Bergama Antik Kenti
Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent UNESCO Dünya Miras Alanı
-
2020
Pek çok eseri bünyesinde barındıran ve günümüzde uluslararası bir üne sahip olan Bergama (Pergamon) antik kenti, döneminin en önemli uygarlık merkezlerinden biri olarak gösterilmektedir. Kent, Antik Çağ’da Misya bölgesi olarak bilinen, bugün ise İzmir il sınırları içinde kalan Bakırçay Havzası’nda, Bergama ilçesinde yer almaktadır. İlk yapılaşmaların, Makedonya Kralı Büyük İskender’e bağlı şehirlerden biri olarak MÖ 334 yılında meydana getirildiği bilinmekle birlikte, kentin resmi kuruluş tarihi MÖ 283 (Kral Philetairos) olarak kabul edilmektedir. MÖ 283-MÖ 133 yılları arası 150 yıllık süreçte Helenistik dönemin en önemli merkezlerinden biri haline gelen ve krallık olarak yönetilen kent, sonrasında Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyetine geçerek Asya Eyaleti Başkenti olmuştur. Bünyesinde yer alan eserlerin önemli bir kısmı Helenistik ve Roma İmparatorluğu dönemlerinde inşa edilen kentin ilk yerleşim alanı, yerel halkça Bergama Kalesi olarak anılan Akropol olmuş, sonrasında Kızılavlu ve Asklepion gibi eserlerin eklenmesiyle de genişleyen bir yapılaşma oluşmuştur.
Bergama antik kenti, bu topraklarda hüküm süren uygarlıklar, kültürleri ve bu kültürlerin bıraktığı çok önemli tarihi eserler ile anılmaktadır. Antik kentin beş asra yayılan oluşumunda, Akropol’de yer alan eserler incelendiğinde; Athena Tapınağı, Traianaus Tapınağı, Dionysos Tapınağı, Heroon Tapınma Alanı, Yukarı Agora ve 10 bin kişi kapasiteli Antik Tiyatro gibi önemli yapıtlarla birlikte dünyaca üne sahip olan ve bugün kenti ziyaret edenlerin özellikle ilgisini çeken değerler, Zeus Sunağı ve Antik Bergama Kütüphanesi’dir.
Akropol’de yer alan ve 1800’li yılların sonunda Padişah II. Abdülhamit ile yapılan bir antlaşma ile büyük kısmı Berlin’e (Almanya) götürülen Zeus Sunağı, Kral II. Eumenos (MÖ 197-159) döneminde inşa edilmiştir. Sunağın yapılış amacı dönemin önemli medeniyetlerinden olan Galatlar’a karşı kazanılan zaferleri simgelemek ve baş tanrı Zeus ile onun kızı olan savaş ve akıl tanrıçası Athena’yı onurlandırmaktır. Bir tapınma alanı olan Zeus Sunağı, tanrılar ile devler arasındaki mücadeleyi resmeden eşsiz kabartmalarıyla yapıldığı dönemin en önemli sanat eserlerinden biri olarak değerlendirilmektedir.
Akropol’deki bir başka önemli eser, Antik Bergama Kütüphanesi’dir. Pergamon Kraliyet Kütüphanesi olarak da anılan eser, II. Eumenos döneminde (MÖ II. yüzyıl) oluşturulmuş ve İskenderiye Kütüphanesi ile birlikte döneminin en önemli kütüphanesinden biriydi. Günümüzde kalıntıların kazı çalışmaları hala devam etmekle birlikte, Antik Bergama Kütüphanesi’nin ününü ortaya koyan durum, fiziksel varlığından çok içeriği olmuştur. Mısır Krallığı’na bağlı İskenderiye Kütüphanesi ile ortaya çıkan rekabet sonucu Mısır’da üretilen papirüs kâğıdının dışarıya satışının yasaklanması ile başlayan öyküde, Krates isimli sanatçının keçi derisinden yaptığı kâğıdın beğenilmesiyle dönemin bilim dünyasına damga vuracak olan Bergama Kâğıdı (Pergaminae Chartea) ortaya çıkarıldı. Bugün parşömen olarak anılan Bergama Kâğıdı’nın icadıyla Antik Bergama Kütüphanesi’nin 200 bin tomarlık büyük mirası oluştu ve Bergama Krallığı’nı döneminin en önemli sanat ve edebiyat merkezlerinden biri haline getirdi.
Ziyaretçilerin ilgisini çeken bir başka eser, Akropol yerleşiminden bağımsız olarak bugünkü Bergama kent merkezinin batısında yer alan ve dünyanın ilk büyük hastanesi olan Asklepion’dur. Yunan Sağlık Tanrısı Asklepios adına MÖ IV. yüzyılda kurulan, döneminde kapısına ölüler giremez yazılan örenyeri, özellikle Roma İmparatorluğu döneminde (MS II. yüzyıl) yapılan ekleme ve yerleşimlerle gelişmiş ve günümüze kadar korunmuştur. İçinde 3.500 kişilik amfi tiyatronun da yer aldığı merkez, dünyanın ilk psikoterapi uygulamalarına şahitlik etmiştir. Su, çamur, müzik, tiyatro ve afyonla yapılan uygulamalar ile özellikle ruhsal hastalıkların tedavisi gerçekleştirilen Asklepion, dönemin en önemli hastane ve tapınaklarından biri olmuştur.
Bergama antik kentinin turistik çekiciliklerinden bir diğeri olan Kızılavlu (Serapis Tapınağı), antik kentin aşağısında, bugünkü şehir merkezine yakın bir bölgede yer almaktadır. Mısır tanrıları için Roma İmparatoru Hadrian döneminde (MS II. yüzyıl) inşa edilen tapınak, dönemin en büyük yapılarındandır. Yapımında kırmızı tuğlaların kullanılması sebebiyle halk tarafından Kızılavlu ismi verilen tapınak, Bizans döneminde kilise olarak kullanılmıştır ve Hıristiyanlığın yedi kilisesinden biri olarak kabul edilmektedir.
Bergama antik kentinin; yukarıda bahsi geçen ve Helenistik, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu gibi dönemleri kapsayan eşsiz tarihi ve kültürel varlığı ve tüm şehre genişleyen korunmuş yapısı ile büyük bir miras olduğu anlaşılmış ve 2014 yılında gerçekleştirilen Dünya Miras Komitesi Toplantısı’nda (Katar, Doha) Çok Katmanlı kültürel Peyzaj Alanı olarak UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girerek koruma altına alınmıştır. Türkiye’deki 18 miras alanından biri olan Bergama antik Kenti, 2019 yılında 300 bin ’in üzerinde yabancı ziyaretçi ağırlayarak ülkenin talep yaratan değerlerinden biri olmaya devam etmektedir.
Referanslar
Bayrakdar, B., Kucak, B., Karabulut, I., Ege, İ. ve Öcal, M. (2017). Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında Bergama Zeus Sunağı’nın Berlin’e Götürülüşü Hakkında Bazı Düşünceler; Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, 17(34); ÇEKÜL Vakfı (2017). Geçmişten Geleceğe Yerel Kimlik. İçinde: Tarihi Kentler Birliği Bölge Toplantısı: Kültürel Mirasın İzinde, Sayı: 2017; İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2019). 2019 Yılı İstatistikleri, https://izmir.ktb.gov.tr/TR-230633/2019-yili-istatistikleri.html, (Erişim tarihi: 03.06.2020); Taşkın, S. (2018). Zeus Sunağı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 36(1-2); Üreten, H. (2008). Antikçağ Anadolu’sunda Bir Kültür Merkezi Pergamon-Kraliyet-Kütüphanesi. Türk Kütüphaneciliği, 22(4): 435-450.
Ayrıntılı bilgi için bakınız
Güngör, Y. (2005). Bergama Belleten 14: Bergama Krallık Kültü. Bergama: Bergama Kültür ve Sanat Vakfı.