Birahane

Yeme-İçme İşletmesi

Genel olarak yalnızca bira içilen bunun yanında kimi zaman soğuk ve sıcak aperatif yiyecekler yenilebilen yer olarak açıklanmaktadır. Birahane kelimesi, İtalyanca birra kelimesi ile hane kelimesinin bir araya gelmesinden oluşmaktadır.

1688 yılında Şanlı Devrim olarak isimlendirilen Hollanda’nın İngiltere’yi istilasından sonra ülkeye getirilen cin, oldukça popüler bir alkollü içecek olarak ortaya çıktı. Bu süreçten sonra ülkede sayıları bir anda artan cin dükkanları bira üreticilerinin sayısını aştı. 1740 tarihi itibari ile İngiltere’de 15 bin alkollü içki işletmesinin yarısından fazlası cin dükkanları idi. Ancak bu dükkanların sayısının artması toplumda sarhoşluğun ve kanunsuzluğun artmasına ve netice itibari ile işçi sınıfının düzeninin bozulmasına neden oldu. Bu nedenle hükümet 1736 yılında cin yasası adında bir vergilerin yükseltildiği ve denetlemelerin getirildiği bir kanun çıkardı ancak bu kanun kademeli olarak ve 1742 yılında ise tamamen kaldırıldı. Cin alkollü içeceği biraya göre hem üretimi daha ucuz hem de daha yüksek alkollü ve sarhoşluk etkisi yaratan bir içecekti.

Bu nedenle, hükümet sarhoşluğun azaltılması amacıyla 1836 yılında birahane yasası adıyla bir kanun çıkardı. Bu yasa bira üretimine ve bira satışına ilişkin düzenlemeleri serbest bırakan İngiltere Parlamentosu yasasıydı ve tarihte bilinen ilk birahaneler bu yasa ile açılmaya başlandı. Bu yasa ile birlikte yerel halk evlerinde ve dükkanlarında bir üretmeye ve aynı zamanda satışını yapabilmeye başladı. Bu yasanın çıkarılmasındaki bir diğer amaç, bira üreticileri arasındaki rekabeti artırmak, fiyatları düşürmek ve insanları güçlü alkollü içecekler yerine bira içmeye teşvik etmekti.

Birahane yasası ile birlikte kişilere iki farklı lisans türü verilmekteydi. Hem bira üretimi hem de satışının yapılmasına izin verilen ve tam lisans olarak adlandırılan lisans türüne sahip işletmeler pub olarak adlandırılmaktaydı. Birahaneler ise, yalnızca bira satışı yapılmasına izin verilen lisans türüne sahip işletme olarak bilinmekteydi. Birahaneler çalışma saati bakımında pub’lara göre daha dezavantajlı durumda idi. Pub’lar gece yarısında kadar açık kalabilmesine karşın birahaneler en geç 22.00’da kapanmak zorunluluğu bulunmaktaydı. Bu yasanın çıkarılmasının ardından ilk yıl 400 birahane açıldı. Takip eden sekiz yıl içerisinde ise bu rakam 46000’e ulaştı.

İlk birahaneler yerel halk tarafından kanun gereği alınan izinler neticesinde açılmaya başlandı ve genelde kişilerin sürekli yaşadıkları evlerden oluştuğu için dekorasyonunda koyu renk ahşap masalar, sandalyeler, koltuklar, kitaplıklar, şömine vb. bulunurdu. İlk yıllarda açılan birahaneler genelde bir evin bir ya da iki odasından oluşmaktaydı.