Uçhisar

Doğal ve Kültürel Miras Örenyeri Sit Alanı

Kapadokya Bölgesi, Antalya Turizm Gelişim Alanları’ndan sonra ülkenin en çok yabancı turist çeken bölgesidir. Uçhisar yerleşimi, Bakanlar Kurulu’nun 1997 yılında aldığı 9985 sayılı kararı ile belirlenen Nevşehir ve Çevresi Turizm Alanı sınırları dahilinde kalmaktadır. Uçhisar, Kapadokya Bölgesi içinde turizm açısından önemli ancak korunması gerekli önemli bir tarihsel, doğal ve kentsel sit alanıdır. Uçhisar’ın korunması gereken özellikleri; kalesi, doğal oluşumlar olan peribacaları ve topografyaya uyumlu yöre mimarisi ile oluşan geleneksel kent dokusudur.

Nevşehir-Göreme yolu üzerinde, Nevşehir’e yedi kilometre uzaklıkta olan Uçhisar, Kapadokya’nın zirvesi, merkezi ve de kapısıdır. Bölge içinde il merkezi Nevşehir birinci, Ürgüp ve Avanos ikinci kademe merkezlerdir. Üçüncü kademe merkezler ise; göreceli olarak daha küçük yerleşme birimleri olan Mustafapaşa, Ortahisar, Uçhisar, Derinkuyu, Kaymaklı, Avcılar ve İbrahimpaşa’dır.

Uçhisar’da kale çevresinde topografik yapı ile uyumlu bir şekilde yerleşen geleneksel kent dokusu ağırlıklı olarak Göreme Caddesi’nin iki yanında yer alıyor. Günümüzde yörede turizmin etkinliğini artırması, yöreye ve yaşama olan ilgi yeni bir hareketlenmeye sebep oldu. Özellikle yabancıların terk edilen veya mevcut konutları alıp onarmaya başlamaları, bazı evlerin de onarılarak pansiyon olarak kullanılmaları yöreyi cazip kıldı. Kesek Meydanı çevresinde ve Kale Meydanı’na açılan sokaklar üzerinde ise ağırlıklı olarak geleneksel el sanatlarından oluşan hediyelik eşyalar satan dükkânlar bulunmaktadır.

Kapadokya Bölgesi’nin üç büyük kaya yerleşiminden biri olan Uçhisar Kalesi (diğerleri Ortahisar ve Ürgüp kaleleri), Roma döneminde mezarlık olarak kullanıldı. Anadolu’nun Pers istilasına uğramasından sonra adı geçen kaleler yerleşim amaçlı kullanıldı. Halk, saldırılardan korunmak için vadilere hakim ve koruması daha kolay olan bu kaya kitlelerine sığındı. Oyulması mümkün olan bu doğa oluşumlarını ihtiyaçlarına göre şekillendirerek uzun yıllar bu oluşumların içinde yaşamlarını sürdürdüler.

Bölgedeki peribacaları gibi ilginç yüzey şekilleri doğanın ürünleriyken yeraltı şehirleri de işgalcilerden kaçan ve sığınma ihtiyacı duyarak derinleri kazan insanların ürünüdür. Asurlular, Hititler, Moğollar, Araplar, Yunanlılar, Romalılar ve Batı Avrupalılar buraları terk ederken gerçeküstü yüzey şekilleri gibi kendi eserlerini, genlerini ve geleneklerini de Kapadokya’da bıraktılar.

Bölgede görsel olarak en önemli doğal ve mimari değer Uçhisar Kalesi’dir. Uçhisar Kalesi hem Erciyes Dağı ve Kapadokya vadilerinin en iyi gözüktüğü yer hem de Erciyes Dağı’nın en önemli, en büyük ve en güzel eseridir. Kale zirvesi aynı zamanda bölgenin panoramik seyir noktasıdır. Yüksekliği güneyden 40 metreyi, kuzeyden 100 metreyi aşan yapısıyla önemli bir odak noktasıdır. Kaleden kuzeye aşağıya bakınca Cevizli Peribacaları, batıda Nevşehir, güneyde ve kalenin hemen önünde yeni Uçhisar yerleşimi, güneybatıda uzaklardan Hasan Dağı zirvesi görülebilmektedir. Ayrıca Uçhisar Kalesi, Erciyes ve Hasan dağlarının birlikte görülebileceği tek yerdir. Kale içerisinde bulunan çok sayıdaki oda birbirine merdiven, tünel ve koridorlarla bağlıdır. Odaların girişlerinde ise tıpkı yeraltı yerleşimlerinde olduğu gibi giriş ve çıkışı kontrol altına almaya yarayan sürgü taşları bulunmaktadır.

Orijinal oluşumu ve kaya oyma mekânları (kayadam) ile ünlü Uçhisar, taş bozulması yönünden ilginç bir örnektir. Uçhisar’ın doğu, batı ve kuzeyinde yer alan bazı peribacaları görsel açıdan büyük önem taşıyor ve yerleşimin en otantik ve korunması gerekli özelliklerinden biridir. Kullanılan yapı malzemeleri benzerdir ve sadece çevreye bağımlı olan ufak değişiklikler söz konusudur. Özellikle taş malzeme, taşların renkleri, sertlik dereceleri bölgeye göre farklılıklar gösterebiliyor. Ortak olan bir husus da yapı tekniğidir. Kapadokya Bölgesi’nde kullanılan taş yapı sistem ve tekniği aynen Uçhisar’da da uygulanıyor. Sadece taş süslemelerinde bazı değişiklikler gözleniyor. Bu değişiklik ve çeşitlilik, yörede çalışan ustaların tarz ve üsluplarından kaynaklanıyor. Yörede taş ustalarının maharetli statik ve estetik anlayışlarının gelişmesi çok iyi çözümler de ortaya çıkarıyor. Bu çözümlerin yanı sıra cephe ve mekân içleri, yapı elemanlarının bezemeleri de özellik gösteriyor. Tescilli yapılar; yörenin en güzel mimari örneklerini gerek plan gerekse öğeleri ve süslemeleri muhafaza eden yapılardır. Sayıca az olmakla beraber en özgün ve zengin yapılardır.

Kentiçi ana ulaşım aksını alanın güneybatısında kalan Adnan Menderes ve Hacı İlbey caddeleri oluşturuyor ve bu iki cadde Belediye Meydanı’yla Göreme Caddesi’ne bağlanıyor. Alan içerisindeki diğer bir önemli ulaşım aksı kaleye erişimi sağlayan ve Hacı İlbey Caddesi’nden kaleye kadar devam eden Çeşme ve Kesek sokaklarıdır. Bu iki sokak aynı zamanda alanın iki önemli meydanı olan Kesek ve Kale meydanlarını birbirine bağlıyor.

Kapadokya’nın merkezi ve zirvesi konumunda bulunan Uçhisar, yaklaşık olarak 1.800 nitelikli yatağa sahiptir. 1968 yılında Kapadokya’nın ilk ziyaretçilerini kabul eden Kaya Otel ile başlayan sonrasında kaya mekânların değerlendirilmesi ile oluşturulan butik otel ve pansiyonlarla devam eden konaklama seçenekleri, 2010 yılına kadar Fransız ve Alman ağırlıklı olmak üzere Avrupalı ziyaretçileri misafir etti.

1995-2010 yılları arasında Uçhisar’da 200’ün üzerinde bina yabancılar tarafından satın alındı ve halen yaklaşık altı ülkeden 100 civarında yabancı yerleşmiştir. Kentte halen çeşitli onarım çalışmaları devam ediyor, bazı adalar birleştirilerek turizm amaçlı onarımlar yapılıyor. Özellikle büyük firmalar tarihi doku içerisinde önemli turizm yatırımları gerçekleştiriyor.

Uçhisar’da son beş yılda Avrupalı ziyaretçi sayısı neredeyse yok denecek kadar azalmıştır. Bölge 2010 sonrasında ağırlıklı olarak Uzakdoğu ve Güney Amerika’dan gelen ziyaretçileri ağırlamaktadır. Kapadokya için 12 ay sezon olduğu düşünüldüğünde Uçhisar’da doluluk oranı yüzde 40-45 civarındadır. Nisan-mayıs ve eylül-ekim ayları en yoğun dönem olup doluluk oranı yüzde 80’lere çıkmaktadır. Uçhisar’ın panoramik üstünlüğü, kaliteli hizmet anlayışıyla birleştiğinden nitelikli konaklama hizmeti oranı yüksektir. Bu nedenle Kapadokya’yı ziyaret eden, ulusal ve uluslararası özel misafirlerin konaklama adresi çoğunlukla Uçhisar olmaktadır.

Yararlanılan Kaynaklar

Tunçer, M. (2014). Tarihi Çevre Yok Olurken, Amasra, Bergama, Kaş, Uçhisar Örnekleri. Ankara: Alter Yayıncılık; UTTA (2006). Uçhisar Koruma Amaçlı İmar Planı, Plan Araştırma Raporu 2006. Ankara: UTTA Planlama Ltd. & Tekaral Ltd. Şti.