Yıldız Parkı

Doğal ve Kültürel Miras Park Alanı

Yıldız Korusu içerisinde, Beşiktaş ilçesinde, Beşiktaş ile Ortaköy arasında, sahilden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselen, Beşiktaş Tepesinin sırt çizgine kadar olan yamaç üzerinde yer almaktadır. Kuzey ve doğu sınırlarını Balmumcu’dan Ortaköy’e uzanan Palanga Caddesi, güney sınırını Ortaköy’den Beşiktaş’a uzanan Çırağan Caddesi oluşturmaktadır. Biri Palanga Caddesi, diğeri de Çırağan Caddesi üzerinde olmak üzere iki ayrı kapısı olan Yıldız Parkı’nın içinde Malta ve Çadır adında iki köşk de bulunmaktadır. Adı konusunda çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Adını, bir rivayete göre III. Selim’in, annesi Mihrişah Valide Sultan için tepede Yıldız adıyla yaptırdığı bir köşkten, diğer bir rivayete göre, II. Mahmud’un gözdesi Yıldız için yaptırdığı köşkten, bir diğer rivayete göre de burada çokça yetişen yıldız çiçeklerinden almıştır.

Beşiktaş, Osmanlı hanedanının yazlık saraylarının ve devlet ileri gelenlerinin sahilhanelerinin bulunduğu bir yer olduğundan burada ve burayı takip eden kıyıda birçok koru özel bir biçimde düzenlenmiş ve bahçeler meydana getirilmiştir. Dolmabahçe’den itibaren Karabali, Beşiktaş, Civankapıcıbaşı, Kazancıoğlu, Hasan Halife ve Bebek Bahçesi adlarını taşıyan bu bahçelerin en ünlüleri Beşiktaş ve Bebek bahçeleriydi. Yıldız Sarayı’nın dış bahçesi niteliğindeki koru ise günümüzde Yıldız Parkı olarak halkın açık ve yeşil alan ihtiyacını gidermektedir. Bugün mülkiyeti İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aittir. Beltur A.Ş. tarafından işletilmektedir. Alanı 46,7 hektardır. 1950’de İstanbul Belediyesi’nin aldığı bir kararla halka açık park haline getirildi.

Yıldız Parkı ve sarayının tarihi hakkındaki kayıtlar Bizans dönemine kadar gitmektedir. Bizans İmparatorluğu’ndan itibaren kayıtlara koruluk olarak yansıyan, İstanbul’un fethinin ardından Kazancıoğlu Bahçesi adıyla anılan arazi, Sultan I. Ahmed (saltanatı 1603-1617) döneminde padişahın Has Bahçe'leri arasına katılması ile hareketlilik kazandı. Bu alandaki yapılaşma da ilk olarak I. Ahmed tarafından başlatıldı ve onun zamanında inşa edilen köşk zaman içinde sultanların avlanma sonrasında istirahat ettikleri bir mekân haline geldi. IV. Murad (saltanatı 1623-1640), bu köşkü kızı Kaya Sultan’a hediye etti. Koru, III. Ahmed’in saltanatı (1703-1730) sırasındaki Çırağan eğlencelerine de şahitlik etti. Sultan III. Selim (saltanatı 1789-1807), bu koruda 1805 yılında babası III. Mustafa için bir çeşme ve validesi Mihrişah Sultan için bir köşk yaptırdı ve bu köşk alandaki yaygın yapılaşmanın başlangıcı oldu. Sultan II. Mahmud (saltanatı 1808-1839) zamanında Yıldız koruluğu, içerisinde düzenlenen ok atışları ve yapılan güreş müsabakaları ile öne çıktı. II. Mahmud 1834’te yine tepede yeni ve küçük bir köşk yaptırdı; köşkü Yeniçeri Ocağı’nı kaldırarak kurduğu Asakir-i Mansure-i Muhammediye birliklerinin talimlerini izlemek üzere kullandı. Sultan Abdülmecid (saltanatı 1839-1861) burada bulunan eski köşk ve yapıları yıktırdı; 1842 yılında annesi Bezm-i Alem Sultan için Kasr-ı Dilküşa adlı yeni bir köşk yaptırdı. Abdülmecid’in bu köşkü yaptırmasıyla, aynı zamanda Beşiktaş Tepesi olarak anılan bu yer, belirgin bir canlılık kazandı. Sultan Abdülaziz’in saltanat yıllarında (1861-1876) geniş anlamda bir yapılaşma meydana geldi; bugün Yıldız Parkı’nın bulunduğu dış bahçeyi oluşturan yerde Malta ve Çadır Köşkleri ile asıl saray kısmında Büyük Mabeyn ve Çit Kasrı inşa edildi.

II. Abdülhamid’in saltanatında (1876-1908) Yıldız Sarayı Osmanlı Devleti’nin son saray-ı hümayunu oldu ve Osmanlı Devleti 33 sene buradan idare edildi. Onun saltanatı sırasında Küçük Mabeyn, harem binaları, Cariyeler Dairesi, Kızlarağası Köşkü, Cihannüma Köşkü, Şale Köşkü, Yıldız (Hamidiye) Camii, Tiyatro, marangozhane, eczane, tamirhane, kilithane, çini atölyesi, kütüphane ve Şehzadeler köşkleri inşa edilerek günümüzdeki Yıldız Sarayı kompleksi ortaya çıktı. Kompleks, II. Abdülhamid’den sonra V. Mehmet Reşad (saltanatı 1909-1918) ve VI. Mehmed Vahdeddin (saltanatı 1918-1922) tarafından kısa süreler için kullanıldı. Cumhuriyet döneminde Yıldız Sarayı kompleksi üçe ayrıldı. Tepe kısmındaki yapılar, yani duvarın üst tarafı Harp Akademisi’ne verildi. 1978’de Akademinin çıkmasıyla bu bölüm Kültür Bakanlığı’na devredildi. Yine duvarın arkasında kuzey yönünde yer alan Şale Köşkü (eski adı Merasim Dairesi), TBMM’ye bırakıldı. Duvarın deniz tarafındaki koruluk ve içindeki Çadır ve Malta köşkleri İstanbul Belediyesi’ne verildi. Böylece, 1941’de Yıldız Sarayı’nı ayıran büyük ara duvarın deniz tarafına düşen geniş koruluk Yıldız Parkı adını alıp Maliye Bakanlığı tarafından İstanbul Belediyesi’ne devredildikten sonra halkın kullanımına açıldı.

İstanbul’un en büyük ve en güzel parklarından biri olan Yıldız Korusu Cumhuriyet’in ilanından sonra uzun yıllar kapalı kaldı. Dr. Lütfi Kırdar’ın teşebbüsüyle bu tarihi korudan faydalanma yoluna gidildi ve vekiller heyetinin kararıyla İstanbul Belediyesi’ne bırakıldı. Bugün Yıldız Parkı olarak adlandırılan Yıldız Sarayı’nın dış bahçeleri Sultan Abdülaziz zamanında Mabeyn Bahçesi olarak kullanıldı. İstanbul Belediyesi’ne ait olan ve Yıldız Parkı adıyla anılan koruluk içinde kalmış, çevreleriyle birlikte özenle yeniden düzenlenen Malta ve Çadır Köşk’ü sarayın dış bahçesine kullanım yoğunluğu kazandırdı. Yıldız Korusunun belediyeye ait kısmı 1950’den itibaren İstanbul Belediyesinin kararıyla halka açık park yapıldı. Bahçecilik uzmanı Lütfi Arif Kanber Çırağan Sarayı arkasında her yıl yıldız çiçeği sergileri düzenledi. 1970’lerde koruluk ve park kaderine terk edildi. Park ve koru özellikle 1979’da Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun (TURİNG) çalışmalarıyla değer kazandı. Malta ve Çadır köşklerinin restorasyonu ve Pembe Sera’nın yapılması, çeşitli oturma yerleri, büfeler, kır kahveleri, özgün çevre düzenlemeleriyle kentliler için bir rekreasyon alanı yarattı. Aralık 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Turing Kurumu ile yapılmış antlaşmaları gözden geçirdi; Turing’in Yıldız Parkı’nda bulunan Çadır ve Malta köşklerinin işletmeciliğini bırakması gündeme geldi. Böylece, 1994 yılında antlaşmanın yenilenmemesi üzerine kullanım hakkı tekrar İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne geçti. Bugün, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Beltur A.Ş. Yıldız Parkı’nda üç tesiste hizmet vermektedir. Bunlar Kır Kahvesi, Malta ve Çadır köşkleridir. Kır Kahvesi, Beşiktaş-Ortaköy Caddesi üzerinde Yıldız Parkı’na girildiğinde solda yer almaktadır. Yıldız Parkı içerisinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz döneminde yapılan, 1940 yıllarına kadar kapalı kalan, 1949-1960 yılları arasında Markiz Pastanesi’ne ev sahipliği yapan, 1982 yılında Yıldız’daki diğer köşklerle beraber Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’na devredilen, 1995 yılında köşkleri devralan İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından esaslı bir restorasyondan geçirilen Çadır Köşkü Beltur A.Ş. tarafından restoran ve kafeterya olarak işletilmektedir. 1941 yılında İstanbul Belediyesi’ne devredilen ve bir ara Turing tarafından işletilen Malta Köşkü de Yıldız Parkı misafirlerine restoran ve kafeterya hizmeti sunmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Batur A. (1985). Yıldız Sarayına İlişkin Bazı Belgeler ve Türkiye’de Belgeleme Çalışmalarının Sorunları. İçinde; TBMM Milli Saraylar Sempozyumu (15-17 Kasım 1984-Yılsız Sarayı Şale Bildiriler) (ss. 90-96). İstanbul; Geçmişteki Yıldız Sarayı (1988). İstanbul: Yıldız Sarayı Vakfı Yayını; Güngör N. (2002). Yıldız Parkı’nda Kullanıcıların Memnuniyet Derecelerinin Değerlendirilmesi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü; Yıldız Sarayı (1994). İstanbul: Yıldız Sarayı Vakfı Yayını.