Cadılar Bayramı
ETKİNLİK Festival Bayram Dinsel ve Kültürel Ritüel Dinsel Ritüel
-
2025
Cadılar Bayramı’nın tarihsel kökeni Keltlerin Samhain (diğer adlarıyla Saman, Samain, Semuin, Samhuirm) ritüellerine dayanmaktadır. Samhain hem tarımsal hem de pastoral döngülerin simgesi olmuş, yeni yılın başlangıcı ve ölülerle temas edilen bir gün olarak kabul edilmiştir. Roma hâkimiyeti ve Hıristiyanlık etkisiyle bu ritüeller dönüşüme uğramış, cadılar, ruhlar, cinler ve kötücül güçlerle ilişkilendirilen inanç biçimlerine evrilmiştir.
MÖ II. yüzyılda Kelt inanç sistemine göre, “Ölüler Efendisi” o yıl ölen tüm insanların ruhlarını bir araya toplar ve bu ruhlara ailelerini kısa süreliğine ziyaret etme hakkı tanırdı. Ruhların insanlara çeşitli oyunlar oynayarak şakalar yaptıklarına inanılır, Druidler ise onları kurbanlar sunarak yatıştırmaya çalışırlardı.
Samhain’in bir hasat festivali olduğunu ve Eski Mısır ile Babil’deki benzer hasat törenlerinden etkilendiğini savunanlar olduğu gibi, bunun aslında sürülerin kışlık ahırlara geri getirildiği bir pastoral bayram niteliği taşıdığını düşünenler de vardır. Samhain, mevsimsel bir hasat ya da hayvancılık şenliği olduğu kadar Keltlerin yeni yıl başlangıcı ve atalar kültünü içeren bir ölüm günü olarak da kabul edilirdi. “Yazın sonu” anlamına da gelen Samhain, “ölülerin efendisi” olarak bilinir ve ona adanan kurbanlar arasında Druid rahipler tarafından gerçekleştirilen insan kurbanları da bulunurdu. Romalıların MS 61’de insan kurbanlarını yasaklamasının ardından, bu uygulamanın Avrupa’daki bir kalıntısı olarak suçlular ya da esirler yerine siyah kediler sepetlerde yakılmaya başlanmıştı. Samhain gecesinin, ölülerin ruhlarının yeryüzüne dönerek eski evlerini ziyaret ettikleri bir zaman olduğuna inanılırdı. Bunun yanında, cadılar ile daha yaramaz, kötücül ya da şehvetli niyetler taşıyan cinlerin de ortalıkta dolaştığı düşünülürdü. Bu varlıkları korkutmak ve uzak tutmak amacıyla ateşler yakılır, arındırıcı alevlerle kötülüklerden korunmaya çalışılırdı. Ölüler, ruhlar, sefahat ve kötülükle ilgili bu inançlar, günümüzdeki Cadılar Bayramı kutlamalarında da kendini göstermeye devam etmektedir.
Orta Çağ Avrupa’sında da bu inanç biçimi sürmüş, kara kedilerin cadı kılığına bürünmüş varlıklar olduğu düşüncesiyle ritüel kurban uygulamaları yaygınlaşmıştır. IX. yüzyılda Papa IV. Gregory, Cadılar Bayramı’nı kilise takvimine dâhil etmiş ve bu günü çok sayıdaki şehit ile sonrasında azizlerin ortak biçimde anılacağı bir zaman dilimi olarak ilan etmiştir. XV. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Cadılar Bayramı, kutsanmamış ruhların bir araya geldiği dönem olarak kabul edilmiştir. Bu dönemde cadıların süpürgelerle uçtuğuna, onlara kara kedilerin eşlik ettiğine ve “Karanlıklar Prensi”nin azizlere atfedilen yortuyu kutsallıktan uzak ayinlerle alaya aldığına inanılmıştır. Söz konusu inançlar, Amerika’daki sömürge döneminde de etkisini sürdürmüş ve 1692’de Massachusetts eyaletinin Salem kasabasında gerçekleşen cadı yargılamalarıyla somut bir karşılık bulmuştur. Cadılar Bayramı’na özgü halk gelenekleri ise 18. yüzyıl boyunca İrlanda, İskoçya, Galler ve İngiltere’nin bazı bölgelerinde yaşamaya devam etmiş, özellikle kırsal alanlarda 31 Ekim gecesi gerçekleştirilen şaka ve yaramazlıklar yaygın bir uygulama olarak varlığını korumuştur.
XVIII. yüzyılda İskoç Yaylaları ve Perthshire bölgesinde, her aile iyi bir hasat elde edebilmek amacıyla fundalık, süpürge otu, keten ya da eğrelti otundan yapılmış meşaleler taşıyarak tarlaları ve köyleri dolaşırdı. Katılımcılar, güneşin izlediği yön olan doğudan batıya doğru tarlaların çevresinde yürürlerdi. Daha sonra tüm meşaleler bir araya getirilerek büyük bir şenlik ateşi yakılırdı. Her birey ateşe bir taş bırakır, ardından taşların üzeri külle örtülürdü. Ertesi sabah herkes kendi taşını bulmaya çalışırdı. Eğer taş yerinden oynamış, zarar görmüş ya da yakınında bir ayak izi belirmişse, bu durum o yıl içinde yaklaşan ölümün habercisi olarak kabul edilirdi. İngiltere’de ise Hıristiyanlık öncesi dönemlerde kötü ruhları uzaklaştırmak amacıyla şenlik ateşleri yakmak geleneksel bir uygulamaydı. Yakın zamanlara kadar erkekler bu ateşlerin çevresinde toplanır, saman demetleriyle sarılıp yakılmış dirgenleri sallayarak cadıları kovmaya çalışırlardı. Derbyshire bölgesinde ise All Souls arifesinde saman meşaleleri saman yığınlarının etrafında dolaştırılır, bunun ruhlara Araf’tan geçerken yol göstereceğine inanılırdı.
Cadılar Bayramı, İrlandalı ve İskoç göçmenler aracılığıyla Amerika’ya ulaşmıştır. Amerika Birleşik Devletleri’nde Cadılar Bayramı’nın geniş çapta kutlanmaya başlanması oldukça geç bir döneme rastlamaktadır. Erken dönem göçmenlerin büyük çoğunluğu Protestan olduğundan, bu geleneğe katılmamışlardır. Kolonileşmenin ilk safhalarında Cadılar Bayramı’na dair uygulamalar yalnızca bazı bölgelerde görülmüş, yaygınlık kazanmamıştır. Ancak 1840’larda gerçekleşen yoğun İrlanda göçü ile birlikte, hem dinî yönleri hem de folklorik ögeleriyle Cadılar Bayramı Amerika’ya taşınmıştır. Bu kapsamda oyunlar, kehanet ritüelleri, eğlenceler ve özellikle çocukların maske ve kostüm giyerek “trick-or-treat” geleneğini sürdürmeleri dikkat çekmiştir. Yüzyılın sonlarına doğru Cadılar Bayramı ülke genelinde kutlanan bir etkinlik hâline gelmiştir. 20. yüzyılda ise bu kutlamalar kimi zaman mala zarar verme ve vandalizmle sonuçlanmıştır. Bunun önüne geçmek amacıyla yerel esnaflar, sivil toplum kuruluşları ve okul aile birlikleri tarafından organize edilen toplumsal Cadılar Bayramı festivalleri düzenlenmiş ve yaygın vandalizm önemli ölçüde engellenmiştir. Cadılar, büyü ve falcılık gibi halk inanışlarının canlılığı zaman içinde azalsa da, bu durum çocukların bayrama olan ilgisini etkilememiştir. Günümüzde hâlâ çocuklar evlerin kapılarını çalarak “Trick-or-Treat” sözleriyle şeker toplamaya devam etmektedir. Balkabağı fenerleri ve “guising” gibi Cadılar Bayramı simgeleri de Samhain devriminden günümüze adapte edilmiş bir mirastır.
Günümüz Amerikan Noel kutlamalarında yetişkinler Noel Baba kostümü giyer ve çocukları, dayanıklı tüketim mallarından oluşan ödüllerin verilmeyeceği tehdidiyle uslu davranmaya yönlendirirler. Buna karşılık günümüz Cadılar Bayramı kutlamalarında Amerikan çocukları, çoğunlukla “kötücül” varlıkların kostümlerine bürünerek, mülk tahribatı tehdidi eşliğinde yetişkinlerden dayanıksız tüketim malları niteliğindeki şeker ve ikramları elde etmeye çalışırlar. Noel ritüellerinde geniş aile, dinsel bir odak etrafında toplanarak sağlıklı yiyeceklerden oluşan bir şölen için bir günlüğüne bir araya gelirken, Cadılar Bayramı ritüellerinde çocuklar ev ve aileden ayrılarak diğer çocuklarla birleşir, tamamen dinî olmayan bir atmosferde şaka ve oyunlarla sağlıksız tatlıları elde etmek için sokaklara çıkarlar. Öte yandan günümüzde bazı pagan topluluklar Samhain’i hâlâ kutlamakta, ölülerle bağ kurma, meditasyon, kehanet ve doğa ritüelleri gibi pratikler sürdürülmektedir.
Dinsel köklerinden büyük ölçüde kopmuş olan bu bayram, artık daha çok tüketim kültürü, eğlence endüstrisi ve toplumsal kimlik performansları ile ilişkilendirilmektedir. Özellikle medya ve pazarlama sektörü, Cadılar Bayramı’nı sezonluk ürünler, filmler ve etkinlikler için önemli bir ekonomik fırsat olarak değerlendirmektedir. Cadılar Bayramı günümüzde hem çocuklar hem de yetişkinler için korku, eğlence ve toplumsal katılımı bir araya getiren tüketim kültürünün de güçlü bir yansıması olan küresel bir kutlama niteliği taşımaktadır. Cadılar Bayramı salt bir mevsimsel kutlama olmanın ötesinde tüketim kültürü, kimliklerin sahnelenmesi, toplumsal normların yeniden yorumlanması ve sembolik rollerin tersine çevrilmesi bağlamında ele alınması gereken çok yönlü bir toplumsal olgudur.
Referanslar
Belk, R. W. (1990). Halloween: An Evolving American Consumption Ritual, Advances in Consumer Research, 17(1): 508-517; Clark, C. D. (2019). All Together Now: American Holiday Symbolism Among Children and Adults. Rutgers University Press. https://doi.org/10.2307/j.ctvnjbhbj; Fraiberg, L. ve Fraiberg, S. (1950). Hallowe’en: Ritual and Myth In A Children’s Holiday, American Imago, 7(3): 289-328; Levinson, S., Mack, S., Reinhardt, D., Suarez, H. ve Yeh, G. (1992). Halloween As A Consumption Experience, Advances in Consumer Research, 19(1): 219-228.