Turizmde Psikolojik Dayanıklılık
Kavram Sosyoloji Yönetim ve Organizasyon Psikoloji İnsan Kaynakları Yönetimi
-
2019
Psikoloijk rezilyans (psychological resilience) olarak da ifade edilen ve Türkçeye toparlanma, kendini toparlama gücü, güçlülük, psikolojik güçlülük, dirençlilik, sağlamlık, psikolojik sağlamlık, yılmazlık, dayanıklılık, psikolojik dayanıklılık gibi çeşitli şekillerde çevrilen kavram “Bireyin travma, stres veya olumsuz durumlara hazırlıklı olması, zor durumlara uyum sağlaması ve bu durumlarla başa çıkabilme yeteneği” olarak açıklanabilmektedir. Dayanıklılık kavramı ilk olarak Suzanne C. Kobasa tarafından, bir bireyin stres altında sağlığının ve performansının devam etmesi ile ilişkili bir kişilik özelliği ya da düzeni olarak tanımlandı.
Psikolojik dayanıklılık, psikolojik olarak son derece yıkıcı bir olaya maruz kalan bir bireyin yaşadığı olumsuzluklar ile baş edebilmesi ve bu olumsuzlukların üstesinden gelebilmesine yardımcı olan kişisel pozitif psikolojik kapasitesi olarak tanımlanmaktadır. Dayanıklılık kavramı matematik ve fizik alanından psikoloji alanına transfer edilen bir kavram olarak nitelendirilmektedir. Matematik veya fizik alanında herhangi bir deformasyon sonucu bir cismin formunu kaybetmemesi olarak nitelendirilen dayanıklılık, özellikle klinik psikoloji alanında bireyin herhangi bir travma sonrasında kendini yeniden toparlayabilme yeteneği olarak ifade edilmektedir. Bu açıdan psikolojik dayanıklılık potansiyel travmatik olayları takip eden bir iyileşme ve uyum sağlama süreci olarak ele alınmaktadır. Uzun süreli strese, zorluğa veya kötü davranışlara rağmen normal gelişmeyi sürdüren bireyler psikolojik olarak dayanıklı bireyler olarak nitelendirilmektedir.
Klinik psikolojide travma sonrası yaşanan stres gibi çeşitli hastalıklara neden olan risk faktörlerine odaklanmanın yanı sıra bu gibi olumsuz durumlarda bireylerin sahip oldukları özgüven, zihinsel yetenek, iletişim becerileri gibi kişisel koruyucu faktörler olarak nitelendirilen kişilik özelliklerine odaklanmaya başlanmasıyla yaşanan paradigma değişiminin bir sonucu olarak psikolojik dayanıklılık kavramı bireylerin sahip olduğu bir kişilik özelliği olarak değerlendirilmektedir. Bu kapsamda mutluluk, öznel iyi oluş, iyimserlik, inanç, kararlılık, bilgelik, mükemmeliyetçilik, umut, alçak gönüllülük, yaratıcılık, kararlılık, ölçülülük, kendine güven gibi kişisel niteliklere sahip olan bireylerin psikolojik olarak daha dayanıklı bireyler olduğu belirtilmektedir. Diğer yandan, psikolojik dayanıklılığa ilişkin yapılan çalışmalarda, dayanıklılığın bireylerin sahip olduğu bir kişilik özelliğinden ziyade zaman içerisinde geliştirilebilir bir yetenek olarak görülmesiyle psikolojik dayanıklılık gelişimsel bir süreç olarak ele alınmaktadır. Bireylerin sahip oldukları kişilik özelliklerinin durumdan duruma veya yaşanan olaylar sonucunda değişebileceği ifade edilerek psikolojik dayanıklılık bireylerin yaşadıkları olumsuz durumlar sonucunda bireyin çevresi ile etkileşimi sonucunda dış dünyaya uyum sağlamasına yardımcı olan pozitif bir adaptasyon süreci olarak değerlendirilmektedir.
Pozitif psikoloji alanında yaşanan gelişmelerin beraberinde örgütsel davranış yazınında psikolojik sermayenin bir boyutu olarak ele alınan psikolojik dayanıklılık, bireylerin olumsuz olaylardan sonra kendisini hızlı ve etkili bir şekilde toparlayarak yaşanan duruma uyum sağlayabilmesini içeren dinamik bir süreç olarak tanımlanmaktadır. Örgütsel davranış alanında kendilik algısı, gelecek algısı, yapısal stil, sosyal yeterlilik, aile uyumu ve sosyal kaynaklar olarak altı boyutta ele alınan psikolojik dayanıklılık algısı örgütte çalışanının dış çevresi ile ilişkilerini yürüttüğü aile, çalışma arkadaşları, örgüt vb. gibi çeşitli bağlamlar ile ilişkilerindeki karşılıklı etkileşimlerinde ortaya çıkan çok boyutlu ve dinamik bir kişilik özelliğidir. Bir örgütte psikolojik dayanıklılığı yüksek olan çalışanlar yaşanan değişimlere daha çabuk uyum sağlayabilirler. Bu nedenle turizm sektörü gibi değişimin hızlı yaşandığı sektörlerde psikolojik dayanıklılığı yüksek olan çalışanlar hem değişime daha hızlı uyum sağlayarak kendi performanslarını artırmakta hem de örgütün performansının artırılmasına yardımcı olmaktadırlar.
Referanslar
Basım, H. N. ve Çetin, F. (2011). Yetişkinler İçin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği’nin Güvenilirlik ve Geçerlilik Çalışması, Türk Psikiyatri Dergisi, 22(2): 104-114; Bonanno, G. A. (2005). Resilience in the Face of Potential Trauma, Current Directions in Psychological Science, 14(3): 135-138; Çetin, F., Yeloğlu, H. O. ve Basım, H. N. (2015). Psikolojik Dayanıklılığın Açıklanmasında Beş Faktör Kişilik Özelliklerinin Rolü: Bir Kanonik İlişki Analizi, Türk Psikoloji Dergisi, 30(75): 81-92; Fletcher, D. ve Sarkar, M. (2013). Psychological Resilience: A Review and Critique of Definitions, Concepts, and Theory, European Psychologist, 18(1): 1-33; Luthans, F., Avey, J. B., Avolio, B. J. ve Peterson, S. J. (2010). The Development and Resulting Performance Impact of Positive Psychological Capital, Human Resource Development Quarterly, 21(1): 41-67.