Nükleer Turizm
Turizm Çeşitleri
-
2024
Nükleer turizm (Nuclear Tourism) veya Atomik Turizm (Atomic Tourism); nükleer enerji, nükleer kazalar ve nükleer teknolojinin tarihine ilişkin alanları ziyaret etmeyi içeren bir turizm türü olarak tanımlanmaktadır. Bu tür bir turizm faaliyeti hem eğitici hem de deneyimsel bir bağlamda değerlendirilmektedir ve özellikle nükleer teknolojinin tarihsel, çevresel ve toplumsal boyutlarıyla ilgilenen ziyaretçilerin katılımıyla şekillenmektedir.
Nükleer Turizm kavramı, 1990 yıllarında ortaya çıktığı ifade edilmektedir. Bu türde bir turizm faaliyetine katılımın motivasyonları; çoğunlukla savaş, suç, felaketler, ölüm, katliamlar gibi “karanlık” sebeplerle ilişkilendirilmektedir. Bunun yanı sıra; bu turizm türü, ünlü bir kişinin mezarını ziyaret etme ya da tarihsel açıdan yüksek anlam taşıyan bir mekâna gitme gibi sebeplerle de tercih edilmeye başlanmıştır. Zamanla bu turizm çeşidine ilgi artmış ve ilgi, söz konusu yerlerin turizm yöneticilerinin bu alanda turistik gelişimi teşvik etmelerine neden olmuştur. Böylece, Karanlık Turizm (Dark Tourism) bağlamında Nükleer Turizm çeşidinin gerçekleştirilmesine olanak sağlayan destinasyonların ticarileştirilmesi ve tanıtımı gündeme gelmiştir.
Karanlık Turizm faaliyetlerine olan ilgide artış görülmekte ve bu artışın, "tarih, miras ve kolektif kimliğin korunması ve sürdürülmesi için bir yol" olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla, nükleer turizm hem tarihsel hem de kültürel değerlerin korunmasına katkıda bulunabileceği düşünülen bir turizm türü olarak öne çıkmaktadır. Özellikle internet kullanımının yıllar içinde belirgin bir şekilde artış göstermesiyle bu tür destinasyonları tanıtan web sitelerinin varlığı, bu destinasyonlara olan ilginin artmasına ve turistik cazibelerinin giderek daha fazla öne çıkmasına sebep olmaktadır. Bu bağlamda, nükleer turizmin tarihsel ve kültürel önemi, somut örneklerle desteklenen destinasyonlar aracılığıyla daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri'nin New Mexico eyaleti, nükleer turizmin başlangıç noktası olarak gösterilmektedir. İkinci Dünya Savaşı sırasında yürütülen Manhattan Projesi çerçevesinde, Robert Oppenheimer liderliğindeki bilim insanları, dünyanın ilk atom bombasını Los Alamos’un dağlık bölgesinde tasarlamış ve bu bombayı yüzlerce mil uzaktaki çöl arazisinde test etmişlerdir. Manhattan Projesi'nin tarihsel başarıları, günümüzde Los Alamos'taki Bradbury Bilim Müzesi'nde sergilenmektedir. Burada ziyaretçiler, savaş dönemine ait siyah beyaz fotoğrafları incelemekte, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombaların tam boyutlu replikalarının yanında fotoğraf çektirerek bu tarihe tanıklık etmektedir. Los Alamos'un yaklaşık yüz mil güneyinde yer alan Albuquerque’deki Ulusal Atom Müzesi, nükleer denemelerin arşiv görüntülerini sunmakta ve Soğuk Savaş dönemine ait füzeler ve bombardıman uçaklarını sergilemektedir. Daha güneyde, Alamogordo yakınlarında bulunan ve dünyanın ilk nükleer denemesinin gerçekleştirildiği alan, ziyaretçilere tarihin bu kritik dönemine yakından tanıklık etme fırsatı sunmaktadır. New Mexico, bu özellikleriyle nükleer turizmde eşsiz bir destinasyon olarak öne çıkmaktadır.
Hiroşima ve Nagazaki, İkinci Dünya Savaşı sırasında, sırasıyla 6 Ağustos 1945 ve 9 Ağustos 1945 tarihlerinde ABD tarafından atom bombalarıyla vurulmuştur. Hiroşima'ya atılan "Little Boy" kod adlı bomba, yaklaşık 140 bin kişinin ölümüne veya ağır şekilde yaralanmasına neden olurken, Nagazaki'ye bırakılan "Fat Man" kod adlı bomba ise yaklaşık 70 bin can kaybına yol açmıştır. Bu saldırılar, savaş tarihinde nükleer silahların kullanıldığı ilk ve tek olay olarak kayıtlara geçmiştir. Bombaların etkileri, yalnızca fiziksel yıkımla sınırlı kalmamış; radyasyon kaynaklı hastalıklar, çevresel tahribat ve toplumsal travmalarla nesiller boyu devam etmiştir. Hiroşima ve Nagazaki şehirlerinde nükleer saldırıların tarihini ve etkilerini anma ve öğrenme amacıyla birçok anıt ve müze bulunmaktadır. Bunlar: Hiroşima Barış Anıtı (Genbaku Dome), Hiroşima Barış Müzesi ve Nagazaki Atom Bombası Müzesi’dir. Ayrıca Hiroşima ve Nagazaki Barış Parkları’nda da anma törenleri düzenlenmektedir. Hiroşima ve Nagazaki; okullar, üniversiteler ve uluslararası kuruluşlar tarafından düzenlenen eğitim turlarının da sıkça tercih ettiği destinasyonlardır. Bu turlar, nükleer savaşın sonuçları ve barışın önemi konusunda farkındalık yaratmayı hedeflemektedir. Bu destinasyonlar, yalnızca Japonya’dan değil dünya genelinden de turistleri kendine çekmektedir. Ziyaretçiler, bu şehirlerde hem tarihle yüzleşmekte hem de barışın önemini daha iyi kavramaktadır. Özellikle Hiroşima, nükleer silahların tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik uluslararası konferanslara ve etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Hiroşima ve Nagazaki, nükleer savaşın yıkıcı etkilerinin anlaşıldığı ve barış mesajlarının yayıldığı önemli destinasyonlar olurken, Nevada Nükleer Test Alanı ve diğer nükleer altyapılar ise bu teknolojinin tarihini ve sonuçlarını anlamak için farklı bir perspektif sunmaktadır. Nevada Nükleer Test Alanı’nda 1951 ile 1992 yılları arasında gerçekleştirilen 925 duyurulmuş nükleer testin etkilerini incelemek için her yıl turlar düzenlenmektedir. Test alanını ziyaret edenler, yeraltı nükleer patlamalarının toprağa kazdığı kraterleri, patlamalar sonucu yıkılmış köprülerin, evlerin ve hatta bir banka kasasının kalıntılarını görmekte; bu patlamaların etkilerini anlamaya çalışan askeri gözlemcilerin izledikleri manzaralara tanıklık etmektedirler. Bunun yanı sıra, Connecticut’taki Groton deniz üssünde sergilenen Nautilus adlı nükleer denizaltı, ziyaretçilere açık hale getirilmiştir. Ek olarak, Florida’da bulunan Peanut Adası’nda Başkan John F. Kennedy için inşa edilmiş nükleer sığınağa yönelik turlar düzenlenmektedir.
Nükleer Turizm bağlamında önem arz eden bir diğer olay “Çernobil Faciası” olarak ifade edilmektedir. Çernobil Nükleer Felaketi, 26 Nisan 1986 tarihinde, Ukrayna’nın Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali’nde gerçekleşen dünyanın en büyük nükleer kazalarından biridir. Santralin dört numaralı reaktöründe yapılan bir güvenlik testi sırasında, tasarım ve operatör hatalarının birleşmesiyle reaktör kontrolden çıkmış, büyük bir patlama meydana gelmiş ve büyük miktarda radyoaktif madde atmosfere yayılmıştır. Çernobil, 1986 yılında yaşanan nükleer felaketin ardından dünyanın en dikkat çeken ve tartışmalı bölgelerinden biri haline gelmiştir. Yıllar içinde, felaketin etkilerini yerinde gözlemlemek ve tarihe tanıklık etmek isteyen ziyaretçiler sayesinde ilgi çeken bir turizm destinasyonu olarak ön plana çıkmıştır. İlk Çernobil turistleri 1990’lı yılların ortalarında destinasyonu ziyaret etmeye başlamıştır. Bu dönemde “Chernobylinterinform” adında bir kuruluş bölgeye yasal olarak turizm faaliyeti gerçekleştiren tek turizm kuruluşu olmuştur. Destinasyon ilk olarak ABD ve Batı Avrupa’dan gelen yabancı turistlere ev sahipliği yapmıştır. Günümüzde Çernobil nükleer bölgesi, Ukrayna İçişleri Bakanlığı tarafından kontrol edilmekte olup, bölgeye giriş yalnızca yetkililere izin verilmekte ve turistler için özel talep üzerine kısa süreli ziyaretler düzenlenebilmektedir. Çernobil ve çevresindeki bazı alanlarda radyasyon seviyeleri hala yüksek olduğu için turistlere tur rehberinin eşlik etmesinin yanı sıra sağlık ve güvenlik gerekliliklerine uyulması zorunlu kılınmıştır.
Referanslar
Atomic Heritage Foundation (2024, 20 Kasım). Erişim Adresi: https://ahf.nuclearmuseum.org/ahf/location/nevada-test-site, (Erişim tarihi: 20. 11. 2024); Gusterson, H. (2004). Nuclear Tourism, Journal for Cultural Research, 8 (1): 23-31; Rosendo, B., Ferreira, D., Viana, R. ve Sousa, B. (2023). Tourist motivations and trends in the current market: a study on atomic tourism, European Journal of Applied Business and Management, 9(4); Yankovska, G. ve Hannam, K. (2014). Dark and toxic tourism in the Chernobyl exclusion zone, Current issues in Tourism, 17(10): 929-939; Yoshida, K., Bui, H. T., ve Lee, T. J. (2016). Does tourism illuminate the darkness of Hiroshima and Nagasaki?. Journal of Destination Marketing & Management, 5(4): 333-340.