Antiocheia ad Cragum

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent

Antalya kentinin en doğusunda yer alan Gazipaşa ilçesinde bulunan ve merkezin yaklaşık 20 kilometre güneydoğusunda, Güney Köyü'nün sınırları içinde yer almaktadır. Tam olarak Toros Dağ silsilesinde yer alan ve antik dönemde Kragos Dağları olarak adlandırılan dağlık bölgelerde yer alan Antiocheia ad Cragum, hem Akdeniz’e dik bir açı ile uzanması hem de bu dağlık alanın korunaklı yapısından ötürü, özellikle Helenistik dönemde komşu kentleri ve ticaret gemilerini yağmalayan Kilikialı korsanların sığındıkları bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Antiocheia ad Cragum’un bir kent kimliğine kavuşması ancak MS I. yüzyılda gerçekleşmiştir: MS 41 yılında tahta çıkan İmparator Claudius bölgenin yetkisini, Roma hakimiyetine bağlı kalacak şekilde Kommagene Kralı IV. Antiochos’a vermiştir. IV Antiochos da bu dönemde, aralarında Antiocheia ad Cragum’un da yer alacağı, korsan sığınağı olan bu sarp kayalık bölgede imar faliyetleri başlatmıştır. Bu faliyetler sonucunda iki kent kuruldu, kralın karısının adının verildiği Iotape kenti ve kralın kendi adını verdiği Antiocheia ad Cragumdır. Kentin isminde bulunan Cragum ifadesi, Claudius Ptolemaeus’un aktardığına göre, Antiocheia olarak adlandırılan diğer kentlerle doğacak olan karışıklığı önlemek amacıyla bölgede bulunan Kragos Dağı'nın isminde üretilmiş ve kentin adı bu biçimde şekillenmiştir. Antiocheia ad Cragum, Roma İmparatorluk dönemi boyunca (MÖ 30 – MS 303) Kilikia Eyaleti’nin bir parçası olarak iskân edilmiştir, fakat en yoğun ve en parlak çağını Doğu Roma İmparatorluk dönemi (MS 303 – 1453) boyunca yaşamıştır. Kent özellikle MS IV. yüzyıldan itibaren MS XII. yüzyıla kadar önemli bir Hıristiyanlık merkezi olarak tanımlanmıştır. Antiocheia ad Cragum kentinde bugün gözlemlenebilen yapıların gruplandığı üç kottan bahsedebilmek mümkündür. En yüksek kotta yer alan ve hâlâ gözlemlenebilen kalıntılar sunan yapı, Kuzeydoğu Tapınak’tır. Bu tapınağın bulunduğu alandan alt kotta ise kamusal teras yapısı ile karşılaşılmaktadır. Bu iki yükseltiden sonra daha aşağıda ise kentin merkezine ait yapılarla karşılaşılmaktadır. Anıtsal Kapı, Sütunlu Cadde, Trikonkhos (Üç Yapraklı Yonca) Planlı Yapı, Büyük Hamam, Bouleuteion (Meclis Binası) ve Peristilli Avlu (Sütunlu Koridorlarla Çevrelenmiş Üstü Açık Avlu) gibi yapılar bu alanda yer almaktadır. Kent merkezine ait yapıların bulunduğu kotta, fakat merkeze uzak konumda bazı yapı kalıntıları da günümüzde halen gözlemlenebilir niteliktedir: Doğu Hamam, Bazilikal Planlı Kilise; batı yakada yer alan ve sarp kayalıkların tepesine inşa edilen Nekropol (mezarlık) alanı ve Bizans Kalesi gibi. Tüm bu yapı kalıntılarına ek olarak, kentin konumundan kaynaklı, su ihtiyacınının karşılanması amacıyla çok sayıda su yapısının da inşa edildiğini kentte yer alan Aquadukt (Su Kemeri) ve su sarnıçları kalıntılarından anlamaktayız. Özellikle Kuzeydoğu Tapınak, Antiocheia ad Cragum kentinde kazı çalışmaları başladığı günden beri çalışmaların aralıksız sürdüğü yapılardan biridir. Bu yapıda bugüne kadar tespit edilen tüm yapı blokları mimari belgeleme çalışmalarınca tanımlanmış; tetrastyle prostyle plana sahip bir naos, attik tipte kaideler ile birlikte bu kaidelere binen yivsiz sütun göveleri ve korint sütun başlıkları gibi yapı elemanı kalıntıları tapınağın kimliğini tanıtmaktadır. Özellikle Bizans döneminde işlevini yitiren tapınak alanında bu döneme ait mezarlar ve işlikler tespit edilmiştir. Bu tahribatın neticesinde yapıda gerçekleştirilen mimari belgeleme sonuçları ilgi çekicidir ve 2018 yılındaki çalışmalar neticesinde tespit edilmiştir ki tapınağın stylobatından (zemin) en yüksek noktasına dek yükseklik 8,66 metredir. Ayrıca tapınağın arka ve ön cephelerinin genişlikleri birbirini tutmamaktadır. Antiocheia ad Cragum antik kentinde düzenli bilimsel kazı çalışmaları 2005 yılında farklı ülkeler ve disiplinlerden bilim isanlarının iştiraki ile başlamıştır. Antiocheia ad Cragum antik kenti kazı başkanı Prof. Dr. Michael C. Hoff'un liderliğinde, Nebraska Üniversitesi ile Atatürk Üniversitesi'nin ortaklığıyla günümüzde de devam eden kazı çalışmalarında sadece bilimsel kazılar değil, farklı disiplinlerden çeşitli çalışmalar da sürdürülmektedir. Bunlara örnek olarak Emily Hammerl ve Megan Moore tarafından, kentte ortaya çıkartılan mezarlardan ele geçen iskeletlerin incelenmesi sonucu gerçekleştirilen Paleopatolojik çalışmalar sayılabilir.

Yararlanılan Kaynaklar

2013 Sezonu” Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri - ANMED 12: 6 – 13; Archaeological Research Project: 2018 Season”, Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri - ANMED 17, 2019, 75 – 82; Can, B. ve Hoff, M. (2014). Antiochia Ad Cragum Batı Dağlık Kilikya’da Bir Roma Kenti ve Kazıları, İçinde; Arkeoloji Bölümü 40. Kuruluş Yılı Armağanı Anadolu’nun Zirvesinde Türk Arkeolojisinin 40 Yılı (ss. 373 – 392); Hammerl, E. ve Moore, M. (2020). Pathological Lesions in a Likely Case of Metastatic Carcinoma from Antiochia ad Cragum, Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, 18: 18 – 20; Hoff, H., Townsend, R. ve Erdoğmuş, E (2006). The Rough Cilicia Archaeological Project: 2005 Season, Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri, 4: 99 – 104; Hoff, M. ve Townsend, R. (2005). Dağlık Kilikya Yüzey Araştırması Projesi: Mimari Çalışmalar 2004” Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri: 129 – 133; Hoff, M., Howe, T., Asena Kızılarslanoğlu, H. ve Townsend, R. (2019). The Antiochia ad Cragum Archaeological Research Project: 2018 Season”, Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri - ANMED 17, 2019, 75 – 82; Hoff, H., Townsend, R. ve Erdoğmuş, E (2006). The Rough Cilicia Archaeological Project: 2005 Season, Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri - ANMED 4: 99 – 104; Mace, G., Moore, M. K. ve Hammerl, E. (2020). Paleopathology: Patellar Shape and Vastus Notch Frequency from the Site of Antiochia ad Cragum, Anadolu Akdenizi Arkeoloji Haberleri - ANMED 18: 31 – 33.