Turizm Mimarlığı

Kavram Mimarlık

Turizm için mimarlık her zaman büyük öneme sahip oldu. Kültürel değerlerin somut karşılıklarından biri olan ve somut-soyut tüm kültürel katmanları bir arada tutan yer ile o yerin mimarisi, turizm faaliyeti ile organik bir ilişkiye sahiptir. Turistik destinasyonların, yerlerin ve mekânların deneyimlenmesinde, turistik ziyaret kadar mimarisinin de ziyaretçilere ne kadar cazip geldiği önemlidir. Turistik ziyaretlerde, bir yerin doğal çevresi kadar yapılı çevresi de deneyimin önemli parçasıdır. Yapılı çevrenin mimarlık, tasarım ve yapı kültürü gibi etmenleri, ziyaretçilerin dikkatini çekmektedir. Mimarlık ürünlerinin yapısal, estetik ve işlevsel unsurları ile özellikle onları biricik kılan nitelikleri turistik cazibeyi artırmaktadır. Bir yerin kültürünü oluşturan sanatsal, tarihsel, etnografik ve toplumsal unsurların, bütünlüklü bir şekilde ziyaretçilere aktarılmasında mimarlık, somut varlığıyla turizmin fiziksel boyutunu oluşturur ve vazgeçilmezdir.

XIX. yüzyıldan günümüze, modern hayatın ortaya çıkardığı çalışma ve serbest (özgür) zaman kavramları, modern bireyin ve sonrasında da kitlelerin turizm ile ilişkisini belirlemektedir. Turizm, modern bireyin tatil yapma, farklı yerleri görme, yeme-içme-eğlenme-dinlenme-keşfetme benzeri gereksinimlerini karşılamak amacıyla uzun çalışma süreleri arasında kısa süreli yer değiştirme hareketliliğinden doğdu. XX. yüzyılın başında ulaşım araçlarındaki gelişmelerin bu hareketlilikteki önemi büyüktür. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra azalan çalışma saatleri ile ücretli tatil hakkını bir turizm etkinliğine katarak farklı yerlerde geçirenlerin sayısının hızla artmasıyla, turizm endüstrisi oluştu; modern insanın dinlenmesi, yenilenmesi ve boş zamanlarını değerlendirmesi için fiziksel ve mekânsal anlamda düzenlemeler yapılmaya başlandı. Tatillerin boş vakit değerlendirme projeleri olarak görülmeye ve üretilmeye başlandığı XX. yüzyılın ikinci yarısında, konaklama yapıları ve turizm yerleşimleri, turizm endüstrisinin önemli bileşenleri haline geldi. Kitlelerin tatil için yer değiştirmeleri ve hareketlilikleri, gelişmekte olan ülkelerin önemli ekonomik kaynakları arasına girdi; kitle turizmi 1960’lı yıllardan itibaren büyük ölçekli turistik düzenlemeleri doğurdu. Konaklama yapılarının ve turizm yerleşimlerinin tasarım, inşa ve kullanımları ile ilgilenen mimarlık aracılığıyla turizm kendi çevre düzenlemelerini, peyzajlarını ve yapı kültürünü yarattı. Turizmin mimarlıkla ve çevreyle ilişkisi 1970’lerden itibaren akademik ve sektörel ortamlarda tartışılmaya başlandı. Özellikle 1980’lerdeki toplu turizm paket turlarındaki artışla, 1990’larda turizme yönelik mekânların, nesnelerin, görsel imajların ve temaların hızlı tüketiminin eleştirisiyle, turizm mimarlığında yerellik, bölgeye özgü kimlik ve kültürel sürdürülebilirlik kavramları gündeme geldi. 1990’lar sonrasında değişen tüketici tercihlerine göre, kitle turizmi bireysel taleplere evrildi; ekoturizm, kültür turizmi, trekking, doğa turizmi, agro-turizm, konferans turizmi, sağlık ve spa-turizmi, spor turizmi gibi yeni turizm türleri ortaya çıktı. XXI. yüzyılın değişen koşullarında, çevresel ve ekonomik olarak daha sürdürülebilir bu turizm türleri arasında kültür turizmi ile birlikte yer bulan mimarlık turizmi de son yılların yükselen eğilimleri arasındadır.

Turizm endüstrisinin gelişimiyle turizm yapı ve yerleşmelerinde ortaya çıkan problemlere ilişkin çözüm arayışları “turizm mimarlığı” kavramını ortaya çıkardı; turizm-mimarlık ilişkisinin bu endüstrinin bir alt alanı olarak tanımlanmasını sağladı. Bu çerçeveden, turizm-mimarlık ilişkisi iki yönden irdelenebilir: Turizmdeki değişmelerden etkilenen ve turizmdeki değişimleri etkileyen bir alan olarak ‘turizm mimarlığı’. Turizm mimarlığının başlıca öznesi olan konaklama yapıları, tipolojik olarak, turizm sektörüne konaklama, eğlenme, dinlenme, yeme-içme ve gezme-görme gibi gereksinimlere hizmet veren yapılı çevrenin, yerleşmelerin, tesislerin ve yakın çevre düzenlemelerinin toplamı olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla, turizm ile bu sektöre mekân sağlayan mimarlık disiplininin bütünleşmesi, konaklama yapısının konumlandığı yerin özelliklerinin sürdürülebilirliği, donatılarının korunması ve geliştirilmesi göz önünde bulundurulması gereken unsurlardır. Öte yandan, turizm faaliyetlerinden biri olan ‘mimarlık turizmi’ mimarlık ürünlerinin turizmine işaret etmektedir.

Her ikisi de ayrı disiplinlere ve faaliyet alanlarına işaret etse de, turizm ve mimarlık bir arada düşünüldüğünde; turizm (alanı) için mimarlık ve mimarlık (alanı) için turizm kavramları ortaya çıkmaktadır. ‘Turizm (alanı) için mimarlık’ kavramı, yerin kültürü, bir yörenin estetik değeri ve turistik niteliğinin mimarlık aracılığıyla artırılması; mimari yapıların nitelikleri ile doğru orantılı olarak artan turistik destinasyonun başarısı, toplumsal ve ekonomik yapılar ile ilişkisi; o yere ait yapılı çevrenin ve binaların oluşturulmasındaki etkiler gibi konuları akla getirmektedir. Mimarlık (alanı) için turizm, ise şu konulara işaret etmektedir: Turizm faaliyetlerinin gerçekleşmesinde hizmet sunan tekil yapı, yapı grubu, yapılı çevrenin tasarımının, inşasının ve sürdürülebilirliğinin sağlanması; yapılı çevre aracılığıyla turistik değerlerin görünürlüğünün ve cazibesinin artırılması; mimarlığın koruma, dönüşüm, sürdürülebilirlik kavramlarıyla birlikte turistik bir değer olarak sunulması mimarlık aracılığıyla yeni çekim noktaları oluşturarak yerin kültürüne katkıda bulunulması; günümüz turizm faaliyetlerinde mimarlık ürününün, küresel bir değere ya da sıradan bir tüketim nesnesine dönüşme olasılıkları.

Modern turizm ve turizm mimarlığı, sosyo-ekonomik ve politik gelişimlere bağlı değişen planlama yaklaşımlarına, yeni işlev gereksinimlerine, yeni tipolojilere ve mimari programlara bağlı olarak dönüşmektedir. Turizmin bir endüstri dalı olarak gelişiminde, temel politik, ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmeler, mekânsal değişimler, turizm politikaları ve stratejileri etkilidir. Turizm-mimarlık ilişkisinde, planlama ve mimarlık uygulamaları, tasarım kararları, kamusal kullanımlar ve teşvikler de araştırma ve tartışmalar için başlıca odak noktalarını oluşturmaktadır. Konaklama endüstrisindeki farklı nitelik ve fiyatta konaklama olanaklarının ortaya çıkmasında etkili olan unsurlar ise şu şekilde sıralanabilir: Nüfus artışı ve demografik yapıdaki değişimler; endüstrileşme ve kentleşme sonucu doğaya ve doğala olan ilginin ve tatil gereksiniminin artması; turizm acentaları, ulaşım yolları ve kitle iletişim araçlarındaki gelişmeler; ekonomik kalkınmadaki ve gelir dağılımındaki değişimler; uluslararası ekonomik ve politik ilişkilerin değişimi; uluslararası ve ulusal turizm politikalarının uygulanması.

Değişen ve gelişen turizm koşullarında, görece yeni bir olgu olarak mimarlığın turizmdeki rolü, mimarlığın turistler ve onların genel turistik deneyimleri üzerindeki etkileri sektörel ve akademik düzlemlerde tartışılmaktadır. Turizm-mimarlık ara kesitinde bu tartışmaların, turizm mimarlığında sürdürülebilir ve ekolojik yaklaşımlar; turistik destinasyonlar ve yapılı çevre; turizm yerleşimleri, yapıları ve mekanları; mimari ürünlerin niteliğinin turizme etkisi; mimarinin turistik çekiciliğe etkileri vb. konularda yoğunlaştığı görülmektedir. Bu konuların, turizmin ve turizm mimarlığının, XXI. yüzyılı bir önceki yüzyıldan farklılaştıran teknolojik, çevresel, ekonomik ve toplumsal koşullarla birlikte düşünülerek, gelecek yıllara ilişkin saptama ve öngörülerle derinleştirilmesi, düşünsel ve uygulama alanlarında entegrasyonun sağlanması, turizmi ve mimarlığını tüketim faaliyetinin nesneleri olmak yerine kültürel üretimin parçası haline getirecektir.

Referanslar

Vukadinović, I. (2011). Architecture in Tourism. -Case of Copenhagen- Visitors’ Perspective (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Helsinborg: Lunds Iniversitesi; Kahvecioğlu, H., ve Ciravoğlu, A. (TURBAN). (2007). Dosya: Mimarlık Turizmi. Turizmin Nesnesi Olarak Mimarlık, Mimarlık, 336: 23-40.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Savaşır, G. (2016). Türkiye’de Turizm ve Mimarlık. İçinde; Z. Tuna Ultav ve G. Savaşır. 50 Yılın Ardından Türkiye’nin İlk Otel – Motel Zinciri TUSAN. İzmir: Yaşar Üniversitesi Yayınları, 25-66.