Bizans Dönemi Metal Aydınlatma Gereçleri

DOĞAL VE KÜLTÜREL MİRAS Arkeoloji Zanaat

Ateşin keşfi ve kontrol altına alınması, insanlığın temel ihtiyaçlarından biri olan aydınlanmanın sağlanmasına olanak tanımıştır. Tarih boyunca, bu ihtiyaca yönelik kullanılan gereçler, ekonomik nedenler, estetik tercihler ve kültürel değişimler doğrultusunda çeşitli formlarda ve farklı malzemelerle üretilmiştir.  Antik Yunan ve Roma dönemlerinde olduğu gibi Bizans döneminde de aydınlatma gereçlerinin yaygın olarak kullanıldığı, kazı buluntuları ve koleksiyonlar aracılığıyla anlaşılmaktadır. Aydınlatma gereçleri, yapıldıkları malzeme açısından pişmiş toprak, cam ve metal olmak üzere üç ana kategoride değerlendirilmektedir. Ayrıca, mermer ve taş malzemeden üretilen örnekler de bulunmaktadır. Müze koleksiyonları, kazı buluntuları ve literatürde önemli bir yer tutan bu aydınlatma gereçlerinin metalden yapılan türleri, kendi içinde işlev ve formlarına göre çeşitli alt başlıklara ayrılmaktadır.  Bunlar; metal kandiller, kandelabrum (Kandil ayağı), polykandilionlar (Çoklu kandil) ve kandil askılıklarıdır. Kandelabrum, polykandilion ve kandil askılıkları tek başına bir aydınlatma aracı olmasa da aydınlatma gereçleri arasında değerlendirilmesi gereken önemli eserlerdendir. Söz konusu aydınlatma gereçleri, Bizans döneminde hem konutların ve dini yapıların aydınlatılmasında hem de çeşitli ritüellerde kullanılmıştır. Metalden üretilen aydınlatma gereçleri, çoğunluğu bronzdan olmak üzere, pirinçten (Bakır ve çinko alaşımı), gümüşten ve altından üretilmiştir. 

Metal kandiller, çeşitli alanlarda yaygın olarak kullanılan taşınabilir aydınlatma gereçleri arasındadır. Aydınlatmayı sağlamak için içlerine konulan yağ ve bu yağı ateşleyen fitil kullanılmaktadır. Bizans döneminde kandillerde zeytinyağı, susam yağı ve balık yağı gibi çeşitli yağlar tercih edilmiştir. Fitillerin ise keten, kenevir ya da yünden üretildiği bilinmektedir. Kandiller, yağ haznesine göre açık ve kapalı olmak üzere iki formda bulunur. Kapalı hazneye sahip kandillerde kulp, yağ haznesi kapağı ve fitil için burun bulunur. Gövdeleri yuvarlak veya armut şeklinde olabilir ve burun sayısı değişiklik gösterebilir. Kapalı kandiller, kaidelerinde bulunan iç bükey delik sayesinde bir kandil ayağı üzerine oturtularak kullanılabilirken, bazıları ise üzerlerinde bulunan halkalar vasıtasıyla asılarak da kullanılabilmektedir. Bizans dönemine ait bu tarzda kandillerin kulplarında çeşitli hayvan tasvirleri, mitolojik varlıklar, haç ve bitkisel motifler süsleme amaçlı olarak kullanılmıştır. Üretimleri, önceden hazırlanmış kalıplara eriyik haldeki metalin dökülmesi suretiyle gerçekleştirilmiştir. Kapalı formdaki kandillere ait örnekler, Türkiye'deki birçok müzede yer almakta olup, yurtdışındaki müze ve özel koleksiyonlarda da bulunmaktadır. Açık yağ haznesine sahip kandiller genellikle kap veya kadeh formunda üretilir. Bu tür kandiller, kaide üzerine oturan yarım daire biçiminde açık ağızlı bir gövdeden oluşur. Aydınlatma, içine yağ ve fitil yerleştirilen harici bir cam kandil kullanılarak sağlanır. Üretim ve süsleme süreçlerinde çekiçle dövme ve sivri uçlu aletlerle kazıma ve kesme tekniklerinin uygulandığı bilinmektedir. Bu kandillerin en önemli örnekleri 1963 yılında Kumluca’nın Hacıveliler Mahallesi'nde kaçak kazı sonucunda bulunan Sion/Korydalla Hazinesi’ne ait gümüşten üretilmiş kandillerdir. Kandillerin bazıları Antalya Müze’sinde sergilenmekteyken bazıları Washington Dumbarton Oaks Koleksiyonu’ndadır. Bu eserler gümüşten üretilmiştir. 

Kandelabrumlar, Türkiye'deki ve yurtdışındaki müzelerde ve özel koleksiyonlarda parça veya bütün halinde görülebilmektedir. Bu aydınlatma gereçleri kandillerin oturulması amacıyla tasarlanmıştır. Bazı örnekler sütun formunda yapılmış olup, kaide, gövde ve kandilin oturduğu sütun başlığı olmak üzere üç ayrı parçadan oluşmaktadır. Bu tür örneklere kazı buluntularında ve Sion/Korydalla Hazinesi’nde rastlanmaktadır. Çekiçle dövme ve kazıma tekniği ile üretilen bu eserlerin Sion/Korydalla Hazinesi’ne ait örnekleri şu an Washington Dumbarton Oaks Koleksiyonu’nda bulunmakta olup gümüşten üretilmişlerdir. Bazı kandelabrumlar üç ayaklı bir kaideye, ince bir gövdeye ve gövdenin ucunda bir diske sahiptir. Diskin üzerinde kapalı formda kandillerin oturtulmasını sağlayan sivri bir uç bulunmaktadır. Bu kandelabrumlar ile kandiller istenilen yere kolayca taşınabilmiş ve üst kısımdaki diskler sayesinde kandilin içerisindeki yağın zemine dökülmesi önlenmiştir. 

Polykandilionlar, birden fazla cam veya bronz kandilin birlikte kullanılmasını sağlayan çoklu kandillerdir. İşlevsel olarak günümüzde kullanılan şamdanlarla benzer amaçlara hizmet etmektedirler. Polykandilionlar sayesinde tek bir eser ile daha fazla ışık kaynağı sağlanmıştır. Bizans döneminde dairesel, haç ve dikdörtgen formunda üretilen bu çoklu kandiller levha şeklinde olup, üzerlerinde kesme (ajur) tekniğiyle oluşturulmuş dairesel kandil yuvaları bulunmaktadır. Bu kandil yuvalarına, çaplarına uygun şekilde ayarlanmış cam kandiller yerleştirilmektedir. Levhanın üzerindeki halkalar sayesinde zincirlerle yapıların tonozlarından ya da kubbelerinden sarkıtılarak kullanılabilmektedir. Kazılarda ve müze koleksiyonlarında bulunan bu aydınlatma gereçlerinin çeşitli formlarda üretilmiş örnekleri, Sion/Korydalla Hazinesi’nde yer almaktadır. Hazinede bulunan 12 polykandilionun üçü haç formunda, üçü dairesel formda ve altısı dikdörtgen formdadır ve hepsi gümüşten üretilmiştir. Haç formundaki örneklerin üzerinde 12 kandil yuvası olup, merkezde bağışlayan kişinin monogramı ve yazıt bulunmaktadır. Bu benzer üç eserden biri Washington Dumbarton Oaks Koleksiyonu’nda, diğer ikisi ise Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir. Dairesel formdaki polykandilionlarda toplam 16 adet kandil yuvası vardır. Levhanın merkezinde bir haç ve haçın her bir koluna yerleştirilen dört kandil yuvası bulunmaktadır ve bu yuvalar yunus motifleri ve monogramlarla çevrilidir. Eserin ağız kısımlarında ise 12 kandil yuvası palmet ve haç motifleriyle çevrelenmiştir. Bu üç eserin de biri Washington Dumbarton Oaks Koleksiyonu’nda, diğer ikisi ise Antalya Müzesi’nde sergilenmektedir. Altı adet dikdörtgen formunda polykandilionun ise biri bütün halinde beşi parça halinde günümüze gelmiştir. Bütün halinde olan eser Washington Dumbarton Oaks Koleksiyonu’nda parça halinde olan örnekler ise Antalya Müzesi ve Dumbarton Oaks Koleksiyon’u arasında dağılmıştır. Bu örnekler süsleme açısından çeşitlilik göstermektedir. Üzerlerinde bulunan kandil yuvaları ise 12 ila 14 arasında değişkenlik göstermektedir. Haç formunda ve dairesel formda olan örnekler gibi bu polykandilionların da üzeri ajur (kesme) tekniğinde yapılmış yunus, haç, palmet ve kalp motifleri ile süslenmiştir. Sion/Korydalla Hazinesi’ne ait örnekler dışında, diğer yurtdışı ve Türkiye müzelerinde de bulunan polykandilionlar, Bizans döneminde özellikle kilise ve manastır gibi büyük mekanların aydınlatılmasında önemli bir yere sahiptir. 

Bizans döneminin önemli bir parçası olan aydınlatma gereçleri, yapıların içerisini aydınlatmasının yanı sıra ışığın Bizans dünyasında bizzat İsa’nın mekan içerisindeki varlığı ve inananları kilisenin içerisinde dini bir atmosferin içerisinde hissetmesini sağlaması açısından hep vazgeçilmez birer obje olarak görülmüşlerdir.

Referanslar

Acara M. ve Olcay B. Y. (1998). Bizans Döneminde Aydınlatma Düzeni ve Demre Aziz Nikolaos Kilisesi”nde Kullanılan Aydınlatma Gereçleri, Adalya II: 249-266; Arı, A. (2024). Erken Bizans Dönemi’nde Grifon Kulplu Kandiller ve Antalya Müzesi’nden Bilinmeyen Bir Örnek, Ortaçağ Araştırmaları Dergisi, 7(2): 317-341; Bouras L. ve Parani M. G. (2008). Lighting in Early Byzantium. Washington, DC: Dumbarton Oaks Research Library and Collection; Bouras, L. (1982). Byzantine Lighting Devices, Jahrbuch der Österreichischen Byzantinistik, 32(3): 479-491; Demirel-Gökalp, Z. (2002). Bizans Dönemine Ait Bronz Kandiller ve Bir Tipoloji Önerisi, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 3: 173-200.