Denizli Kale-i Tavas (Yukarı- Doğu) Mezarlığı Düzenleme Çalışması
Arkeolojik Kazı Konservasyon Kazısı
Denizli’nin Kale ilçe merkezinin dışında Kavaklıpınar mevkiinde yer alan Kale-i Tavas Mezarlığı tarihi mezarlıklardan biridir. Tarih öncesi çağlardan beri farklı toplumların yerleşimlerine ev sahipliği yapan Kale-i Tavas (Tabae), XIII. yüzyıldan itibaren bölgeye gelen Türk boylarının yurdu haline dönüşmüştür. Tavas Kalesi’ndeki alan darlığı sebebiyle defin işlemleri için kale surları dışında yer alan ve günümüzde de hâlâ kullanılan Kale-i Tavas Mezarlığı tercih edildi. Mezarlık ortasından geçen Denizli - Muğla karayolu nedeniyle iki bölüme ayrılmıştır. Tapunun 81. pafta ve 2582 parselinde kayıtlı olan Yukarı Mezarlık (Doğu) 7.160 metrekare, aynı paftanın 2586 parselinde kayıtlı Aşağı Mezarlık (Batı) ise 2280 metrekare alanı kapsamaktadır. Kale-i Tavas Mezarlığı, örenyeriyle birlikte ziyaretçiler tarafından gezilip görülmesi gereken önemli noktalardan biridir.
Pamukkale Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Beyazıt`ın bilimsel danışmanlığında yürütülen Kale-i Tavas kazı çalışmaları esnasında 2015 yılında Denizli - Muğla karayolunun genişletilmesi sırasında mezar taşlarının kaybolması ya da hasar görmesini önlemek için kazı programına Kale-i Tavas (Yukarı-Doğu) Mezarlığı da dahil edilmiştir. Sözlü tarih çalışmalarından öğrenildiği üzere 1980’li yıllarda yol çalışması nedeniyle mezarlıkta birçok Osmanlı dönemi mezar taşı kaybolmuştur. Bu nedenle aynı olayların yeniden yaşanmaması için kazı programına mezarlık da dahil edilmiştir.
Yukarı (Doğu) Mezarlıkta yürütülen ilk çalışma, yol kenarı boyunca yer alan şahidelerin kurtarılmasına yöneliktir. Yukarı (Doğu) Mezarlık alanında makilik ve çalılık alanların içerisinde dağınık halde bulunan mezar taşlarının daha rahat tespit edilmesi için makilik ve çalılık alanlar temizlenerek pek çoğu serbest halde bulunan mezar taşlarına envanter numarası verilerek kayıt altına alınmıştır. İn-situ halleri fotoğraflanan mezar taşlarının yerleri belli olanları bulundukları yerlerinde, serbest halde bulunan ve hangi mezara ait olduğu bilinmeyen şahideler ise belli bir sistem dahilinde ayağa kaldırılmıştır. Mezar taşlarının yüzeyinde bulunan alg ve liken tabakaları temizlenerek kitabelerin okuma işlemleri gerçekleştirilmiştir. Arazi işlemleri tamamlanan şahidelerin ön cephe ve gövde yatay kesit çizimleri bilgisayar ortamında gerçekleştirildi. Mezarlık alanında gerçekleştirilen işlemlerden bir diğeri de, gövdesi iki ya da daha çok parçaya ayrılmış olan mezar taşlarının restorasyon ve konservasyon işlemlerinin yapılması olmuştur.
Mezarlık içerisinde Kale Belediyesi tarafından tarihi bilinmeyen bir dönemde açılan ziyaret yolları, çok sayıda mezar taşının asıl yerlerinden sökülüp serbest halde kalmasına neden olmuştur. Serbest halde bulunan mezar taşları 2015 yılından itibaren alanda yapılan çalışmalarla restorasyon ve konservasyon işlemlerinin ardından belli bir sistem dahilinde sergi mahiyetinde yeniden düzenlenmiştir.
Mezarlıkta tespit edilen 3.000’den fazla mezar taşının ağırlıklı olarak Osmanlı dönemine ait olduğu görülmüştür. Mezar taşı kitabelerinde yazılı en eski tarih XVII. yüzyılın ortasına denk gelmesine karşın daha eski dönemlere tarihlenebilecek yazısız taşlar da bulunmaktadır. Ayrıca Türklerin İslamiyet öncesi gelenekleri ile bağlantılı olabileceği düşünülen çok sayıda tamgalı/damgalı mezar taşı ile Cumhuriyet dönemine tarihlenmesine rağmen şekil ve kitabe itibariyle Osmanlı geleneğini devam ettiren mezar taşları alanda yer almaktadır. Kale-i Tavas Mezarlığı`nda şahidelerin haricinde etrafı duvar örgüsü ile çevrelenmiş aile mezarları, çerçeveli mezarlar ve Osmanlı dönemine tarihlenen lahit sanduka tipinde mezarlar bulunmaktadır.
Kale-i Tavas Mezarlığı`nda tarihi değer ve pek çok anlam barındıran şahideleri, dönemlerine ve özellikleri göre üç grupta toplamak mümkündür. İlk grup Orta Asya geleneğini devam ettiren mezar taşlarıdır. Bu grupta yer alan taşların yüzeylerinde herhangi bir yazı ya da tarih yer almamasına rağmen yüzeylerinde geometrik desenler ve damgalar yer almaktadır. Üslup özelliklerine bakılarak XIII. yüzyıldan XIX. yüzyıla kadar geniş bir zaman dilimine tarihlenen bu gruptaki şahideler bölgeyi fetheden Türk boylarının ve devamında bölgeye yerleşen diğer boyların izlerini taşımaktadır. Taşların yüzeyindeki kıyafet tasvirleri, kemerler, stilize insan tasvirleri, damgalar, bitkisel ve geometrik bezemeler eski inanç ve geleneklerin İslamlaşarak devam ettiğini gösteren özgün şahitlerdir. Bu grupta incelenen şahidelerin yüzeylerinde yer alan bezemeler ve damgalar, İslam öncesi inanç ve geleneklerin İslamiyet sonrasında da devam ettirildiğini göstermektedir. Orta Asya geleneğini devam ettiren bu gruptaki mezar taşlarından bir örnekte yüzeyinde, kollarını dua eder biçimde yukarı kaldırmış, ayakta duran stilize bir insan tasviri yer almaktadır. Bir başka örnekte ise merkezde bir daire ve bu daireden çıkan üçgen formlu güneş biçiminde bir bezeme motifinin tasvir edildiği görülmektedir. Yine bu grupta incelenen mezar taşlarındaki kıyafet tasvirlerinde “v” yakalı bir elbise, balbal kıyafetlerini anımsatıcı şekilde tasvir edilmiştir. Kale Mezarlığındaki mezar taşları, Orta Asya’da, Azerbaycan ve Anadolu`da İslam öncesi gelenekleri yansıtan diğer pek çok mezar taşı gibi Türk kültürünün geleneksel ve kültürel hazinelerinin bir parçasını oluşturmaktadır.
İkinci grupta incelenen mezar taşları ise Osmanlı dönemine tarihlenen örneklerdir. Mezarlık alanında en fazla sayıda mezar taşının bu gruba dahil olduğu görülmektedir. Osmanlı dönemi mezar taşlarını en basit manada kadın mezar taşları, erkek mezar taşları ve çocuk mezar taşları olarak üç gruba ayrıbilmektedir. Tasarım olarak daha zarif olan kadın mezar taşlarında başlık olarak daha çok kadın fesi ve hotoz başlık tercih edilmiştir. Kadın başlıklarında ve boyunlarında yörede kadınların kullandıkları takılara yer verilmiştir. Örneğin pek çok mezar taşında beşibiryerde ve altın takıların yanı sıra bölgede 60-70 yıl öncesine kadar düğünlerde giyilen turalı fes başlıklar kullanılmıştır. Erkek mezar taşlarının ayırt edilmesini sağlayan en temel unsur ise kullanılan başlıklardır. Kişinin mesleğine, mensubu olduğu tarikata ya da sosyal statüsüne göre değişiklik gösteren sarık tipleri, kavuklar ve fes başlıklar mezarda yatan kişinin kimliği hakkında daha ilk aşamada fikir sahibi olmamızı sağlamaktadır. Diğer şahidelere göre daha küçük boyutlu olan çocuk mezar taşlarında ise bazı örneklerde kitabe kısmının boş bırakıldığı da görülmektedir. Osmanlı dönemine tarihlenen mezar taşlarında bezeme olarak bitkisel ve geometrik bezemenin yanı sıra cami, minare gibi mimari bezeme, ibrik ve vazo gibi nesneli bezeme ve müsenna tarzında yazılara rastlanılmaktadır.
Osmanlı dönemi mezar taşlarında yer alan kitabeler genel olarak dönem insanının ölümü algılayış ve kabul ediş biçimi hakkında bilgi vermektedir. Kitabelerde başlangıç ifadesi olarak Allah`ın birliğine ve kalıcı olduğuna vurgu yapan ifadeler kullanılmıştır. Bunun yanı sıra kitabeliklerin alt satırlarında, Eyledim azmi hakikat meskenim darü`l beka, Muinim sensin ya Allah, Bakıp geçme ey Muhammed ümmeti ölünün diriden bir Fatiha’dır minneti, Ziyaretinden murad bir duadır bugün bana ise yarın sanadır,Müyesser ola bana şahadet, İlahi sen nasip eyle saadet gibi ifadelerin, ölüm karşısındaki teslimiyet ve geriye kalanlardan isteklerin yanı sıra dünyanın faniliğine de vurgu yaptığı anlaşılmaktadır.
Osmanlı dönemine tarihlenen şahidelerin kitabelerinde yazılar aracılığıyla ayrıca kişilerin meslekleri ve Osmanlı döneminde Kale-i Tavas`da faaliyet gösteren esnaf grupları hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Kitabelerden öğrenilen meslekler arasında helvacılar, deveciler, kasaplar, berberler, demirciler, değirmenciler, cambazlar, kalaycılar, nalbantlar, çerçiler, şekerciler, kunduracılar, semerciler gibi esnaf grupları yer almaktadır. Kitabelerden öğrenilen bir başka bilgi de sülale isimleridir. Hacışeyhoğulları, Karaosmanoğlu, Serdaroğulları, Hacıhasanlar, Koca Gümüşler, Müftüoğlu, Ocaklar, Salimenler gibi sülale isimleri örnek olarak verilebilir. Kitabelerde geçen sülale isimleri şecere çalışması için önemli veriler sağlamaktadır. Kale-i Tavas Mezarlığı’nda da, Denizli ve civarında yaygın olduğu gibi, tarih genellikle ilk kartuşta yer almaktadır.
Mezarlıkta incelenen son grup ise Cumhuriyet dönemine tarihlenmesine rağmen şekil ve içerik bakımından Osmanlı geleneklerini devam ettiren mezar taşlarıdır. Bu gruba dahil ettiğimiz mezar taşlarında harf inkılabına rağmen Osmanlıca kitabe geleneğinin, fes başlık ve beşibiryerde ya da diğer takı formlarının kullanılmaya devam edildiği görülmektedir. Bu gruba dahil edilen taşlar değişim ve dönüşümün birden olmayıp aşama aşama olduğunu gözler önüne sermektedir. Bu bağlamda Cumhuriyetin ilanından sonra başlayan inkılapların toplum üzerindeki etkisi, değişim ve dönüşümün nasıl gerçekleştiği ve halkın ne oranda buna katılım sağladığını tespit etmek mümkündür. Kale-i Tavas Mezarlığı’nda Latin Alfabesi`nin kullanıldığı en erken tarihli örnek 1932 tarihlidir. Harf Devrimi’nden sonraki dönüşümün Kale-i Tavas’ta zaman aldığı ve Latin Alfabesi ile yazılan ilk kitabelerde acemilikler göze çarpmaktadır. Yeni alfabe ile yazılan ilk kitabelerde kelimelerin birleşik yazıldığı ve bazı kelimelerin kısaltıldığı dikkat çekmektedir. Örneğin oğlu yazmak yerine “O.”, “ruhuna Fatiha” yazmak yerine “R.F.” şeklinde kısaltmalar yapılmıştır. Yeni alfabeden sonra bazı kelimelerin kullanılmadığı da dikkat çekmektedir. Zevcesi kelimesinin yerine karısı, kerimesi yerine ise kızı kelimesi kullanılmıştır. 1960 yılından itibaren sayılarında ciddi bir azalma görülen geleneği devam ettiren taşlar, 1981 yılından itibaren ise artık terk edilmiştir.
Pek çok farklı türde ve tarih aralığında mezar taşının yer aldığı Kale-i Tavas Mezarlığı hem bölgenin hem de Denizli`nin tarihi için önemlidir. Orta Asya`dan itibaren Türk topluluklarının geleneklerini yansıtan bu taşlar bir kültürün halkalarıdır. Mezar taşları bakmasını bilen kişiler için pek çok mesajlar içermektedir. Her kitabe bir zamanlar bu dünya üzerinde yaşamış insanların hayatından kesitler sunmaktadır. Bazısı evlatlarından ayrılmış, bazısı genç yaşta vefat etmiş bu insanların hayatlarından kesitler aktaran mezar taşları, adeta bir kütüphanedeki kitaplar gibi okunmak üzere kabristanı ziyaret eden ya da yanından geçen kişilere ibretlik birçok mesajlar vermektedir.
Referanslar
Bayrakal, S. (2013). Kale-i Tavas Mezarlığı’nda Ön Araştırma, Kaledavaz Sempozyumu Bildirileri (2-3. 04. 2012). Denizli: 100-112; Beyazıt, M. (2016). Kale-i Tavas (Tabae) Kazıları, Geçmişten Günümüze Denizli: 64-77; Beyazıt, M. (2016). Kale-i Tavas Mezarlığı Kazısı (2015)”, XX. Uluslararası Ortaçağ Türk Dönemi Kazıları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu (02-05. 11. 2016) (Bildiri Özeti Kitabı). Sakarya: 103-105; Beyazıt, M., Beyazıt, Y., Gital, B. D., Çelemoğlu, Ş., Atıcı, A., Şen, M. ve Baysal, H. H. (2017). Kale-i Tavas (Tabae Antik Kenti) Örenyeri Kazıları 2016, 39. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu (22-26 Mayıs). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 329-346; Beyazıt M., Beyazıt, Y., Gital, B. D., Çelemoğlu, Ş., Atıcı, A., Baysal ve H. Hüseyin (2018). Kale-i Tavas (Tabae Antik Kenti) Örenyeri ve Kavaklıpınar Mevkii Kale-i Tavas Mezarlığı Kazıları 2017, 40. Kazı Sonuçları Toplantısı (07-11 Mayıs). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 161-178; Beyazıt M., Beyazıt, Y., Gital, B. D., Çelemoğlu, Ş., Atıcı, A., Şen, M. ve Baysal, (2019). Kale-i Tavas (Tabae Antik Kenti) Örenyeri ve Kavaklıpınar Mevkii Kale-i Tavas Mezarlığı Kazıları 2017, 41. Kazı Sonuçları Toplantısı (17-21 Haziran). Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları: 389-402; Beyazıt, M. ve Beyazıt, Y. (2019). Denizli Darıverenli Camii- Medresesi ve Haziresi. Denizli: Denizli Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları.