Restoran olarak kullanılan yüksek ve kemerli taş bina, ilk olarak yerli Rumlar tarafından inşa edildi (1882). Yapılma amacı; bölgede üretilen hububatın, diğer deniz ticareti ve ihracatında kullanılan malların depolanması ve korunması için ambar olarak kullanmaktı ve yıllarca bu amaca hizmet etti. Bina, Rumların o bölgeyi terk etmesiyle atıl kaldı. Metruk bir bina olarak yıllar içinde bakımsızlıktan üst kısmı yıkıldı; iç kısımlarında bölgedeki aşırı rutubetten kaynaklı bozulmalar meydana geldi. Birbirine iç kapılarla bağlantılı dört bölümden oluşan bina, Taşucu Balıkçılık Kooperatifi tarafından satın alındı (1977). Satın almadan hemen sonra kooperatif tarafından yenileme ve tadilat işlemlerinden geçirildi.

Dört bölümden oluşan binanın bir bölümü, Ömer Erdal adlı bir işletmeci tarafından 1978 Mayıs ayında Taşucu Balıkçılık Kooperatifi’nden kiralanarak Denizkızı Restoran adıyla açıldı. Taşucu Balıkçılık Kooperatifi 1990 yılında faaliyetlerine son verdi ve kapandı. Binanın yönetimi, 1992 yılında kurulan Taşucu Eğitim ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı’na geçti. Restoranın hemen bitişiğine bu vakıf tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Arslan Eyce Özel Amfora Müzesi açıldı.

Denizkızı Restoran, klasik bir deniz kıyısı kasabası restoranı olup; o dönem için çok da zengin sayılamayacak bir menü ile hizmet verdi. Açıldığı yıllarda, restoranın müşteri kitlesini o yıllarda daha çok gelen, başını Avrupa ülkelerinin çektiği yabancı turistler ve sosyo-ekonomik açıdan durumu iyi seviyede olan yerli turistler oluşturdu. Son zamanlarda Rus turistlerin artmasıyla müşteri yelpazesine Rus müşteriler de katıldı.

Ömer Erdal, neredeyse 20 yıl işlettiği bu yiyecek-içecek işletmesini 1997 yılında öğrenimini turizm işletmeciliği ve otelcilik alanında tamamlayan oğlu Ersoy Erdal’a devretti. Ersoy Erdal, mesleki tecrübesini, aldığı turizm eğitimiyle birleştirerek müşterilerine hizmet vermeye başladı. Restoran, bu yıllarda karakteristik özelliklerinden ve hizmet kalitesinden ödün vermeden müşterilerin yeni talep ve eğilimlerini dikkate alarak arz-talep analizleri sonucu deniz ürünleri menüsünü genişletti. Var olan ürün yelpazesine Akdeniz mutfağı yemeklerini de ekledi. Ayrıca zeytinyağlı mezeleri ve şaraplı ahtapot gibi ürünler de deniz ürünlerinin arasında yerini aldı. Kırk iki yıllık restoran yıllar içinde yörede eski bir Ramazan Bayramı geleneği olan Mekik tatlısını da menüsünden hiç çıkarmayarak, yöresel bir geleneği yaşatmaya ve misafirlerine ikram etmeye devam etmektedir.

Restoran ilk açılışından günümüze kadar restorandan öte arkadaşların, ailelerin, yabancıların ve yerlilerin buluşma noktası haline gelen ve sosyal yaşamda geniş yer tutan bir mekâna dönüştü. Günümüzde gerek yabancı turist sayısının bölgede azalmasına gerekse ekonomik ve sosyal yaşamdaki değişimlere rağmen ilk günkü kalite anlayışından ödün vermeden müşterilerine hizmet vermeye devam etmektedir.

Kapalı mekân olarak kış aylarında 30 kişiye hizmet verebilen restorana 2001 yılında sadece yaz aylarında açık tutulan, Taşucu Limanı ve Akdeniz manzaralı ve 60 kişi kapasiteli teras bölümü de eklenerek toplam kapasitesi 90 kişiye kadar çıkarıldı.