Türk mutfağının Yaşar Kemal’i olarak nitelendirilen Hüseyin Özer, hikâyesi Tokat’ın Reşadiye ilçesinin bir köyünde başlayıp Londra’da İngiliz Kraliyet Ailesine yemek yediren lokantacı olmaya kadar uzanan sıra dışı biridir.

Hüseyin Özer, iş hayatına Ankara’da çengelli iğne satarak, 11 yaşında başlar. Kızılay Meydanı’nda umumi helalarda yatıp kalkar. Karnını doyuracak para kazanamadığı için bir lokantanın mutfağında aşçı yamağı olarak çalışmaya başladı. Ankara’da hayatta kalmayı ve mücadeleyi öğrenince, bu sefer rotayı İstanbul’a çevirdi (1966). Bir yandan çalışırken bir yandan da İngilizce öğrenmeye koyuldu. Askerliğini yaptıktan sonra (1975), biriktirdiği parayla Londra’ya bir otobüs bileti alıp hayatını tamamen değiştirecek yeni bir yolculuğa çıktı. Londra’da önce bir dönercide çalıştı ardından ünlü Sofra Restoran’ı açtı. İlk yıllarda sağlıklı yemekler yapabilmek için iki yıl boyunca yanında iki diyetisyen çalıştırdı.

Kraliyet Ailesi mensuplarından dönemin birçok ünlüsüne kadar herkes Sofra’nın yemeklerini tadmıştır. İngiltere mutfağını değiştiren üç şeften biri olarak anılmaktadır Özer. İngilizlere tüm Osmanlı coğrafyasını kapsayan Ortadoğu mutfağını (Onun deyimiyle Türk mutfağı) sevdiren Özer, Türk yemeklerini sağlıklı, modern ve hijyenik bir şekilde sunmakta, müşteri memnuniyetine verdiği önem ile Türk misafirperverliğini de temsil etmektedir.

1992 yılında Londra’daki mali krizi fırsata dönüştürmeyi başaran Özer, Sofra cafeler ve bistrolar açarak, sofra mutfağını basitleştirilmiş bir şekilde ve daha uygun fiyatlarla müşteri ile buluşturmaktadır. İlk Sofra Cafe Mayfair’de açmıştır. Onu diğer cafeler, bistrolar ve restoranlar izlemiştir. Özer, 1992-1997 yılları arasındaki onlarca lokanta, cafe ve bistro ile Sofra’nın hızlı büyüme dönemini ve altın çağını görmüştür. Özer, cafeleri toptan elinden çıkarmış. 1998’den sonra elinde kalan Mayfair ve Oxford Street’teki 2 restoranına ek olarak zaman zaman yeni restoranlar açıp kapatmıştır. Bunlar arasında 2000 yılında açılan ve 2015 yılında kapanan Özers ayrıcalıklı bir yere sahiptir. Hüseyin Özer Sofra mutfak anlayışı ve menüsünü farklı zamanlarda İstanbul Swissotel (1990-1998), Taksim Cartoon Hotel (2000-2006), Bilkent Otel (2000-2005) ve Karaköy Sofra London (2015) ile farklı zamanlarda Türkiye’ye de taşımıştır.

Türkçe ve uluslararası medyada kendisinden sıkça bahsettiren, akademik dünyada tezlere konu olup Türk mutfağının Avrupa’daki Elçisi sıfatıyla gastro milliyetçilik konusunda örnek gösterilen Hüseyin Özer, Türk mutfağını özüne dokunmadan, yeniden yorumlamakta ve yeni tatlar keşfetmektedir. Bin yıllık geçmişe sahip yepyeni yemeklerle mutfağımızı renklendirmektedir. Kültür hayatımızda küresel bir içtihatçı olan Özer, hafif, sağlıklı ve lezzetli yepyeni Anadolu yemeklerini lokantalarında Anadolu misafirperverliği ve sevgisiyle sunmaktadır.

Özer yaşamını mutfağımızın geliştirilmesine ve tanıtılmasına adayan ve yaptıklarıyla Türkiye’de de restorancılık alanında iz bırakan yaratıcı bir lezzet ustasıdır. Yepyeni şeyler söyleyen, bin yıllık, dünyanın en eski ve en zengin Türk mutfak kültürüne yeni açılımlar getiren biridir. Batı’nın damak zevki ile Türk mutfağının lezzet ustalığını harmanlar, yeni tatlar keşfetmektedir. Neredeyse her gün bir yemek icat eden Özer’in mutfağı, Türk mutfağının araştırma-geliştirme labaratuvarı gibi çalışmaktadır. Bin yıllık geçmişe sahip yepyeni yemeklerle soframızı renklendirir. Başarısının sırrını anlamak çok zor değil: Basit düşünür, farklı bakmakta ve en önemlisi sevgisini, yani yüreğini de yemeğinin içine katmaktadır. Sevgiyle yaptığını yine sevgiyle misafirlerine sunmaktadır. Sürekli değişen ve kendini yenileyen Özer, menüsünde hem balık hem de eti aynı anda bulundurması ile övgü almaktadır.

İlkokul yüzü bile görmeyen ama Westminister Üniversitesinden fahri doktorası bulunan Özer, Akademi’de yetiştirdiği yüzlerce öğrencisine ek olarak, Middlesex Üniversitesinde iş temelli eğitim programında öğrencilere girişimcilik ve restoran işletmeciliği dersleri de vermiştir.

Londra’da dünyaya Türk yemeklerini ve Türk konukseverliğini tanıtıp, yemek yapmayı ve yemeyi bir sanata dönüştüren, Discovery Channel’ın deyimiyle Türk yemeğini dünyaya tanıtan girişimci dehası ile okula gitmediği halde Türkiye’nin ve dünyanın en gözde üniversitelerinde konferanslar veriyor. Keçi çobanlığından dünya çapında restoran patronluğuna ulaşan Özer, sadece girişimci adaylarına değil, girişimcilik eğitimcilerine bile girişimcilik tüyoları fısıldıyor.

Türk mutfağı alanında Michelin yıldızı alan aşçı olduğunu gururla söyleyen ve bir dönem de Michelin Guide’ın restoran değerlendirmeleri için yemek tadıcılığı yapan Özer, İngilizce olarak hazırladığı ve uluslararası dağıtımı yapılan Sofra Cook Book kitabı ile de Türk mutfağını dünyaya tanıtıyor.

Eserleri: Özer, H. (1998). Sofra Cookbook. HarperCollins Publishers Ltd. p. 144.