Tarih öncesi geçmişi Paleolitik Çağ’a kadar uzanan Burdur şehrinde yer almaktadır. 1957 ve 1960 yılları arasında yapılan Hacılar Höyük kazısı, bölgenin zengin prehistorik ve klasik çağlar arkeolojisine sahip olduğunu kanıtladı ve tüm dünyanın ilgisini Burdur’a çekti. Bu süreçte, şehrin sakinleri tarafından müze kurma girişimleri başlatıldı ve Burdur Müzesi kuruldu (1963). 1969 yılında ziyarete açılan müze, yerleşim yeri ve sergileme alanları yetersiz görüldüğü için 1992 yılında genişletildi. Günün gereksinimine uygun teşhir salonları ve eski eser depolarının yapımı ise dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay tarafından 09. 06. 2001 tarihinde başlatıldı. Altı yıl süren bu yenileme çalışmalarından sonra Burdur Müzesi dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç tarafından ziyarete açıldı (2006).

Burdur Müzesi, taşınır kültür varlıkları sayısı açısından oldukça zengin bir müzedir. Müsadere, bağış ve satın alma yoluyla edinilen yaklaşık 60 bin eserin bulunduğu müze, üç bölümden oluşmaktadır. Bahçe (Açık Teşhir) Alanı olan birinci bölüm; Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait mezar steli, lahit, pithos, büst, heykel, vaftiz havuzu, yazıtlı ve kabartmalı eser, mimari parça ile Bulguroğlu (Pirgulzade) Medresesi’nden oluşmaktadır. Heykel Salonu olan ikinci bölüm; Sagalassos, Kibyra ve Kremna Antik Kentlerindeki arkeolojik kazı çalışmalarında tespit edilmiş heykeller ve kabartmalı frizlerden oluşmaktadır. Bu kapsamda Sagalassos’dan edinilen eserler: Hadrianus, Marcus Aurelius, Apollon, Poseidon, Aphrodithe, Hera Ephesia, Tykhe, Nike, Dionysos, Nemesis, Asklepios, Kronis, Satyr heykelleri ile otothek, sunak ve ölü gömme kültüne ait bilgilendirme panolarıdır. Kibyra’dan getirilen eserler, bir film şeridi gibi yan yana sergilenmiş gladyatör frizleri, av sahnelerinin betimlendiği MS II. yüzyıla ait diğer frizler ile silahşor giyimli başsız bir heykeldir. Kremna’dan ise Aphrodithe, Leton, Asklepios, Nemesis, Herakles, Büyük Athena, Küçük Athena, Apollon, Hygia ve giyimli bir kadın olmak üzere tanrı ve tanrıça heykelleri sergilenmektedir. Küçük Eserler Salonu olan üçüncü bölüm ise Neolitik ve Erken Kalkolitik’e ait buluntular ile Eski Tunç Çağı buluntuların yer aldığı bölümdür. Müzedeki bu eserlerin sergilenmesinde kronolojik sıralamaya dikkat edilmektedir. Bu kronolojik sıralama, Hacılar ve Kuruçay Höyüğü’ndeki arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmış eserler, Roma ve Bizans dönemlerine ait boyalı ve boyasız seramik kap, rithon kap, bronz taş balta, sikke, yüzük, süs eşyası, makyaj malzemesi, damga ve silindir mühür, Tanrı ve Tanrıça tasvirli metal figürünler şeklindedir.