burada araç gereç üretimine işaret etmektedir. Bu buluntular ışığında Doliche/Dülük Anadolu´nun bilinen en erken yerleşim yerlerinden biri olarak da önem kazanmaktadır.

Taş Ocakları

Modern köyün güneyinde Doliche taş ocaklarının etkileyici kalıntıları yer almaktadır. Antik dönemlerden günümüze kadar bu ocaklardan işlenmesi kolay kireç taşı kazanılmıştır. Oldukça dik bir açıyla aşağıya uzanan görkemli ana duvarın üstünde Roma döneminden kalma su kanallarının girişlerine rastlanmaktadır. Bu kanallar vasıtasıyla Keber Tepe´nin su ihtiyacı karşılanmıştır.

Şehir Mezarlıkları

Antik şehrin karşısındaki, kayalıklarla örtülü Çimşit Tepe´de Doliche´nin şehir mezarlığı yer almaktadır. Kısmen modern Dülük Köyü’nün evleri altında kalan nekropole ait yeraltındaki mezar odaları, köy sakinleri tarafından ticari ve tarımsal amaçlarla depo olarak kullanılmaktadır. Bugüne kadar bulunulabilen mezar sayısı 100´ü aşmaktadır. Nekropolde bulunan tüm mezarlar kayaların içine oyulmuş odalardan oluşmaktadır. Bunların büyük bir kısmı, farklı sayıda odalar içeren, genellikle mimari bezemeler taşıyan, değişik tipte aile mezarlıklarıdır. Ölüler genellikle yan duvarlarda bulunan nişlerin (arkosol) içine gömülmüşlerdir. Bazı odalarda nişlerin içine yerleştirilmiş taştan yapılma yastıklardan başka hiç bir bezeme görülmezken, diğerleri son derece zengin bir dekorasyona sahiptirler. Bu nişlerin bir kısmı girlandlar, boğa başları ve rozetlerle süslü lahitler biçiminde işlenmiştir.

Mezarlar arasında en zengin süslemelere modern köyün kuzeydoğusunda kalan ve altıgen kaya mezarı olarak adlandırılan anıtta rastlanmaktadır. Bu yapı, ön avlusu dahil, kayalara işlenmiş kabartmalarla süslenmiştir. Bu avludan geçerek altıgen şeklindeki, piramit tavanlı mezar odasına ulaşılmaktadır. Oda girişinin köşeleri plasterlerle dekore edilmiş olup, duvarda bitkisel motiflerle süslü bir friz görülmektedir. Üç adet nişin yer aldığı odanın beşik tonozlu çatısının köşelerinde kanatlı Viktoria figürleri bulunmaktadır. Odanın tam ortasına yerleştirilen lahitin dört tarafı da görülebilmektedir. Girişin karşı duvarında göze çarpan büyük boyuttaki kabartmada, Yunan tanrısı Hermes´in ölülerin ruhunu temsil eden kanatlı dişi bir figürü yeraltı tanrısının krallığı Hades´e götürmesi tasvir edilmektedir.

Hristiyanlık Döneminde Doliche

MS IV. yüzyılda tüm Roma İmparatorluğu´nda olduğu gibi Doliche´de de Hristiyanlık en önemli din olarak birinci plandaki yerini almış ve bu tarihten itibaren XII. yüzyıla kadar piskoposluk merkezi olarak kalmıştır. Bu dönemde Bizans ve Arap hükümdarlıkları arasında süre gelen sınır savaşları süresince önemli bir rol oynamaya devam etmiştir. Eski Suriye dilinde yazılmış bir seyahatnamede Doliche’den küçük bir köy olarak bahsedilmesi şehrin XII. yüzyıldan itibaren önemini yitirmeye başladığına işaret etmektedir. İki kaya kilisesi şehrin Hıristiyanlık döneminden günümüze ulaşan en ilginç kalıntılar olarak göze çarpmaktadır. Daha önce kaya mezarlıkları oldukları anlaşılan bu yapılar antik şehir mezarlığının yakınında, taş ocaklarının batısında yer almaktadırlar. Özellikle girişini iki taraftan çevreleyen merdivenler yüzünden halk arasında Basamaklı Mağara olarak adlandırılan kilise son derece etkileyici bir görüntü sergilemektedir. Zengin bir dekorasyonla bezenmiş, MS VI. ile IX. yüzyıl arasına tarihlenebilen bu yapıda Arapça yazıtlara da rastlanmıştır.

Başka bir kilise ise Dülük tren garı yakınlarında bulunmaktadır. Buradaki inşaat çalışmaları esnasında ele geçen mozaikler bugün Gaziantep Müzesi´nde sergilenmektedir. Yazılı kaynaklarda adı geçen bir manastırın yeri ise henüz tespit edilememiştir. Hristiyanlık ve eski dinler arasında yaşanan sürtüşmelerin izlerine Doliche´de bulunan Mithras mağaralarında da rastlamak mümkündür. Birinci mağaradaki Mithras kült kabartması Hıristiyan cemaat tarafından tahrip edilip, üstüne Hıristiyanlığın eski dinlere karşı kazandığı zaferi simgeleyen bir haç kazılmıştır.

Mithraeumlar

Işık tanrısı Mithras´ın Kommagene´nin dinler tarihi açısından önemi bilim dünyasında uzun zamandan beri bilinmektedir. Tanrının kökenleri iyinin, gerçeğin ve ışığın simgesi olarak İran kültüründe karşımıza çıkmaktadır. Büyük Pers krallarına eşlik eden Mithras yukarıda sayılan özellikleriyle hükümdarlık kültlerine benzerlik göstermektedir. Tanrının erken Hellenistik döneminden kalma tasvirleri, Kommagene krallarına ait hanedanlık kutsal alanlarında bulunmuştur. Bu tasvirlerde Mithras, Yunan tanrıları Apollon, Helios ve Hermes ile özdeşleştirilmektedir. Yeni araştırmalar Kommagene´de de Mithras gizli ayinlerinin yapıldığını ortaya çıkardmıştır. Efsaneye göre ışık tanrısı kutsal boğayı öldürdükten sonra, boğanın bedeni ve kanından çeşitli hayvan ve bitki türlerinin doğmasından dolayı, yaratan sıfatını almıştır. Kayalardan doğmuş olan Mithras, Mithraeum adı verilen ve mağaralarda ya da onlara benzerlik oluşturulan kült alanlarında tapınım görmekteydi. 1997 ve 1998 yıllarındaki çalışmalarda Doliche´nin de bulunduğu yerleşim tepesinin eteklerinde yer alan bir kaya oyuğunun içinde Mithras gizli ayinlerinin yapıldığı iki kült alanı tespit edildi. Her ikisi de şaşırtıcı genişlikleriyle kayaların içine oyulmuş büyük bir meydan izlenimi uyandırmaktadırlar. Duvarlarda görülen çok sayıda nişin içine yağ lambaları ve heykelcikler yerleştirilmiştir. Burada gerçekleştirilen kazılar sayesinde, mağaraların tarihlendirilmesi hakkında önemli ipuçları elde edilebilmiştir. Bu buluntular ışığında mağaraların MÖ I. - MS III. yüzyıllar arasında kült aktivitelerine ev sahipliği yaptığı kesinlik kazanmıştır.

İki kült kabartmasında da, üzerlerindeki tahribata rağmen, başka örneklerden de bilinen boğa öldüren Mithras tasviri seçilebilmektedir. Kutsal boğanın sırtına dizini yaslamış olan Tanrı, elindeki hançerle hayvanın boynunu kesmek üzereyken tasvir edilmiştir. Efsanede adı geçen akrep, yılan ve köpek gibi diğer hayvanlar ise zorlukla görülebilmektedir. Meşale taşıyıcıları Cautes ve Cautopates bu sahneyi sağdan ve soldan çevrelerken, üst kısımdaki kemerin üzerinde güneş tanrısı Sol ve ay tanrıçası Luna yer almaktadır. Bu kabartmada tanrının başına zarar verilip, yerine bir haç kazınmıştır. Bu haç sayesinde kutsal alanın tahribatından sorumlu olanların Hristiyan cemaatine dâhil oldukları kesinlik kazanmaktadır.

Doliche Kent Kazıları

2015 yılında Doliche kent alanında arkeolojik araştırmalar başlatılmıştır. Bu çalışmaların hedefi kentin gelişimi ve değişimini ve kültürel varlıklarını tarihi gelişimi kapsamında incelemek olacaktır. Kent nüfusunun günlük hayatını araştırmak ve politik, dini ve ekonomik değişimlerin kente nasıl etkide bulunmuş olduğu sorusuna cevap bulabilmek bu çalışmalarda özellikle dikkate alınan noktalar olacaktır. Bütün kent alanında yapılan yoğun yüzey araştırması, jeofizik çalışmaları ve merkezi konumlardaki arkeolojik kazılarına bu hedeflere önümüzdeki yıllarda ulaşabilmesi önerilmektedir. Antik yaşam dünyasına ait yüksek çözünürlükteki bir resmini ortaya koyabilmek için proje kapsamında arkeolojiyi fen ve jeo bilimsel analizlerle araştırmaların bütünlemesi önemlidir.

Roma Dönemi Bir Hamam Yapısı

Keber Tepe`nin doğu platosunda 2017 yılında Roma Imparatorluk dönemine tarihlendirilen bir hamam tesisatı açığa çıkarılmıştır. Şimdiye dek sütunlarla çevrelenmiş olan bir yüzme havuzu kısmen açığa çıkarılmıştır. Korunmuş ve havuzu çevreleyen bir mozaik taban, yapı bütünlüğünü MS II./III. yüzyıla tarihlendirmektedir. Bu döneme ait Güneydoğu Anadolu’da ve Suriye’de sadece az sayıda hamam tesisatı bilindiğinden, yapılmış olan bu hamam tespiti oldukça önemli bir anlam taşımaktadır; Doliche kent yaşamı hakkında mühim bir bilgi kaynağı olduğu düşünülmektedir. Hamam tesisatı en geç MS IV. yüzyılda terk edilmiştir.

Kent Arşivi

Keber Tepe`nin doğu platosunda şimdiye dek tespit edilmiş binlerce mühür baskısı buluntuları büyük bir öneme sahiptir. Bunlar Papyrus veya Parşömen üzerine yazılı belgelerin mühürlenmesinde kullanılmıştır. Baskıların kimisi büyüklüklerinden dolayı, üzerindeki betimlemelere dayalı ve bazen de üzerindeki yazıtlara bağlı olarak kentin resmi mühürlerini işaret etmektedir. Mühürlerin incelenmesi sonucunda kentin idaresi hakkında ve bölgesel ağlarla olan bağlantısı ortaya koyabilecektir. Ayrıca bu buluntular kentin arşivinin kazı çalışmalarının gerçekleştirildiği yakın alan içerisinde yer almış olduğuna işaret etmektedir. Yakın zamanda bu önemli arşiv mimarisinin de tam tespiti gerçekleştirilip, açığa çıkarılması ümit edilmektedir.

Dülük Baba Tepesi ve Jüpiter Dolichenus Kültü

Teşup’tan Jüpiter Dolichenus’a - Bir Tanrının Değişimi Doliche’nin dinler tarihi için önemi bilim dünyasında uzun zamandan beri bilinmektedir. Roma tanrısı Jüpiter Dolichenus´un anayurdu olarak Kommagene bölgesel sınırlarını aşan bir üne sahiptir. Bu tanrının tapınım gördüğü bölgeler Akdeniz´in büyük kısmını kaplamaktadır. Jüpiter Dolichenus´un günümüze ulaşan büyük çoğunluğu üstün bir kalite sergileyen tasvirleri, Roma İmparatorluğu´nun birçok eyaletinde, özellikle Ren ve Tuna nehirleri civarlarında ve Roma şehri sınırları içerisinde bulunmuştur. Doliche´nin hava tanrısının en belirgin özellikleri arasında gökyüzünün güçlü hakimlerinden biri olması, haklının gözeticisi, öç alan ve yağmurlara hükmeden olarak anılması sayılabilir. Başpınar Zeytintepe mevkiinde bulunan kabartmada da görüldüğü üzere, tasvirlerdeki ikonografik detaylar, özellikle de başlığında yer alan boynuzlar ve toplanmış uzun saçları, tanrının kökenlerinin doğuya uzandığını göstermektedir. Yukarıya kaldırdığı ellerinde gücünün temsilcileri çifte balta ve yıldırım demetini tutmaktadır. Bu özellikleriyle Jüpiter Dolichenus´un Önasya bölgesinde yaygınlıkla tapınım gören Sami hava tanrısı Hadad ve Hitit tanrısı Teşup ile eş tutulduğu anlaşılmaktadır.

Kısa bir süre öncesine kadar Jüpiter Dolichenus´un Doliche´de tapınım gördüğü yer, bilim dünyasında kısıtlı olarak bilinmekteydi. XX. yüzyılın başlarında Franz Cumont adlı bir araştırmacı bu merkezi kutsal alanın, Doliche´nin üç kilometre güneybatısında yer alan Dülük Baba Tepesi´nde aranması gerektiğini dile getirmiştir. Günümüzde eteklerinde Gaziantep şehrinin geliştiği bu tepe, civarın en yüksek noktalarından biri olarak göze çarpmaktadır. Kült, milattan sonraki ilk üç yüz yılda çevreye hâkim bu tepeden bütün Roma Imparatorlugu`na doğru yayılmıştır.

2001 yılından beri Münster Üniversitesinin bünyesinde faaliyet gösteren Küçük Asya Araştırma Merkezi (Forschungsstelle Asia Minor) Gaziantep Müzesi işbirliğiyle Dülük Baba Tepesi´nin doruğunda araştırmalar yapmaktadır. Uluslararası bir ekip tarafından yürütülen jeofizik, topografik ve arkeolojik çalışmalar sayesinde ilk kez kutsal alanın buradaki varlığı kanıtlanabilmiştir. Buluntular arasında özellikle geniş alana yayılmış Roma dönemine tarihlenen yapı kalıntıları ve Doliche´nin namı duyulmuş tanrısına adanmış çok sayıdaki eski Yunanca ve Latince dillerindeki adak yazıtları bu tahminleri desteklemektedir. Bunun dışında ele geçen Roma imparatorluk dönemine ve daha erken çağlara tarihlenen sayısız küçük buluntu Jüpiter Dolichenus Kültü ve kült alanı hakkında önemli bilgiler aktarmaktadır.

Jüpiter Dolichenus’u resmetmiş olan bronz aplik oldukça önemli bir eserdir. Bu aplik büyük bir olasılıkla, bir kült sancağın üstünde yer almış olan, üçgen bir bronz tabelasında yer almaktaydı. Böyle sancaklar tanrının kültünde önemli bir role sahiplerdi ve örnekleri değişik buluntu yerlerinden tanınmaktadır. Jüpiter Dolichenus burada tamamen Romalı askeri kiyafet içinde, pantolon ve Frig şapkası ile betimlenmiştir.

Jüpiter Dolichenus İçin Yeni Bir Votiv Stel

Anavatanından Doliche tanrısının üzerinde betimlenmiş, bir bazalt stel, ilk defa bulunmuş olan, özel bir buluntu halini ortaya koymaktadır. Stelin alt kısmında bir Altar ve kurban etrafında iki tane rahip betimlenmiştir. Bunun üzerindeki ana alanda tanrının kendisi eşi ile görülmektedir. Tanrı, boğa üzerinde dikilmektedir. Tanrı bir kolu açı yapmış şekilde kaldırılmış sol elinde bir yıldırım demeti tutmaktadır. Tanrının karşısında bir geyik üzerinde dikilmiş bir elinde ayna ve diğer elinde nar tutan eşi durmaktadır. Tanrıların betimlemeleri eski doğu geleneğindeki Fırtına tanrısının betimlemesi halindedir. Fakat daha geç bir imalat olduğu, alt alandaki kurban sahnesinin belirgin bir şekilde Grek-Roma tarzında çalışılmış olduğundan söylenebilmektedir. Bu kabartma, tüm Roma İmparatorluğu’nun batısından günümüze ulaşabilmiş resimlerine göre tanrı Doliche’nin nasıl bir suret ile şereflendirilmiş olduğu hakkında bilgi vermektedir. Bu buluntu ayrıca tanrının bir merkezi Kült Demir Çağı’nın kutsal alanında var olduğunun ve burada Roma dönemine dek kalmış olduğu tahminini desteklemektedir. Doliche öyle bir arabirimdir ve bir doğu dini tasarıyı resim ve fikri içinde barındırarak öyle başarılı küreselleştirilmiştir ki, batının en uzağına dek ulaştırılabilmiştir.

Kutsal Alanın Erken Tarihi ile İlgili

Tepe zirvesi önde gelen bir kutsal alan olarak, ilk defa topraklarda Persler tarafından hüküm altına alındığında (MÖ VI. – IV. yüzyıllar), Geç Demir Çağı’nda ortaya çıkmıştır. Bu döneme ait tabakada gün ışığına çıkarılmış olan binlerce hayvan kemiğinin analizi sonucunda, sunum eyleminin geniş bir çevrede devam ettirilmiş olduğu tespit edilmiştir. Sunum atıklarının depolanması ile bağlı olarak 2.500’den fazla değerli küçük buluntu, yoğunlukla inciler ve amuletler ve benzersiz yüzlerce damga ve silindir mühür bulunmuştur. Kutsal alanın Geç Demir çağı mimarisine ait buluntu da açığa çıkarılmıştır. Geç Demir Çağından kırık taşlardan yapılmış kudretli bir kaide, oldukça etkili büyüklükte bir yapıya aittir. Bu arka planın önünde de çok özel bir buluntu, Pers öncüleri gibi çalışılmış bazalt taşından bir boğa başı protomu bulunmaktadır.

Dülük Baba Tepesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi´nin dinsel faaliyetleri MÖ I. bin yıldan Hıristiyanlığın etkinlik göstermeye başladığı geç antik döneme kadar kesintisiz süre gelmiş ender yerlerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Hellenistik katmanların altında ortaya çıkartılan daha erken dönem kalıntıları sayesinde sadece Roma İmparatorluğu´nun en önemli tanrılarından birinin geçmişi hakkında değil, bölgenin zengin dinler tarihi hakkında da bilgi sağlaması muhtemeldir.

Geç Antik Dönem ve Ortaçağ’da Dülük Baba Tepesi

Büyük Pers Kralı I. Šapur tarafından MS 253 yılında Doliche’nin tahribatı Kutsal Alan için ağır bir yıkım olmuştur. Bunun ardından gelen kriz döneminde kült artık yeniden ayağa kaldırılmamış ve MS IV. yüzyılda Roma Imparatorluğu`nun Hristiyanlaşmasından sonra terk edilmiştir. Bizans döneminde kutsal alanın kalıntıları arasında Kutsal Süleyman’ın manastırı kuruldu. Bu manastır yapısı IX. ve XI. yüzyılları arasında en parlak dönemini geçirmiştir. Arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda açığa çıkarılmış yapıların çoğu manastır tesisatına ait mekanlardır. Osmanlı döneminde ise Dülük Baba Tepesi’ne, kutsal bir Müslüman adama ait mezarı türbe olarak yerleştirilmiştir. Böylelikle tepe antik dönemden günümüze dek tapınma için kullanılmış bir alan olarak kalmıştır.

Rahipler Mezarlığı

Kutsal alanın bir kilometre batısında Rahipler Mezarlığı olarak adlandırılan bir nekropol bulunmaktadır. Burada bulunan, büyüklükleri ve yapıları farklı olsa da, istisnasız çok kaliteli bir işçilik sergileyen oda mezarlıkların sayısı 20‘den fazladır. Mezar nişleri bazı örneklerde lahit biçiminde oyularak şekillendirilmiştir. Bazı mezarlarda yuvarlanarak girişlerin kapatılmasını sağlayan daire biçimli taş kapılar günümüze kadar ulaşabilmiştir. Ne yazık ki tüm mezarlar, bilim adamları tarafından keşfedilmelerinden önce soyguncuların talanına uğramışlardır. Mezarlıklardan birinin ön avlusu, ayakta duran bir erkek figürüyle bezenmiş bir kabartma ile süslenmiştir. Mezar yazıtı sayesinde burada gömülenin Apollonis adında bir şahıs olduğu bilinmektedir. Başka bir mezarın yazıtı ise ölen şahsın bir Jüpiter Dolichenus rahibi olduğunu bildirmektedir. Bu bilgiler ışığında ve nekropolün kutsal alana olan yakınlığı da göz önüne alındığında, bu mezarlığın Dolichenus kültü rahipleri ve aileleri için yapıldığı ortaya çıkmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Blömer, M. (2009). Stelen mit Darstellungen lokaler Wettergottgestalten im römischen Nordsyrien. İçinde; M. Blömer, M. Facella ve E. Winter (Editörler), Lokale Identität im Römischen Nahen Osten - Konzepte und Deutungsmuster, OrOcc 18, Stuttgart: 13–47; Blömer, M. ve Winter, E. (2011). Commagene. The Land of Gods between the Taurus and the Euphrates. An Archaeological Guide/Kommage. Toros ve Fırat Arasındaki Tanrılar Ülkesi. Istanbul; Blömer, M. ve E. Winter, Kült ve Arkeoloji. Kutsal Bir Alan - Doliche, Aktüel Arkeoloji Dergisi, 16: 86 – 93; Blömer, M. ve Winter, E. (2005). Doliche und das Heiligtum des Iupiter Dolichenus auf dem Dülük Baba Tepesi. 1. Vorbericht (2001- 2003), IstMitt 55: 191–214; Blömer, M. ve Winter, E. (2006). Der Dülük Baba Tepesi bei Doliche und das Hauptheiligtum des Jupiter Dolichenus. 2. Vorbericht (2004-2005), IstMitt 56: 185–205; Blömer, M. ve Winter, E. (2010). Gaziantep’in Antik Dönem Tanrıları – The Ancient Gods of Gaziantep, Aktüel Arkeoloji Dergisi 13: 12–15; Blömer, M. ve Winter, E. (Editörler) (2012). Iuppiter Dolichenus. Lokalkult und Reichsreligion im Vergleich. Tübingen, Mohr Siebeck; Blömer, M., Çobanoğlu, D. ve Winter, E. (2016). Doliche ve Dülük Baba Tepesi, Aktüel Arkeoloji, 50: 88–99.; Cumont, F. (1917). Études Syriennes. Paris; Ergeç, R. (2003). Nekropolen und Gräber in der südlichen Kommagene. Bonn: Asia Minor Studien 47; Ergeç, R. ve Wagner, J. (2000). Doliche und Iuppiter Dolichenus. İçinde; J. Wagner (Editör), Gottkönige am Euphrat. Mainz: 85–91; Facella, M. (2006). La Dinastia degli Orontidi nella Commagena ellenistico-romana, Studi ellenistici 17. Pisa; Facella, M. (2009). Darius and the Achaemenids in Commagene. İçinde; P. Briant - M. Chauveau (Editör), Organisation des Pouvoirs et Contacts Culturels dans les Pays de l’Empire Achéménide, Persika 14: 379–414; Facella, M. ve Winter, E. (2008). Neue Inschriften für Iupiter Dolichenus aus dem östlichen Mittelmeerraum. İçinde; E. Winter (Editör), VomEuphrat bis zum Bosporus. Kleinasien in der Antike, Festschrift für Elmar Schwertheim, 1. Bonn: Asia Minor Studien 65: 217–228; Höpken, C. (2008). . C. A. Dichroic Diatret Glass Fragment from Dülük Baba Tepesi/Doliche (Tr), Journal of Glass Studies 50: 302–305; Hörig, H. ve Schwertheim, E. (1987). Corpus Cultus Iovis Dolicheni, EPRO 160. Leiden; Prinz, T., Krüger, K. ve Lasar, B. (2010). High Resolution Remote Sensing and GIS-Techniques for Geobase Data Supporting Archaeological Surveys: A Case Study from Ancient Doliche, SE Turkey, Geoarchaeology, 23: 355–374; Schütte-Maischatz, C. ve Winter, E. (Editörler) (2004). Doliche – eine kommagenische Stadt und ihre Götter. Mithras und Iupiter Dolichenus, Bon: AMS 52; Wagner, J. (1082). Neue Denkmäler aus Doliche. Ergebnisse einer archäologischen Landesaufnahme im Ursprungsgebiet des Iupiter Dolichenus, BJb 182: 133–166; Winter, E. (20009: Mithraism and Christianity in Late Antiquity. İçinde; St. Mitchell ve G. Greatrex (Editörler), Ethnicity and Culture in Late Antiquity. Londra: 173–182; Winter, E. (Editör) (2008). Patris Pantrophos Kommagene. Neue Funde und Forschungen zwischen Taurus und Euphrat. Bonn: Asia Minor Studien 60: 125–135; Winter, E. (Editör) (2011). Von Kummuh nach Telouch. Archäologische und historische Untersuchungen in Kommagene, Dolichener und Kommagenische Forschungen 4. Bonn: Asia Minor Studien: 64: Winter, E. (Editör) (2014). Kult und Herrschaft am Euphrat, Dolichener und Kommagenische Forschungen 6. Bonn, Habelt: Asia Minor Studien: 73; Winter, E. (Editör) (2017). Vom eisenzeitlichen Heiligtum zum christlichen Kloster. Neue Forschungen auf dem Dülük Baba Tepesi, Dolichener und Kommagenische Forschungen 9. Bonn, Habelt: Asia Minor Studien: 84.