Çobantepe (Aianteion) ve Kazı Çalışmaları

Arkeolojik Kazı Doğal ve Kültürel Miras Yerleşim Kazısı Antik Kent

Çanakkale Yarımadası eski çağların Troas bölgesini kapsamaktadır. Neolitik Çağ’dan itibaren yarımadada birçok yerleşim yeri kurulmuştur. C. Blegen kazı heyetinin Troya çevresinde yaptığı yüzey araştırmalarında Çoban Tepe olarak geçen yerleşim ilk kez 1934 yılında keşfedilmiştir. 1970’li yılların başında J. M. Cook, Troas bölgesinde kapsamlı bir arkeolojik ve topografik çalışma gerçekleştirmiştir. 1973 yılında yayımlanan bu çalışma; Troas bölgesi çalışmaları için önemli başvuru kaynakları arasındadır. J. M. Cook, merkez ilçe sınırları içindeki kent hakkında bilgiler vermiştir. J. Cook, F. Calvert’in tepeyi Tavollia kenti olarak lokalize ettiğini belirtmektedir. Ancak Tavollia’nın günümüzde Çoban Tepe’nin batısında bulunan Mersin Tepe üzerinde yer aldığı kabul edilmektedir. J. Cook, Aianteion olarak iskeleyi ziyaret etmiş ve Tektop Burnu üzerindeki şehir kalıntılarının Tavollia olabileceğini belirtmiştir. Cook, Aianteion ile ilgili iki belgeden bahsetmektedir. Bunlardan ilki MS III. yüzyıla aittir. MÖ I. yüzyılda yaşamış Tianalı bilge kişi Apollonios’un hayatını yazmış olan Filostratos Apollonios’un gezilerinden birinde Aianteion’da pek çok gemi bulduğunu ve bunlardan birine bindiğini aktarmaktadır. Diğer belge, MÖ IV. yüzyıla aittir. Bu dönemde iktidar için mücadele eden Roma generallerinden Likinius 324’te Krispus’la karşılaşmasından önceki geceyi donanması ile Aianteion’da Karanlık Liman’da geçirmiştir. Kumkale Köyü’ndeki Çoban Tepe, denizin tam kenarındaki Tektop Burnu olarak bilinen doğal bir tepe üzerine kurulmuş yaklaşık 500 metre çapında bir alanı kapsayan bir höyüktür. Tepe, denize bakan kuzey tarafında Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma toptan dolayı Tektop Burnu olarak anılmaktadır. Tektop Burnu üçgen biçimli ve kuzeydoğuya doğru yükselen bir burundur. Şehir bu üçgenin üzerine kuruldu. 1977-79 yıllarında A. Akarca’nın Troas bölgesi arkeolojik yüzey araştırmasında, Kara Menderes Ovası ve Bayramiç taranmış, Neolitik Çağ’dan Demir Çağı sonuna kadarki zaman dilimine ait yerleşimler araştırılmıştır. A. Akarca şehrin topografyasını Karadeniz’deki Amisos’a benzetmiştir. Amisos da yüksek bir burun üzerinde kurulmuştur ve arkaya doğru yerleşim ve mezarlık alanı yer almaktadır. Ancak Amisos Tektop Burnu’ndaki yerleşim ile kıyaslanmayacak kadar büyük boyuttadır. Arazi burundan karaya doğru hafif bir eğimle alçalmakta, sonra genişleyerek yükselmeye başlamaktadır. Mezarlık sürekli yükselen bu alan üzerindedir. Frank Calvert mezarlık alanında kazılar yapmış ve MÖ VI. yüzyıldan Roma Çağı’na kadar çeşitli dönemlere ait mezarlar bulmuştur. Mezar türleri kireçtaşından yapılmış lahitler, etrafı taşla çevrili dikdörtgen çukurlar, küpler ve kiremitten yapılmış dikdörtgen örneklerdir. Kumkale Köyü yolunun üst tarafında küçük bir Tümülüs vardır. Şehrin batısında mezarlık alanı altında, poyrazdan korunan küçük bir limanın mendirekleri su altında seçilmektedir. Buraya büyük olasılıkla yerleşimin mezarlığının önünde olmasından dolayı Mezarönü denilmektedir. Surlar üçgenin eğiminden geçirilmiş olmalıdır. Bugün üzerinde duvar kalıntısı bulunmayan yerleşim ve mezarlık alanı tarla olarak sürüldüğü için yüzeyde seramik parçaları bulunmaktadır. A. Akarca’nın belirttiğine göre hem şehirde hem de mezarlık alanında yüzeyde siyah sırlı Yunan seramiği ile Hellenistik Çağ seramikleri yoğundur. Bu parçalar arasında siyah sırlı içi stampalı veya stampasız tabaklar, ortaları çukur balık tabakları, tuz tabakları ve pelike parçaları bulunmaktadır. Yivli kahverengi bir kantharos, kulplu tencere parçaları, kapaklar ve sivri dipli amforalar da vardır.

A. Akarca, Plinius’un vermiş olduğu “Vaktiyle öbür uçta Rodosluların kurduğu ve Aias’ın mezarının bulunduğu Aianteion vardı” şeklindeki bilgiye ve kıyıdaki kentlerin mesafelerine göre burasının Aianteion kenti olabileceğini belirtmektedir. Aianteion’un yeri belgelerle kesin kanıtlandı. Fakat antik yazarların tarifiyle Çoban Tepe ile bağdaştırmak mümkün olmaktadır. Aianteion’un yerini Plinius Troas şehirlerini Ege kıyılarından kuzeye doğru sayarken: “ Vaktiyle öbür uçta Rodosluların kurduğu ve Aias’ın mezarının bulunduğu Aianteion vardı” şeklinde tarif etmektedir. Plinius, Aianteion’un Sigeion’dan uzaklığını 30 stadion olarak vermiştir. Aianteion’un limanı bugün Tektop Burnu’nun olduğu yerdeki Karanlık Liman denilen koydur. Plinius’a göre MS I. yüzyılda şehir niteliğini kaybetti ve en geç Strabon zamanında komşusu Rhoiteion ile Simpoliteia antlaşması yaparak birleşmiş olmalıdır. Çünkü hem Strabon hem de Pausanias şehre adını veren Aias’ın mezarının Rhoiteion’da olduğunu yazmıştır. Aias’ın mezarına hakkında bir Misialı’dan duyduklarını şu şekilde aktarmıştır: “ Dalgalar mezar tepesini yalayıp aşındırmıştı; bu yüzden mezarın içine girilebilir ve dev cüsseli kahramanın kemikleri görülebilirdi, diz kapağı bir çocuk penthatlon diski büyüklüğündeydi”. Pausanias bundan başka Odisseus’un gemisi fırtınada batınca Aias’ın oylamada kazanamadığını Akhilleus’un silahlarını dalgaların sürükleyip mezarına getirdiğini, Troya’ya yerleşmiş olan Aioller’den yani İlionlu’lardan duyduğu yazmıştır. Birbirine çok yakın olan bu iki şehir belki ilion karşısında birleşmek zorunda kalmıştır. İki şehrin birleşmesinin MÖ 188’den önce olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü bu tarihte Rhoiteion özgürlüğünü yitirmiş ve İlion’a bağlanmıştır. Ancak seramiklere göre yerleşim iki şehirde de sürmüştür.

Dr. Öğr. Üyesi Derya Yılmaz'ın başkanlığındaki bir ekip tarafından 2016- 2017 yılları arasında gerçekleştirilen Neolitik Çağ’dan Demir Çağı Sonuna Kadar Çanakkale İlinin Merkez İlçesi Arkeolojik Yüzey Araştırması kapsamında ziyaret edilmiştir. Tepe üzeri günümüzde tarla olarak kullanıldığı için höyük neredeyse yok olmuştur. Yerleşimde çok az kiremit parçasına karşın oldukça fazla sayıda seramik parçasına rastlanmıştır. Yerleşimde ele geçen seramiklere göre Klasik, Arkaik, Helenistik, Geç Tunç Çağı, Geç Kalkolitik-Troya I’in varlığı belirlendi. Bunların arasında gri renkli hamurlu, astarsız ve perdahsız Gri Minyan kase parçası ve Troya VIII’den paralel örnekleri bilinen G2-3 seramiği, benzeri Kumtepe’de bulunan Plain Simple Ware devetüyü hamurlu astarsız ve perdahsız, kaliteli hamurlu, çark yapımı, iyi pişmiş bir Troya VI A2 tabağı parçası vardır. Kumtepe IA’da paralel örnekleri bilinen koyu yüzlü astarlı ve perdahlı çömlek, üç ayaklı kaplara ait ayak parçaları, kulplar arasında kırmızımsı kahve astarlı ve perdahlı seramik grubunda yuvarlak kesitli üzerinde kabartma boğum bulunan kulp ile siyah astarlı ve perdahlı seramik grubunda bir vazo veya çömleğe ait yuvarlak kesitli kulp, minyatür bir kaba ait kulp yer almaktadır. Troya I’in karakteristik keskin omuzlu, içe dönük ağız kenarlı çanak parçalarından hem devetüyü tonunda astarlı ve perdahlı seramik grubunda hem de siyah astarlı ve perdahlı seramik grubunda bulunmuştur. Çoban Tepe’nin denize bakan en uç kısmında yer alan Tümülüs’ün, kentin ismini aldığı Akalıların komutanı Aias’a adandığı düşünülmektedir. Ayrıca, 1887’de tümülüsü kazan F. Calvert, mezar içinde MÖ V. yüzyıla tarihlenen altın süs eşyaları, bronz bir ayna, patera ve bir alabastron buldu. Şehre adını veren Akhaia kahramanlarından Aias’a dair bilgimiz Strabon, Plinius ve Pasanias’a dayanmaktadır. Strabon, Rhoiteion’da alçak kıyıda Aias’ın mezarı, tapınağı ve heykeli olduğunu belirtti. Ayrıca heykeli, Markus Antonius’un Mısır’a götürdüğünü, Augustus iktidara gelince heykelin iade edildiğini yazmıştır. Pausanias, Aias’ın mezarıyla ilgili bir Misialı’dan duyduklarını aktarmıştır. Dalgaların mezar tepesini aşındırdığını ve mezara girilip dev cüsseli kahramanın kemiklerinin görülebildiğini belirtmektedir. Ayrıca Odisseus’un gemisi fırtınada batınca, Aias’ın oylamada kazanamadığı Akhilleus’un silahlarını dalgaların sürükleyip mezarına getirdiğini, Troya’ya yerleşmiş olan Aiollerden yani İlionlulardan duyduğunu yazmıştır. Seramiklere göre yerleşim Erken Tunç Çağı’ndan Demir Çağı’na kadar sürmüştür. Demir Çağı’nda özellikle MÖ VIII. yüzyıldan MS II. yüzyıla kadar yerleşimin devam ettiği yüzey bulgularına göre söylenebilir. Bunların arasında kuşlu geometrik bir kase parçası ile sarı kili ile bir Bergama tabağı yer almaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Akarca, A. (1978). Troas’da Aşağı Kara Menderes Ovası Çevresindeki Şehirler, Belleten XLII/165: 1-52; Blegen, C.W.; Boulter, C.G.; Caskey, J.L.; Rawson, M. (1958). Troy Settlements VIIa, VIIb and VIII. Cincinnati: Cincinnati university press; Blegen, C.W., Caskey; J.L., Rawson, M. ve Sperling, J. (1950). Troy General Introduction the First and Second Settlements. Cincinnati: Cincinnati University press; Cook, J. (1973). The Troad An Archaeological and Topographical Study, Oxford: Oxford University Press; Sperling, J.W. (1976). Kumtepe in the Troad: Trial Excavation, 1934, Hesperia 45/4: 305-364; Strabon (2012) Antik Anadolu Coğrafyası, Kitap: XII-XIII-XIV (Çev. A. Pekman). İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları; Tombul, T. (2015). Çanakkale Kültür Envanteri, Arkeolojik Yerleşim Alanları ve Sanat Tarihi Yapıları. İstanbul: Zero Prodüksiyon; Yılmaz, D., (2019). Neolitik Çağ’dan Demir Çağı Sonuna Kadar Çanakkale İli Merkez İlçesi Arkeolojik Yüzey Araştırması, 2016-2018, Kuzey Troas’ta Yeni Araştırmalar Neolitik Çağ’dan Demir Çağı Sonuna Kadar Çanakkale Merkez Yüzey Araştırması, D. Yılmaz (Editör). İstanbul: Ege Yayınları: 1-127.