Okmeydanı Okçular Tekkesi Sergisi

Etkinlik Sergi

(İstanbul, 29 Mayıs 2013)

Tarihinde avcılık ve mücadele amaçlı bir silah olarak kullanılan ok ve yay ikilisinin en eski buluntuları Güney Afrika’daki Sibudu Mağarası’ndadır ve 60 ila 70 bin yıl öncesine tarihlenir. Avrasya’da ise Eskiçağ ile Orta Taş çağı olan 50 ve 10 bin yıl öncesine tarihlenen ok ve yay, tüm klasik medeniyetlerde görülmüştür. At sırtında ok ve yay kullanımı Orta Asya kavimleri ve Amerikan yerli kabilelerince geliştirilmiştir. Orta Asya steplerinden at sırtında Anadolu’ya gelmesi üç bin yıl süren Türk okçuluğu geliştirdiği kendine özgü teknik ve ekipmanları ile bugün UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ndedir. Kendine has C formu ile Türk yayı, yayın etkisini arttırmak üzere uçlarından bükülmüş, akçaağaç, boynuz, hayvansal tutkal ve sinirlerden oluşmuş kompozit yapıdadır. Osmanlı İmparatorluğu’nda zirveye çıkan okçuluk, 1571 İnebahtı Deniz Müharebesi’nin ardından düşüşe geçen at sırtında Türk Okçuluğu, Sultan II. Mahmut tarafından tekrar canlandırılmak üzere bir kitapta derlenmiştir; bu kitap bugün Türk okçuluğunun temel el kitabıdır.

1453’de İstanbul’un fethinin ardından tıpkı diğer Osmanlının diğer yerleşim yerlerinde de olduğu gibi halkın toplanıp ok atıp birlikte dua edebilmesi için seçilen Haliç’e bakan yüksek bir meydan seçildi ve Okmeydanı olarak nam saldı. Fatih Sultan Mehmed’in oğlu Sultan II. Bayezid bu alana Tekye-i Rumât (Atıcılar Tekkesi) olarak adlandırılan bir tekke yaptırdı. Okçuluk öğrencileri olan tirendâzların ok atma talimleri ve halkın toplu dualarının yanı sıra halk tarafından mesire yeri olarak kullanılan meydanın sultanlar tarafından da hususi olarak ok atmak, tirendâzların kabza alma törenlerini yapmak, ziyafetler, törenler, şenlikler ve şehzadelerin sünnet törenlerinin yapıldığı alanlar olarak kullanıldığı saray minyatürlerinde tespit edildi. Bir mescit, mescidi çevreleyen iki katlı hünkâr kasrı, hünkâr mahfili, şeyh odası, meydan odası, mutfak, ambar, türbe, meşk odaları ve mezarlıktan oluşan tekkeden 1896’da geçirdiği büyük depremin ardından geriye sadece 1771 yılında eklenmiş minaresinin kaldığı arazi 2005 yılında korumaya alındı. 2007 yılında başlayan yapının aslına uygun restorasyon çalışmaları 2012’te tamamlandı ve 2013’te Okçular Vakfı Spor ve Eğitim Tesisi olarak hizmete açıldı.

Açılışında dünyaca ünlü okçuların katılacağı bir turnuva olan 29 Mayıs Fetih Kupasına ev sahipliği yapacak olan tesisin restorasyonu İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi tarafından yapıldı. On sekiz bin metrekarelik bir alana inşa edilmiş Okmeydanı ve Okçular Tekkesi’nin ev sahibi olduğu Okçular Vakfı Spor ve Eğitim Tesisi, beş bin metrekarelik kapalı alana sahiptir. 480 koltuk kapasiteli olimpik yarış sahası, sporcu soyunma ve dinlenme odaları, delegasyon ve hakem ofisleri, fitnes salonu, kapalı ok atış sahası, iki eğitim salonu, ok ve yay imalat atölyesi, idari ofisler, VIP, iki büyük toplantı ve konferans salonu, şadırvan, hünkâr köşkü, okçuluk ve okçuluk tarihi kütüphanesi, arşiv, müze ve kafeterya tesisi meydana getiren alanlardır.

Tesis müzesinde piştahta, miyane, hadde, pişrev, havagezi, heki meşk, ibriş gibi oklar, ok çubukları, okluk ağaçlar, puta, menzil, kepaze gibi yaylar, bilek siperi, zihgir, tirkeş, kandil, kubur, sadak örnekleri, yapım alet ve edevatları ile yapım teknikleri, tekke kurucu şeyhi hattat Hamdullah Efendi’nin el yazması Mushaf-ı Şerif’i tıpkıbasımı, Topkapı Saray Müzesine ait XV. ve XVIII. yüzyıllar arasında yapılmış savaş meydanları, solak okçu birlikleri, okçu padişahlar, Okçular Tekkesi, okçu ve yaycı dükkanlarını konu alan Osmanlı Saray minyatürleri, Okmeydanı ve Okçular Tekkesi resim ve fotoğrafları, spor olarak okçuluk ve Cumhuriyet dönemi okçuluk sporu ile ilgili bilgi ve belgeler sergilenmektedir.

Yararlanılan Kaynaklar

http://www.okcularvakfi.org/istanbul-Okmeydani-ve-Okcular-Tekkesi-s-18, (Erişim tarihi: 01. 05.2020); http://www.tirendaz.com/tr/?page_id=169, (Erişim tarihi: 23.04.2020); Klopsteg, P.E. (2016). Turkish Archery and the Composite Bow. Eastford: Martino Fine Books; Sezer, S. ve Özyalçıner, A. (2015). Öyküleriyle İstanbul Anıtları – 1. İstanbul: Evrensel Basım Yayın.

Ayrıntılı bilgi için bakınız

Klopsteg, P.E. (2016). Turkish Archery and the Composite Bow. Eastford: Martino Fine Books.