Adını Ula doğumlu olan ünlü gazeteci, şair, uluslararası ödüle sahip mimar ve restoratör Nail Çakırhan’ın Ula’nın Akyaka beldesinde kendisi için yaptırmış olduğu evden almaktadır. Çakırhan bu evi, Ula evlerinin geleneksel mimarisine kendi yorumunu ve zevkini katarak, çevre ve doğayla bütünleşik olarak inşa etti. Ancak Çakırhan, hiç mimarlık eğitimi almamıştır ve asıl mesleği gazeteciliktir. Mimariye olan ilgisi 40’lı yaşlarındayken arkeolog olan eşi Halet (Çambel) Çakırhan’a, arazi çalışmaları esnasında eşlik ettiği sıralarda başladı. Yaklaşık olarak 10 yıl yapı projelerinde denetçilik yaptı, mimarlık çalışmalarına ise ilk önce annesinin eski, yerel yöntemlerle inşa edilmiş evini restore ederek başladı ve bu restorasyon için o yörede çalışan iki marangoz ustasından yardım aldı. Ula evlerinin en önemli özelliği ahşap işçiliği (dolap kapakları ve tavan işleri dahil bütün yapı hep oymalı ve süslemeli) olduğundan, bu restorasyon esnasında bölgenin mimarisi için gerekli olan el sanatını da öğrendi ve ardından kendi evini inşa etmeye başladı.

Çakırhan, mimar, ana yüklenici ve şantiye şefi rollerini kendisi üstlenerek, projesi için 1969 yılında kağıt üzerine eskizler çizdi ve evine ait fikirleri ve formları bu eskizlerde kabataslak oluşturarak 1970 yılında evinin inşaatına başladı. Geleneksel yapı ustalarının kullandığı yöntemleri izleyerek uygulamaya koyuldu ve bir yıl süren inşaatın ardından, 1971 yılında evinin yapımını tamamladı. Çakırhan’ın, kendisi için inşa etmiş olduğu bu ev çok beğenildi ve 1983 yılında dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden biri olan Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü'nün sahibi oldu. Çakırhan, mimarlık konusunda herhangi bir eğitim almadığı halde bu ödüle layık görülen tek kişi oldu. Ardından, önce yakın çevresinden (arkadaşlarından ve aile eşrafından), daha sonra otel işletmelerinden ve tatil köylerinin yer aldığı geniş bir çevreden, kendi evine benzer evler yapması için teklifler aldı ve böylece Akyaka Evleri diye adlandırılan ekolün oluşmasını sağladı. Günümüzde, Akyaka’daki bu evlerin hemen hemen hepsinde bu tarz hakimdir. Çakırhan’a ödül getiren evi ise 1998 yılından itibaren kültür ve sanat merkezi olarak hizmet vermektedir.