Anavarza Antik Kenti

Doğal ve Kültürel Miras Antik Kent UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi

Günümüzde Adana’nın Kozan ilçesi sınırları içerisindedir. Kent, Ceyhan-Kadirli-Kozan karayolunun 28. kilometre, yolun beş kilometre kadar içerisinde, yakın zamana kadar aynı isimle anılan ancak sonradan adı Dilekkaya olarak değiştirilen modern köyün içinde yer almaktadır. Merkez ilçeye 70 kilometre mesafededir. Anavarza antik kenti, Çukurova’nın kuzeydoğu kesimine hakim ve kuzey-güney yönünde uzanan, batısı çok sarp, kalkerden oluşan yüksek kayalık bir kütlenin dik uçurumlarla biten batı eteğindedir. Doğu-batı yönünde doğal bir yarık, kalker bloğu iki kısma ayırıyor ve doğuya giden antik yol buradan geçmektedir. Anavarza’nın hemen bütün yapılarında bu kayalıklardan çıkarılan kalker kullanılmıştır. Hemen doğusundaki Sumbas Çayı’nın taşkınları ve tepelerden taşınan sedimanlarla aşağı şehir 2,5 metre kadar toprak dolgu altında kalmıştır.

Anavarza tipik Akdeniz iklimine ilaveten Çukurova’nın nemli sıcağı ve kayaların özellikle öğleden sonraları bir ayna gibi yansıttığı güneş ışınlarıyla yazları çok sıcak ve kışları bol yağış alan bir iklime sahiptir. Kayalıkların üzerinde toprak birikiminin şiddetli sağanak yağışlar neticesi yıkanırcasına erozyona uğraması birçok kalıntıyı, özellikle de nekropol alanındaki mezar yapılarını açığa çıkardı ve kaçakçılar tarafından tahrip edilmesine sebep olmuştur.

Anavarza, Misis yoluyla Adana ve Yumurtalık’a, kuzey yoluyla Komana ve Kayseri’ye, Sis (Kozan), Feke ve Saimbeyli yoluyla da Kapadokya’ya bağlanmaktadır.

Anavarza adı bilim adamlarınca farklı temellere dayandırılmaktadır. Grekçe olmayan Anavarza isminin kökeni hakkında antik yazarlar bile çelişkili bilgiler vermektedir. Texier; kentin plan şemasını Van Kalesi’ne benzeterek Asur Çağı’na ve Asitawandas ile ilgili olarak bu adı aldığını söylemektedir. Dolayısıyla Geç Hitit döneminden beri kullanıldığı ileri sürülmektedir. Longlois, Anavarza’yı anlatırken Anazarbe ismini kullanarak, tarihteki isimlerinden ise Hain-varza, Hain-zarba, Hain-navzer şeklinde bahsedilmektedir.

Anavarza tarihte karşımıza ilk kez Helenistik dönemde çıkmıştır. O dönemde, hem kalesinin sahip olduğu doğal gücü hem de İç Anadolu’yu Suriye’yle birleştiren yolun üstünde bulunması ve dolayısıyla stratejik konumu nedeniyle Anavarza, önemli bir müstahkem yer ve ticaret merkezi olmuştur. MÖ I. yüzyılın ortalarında Anavarza, başkenti Kastabala-Hierapolis olan küçük ama stratejik bir konuma sahip bir ülkenin, Amanos Dağı’nın Kralı Tarkondimotus’un bir kalesi olmuştur. Bir süre daha Tarkondimotus Hanedanlığı yönetiminde kalan Anavarza, MS 18 yılında Roma topraklarına katılmıştır.

Anavarza, 796 yılında Halife Harun Reşid önderliğindeki Müslüman Arapların eline geçmiştir. 827 yılında Müslümanlar Anavarza’da düzenlemeye giderek, şehri güçlü bir şekilde takviye etmiştir. Anavarza 1100 yılında Alparslan’ın önünden kaçarak Kilikya’ya gelen Ermenilerin eline geçmiştir. I. Toros 1102 yılında Anavarza’yı Kilikya Ermeni Krallığı’nın başkenti yapmış ve kale bu tarihlerde yeniden inşa edilmiştir.

Anavarza, Kilikya Ermeni Krallığı’nın sonu olan, 1375 yılına kadar Ermenilerin kalesi olarak varlığını sürdürmüştür. 1375 yılında Anavarza, Sis ile birlikte Memlukluların eline geçen Anavarza, Memluklular 1375 yılında Küçük Ermenistan Krallığı’nı yıktığında tamamen harap oldu ve antik yerleşim yeri o zamandan bu yana bir daha da kullanılmamıştır.

Yararlanılan Kaynaklar

Buyruk, H. (2011). Sis’i (Kozan) Akdeniz’den Kapadokya’ya Bağlayan Kervan Yolu Kaleleri (Yayımlanmamış doktora tezi). Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü; Salman, İ. (2008). Adana İlçeler Kültür Envanteri II. Adana: Adana Valiliği Yayınları.