Turizmin, hızla büyüyen ekonomik sektörlerden biri haline gelmesi, algılanan turist deneyimlerinde yaşanan değişimler ve teknolojik gelişmeler, yeni bir kavramın sıkça tartışılmasına zemin hazırladı. Gerek özel sektör gerekse de kamu sektörü yatırımlarının karışımından doğan ve turistlere hizmet sağlamak amacıyla tasarlanarak inşa edilen fiziki unsurları kapsayan bu kavram; turistik altyapı şeklinde ifade edilmektedir.

Küresel turizm ve seyahat rekabet gücünün önemli bir göstergesi olarak kabul edilen turistik altyapı, turistik bölgelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan tamamlayıcı ve yardımcı ekipmanları, tesisleri, süreçleri, kaynakları ve sistemleri içeriyor. Turizm kaynak sisteminde etkin bir rol oynayan turistik altyapı kavramı, turistlerin ihtiyaç ve beklentilerini, en tatmin edici düzeyde karşılama amacı taşıyan kurum ve kuruluşlar, hizmetler ile bunların faaliyetlerinden oluşan karmaşık bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.

Literatürde, turistik altyapı unsurlarının sınıflandırılması hususunda farklı görüşler sunuluyor. Turistik altyapı kavramının, havaalanı, su, kanalizasyon, cadde ve sokaklar gibi genel altyapı unsurlarından ayrı düşünülemeyeceğini belirten görüşlere ek olarak; kavramın kapsamını genişleterek, dört kategoride incelemenin mümkün olduğu görüşünü savunan çalışmalar da yer alıyor. Buna göre söz konusu kategorilerin ise; fiziksel (oteller, restoranlar, ulaşım, iletişim), kültürel (fuar ve festivaller, yerel sanatsal faaliyetler, yerel yemekler ve yerel dil), hizmet (bankacılık hizmetleri, sigorta ve seyahat acentaları, turist rehberleri) ve yönetişim (hukuk, gümrük ve göçmen sistemi) unsurları tarafından meydana getirildiği belirtiliyor.

Turistik altyapı ve turizmin gelişmesi arasındaki güçlü ilişki, pek çok araştırmacı tarafından kabul görüyor. Bunun bir sonucu olarak, turizm endüstrisinden aldıkları payı artırarak uzun vadeli büyüme hedefleyen destinasyon yetkililerinin, kavrama atfettikleri önem her geçen gün artış gösteriyor. Zira, ülkelerin turistik altyapı düzeyi hem iç hem de uluslararası turizm rekabetçiliğinin güçlendirilmesine katkıda bulunuyor. Buna karşın turistik altyapı eksikliği ise; turizme bağlı istihdam fırsatlarını ve turizm faaliyetlerini kısıtlarken, bölgenin hedeflenen imajını olumsuz yönde etkiliyor ve turizme katılımını engelliyor.