Destinasyon Değer Zinciri

Kavram

Değer zinciri, ilk olarak 1985 yılında Michael Porter tarafından Competitive Advantage: Creating and Sustaining Superior Performance adlı çalışmada ortaya atılan bir kavramdır. Porter, bu çalışmasında değer zinciri kavramını, mal veya hizmet üreten işletmelerin rekabet avantajı etrafında şekillendirdi. Değer zinciri kavramı; işletmelerin ortaya koyduğu herhangi bir malın veya hizmetin tasarımından nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar gerekli olan tüm işlemler (üretim, satın alma, dağıtım ve tüketim vb.) olarak tanımlanmaktadır. Bu kavram daha sonra 1993 yılında Auliana Poon tarafından turizme uyarlandı. Turizmde değer zinciri kavramı; özel sektör ve devlet işbirliği ile sahip olunan ürün veya hizmetlerin birtakım süreçlerden (planlama, geliştirme, finansman, pazarlama, dağıtım, fiyatlandırma, konumlandırma vb.) geçip değer eklenerek ziyaretçilere ulaştırılması faaliyeti olarak tanımlanmaktadır. Her ne kadar turizm açısından değer zincirinin değerlendirilmesine ilişkin birçok çalışma bulunsa da, destinasyon yönetimi açısından değerlendirilmesine ilişkin sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır.

Destinasyon değer zinciri, tüketici ihtiyaçlarının belirlenmesinden ürün oluşumu, gelişimi ve dağıtımının tespitine kadar tedarik zinciri faaliyetlerinin birleşimi ihtiyacını yaratır. Değer zincirinde yer alan bütün aktörlerin bölünmesi, birleşme, işbirliği ve faaliyetlerin örgütlenmesi gibi konular ile ilgilenmektedir. Bu yüzden, destinasyon değer zincirindeki bütün faaliyetler ve süreçler, destinasyonda var olan tüm öğelere yansır. Bundan dolayı, adil bir süreç içerisinde yerel halkın ve paydaşların katılım gösterdiği bir değer eklemek gerekir. Bu yaklaşım, destinasyon yönetiminin önemli bileşenleri olarak işbirliği ve örgütlenme ihtiyacını doğurur.

Destinasyon değer zinciri, herhangi bir turistin destinasyonu ziyareti süresince, seyahat hizmetleri, ulaşım, konaklama, yeme içme hizmeti, eğlence, alışveriş gibi farklı hizmetlere ihtiyaç duyacağını açıkça ortaya koyar. Ayrıca, bu hizmetlerin, sunulduğu süre boyunca mantıksal bir düzlemde sunulması, ziyaretçiyle sağlıklı bir şekilde buluşturulması ve etkileşimde olmasını sağlamak gerekir. Destinasyon yönetiminde sorumlu olan yerel paydaşlar stratejik olarak değer zinciri kavramını üç farklı şekilde ele almaktadırlar. Bunlar; ürün yükseltme stratejisi, Bollaştırma (plentification) stratejisi ve yatay koordinasyon stratejisidir.

Ürün yükseltme stratejisi, sahip olunan ürünlere kalitenin katılması ile ilişkilidir. Örneğin, kıyı destinasyonları, sahip oldukları plajların temizliğini ve bakımlarını artırabilir veya konaklama tesislerini daha yüksek standartlarda donatma ve belgelendirme seviyelerini yenileme ve elde etme konusunda teşvik edebilir. Ayrıca, yükselme stratejisi olarak destinasyona olan ulaşılabilirliği artırma yoluna gidebilir. Bollaştırma (plentification) stratejisi ise, destinasyon değer zincirinde meydana gelen boşlukları doldurmaktır. Örneğin destinasyonda, iyi bisiklet parkurları ve kiralama imkanları olması durumunda, girişimcileri ilgili ürün veya hizmetleri kurmaya teşvik için bu stratejiden yararlanılabilir. Son olarak, yatay koordinasyon stratejisi, etkili bağlantılar kurmak ile ilgilenmektedir. Bu strateji, genellikle işbirliğini önemseyen yerel paydaşların bir araya gelmesiyle uygulanmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Dwyer, L. ve Wickens, E. (2013). Event Tourism and Cultural Tourism: Issues & Debates: An Introduction. Birleşik Krallık: Routledge; Hjalager, A. M., Tervo-Kankare, K., & Tuohino, A. (2016). Tourism Value Chains Revisited and Applied to Rural Well-Being Tourism, Tourism Planning & Development, 13 (4): 379-395; Poon, A. (1993). Tourism, Technology and Competitive Strategies. Birleşik Krallık: CABI; Porter, M. E. (1985). The Competitive Advantage: Creating and Sustaining Superior Performance. New York: Free Press.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Hjalager, A. M., Tervo-Kankare, K. ve Tuohino, A. (2016). Tourism Value Chains Revisited and Applied to Rural Well-Being Tourism, Tourism Planning & Development, 13 (4): 379-395.